|

Kömürle değil yemekle hatırlayın

Kara elmas denince aklınıza hangi şehir gelir? Tabi ki Zonguldak. Ancak Zonguldak artık ''kara elmas''la değil birbirinden lezzetli yemekleriyle anılmak istiyor. İlk adımı atan Zonguldaklılar geçen hafta sonu Zonguldak''ta yöresel yemeklerin yer aldığı nefis bir sofra kurdu.

Aysel Yaşa
00:00 - 9/11/2014 Pazar
Güncelleme: 20:30 - 8/11/2014 Cumartesi
Yeni Şafak
Kömürle değil yemekle hatırlayın
Kömürle değil yemekle hatırlayın

Bazı şehirlerin kaderi hiç değişmez. Neyle anıldıysa adı, onunla devam eder namı. Zonguldak da bu tanıma en çok uyan şehirlerden biri. Kara elmas Zonguldak''ın kaderi. Madenler, demir çelik fabrikası, gri gökyüzü, bu şehrin ismi zikredildiğinde aklımıza gelen belli başlı kelimelerden. Geçen hafta şehri makus tarihinden kurtarmak isteyen Zonguldak Valili, İl Kültür Turizm Müdürlüğü ve Batı Kalkınma Ajansı güzel bir projenin ilk adımını attılar. Amaçları, Zonguldak''ı madenden kurtarıp, turizme kazandırmak. İşe ilk olarak mutfaktan başlandı.

YEMEK KÜLTÜRÜNÜ HARMANLAYACAĞIZ

Zonguldak, 1970''lerin izlerini silememiş bir Cumhuriyet şehri. Çarpık kentleşme, ruhtan yoksun binaların yanı sıra olanca ihtişamıyla Karadeniz ve meşhur ormanları. Sonbaharın gelişiyle sarı, kırmızı renklere bürünen ağaçlarla çok güzel bir doğası var şehrin. Turizmin gelişmesi için valilik, yatırımı bu alana kaydırmak istiyor. Zonguldak Valisi Ali Kaban, ''Şehir kültürünü anlatmak için demirden ve kömürden başka bir şeyler aradık'' diyerek yola çıkış nedenlerini konuşuyor. Valiliğin önceliği turizm olduğu için gastronomi de hemen peşi sıra geliyor: ''Gustolar, gurmeler aracılığıyla yerel tatları uluslararası forma nasıl çevirebiliriz diye çalışıyoruz. Zonguldak'ta her yöreden göç almış bir şehir. Oralardan gelen yemek kültürünü de harmanlamak istiyoruz.''

KESTANE REÇELİ Mİ, O DA NE?

Zonguldak''ta orman bol. Kış aylarında ormanlara dağılan köylüleri görmek olağan bir manzara. Zonguldak''ın küçük ama lezzetli bir kestanesi var. Hatta Zonguldaklıların iddiasına göre Bursa''ya da kestane buradan gidiyor. Hala bir orman ürünü olarak herkes tarafından toplanan kestane, Zonguldak''ın işine çok yarayacak gibi. Kestane reçeli, bu şehirde tadabileceğiniz güzel lezzetlerden biri mesela.

DENİZ KÜLTÜRÜ TURLARI DÜZENLENECEK

Öte yandan Zonguldak Bülent Ecevit Üniversite''siyle deniz ürünleri üzerine de bir çalışma yürütülüyor. Balığı leziz bu şehirde, gastronomik açıdan yeni istihdam sahaları açılması da planlar arasında. Deniz kültür turlarını da kapsayan bu deniz turizminin yanı sıra Zonguldak''ta orman içerisinde ağaçların üzerine kondurulacak hayal evler de proje olarak sırasını bekliyor. Orman içinde hayal evler planlıyoruz. Ağaçlara kondurulmuş bu evler turistlerin de ilgisini çekecektir. Deniz kültürü turu da olacak. Vali Kaban ''Burası bir açık hava müzesi. Kömürün ilk çıktığı yer burada. Turizm altyapısını daha da geliştirmek niyetindeyiz'' diye de belirtiyor.

Hasan Kuru pideler de kuru

Peki, neler var Zonguldak mutfağında? Nerelerde ne yenilir? Malay, pırasa çorbası, cevizli kömeç, beyaz baklava, kiren çorbası, beddam mancar yemeği, pirinçli börek Zonguldak denince akla gelen yemeklerden. Ereğli''deki Musa''nın Yeri, hem konumu hem de leziz deniz ürünleriyle meşhur. Bakla çorbası enfes, kabak tatlısı dehşet. Deniz ürünlerini denize sıfırda bir yerde yemek isteyenler için ideal. Karadeniz''e geldik, bir de pide yiyelim derseniz de bu kez adresimiz 40 yıllık Pideci Hasan Kuru. Hala ocağın başında duran, pideleri kendi elleriyle pişiren Kuru, malzemeden kaçmıyor. Özellikle kapalı pidesi, lezzeti ve gevrekliğiyle dillere destan. Zonguldak merkezde ise deniz ürünleri için Büyük Kulüp''e gidilebilir.

Manda sütü Aynur Abla'dan sorulur

Kaybolmaya yüz tutan Zonguldak yemek kültürünün izini Osmanlı''nın çileğinin ana vatanı Karadeniz Ereğli''de, merkezde, Devrek''te ve Çaycuma''da sürmek isteyenler kendilerine böyle bir rota çizebilirler. Devrek''te bastonlarıyla meşhur çarşıda gezinip, tenekede tavuk yiyebilirler. Çaycuma''da ise Aynur Abla''ya uğramadan dönmek olmaz. Aynur abla, genç bir girişimci kadın. Manda sütünü yeniden dolaşıma sokmak istiyor. Bu yüzden çok maliyetli olmasına rağmen tüm ürünlerini doğal manda sütünden hazırlıyor. Manda peyniri, yoğurdu, yağı yanı sıra manda kavurması da üretiyor. Bunları çevre ilçelerden gelen insanlarla paylaşıyor. Yoğurdu oldukça özel Aynur Abla''nın. Öte yandan dükkanında ev yapımı makarna, tarhana, reçel, zeytinyağı gibi doğal ürünler bulmanız mümkün. Organik değil doğal diyoruz çünkü Aynur Abla ''doğallığa'' inanıyor. İleride soğuk hava zincirlerini kullanarak manda sütünden imal edilen ürünlerini İstanbullulara ulaştırmak istiyor.

9 yıl önce