|

Kitaplar içinde zaman yolculuğu

Sahafların arasında; eski kitapların, dergilerin, kasetlerin, posterlerin, plakların içinde dolaşırken bize zaman makinesinin içindeymişiz hissi veren Beyoğlu Sahaf Festivali, bu yıl bütün heyecanıyla sekizinci yaşını kutluyor.

Harun Karaburç
00:00 - 21/09/2014 Pazar
Güncelleme: 19:24 - 20/09/2014 Cumartesi
Yeni Şafak
Kitaplar içinde  zaman yolculuğu
Kitaplar içinde zaman yolculuğu

Müzik, sinema, tiyatro gibi çeşitli kültürel faaliyetleri içeren festivaller düzenlendiği her yıl bizi sanata bir adım daha yaklaştırır. Çoğu zaman bir araya gelmesi imkansızları da bir araya getirir bu festivaller. Bu festivallerin dışında ama aslında onlardan çok da uzakta olmayan öyle bir festival var ki bu festivalin katılımcıları da takipçileri de çok farklı. Bu festivalin başrolünde kitaplar var. Kırmızı halısı yok belki ama mutluluk hissi veren kitap kokusu var. Beyoğlu Sahaf Festivali''nden bahsediyoruz. Beyoğlu Belediyesi''nin ve sahafların büyük özverisiyle hayata geçirilen festival bu yıl sekizinci yaşını kutluyor. İlk düzenlendiği yıl 20 sahafın yer aldığı festivale bu yıl 80 sahaf katılıyor. Zaman içerisinde kendini ve gücünü ispatlayan bir festival bu. Yeni baskısını bulmanın imkansız olduğu tek kitaplar, eski baskılar, fotoğraflar, plaklar, posterler, kasetler, dergiler, gazeteler bizi bir zaman yolculuğuna çıkarıyor. Festival değil zaman makinası mübarek. Zihnimizin arka odalarına saklanmış geçmişin izlerini bulduğumuz festivali sizler için gezdik, sahaflarla ve festivale katılanlarla küçük söyleşiler yaptık.

SAHAFLAR ÇARŞISI BİLİNMİYOR

Selami Cansız, 58 yaşında. Yaklaşık 18 senedir kitapçılıkla uğraşıyor. Beyoğlu''nda sahaflar çarşısında kendi dükkanı var. Sekiz yıldır düzenlenen festivale bil fil katılmış. Beyoğlu''ndaki sahafların büyük çoğunluğu bu festivale katılıyor. Cansız, ''Galata''da düzenlendiği zaman pek anlayamadık ne olduğunu ama şimdi sekseni aşan sahaf var burada. Beyoğlu Belediyesi gerçekten bizlere büyük bir hizmet sunuyor. Biz de memnunuz.'' diyor. Festivale katılan sahaflardan belediye herhangi bir ücret talep etmiyor. İnsanların büyük çoğunluğunun Beyoğlu''nda bir sahaflar çarşısından haberdar olmadığına vurgu yapan Cansız, hiç değilse bu sayede kendilerini gösterdikleri için mutlu.

BU BİR HASTALIK

1961 Samsun doğumlu Temel Çelik, 1996''dan beri sahaflık yapıyor. Üniversite yıllarında yeni kitaplar pazarlayan Çelik''in merakı yıllar içerisinde eski kitaplara kayıyor. Yeni kitaplar satmak artık onu doyurmuyor. Bu eski merakı da onu sahaflığa getiriyor. Eskisi gibi para kazanamıyor ama sahaflıktan da kopamıyor Çelik. ''Bu bir hastalık. Nasıl ki sigara tiryakileri bırakmakta zorlanıyorlarsa biz de zorlanıyoruz. Ama bizimkisi iyi bir alışkanlık.'' diyor. Festivale ise beş yıldır katılıyor. Burada satış yapmaktan çok eş dostla bir araya geldiği için memnun. Ona göre festivalin en büyük özelliği festivale katılanlarla dükkana gelenlerin farklı insanlar olması. Çelik, dükkana genelde kırk yaşın üzerindeki insanlar gelirken festivale ise daha çok gençlerin geldiğini söylüyor.

İKİNCİ EL PAZARINA DÖNÜŞTÜ

Sahaflık, incelik gerektiren bir meslek. Bir kere kitaplarla aranızda çok güçlü bağların olması gerekiyor. Bu bağlar da çok okumakla kuruluyor. Elinize geçen üç beş eski kitabı bir dükkana doldurup hadi ben sahaflık yapayım diyemezsiniz. Lütfi Bayer, Babil Sahaf olarak 25 yıldır bu işi yapıyor. Festivale de tam yedi yıldır katılıyor. Festivalin ticari kaygılarla ikinci el kitap pazarına dönüştüğünü söyleyen Bayer, sahafiye işi yapmaya çalışanların çoğaltılmasıyla ve bu tarz festivallere katılımların artmasıyla bu sorunun çözülebileceğine işaret ediyor.

