|

Komşuları açken tok yatmıyorlar

Başakşehir ve çevresindeki semtlerde zor koşullarda yaşayan Suriyelileri gören Başakşehirli kadınlar kollarını sıvadılar; onlar muhacir biz ensar diyerek yola çıktılar. Başakşehir Yardım Gönüllüleri platformu Suriyelileri evlerinde ziyaret ediyor, erzak, eşya, soba, eğitim, sağlık… neye ihtiyaçları varsa ne yapıp edip, bulup getiriyorlar.

Yeni Şafak ve
04:00 - 15/02/2015 Pazar
Güncelleme: 18:14 - 14/02/2015 Cumartesi
Yeni Şafak

Suya küçük bir taş attığınızda dalga dalga büyür ya, iyilik de belki böyledir. Yayıldıkça büyür dalgalar. Daha büyük alanlara ulaşır. İşte ilk taşı suya atan Zehra Yumurtacı olmuş. Aklının bir yanı hep Müslüman coğrafyalarda acı çeken ya da ülkemize sığınan mağdur durumdaki insanlarda olan Yumurtacı, Suriye Savaşı başladığında da ülkemize sığınan insanlara yardım için koşmuş. Evleri ziyaret etmiş. O esnada kendisi gibi insanlardan haberdar olmuş. Yardıma koşan, yardım için didinen, karınca kararınca uğraşan… En son Suriyeli bir gazeteci İşıd tarafından esir alındıktan sonra Başakşehir’deki ailesine çok yüklü miktarda yardım gelince, “Bu yardımların bir kısmı da başka muhtaçlara gitse ne iyi olurdu” demiş kendi kendine. Daha önce ismini duyduğu insanların telefon numaralarını bulup aramaya başlamış. “Birlikte hareket etsek, birbirimizden haberimiz olsa, yardımlar doğru yerlere ulaşsa” demiş. Bu çağrısı cevap bulmuş. Fatma Hanım, Zeynep Hanım, Şafak Hanım, Neva Hanım… birbirlerine söylemişler. Bir telegram grubu kurmuşlar. Sayı 118’e ulaşmış. Bir de isim vermişler kendilerine “Başakşehir Yardım Gönüllüleri”. Öncelikleri İstanbul’daki muhacirler. Sebebini şöyle açıklıyorlar: “Yardım dernekleri kamplara ve savaş bölgesine götürüyor yardımları. Sahaya indiğimizde burada derneklerin olmadığını gördük. ‘Buradakilerin komşuları gerektiğinde bir dilim ekmek verebilir ama oradakilere yardım edecek kimse yok' diyorlar. Bu insanlar da çok mağdur. Savaş ortasındakilerden tek farkları sadece başlarına bomba yağmaması” 


NE LAZIMSA GÖTÜRÜYORLAR

Başakşehir Yardım Gönüllüleri’nde her meslekten, her dernekten, her yaştan kadın var. Amaçları Başakşehir ve çevre semtlerdeki çok sayıda Suriyeli sığınmacıya yardım etmek. Şahintepe, Tahtakale, Güvercintepe, Bayramtepe, İkitelli, Ziya Gökalp, Kayaşehir, Başakşehir 1. 2. ve 4. Etaplar, Halkalı, Mehmet Akif mahallesi, Esenler, Bağcılar, Sultançiftliği, Avcılar, Zeytinburnu ve Esenyurt’ta zor durumda olan çok sayıda Suriyeli aileye erzak, ikinci el eşya, kıyafet, soba, yakacak, yorgan kısacası ne lazımsa götürmeye çalışıyorlar. Telegram grubu içinde Neda Şahin, Fatma Özdil, Selma Altun, Zeynep Tülin Demirkıran, Fatma Ergun, Özlem Özderici ve Şafak Arıcan'dan oluşan bir istişare grubu oluşturmuşlar. Gece gündüz aktifler. Çünkü her an ihtiyacı olan bir aile için çağrı gelebiliyor. Geçen ay 500 aileye erzak yardımı yapıldı. Diğer yardımları da sayarsak bu sayı artıyor.


