|

Hazır gıda zincirine meydan okuyor

45 yıldır halk mutfağı konusunda araştırmalar yapan ve arşiv toplayan Hülya Erol, Hazır Alma Kendin Yap! Adını verdiği yeni kitabında salça, reçel gibi artık evde yapılmayan gıdaların nasıl hazırlandığını anlatıyor. Bir yandan da hazır gıda zincirine meydan okuyor.

Harun Karaburç
00:00 - 7/09/2014 Pazar
Güncelleme: 19:26 - 6/09/2014 Cumartesi
Yeni Şafak
Hazır gıda zincirine meydan okuyor
Hazır gıda zincirine meydan okuyor

Uzun yıllar Türk halk mutfağı konusunda araştırmalar yapan ve arşiv toplayan Hülya Erol, Hazır Alma Kendin Yap! İsmini verdiği yeni kitabında mutfaklarımızdaki ürünlerin hazırlanışıyla ilgili ender bulunacak bilgiler aktarıyor. Şehir insanın her şeyi hazır alma alışkanlığına karşı çıkan Erol, hazır gıda zincirlerine meydan okuyor.

Erişte, salça, yoğurt, peynir, tarhana, kefir, sele zeytini, şalgam suyu, turşu hatta ev ekmeği bile nasıl yapılır bir bir anlatıyor Erol. Sağlıklı yetişen bireylerin sağlıklı toplumları oluşturacağını söyleyen Erol, ''Kitabım yayına hazırlandığı günlerde, hazır gıda zincirlerinden birinin önünde bebek arabasındaki çocuğuna oradan aldığı hazır çorbayı içiren anneyi görünce böyle bir kitabı çıkartmanın önemi ve gerekliliğine bir kere daha emin olmuş oldum'' diyor.

Çalışan anneler dikkat

Kitapta yer alan gıda hazırlama yöntemlerini çocukluğundaki gözlemleri ve uygulamalar ile öğrenmeye başlamış Erol. Daha sonra Türkiye''nin çeşitli yörelerindeki halk mutfağı araştırmaları ile arşivini genişletmiş. Çocuklarını ve şimdi de torununu alışveriş merkezlerinden alınan hazır gıdalar ile değil kendi hazırladığı yiyecekler ile büyütüyor. Özellikle çalışan anneler zamanlarının olmadığından yakınarak çocuklarını hazır gıdalar ile besleme yolunu seçiyorlar. Erol, ''Oysaki düşünmüyorlar, çocukları yetişme çağında iken sağlıklarına özen göstermedikleri için şu anda ayırmadıkları zamanlar gelecekte belki de bozulan sağlıklarını onarmak için hastanede geçirecekleri zamana dönüşecektir. Zamanında doğal besinler ile beslenmek, hasta olduktan sonra hastanelere ve ilaçlara harcanan paradan çok daha ucuzdur'' diyerek çalışan annelere çağrıda bulunuyor.

Gıda terörü

Anadolu toprağının çeşitli meyve ve sebzelerin yetişebildiği iklime sahip, verimli topraklar olduğuna dikkat çeken Hülya Erol, geçmişten aldığımız doğal koruma ve kurutma yöntemlerinin yeni nesillere aktarılmasında herkese pay düştüğünü belirtiyor. Salçaların yapıldığı domatesleri, kırmızıbiberleri, reçellerin, şerbetlerin, hoşafların yapıldığı meyveleri seçmeye çalışırken artık karşımıza hormon veya genetiği değiştirilmiş ürün ihtimalinin arttığını söyleyen Erol, ''Tüketici olarak bizlerin de mevsiminde doğal yöntemlerle değil de yapay yöntemlerle 4 mevsim yetişen gıdalara rağbet etmemesi gerekir. Domatesi yetiştiği yaz aylarında tüketip kış mevsimi için salçamızı, sosunu hazırlamıyorsak günümüze hakim olan gıda teröründen şikayet etmeye de hakkımız olmayacaktır'' diyor.

Diş tarhanası

Malzemeler: 500 gram dövme buğday (aşurelik, gendime), 2 litre su, 1,5 kg yağlı süzme yoğurt, 250 gr süt, 205 gr un, 1 yemek kaşığı tuz.

Yapılışı: Yapılışı: Aşurelik buğdayı yıkayın ve üzerinden iki parmak geçene kadar suyun içinde bir gün bekletin. Ertesi gün kabın içindeki suyun yarısını süzdürüp buğdaylarla beraber düdüklü tencereye dökün. Buğdayın üstünden 3 parmak geçene kadar su döküp tuz ilave ettikten sonra tencerenin kapağını kapatın. Buğdaylar pişerken diğer bir tarafta bir kabın içinde sütü ve yoğurdu ezerek karıştırın. Düdüklü tencerede pişen buğdayları geniş bir kaba alarak ılımaya bırakın. Ilıyan buğdayların üzerine yavaş yavaş yoğurt karışımını dökün ve tahta kepçeyle iyice karıştırın. Buğday ve yoğurt iyice yoğrulduktan sonra üstüne ince bir bez örtün ve serin yerde en az dört saat bekletin. Örtünün üzerine un serptikten sonra tarhana hamurlarını unlu avucunuzla ezerek şekillendirin ve örtünün üzerine dizin. Daha iyi kurumaları için gün içinde tarhana hamurlarını tahta bir kaşıkla alt üst edin. Her iki yüzeyi de kuruyan tarhana parçalarını bir bez torbada saklayın.

10 yıl önce