İlk gün müdavimi uğrar

Günay Mete, Patika Sahaf olarak dördüncü kez katılıyor festivale. ''İlk gün çok keyifli başladı. Yoğunluk hafiften kendini hissettiriyor. Genelde festivale ilk günler müdavimler gelir. Onlar ne var ne yok bir bakarlar. Aslında daha biz dün yerleşmeye başlarken bile onlar buradaydılar'' diyor. Sahaflığa sokaklarda kitap satarak ''korsan değil ikinci el kitap'' başlayan Mete, bu tarz festivallerin zaten çok para kazandırmayan bir meslek olan sahaflığın daha iyi bir yere taşınmasında etkili olduğunu söylüyor. Sahaflığı keyif alarak yapan Mete, aradan para gibi maddi şeylerin çıkmasıyla sahaflığın kendisini maneviyata biraz daha yakınlaştırdığını ve nefsini bu şekilde terbiye edebildiğini aktarıyor. Taksim, İstanbul''un en kozmopolit yerlerinden biri. Dolayısıyla festivale de o kadar farklı insanlar geliyor.

Farklı insanlar tanıyoruz

Gökhan Yörük, Siyah Kalem olarak Ankara''da sekiz yıldır sahaflık yapıyor. Dört yıldır Sadece festival için İstanbul''a gelip gidiyor. İstanbul okuyucusuyla ve farklı insanlarla tanışmaktan memnun olduğunu söyleyen Yörük, ''Buranın katılımcı profili çok dağınık, farklı insanlar geliyor. Bu işin profesyoneli de geliyor, sıradan vatandaş da geliyor merak edip. Her gelen de iyi kötü, kendine göre beğendiği bir şeyleri alıyor. İkinci el kitap satışı festivalin yüzde yetmişini oluşturuyor. Sahafa gelen müşteri de her zaman nadir eserler arayacak değil. İkinci el satış pazarı gibi algılanması bence yanlış bir şey değil. İnsanlar hem ucuz kitaplar bulacak hem de pahalı kitabın ne olduğunu görecekler.'' diyor.

HEYECAN VERİCİ

Roma Sahaf olarak Kadıköy''de sahaflık yapan Alp Ejder Kantoğlu, aslında klasik filolog. Aynı zamanda Tarih dergisinde yazılar yazıyor. Yaklaşık 25 yıldır da sahaflık yapıyor. Üniversite yıllarında başlıyor sahaflığa. Festivale ilk defa bu yıl katılıyor. Kantoğlu, ''Fuar olarak şaşırtıcı değil ama buranın farklı bir havası var yine de. Heyecan verici. Bazı şeyler yapıldığı günden sonra efsaneleşiyor. Beyoğlu festivalinin de böyle bir tarafı var. Tam sahaf müşteri geliyor diye bekliyoruz ve çok da şaşırmıyoruz. Diğer fuarlar da güzel ama burası daha güzel ve farklı.'' şeklinde konuşuyor. Kantoğlu, festivale daha çok İstanbul, tarih ve Türk dili üzerine kitaplar getirmiş.

Kitapla alakası olmayan da geliyor

''Sahaflara zaten gelen yüzleri burada da görmek bizim için çok önemli değil. Bizim için önemli olan kitapla pek haşır neşir olmamış insanları kitapla buluşturmak önemli.'' diyen İsmail İlbey, festivalin kültür hayatımıza olan katkısına değiniyor. Kitap okurunun okumak istediği kitabı nerede olsa bulacağını söyleyen İlbey, sahaflar çarşısının yolunu bilmeyenleri de burada ağırladıkları için mutlu. İlbey, festivale gelenlerin yüzde seksenini birebir tanıyor.

Nostaljiyi seviyorum

Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi öğrencisi Yeter Şeko, kitaplarla içli dışlı ve sahafları da çok seviyor. Hem haberini yapar hem de dolaşırız diyerek arkadaşlarıyla birlikte gelmiş festivale. Özellikle bir kitap aramıyor ama incelediğinde ''beni al'' diyen kitabı alıyor. Şeko, ''Sahaf festivali varken kitap fuarı bana pek çekici gelmiyor. Belki biraz nostalji sevdiğimdendir. Kitabı her okuyanın ona enerji ve duygusal açıdan bir şey kattığını düşünüyorum. O yüzden kitap fuarları çok itici geliyor.'' diyor. Kitap fuarlarının da heyecanı bir başka oluyor elbette. Orada da yeni çıkan kitapları ve yeni baskıları incelemek heyecan verici. Aslında eski yeni fark etmez okuyucunun kitapla buluştuğu her yer güzel ve özel.

Poster ve plak topluyoruz

Kamer Karakuş ve Asena Can, İstanbul Üniversitesi''nde öğrenciler ve beraber üç yıldır festivale katılıyorlar. Kamer, her yıl festivalden eski fotoğraflar, posterler, kitaplar, plaklar alıyor. Asena''nın tercihi genelde fantastik ve çizgi romanlar oluyor. Festival birçok sahafı bir araya getirdiğinden onlar için de çok fazla seçenek oluyor. Festival süresi boyunca nerdeyse her gün geliyorlar. Paraları olmadığı zaman seçtikleri ürünleri başkası almasın diye arkalara saklıyorlar. Asena, ''Elektronik olarak da kitap okuyorum ama ikinci el kitabın hissettirdikleri çok farklı'' diyor,

10 yıl önce