BİZ BURADAYIZ DEMEK İSTİYORUZ

Şafak Arıcan evlere erzak götürdüklerini, evde insanlarla oturup konuştuklarını, ellerini tutup, gözlerinin içine bakarak biz buradayız demeye çalıştıklarını anlatıyor. Arıcan, “Erzak götürdük ama baktık yemek pişirecek tencereleri yok ki. Kuru betonlarda yatıyorlar. Bunun üzerine para toplayıp tencere aldık dağıttık. Tencere götürüyorsun, koyup yemeği pişirecekleri ocak yok. Bir gün gittik iftara 15 dakika kalmış. Evin önünde topladıkları çalı çırpı ile ateş yakmışlar yemek pişirmeye çalışıyorlar. O zaman yemek pişirebilmeleri için ocaklar almaya başladık” diyor. Başakşehir Yardım Gönüllüleri'nin deposu 5. Etap, Aşiyan sitesi C4'te. Bağışları burada topluyorlar.  


Rüyasında okula gittiğini gördü

Başakşehir Yardım Gönüllüleri’nin içindeki doktor, hemşire ve eczacılar da kendi aralarında bir sağlık grubu oluşturmuş. Fatma Özdil, “Bir hastalık durumu olduğunda resmini çekip, tahlillerini, röntgenlerini fotoğraflayıp gönderiyoruz. O branşın uzmanı ‘bana gelsin’ diye çağırıyor” diyor. Fatma Özdil’in yoğunlaştığı alanlardan biri çocukların eğitimi. Başta eğitimin hiç akıllarına gelmediğini anlatan Özdil, Melek ile başlayan okul serüvenin şöyle anlatıyor: “O kadar ihtiyaç içinde okulu hiç düşünememiştik. Battaniye, soba, yorgan peşindeyiz. Bir gün bir ev ziyaretine gittiğimizde annesi Melek’i gösterdi. ‘Bundan başka hiç elbisesi yok. Bunu da çöpten aldım, yıkadım, giydirdim. Bize elbise getirir misiniz’ dedi. Melek’in fotoğrafını gruba attım. Hem kıyafet yağdı. Hem de onun eğitimini üstlenmek isteyen bir aile oldu. Okul hiç gündemimizde yoktu. Araştırdık. Aksa diye Suriyelilerin gittiği bir okul bulduk. Melek o sabah kalkmış annesine ‘Ben bu gece rüyamda bütün evimizin içinin kırtasiye malzemesi ile dolu olduğunu gördüm ve onları bir torbaya doldurdum. Acaba okula mı gideceğim’ demiş. Akşam biz aradık. Melek’i okutmak isteyen bir aile çıktı deyince annesi ağlamaya başladı. Bu olay olunca eğitim direkt bizim gündemimize geldi. Biz şimdi 10 çocuk okutabiliyoruz. Fakat daha fazlasına gücümüz yetmiyor” diye anlatıyor. Eğitim görmesi gereken çok çocuk var. Başakşehir Yardım Gönüllüleri okul işini çözemedik diyorlar ve haklı olarak dertleniyorlar “Bu çocuklar 10 yıl sonra ne olacak”  Özellikle Şahintepe'de Suriyeli nüfusu çok fazla ve eğitim büyük bir sorun. 


Mühendis temizlik yapıyor

Başakşehir Yardım Gönüllüleri birçok Suriyeliye iş de buluyorlar ancak vatandaş olmadıkları için sigortalı işlerde çalışamıyorlar. Düşük ücretlere çalışıyorlar, bazen de çalışıyor ama paralarını alamıyorlar.  Fatma Ergun, “Temizlik için biri aranıyordu. Temizliğe birini tavsiye edebilir miyiz diye Suriyeli düzgün bir aileye gittik. Evde 3 hanım vardı. Bir tanesi hukuk mezunu, biri mühendis, biri de öğretmen. Temizlik için biri arandığını söylediğimizde oturup ağladılar. Biz de onlarla ağladık. ‘Kadın çocuğumun sütü yok, yumurtası yok. Eşim astım hastası ilacı yok’ dedi. Bu ada Allah’ın bir imtihanı. Bu şekilde eğitimli olup hamallık yapan tekstilde çalışan çok kişi var. Sigorta olmadığı için düzgün yerlerde çalışamıyorlar” diyor.


