Türk modacılar, yaptıkları özgün tasarımlarla dünya modasına hızla açılmaya devam ediyor. Rıfat Özbek, Hüseyin Çağlayan, Atıl Kutoğlu, Dice Kayek, Cemil İpekçi gibi modacılar dünyaca ünlü sanatçıları giydiriyor. Bu gelişimin en güzel örneklerinden biri de Türkiye’nin ilk ve tek organik moda tasarımcısı Nejla Güvenç’in başarısı denilebilir. Güvenç, 2011 yılında yatırım bankası Goldman Sachs tarafından desteklenen, Harvard University ve The Wharton School of The University of Pennsylvania tarafından yürütülen ‘10.000 Kadın Girişimci’ projesinde, rol model seçilen tek Türk kadın girişimci oldu.
Aynı zamanda proje için hazırlanan kitapta hikâyesine yer verilen 24 başarılı kadın arasında yer aldı. Tasarımlarını dünyada sürdürülebilir bir yaşam için, üretilirken de, kullanılırken de, yok edilirken de çevre dostu olarak tanımlayan Nejla Güvenç’in yer aldığı kitap, dünyaca ünlü akademik yayınevi Routledge Taylor & Frances Group tarafından 2014 yılında basıldı. Mücadeleci, farklı, uluslararası olan, iş hacmi oluşturan, pazarlama ve insan kaynağı yöneten, işini büyütme başarısı gösteren 24 girişimci kadını “case study” olarak inceleyen kitap, The Wharton School of The University of Pennsylvania’da Joseph H. Lauder Institute’da uluslararası yönetim programı kapsamında girişimcilik dersinde “casebook” olarak okutuluyor.
‘Nejla Güvenç’ isminin kitaba girme öyküsü ise 2011’de Pennsylvania Üniversitesi’nden seçilen 10 bin girişimci kadından biri olduğunu bildiren bir e-mail almasıyla başlıyor. Üniversite araştırma için 15 gün boyunca bir öğretim görevlisiyle, doküman ve çalışmalarını incelemek isteyince, mutluluk ve şaşkınlığı birarada yaşayan Güvenç, “Neden ben? diye düşündüm. Gösterdiğim kararlılık, sektörü olmayan bir alana girmem, bu konuda hacim yaratma çabam ve en önemlisi kriz anında farklı yeni fikirlerle krizden çıkabilme yeteneğim, gösterdiğim mücadele genç girişimci kadınlara örnek model oluşturmuştu. Benim için büyük bir onur, büyük bir mutluluk. Öğrendiğim an kelimeler kifayetsiz kaldı” diyor.
Modacı, 2002’de çıkardığı markası NEJ’i, ‘ekolojik bir serüven’ olarak konumluyor ve tasarımlarında organik malzemeler kullanıyor. Aslında ‘organik’ tanımı ilk olarak beslenmeyle hayatımıza girdi. Gıda sektörüyle karşımıza çıkan ekolojik akım, moda sektörünü de etkisi altına aldı. Son yıllarda ise çevre dostu malzemelerle üretilen giysiler revaçta. Gösterişli gece elbiseleri, smokin ceketler ve t-shirtlerde doğaya duyarlı malzemelerden üretiliyor.
Uzun yıllar bu alanda çalışan Nejla Güven ise organik giyimin sağladığı konforun vazgeçilmez olduğunu dile getiriyor. Bu konforun sebebi kumaşların özelliklerinde gizli. Örneğin bambuda antibakteriyel özellik bulunuyor. Bu özelliğinden dolayı deride alerji yapmıyor ve serinlik hissi veriyor. Vücut terini hızlı emerek ultraviyole ışınlarını kırıyor. Viskonun hammaddesi kayın ağacı. Viskon, teri, pamuktan daha fazla emiyor. Amicor tensel, Anti bakteriyel, hijyenik ve serinletici 200 yıkamada bile anti bakteriyel özelliğini kaybetmeyen, serin tutabilen bir kumaş. Anti bakteriyel olması bakteri ve mantar oluşumunu engelliyor. Kumaşta bu tür doğal malzemelerin kullanılmasıyla doğanın korunmasına destek verilerek, sürdürülebilir tarıma olanak sağlanıyor.
