|

İsrail''i kendi silahıyla vurmalıyız

Londra''da yardım kuruluşu Oxfam tarafından İsrail''in Gazze''ye uyguladığı ambargoya dikkat çekmek için bir protesto gösterisi yapıldı. Filistinlilerin hangi koşullar altında yaşadıkları, tahtadan yapılmış dar kutuların içine giren insanlar tarafından sembolize edildi. Bunun gibi dikkat çekici eylemlerle İsrail''e karşı bir algı dalgası oluşturulması gerekiyor.

Rahim Parlar
00:00 - 17/08/2014 Pazar
Güncelleme: 20:20 - 16/08/2014 Cumartesi
Yeni Şafak
İsrail''i kendi silahıyla vurmalıyız
İsrail''i kendi silahıyla vurmalıyız

2008 yılının son günleriydi. İsrail yine katliamlarından birini yapmış, 1,7 milyon Filistinlinin üzerine bomba ve ölüm yağdırmıştı. O zaman da tıpkı bugün olduğu gibi, geniş katılımlı protesto eylemleri yapıldı, içli dualar edildi ve İsrail''e lanetler okundu. İsrail ise yine bildiğini okudu ve hiçbir tepkiye kulak asmadı. İsrail için olan biten basit bir rutinden ibaret... Çünkü yapılan protestolar bir süre sonra kişisel tatminden öteye geçmiyor. Ve bu zulüm bir sonraki saldırganlığa kadar unutuluyor.

Bu vahşetin önüne farklı yollarla geçemez miyiz? Konuyu İstanbul Şehir Üniversitesi Siyaset Bilim ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç Mehmet Akif Kayapınar ile görüştük.

İsrail tarihte belirli ve sık aralıklarla Gazze''ye saldırdı. Binlerce Filistinli hayatını kaybetti. Ve dünya kamuoyu ayağa kalktı, ancak ardı gelmedi...

İslam dünyası, özellikle de Müslüman Orta Doğu son zamanlarda büyük bir türbülanstan geçiyor. Ama bu hareketliliğin yönünü görmeden, kısa vadeli okumalarla hüküm vermekte acele etmememiz gerekiyor. Bu türbülans aslında Birinci Dünya Savaşı sonrası düzenin yıkılışı anlamına geliyor. Yeni bir düzen ne zaman ve nasıl kurulur, bunu bekleyip göreceğiz. Bu noktada Türkiye''ye büyük iş düşüyor. İslam dünyasının umut beslediği son kale, Türkiye… Öyle ki tüm dünyadaki Müslümanlar gözlerini Türkiye''ye dikmiş durumda. Siyasiler diplomatik süreçleri etkin bir şekilde yürütse de Türk halkı ne yapmalı, nasıl hareket etmeli, bunu düşünmeliyiz.

İSRAİL GADDARLIĞI SİLAHIMIZ
Neyi nasıl kullanabiliriz İsrail''e karşı?

İsrail''e karşı askeri bir güç kullanmak ya da ekonomik bir baskı uygulamak şu an için pek mümkün görünmüyor. Lakin elimizde insanlık vicdanını kanatacak doneler var. İsrail''e karşı en büyük silahımız İsrail''in gaddarlığı olmalıdır.

İsrail lobisi bütün dünyada, ama özellikle Amerika''da büyük bir algı operasyonu yürütüyor. Başından itibaren İsrail ve Siyonistler, Hitler Almanya''sının Yahudilere, Çingenelere ve Polonyalılara karşı uyguladığı soykırımın Yahudilere dair olan kısmını kapsamlı bir ''endüstri''ye ve algı inşasına dönüştürmeyi başardı.

Bunu nasıl başarıyor İsrail?

Şunu daima hatırlamalıyız ki, İsrail normal bir ülke değil. Ancak uluslararası alanda kendini normalmiş gibi lanse etmeye çalışıyor. Normalleşmek için işgal ettiği toprağın sahiplerini oradan çıkartıp kendini o toprağın sahibiymiş gibi gösterme gayretinde. Bunu yaparken sadece binlerce Filistinliyi katletmiyor, aynı zamanda kendi lehine son derece stratejik bir algı yönetimi uyguluyor.

KARŞI ALGI UYANDIRMALIYIZ

Dolayısıyla, burada yapılması gereken en önemli şey bir karşı algı dalgası oluşturmak. İsrail''in Gazze operasyonları sırasında ortaya çıkan haklı infiali sürekli kılmak gerekiyor. Çünkü görebildiğim kadarıyla, İsrail kendisine karşı gelişen tepkinin gelip geçici olduğunu biliyor ve bunu kullanıyor.

