|

Göçün kadınlarına dair

Suriye''den göç etmek zorunda kalan eğitimli kadınların hikâyelerine çevrilen objektiften güzel bir sergi çıktı. Sabiha Çimen''in hazırladığı Kent Mültecileri serisinde, dokuz farklı kadının kurgulanmış portreleri yer alıyor.

Aysel Yaşa
00:00 - 28/09/2014 Pazar
Güncelleme: 19:35 - 27/09/2014 Cumartesi
Yeni Şafak
Göçün kadınlarına dair
Göçün kadınlarına dair

Galata Fotoğrafhanesi Fotoğraf Akademisi tarafından 2009 yılından bu yana sürdürülen Belgesel Fotoğraf Programı 2012-2013 Dönemi katılımcılarının belgesel çalışmaları Fotoğraf Vakfı Galerisi''nde sergilenmeye başlandı. Belgesel fotoğraf türünde 3 farklı sanatçının bakış açısını yansıtan Belgeler 13/3 sergisinde, özellikle yaşadığımız şehirde teğet geçtiğimiz insanların hayatı merkeze oturtuluyor. Belgesel fotoğrafın farklı üsluplarından oluşan çalışmaları gerçekleştiren Murat Çamca, Özge Sebzeci ve Sabiha Çimen BELGELER 13/3 sergisinde izleyicilere hayatın içinden üç hikâye aktarıyor.

KENT MÜLTECİLERİ

Beklerken isimli sergide Murat Çamca, Afrin, Suriye''deki evlerini terk edip İstanbul''a göçmek zorunda kalan 10 kişilik iki ailenin Küçükçekmece''deki evlerinde sürdürmeye çalıştıkları hayata çeviriyor objektifini. Özge Sebzeci, Peltotay/ Kibar Hanım başlıklı serisinde ''daha kişisel'' bir öykünün izini sürüyor ve 85 yaşındaki Romanya göçmeni anneannesinin yaşamından kesitleri izleyiciyle buluşturuyor.

Sabiha Çimen ise, Kent Mültecileri serisinde Suriye''den İstanbul''a çocuklarıyla göç eden eğitimli kadınların saklı kalan hikâyelerine ışık tutuyor. Sergi dokuz kadının kurgulanmış portresinden oluşuyor. Kadınların en çok ümit ettikleri ve en canlarını yakan hususları fotoğraf altı metinlerle aktarılıyor.

ONLARI TAKİP ETTİM

Fatih''te yaşayan Çimen ''Sokaklarımızda, duyduğumuz seslerde, tabelalarda hemen hepimizin gözlemlediği bir değişim söz konusu. Giderek artan bir Suriyeli popülasyonu. Eğitimli kadınlar artık kebapçılarda, terzi yanlarında ya da kuaförlerde çalışıyorlardı. Bambaşka bir hayat standardına geçen bu insanların hikâyesi zamanla sarsıcı gelmeye başladı, çünkü bu bambaşka bir savaşımdı. Bu sayede hayatlarına girdim ve onları ciddi bir süre takip ettim'' diyor.

Hikayelerine tanıklık ettiği kadınları fotoğraf projesine ikna etmekse hiç kolay olmamış. Çimen, ''Çoğu kez red cevabı aldım. Çünkü korkuyorlardı. ''İstihbarat'' diyorlar ve susuyorlardı. Ancak sonunda ''İstanbul''da yaşamaya devam etmek isteyen kadınlar'' hayat hikayelerini aktarmama razı oldular. İstanbul''da geçici olduğunu düşünen kadınlar fotoğraf vermekten çekiniyor ve yaşadıklarını aktarmaya asla yanaşmıyorlardı. Ancak Suriye''de kendilerine ait hiçbir şeyi kalmayan kadınlar İstanbul''da kalmayı hedefliyorlardı ve diğerlerine nazaran bu kadınlar proje konusunda daha esnektiler'' diyor.

Fotoğraflar aydınlık olamazdı

Portreler kadınların yaşadıkları evlerde ya da yaşadıkları semtlerde çekildi. Kadınları farklı bir teknikle fotoğraflayan Çimen ''Bana göre Suriyeli kadınlar geçis¸ yaptıkları bu bambas¸ka topraklarda apaydınlık bir gökyüzü altında fotogˆraflanamazdı… Fotoğraftaki hikayelere ters düşecek herhangi bir ışık kaynağından bilinçli olarak uzak durdum'' diye de belirtiyor.

10 yıl önce