Kek yapmak artık bize lüks geliyor

Gönüllüler bölge bölge ayrılıp gruplar halinde ev ziyaretlerine çıkıyor. “Ev ziyaretleri yaptıktan sonra 3-4 gün kendimize gelemiyoruz. Hastalıklarımızı, sıkıntılarımızı, evde beğenmediğimiz eşyalarımızı, herşeyi unuttuk. Şu yemeği farklı yapalım kendimizi şımartalım diye bir şey yok. Kek yapmayı lüks buluyoruz” diyorlar. Sadece Suriyeliler değil çok mağdur durumda olan Doğu Türkistanlılar, Özbekler, Çeçenistanlılar, Dağıstanlılar, Filistinliler ve Mısırlılara da yardım ediyorlar. Hatta Adeviye meydanında yaralanan bir kadının ameliyatını aralarında para toplayıp yaptırmışlar. Adeviye olaylarında yüzü yanan bir erkek hasta ise maddi olanak sağlanabilirse Türkiye’ye gelmeyi bekliyor. Ancak ambulans uçakla gelmesi gerektiği için gelemiyor.


Suriyeli eşittir dilenci değil

Neda Tayfur Şahin 30 sene önce baba Esed döneminde Türkiye’ye gelmiş bir Suriyeli. Vatandaş olmuş. Başakşehir Yardım Gönüllüleri’nde çalışıyor ve tercüme için yardımcı oluyor. Neda Hanım, “İnsanlar buraları bilmiyor. Tahtakale dediğimizde Sirkeci anlıyorlar. Fotoğrafları gösterdiğimizde şaşırıyorlar. ‘Burası İstanbul mu’ diye soruyorlar” diyor. Başakşehir Yardım Gönüllüleri’nin şikayet ettiği noktalardan biri Suriyelilere olan bakış. Selma Altun, “Suriyelilerin de dilencisi var ama gazetecisi, doktoru, manavı, esnafı da var. Suriyeli eşittir dilenci gibi davranıyor insanlar. Bir de gerçekten yokluk insana her şeyi yaptırabiliyor. Sonuçta bu insanlar fuhuş yapmıyor, hırsızlık yapmıyor. İnanılmayacak koşullarda yaşıyorlar. Eskiden çatı, kömürlük olan yerleri ev fiyatına kiraya veriyorlar. Ev ziyaretlerine gittiğimizde çok değerli, kıymetli,naif insanlar olduklarını görüyoruz. Yardımlar karşısında eziliyorlar. Almak istemiyorlar. Kahroluyoruz. Arkamızı dönüyoruz. Çok ciddi varlıklarını kaybetmişler. Her şeylerini kaybetmişler.” diyor. Felçli bir yaşlı amca ve eşinden de bahsediyorlar. Bir yıldır Türkiye olan karı koca, yardımlarla geçinmeyi kendilerine yediremediklerinden Suriye’ye geri dönmüşler.


Onlar da battaniyesiz uyudu

Zeynep Tülin Demirkıran Bu felaket çok büyük olduğu için Allah bizi biz araya getirdi diyor. En büyük ihtiyaçlardan biri battaniye, yastık. Bunun için soba, yorgan kampanyaları yapmışlar. Bu esnada tanıştıkları Özlem Özderici Kayseri’den 300 yorgan yastık toplamış. O gün ne kadar sevindiklerini hepsi gözlerinin içi gülerek anlatıyor. Çünkü Suriyeli sığınmacıların neler yaşadıklarını en çok onlar biliyor. Düşünün ki battaniye ve yorganı olmayan Suriyelilerin ne hissettiğini daha iyi anlayabilmek için yorganları temin edinceye kadar onlar da evlerinde kombilerini açmamış, üstlerine yorgan örtmemişler. Zaman zaman biriken yardımları Suriye içinde de gönderiyorlar. Geçtiğimiz günlerde İdlib'teki fırın kapanma tehlikesiyle karşı karşıya kalınca 25 ton un toplayıp göndermişler.

#suriye
#türkiye
#mülteci
#suriyeli
9 yıl önce