Karşı algı dalgasını nasıl oluşturulabiliriz?

İsrail''in Gazze halkına karşı işlediği insanlık suçlarını çeşitli araçlarla diri tutmalı, bunların unutulmasına izin vermemeliyiz. Bu minvalde, büyük kentlerimizde, Holokost müzelerine benzer şekilde, ''İnsanlık Suçları Müzesi'' kurulmalı ve Hitlerin Yahudilere karşı işlediği suçlarla, İsrail''in Filistinlilere karşı uyguladığı suçlar yan yana sergilenerek aynı sertlikle telin edilmelidir. Böylelikle Gazze''nin ıstırabı yeni yetişen nesillere de aktarılmış olur. Benzer şekilde, mesela, Gazze''de ölen her bir sivilin bir ağaçla temsil edileceği hatıra ormanları, şehir parklarına dikilen Gazze anıtları, ''Gazze 2014'' markasının (Rabia örneği) gelişmesine ve bu yönde, İsrail''in hiç arzu etmediği bir farkındalığın kalıcı olarak oluşmasına yardımcı olacaktır.

Protestolar uzun vadede işe yarar
İsrail''e karşı düzenlenen eylemlerin, boykotların bir etkisi var mı?

Bu meseleyi kısa ve uzun vade olmak üzere hayata geçirmek gerek. İsrail''e karşı düzenlenen eylemleri, mesajları, ürün ambargolarını, protestoları bir şeyler yapma ihtiyacımızı tatmin eden egosantrik eylemlere dönüştürmeden İsrail''e, attığı her bir insanlık-dışı adımın kalıcı bir maliyetinin olduğunu ve bu maliyetin giderek arttığını hissettirmek gerekmektedir. Tüm bunlar kısa vadede İsrail''i durdurmayabilir, lakin uzun vadede, oluşturduğu suni normal devlet ve sözde hakları algısının kırılmasını sağlayabilir. Elbette burada hedef bir ırkı ya da dini hedef almak değildir. Amacımız, aradaki ince çizgiyi gözeterek, Musevi vatandaşları nefret sarmalından uzak tutmak, insanlığa karşı işlenen bu suçu ciddi oranda sergilemek ve sürekli olarak deşifre etmektir.

Kalıcı tepki için İsrail''i iyi tanımalı

? Kalıcı tepkiler verebilmek için stratejimiz ne olmalı?

Meseleyi iyi anlamak, analiz etmek, karşı tarafı her yönüyle iyi tanımak gerekmektedir. Bilgi olmadan uzun vadeli bir stratejik adım atmanız mümkün değildir. Bildiğiniz gibi, 19. Yüzyılda İslam dünyası ile batı dünyası arasındaki mücadele, İslam dünyasının sömürgeleştirmesiyle sona erdi. Bu sömürgecilik sürecinde batının en büyük desteği İslam medeniyetine, kültürüne dair sahip oldukları bilgi oldu. Şarkiyatçılık disiplini altında pek çok batılı entelektüel ve ilim adamı İslam''ı ve İslam düşüncesini, sosyolojisini derinlemesine çalıştı. Sonuç olarak ortaya devasa bir bilgi havuzu çıktı. Ve gerektiği zaman da bu bilgiyi kullandılar.

İslam dünyasına ve düşüncesine dair en kapsamlı analiz ve çalışmaların Yahudi bilim adamları tarafından yapıldığı çokça bilinen bir gerçektir. Mesela, modern Türkiye''nin oluşumuna ya da Türk ''modernleşmesine'' dair ilk ciddi ve öncü akademik çalışmayı ABD''deki İsrail lobisinin fikri kanadının büyük ve bilge ağabeyi olan Bernard Lewis''in yapmış olması son derece manidar.

Bizim de İsrail''le ilgili akademik çalışmalar yapmamız mı gerektiğini mi söylüyorsunuz?

İsrail''e İsrail ile cevap vermek için İsrail''in toplum yapısını, sorunlarını, iktisadi durumunu, tarihini, eğitimini, teknolojisini, kültürünü her yönüyle kavramak gerekiyor.

Bu konuda üniversitelere ve entelektüel camiaya büyük iş düşmektedir. Nitelikli bilgi için bu kurumların harekete geçmesi gerekmektedir. Bölgeye dair uzmanlarımız olmalı. Hepsinden önemlisi stratejik bilgi politikası geliştirilmeli ve bu da geniş bir eğitim politikasının içinde işlenmeli. Nitelikli think-tank kurumlarının çoğaltılması şart.

10 yıl önce