|

Köstebeklerle konuşmak samimiyet gerektirir

Türkiye’nin gerçek ve animasyon karakterlerin bir arada olduğu ilk dizisi Köstebekgiller-Perili Orman, bu hafta vizyona girdi. Filmin başrol oyuncuları İnci Türkay ve Ruhi Sarı animasyon filminde rol almanın çok zor olduğunu dile getiriyorlar.İnci Türkay “Köstebeklerle konuşmak için samimiyet gerekir” yorumunu yapıyor.

Yeni Şafak ve
04:00 - 1/02/2015 Pazar
Güncelleme: 18:48 - 31/01/2015 Cumartesi
Yeni Şafak

Köstebekgiller- Perili Orman, bütçesi ve çekimleriyle sezonun iddialı çocuk filmlerinden biri. Amerikan sinemasında sıkça gördüğümüz reel karakter ve animasyonun bir arada kullanıldığı teknik, Türk sinemasında ilk ve tek olma özelliği taşıyor. Filmin başrol oyuncuları İnci Türkay ve Ruhi Sarı ile animasyon filminde rol alma tecrübesini konuştuk. 


Köstebekgiller yaklaşık beş yıl dizi olarak çekildi. Şimdi ise beyaz perdeye taşındı dizi ve film arasında çok fark var mı?

İnci Türkay: Açıkçası benim için çok büyük bir fark olmadı. Beş yıldır Pelin’in annesiyim. Diziden farklı olarak aksiyon daha ağırlıklı. İki tane yeni köstebeğimiz var. Oyuncu kadrosu genişledi. Kötü karakterler daha belirgin oldu. 


Ruhi Sarı: Benim için çok farklı. Dizide 15 dk. küçük bölümlerle seyirci ile buluşuyorduk. Hem daha uzun hem de farklı bir macera ve yeni karakterler girdi. Daha renkli ve profesyonel oldu. Bir taraftan da risk taşıyor tabi. Sinema filmi her türlü risk taşır. Sonuçta seyircinin ona göstereceği ilgiye bağlı. Bu biraz daha özel ve farklı bir iş olduğu için ben beğenileceğini düşünüyorum. 


TECRÜBE GEREKİYOR


Türkiye’de ilk defa reel karakterlerle animasyon filminde oynadınız. Oyunculuk anlamında teknik olarak nasıl bir iş?

İnci Türkay:  Biz bu tekniği daha önce çektiğimiz fantastik dizilerde yapıyorduk ancak filmde ilk defa gerçekleştirdik. Çok zor bir alan. Yokluğa ve boşluğa oynayarak oyunculuk yapıyorsunuz. Başka bir oyunculuk tekniği gerektiriyor. Hayal etmeniz gerekiyor. Mesela, boşlukta köstebeği elinizde tutuyorsunuz. Eğer doğru yerleştiremezseniz yapay durur. Kamera açısı bile ona göre. Doğru yere bakmak durumundasınız. Çekimlerin hızlılığı açısından bu alanda tecrübeli olmak da gerekiyor. 


Ruhi Sarı: Oyunculuğun bazı teknikleri var. Görmediğiniz ama orada olduğunu düşündüğünüz ve karaktere ona göre oynamak zaten sizin oyunculuk eğitiminizde aldığınız bir şey. Biz bunu daha karikatür tiplerle oynuyoruz. Daha büyük oynuyoruz. Bizim de hayal dünyamızı geliştiriyor. Oyunculuk eğitimi alırken boşluğa tiratlar çalışıyorsunuz. O yüzden zorlanmadım. Ama yönetmenimiz animasyon bilmeyen oyuncuyla çalışmanın çok zor olduğunu söylüyor. Sebebi de sahtelik kaldıran bir oyunculuk türü değil. 


ANİMASYONDA İMKANLARA GÖRE BAŞARILIYIZ


Türkiye’de yapılan animasyon örnekleriyle yurt dışında yapılanlar arasında ne gibi bir fark var?

İnci Türkay: Açık konuşmak gerekirse teknik açıdan çok ilerideler. Ama ben Köstebekgiller’de çok önemli bir başarıya imza attığımızı düşünüyorum. Çünkü tüylü animasyon karakterlerini yapmak daha zor. Uçuyor, bıyığı ve tüyleri var, silkeleniyor. Teknik anlamda bakıldığında zor bir iş. Teknik olarak batı daha önde ama biz de hiç küçümsenecek bir noktada değiliz çok da başarılıyız. Bu örneklerin devamı gelecektir.  


Ruhi Sarı: Her yıl üç dört tane animasyon film Hollywood’dan Türkiye’ye geliyor. Aynı imkânlara sahip değiliz bir defa. Aynı zamana ve prodüksiyona sahip değiliz. Bir animasyon filmine yurt dışında iki yıl uğraşılıyor. Çizimleri, hikâyesi ve en son aşama çekimiyle. Biz ise böyle bir işi sekiz ay gibi kısa bir sürede yaptık. Aynı şartlara ve imkânlara sahip olsak çok daha iyilerini yaparız diye düşünüyorum. 


AMERİKALILAR ÇOCUKLARLA OYNAMAZ


İkiniz de yıllardır çocuk tiyatrosunda ve çocuklarla ilgili projelerde yer alıyorsunuz. Çocuklarla oynamak bir oyuncu için nasıl bir tecrübe?

İnci Türkay: Zor. Amerikalı oyuncular çocuk veya hayvan temalı rollerde oynamayı tercih etmez. Ben çok isterdim içime sinen ters köşe roller oynamayı ama gelmiyor. Tiyatroda çok başka rollerde oynuyorum. Oyuncuyu tatmin eden ve besleyen de zaten budur. Değişik rollere girmezseniz beslenemezsiniz. Yine de çocuklarla oynamaktan gayet memnunum. Evin tatlı cici kızıyım. Evin iyi ve güzel annesiyim. Yoldan geçerken ‘Aaa İnci Türkay geçiyor” diyen yok, gelip boynuma atlıyorlar. İzleyici çok samimi buluyor. Çocuklar tarafından çok seviliyorsunuz.

Ruhi Sarı: Uzun yıllar çocuk tiyatrosu yaptım. Zaten 4 yaşında bir oğlum var. Çocukların gelişiminde çok önemli bir misyonunuz var. Çünkü onlar sizden çok şey öğreniyorlar. O yüzden dikkatli olmak gerekiyor. Mesela, kötü karakteri canlandırırken bile asla yalan söylememeniz gerekiyor. Yalanın çıkış yolu olduğunu düşünmemeli. 

Başka oyuncular burun kıvırıyor


Çocuk yapımlarında rol almak aslında oyuncuların çok da tercih ettikleri bir oyunculuk türü değil. Neden?

İnci Türkay: Evet, doğru çünkü insanlar burun kıvırıyor. Küçük görüyorlar ve kolay zannediyorlar. Oysa yıllarca çocuk tiyatrosu yaptım, dünyanın en zor işidir. Çocuklarla çalışmak çok zordur. Çok çabuk sıkılırlar. 


Ruhi Sarı: Öyle değil. Hepimiz dönem dönem çocuk tiyatrosundan geçiyoruz. Fakat çocuk tiyatrosu yapmak çok kolay değil. Öncelikle çok vaktinizi alıyor. Okullarla çalışmak hem yorucu hem de gerçekten çocuklara oyun oynamak çok zor. Onlara bir şey anlatmak oldukça güçtür. Bence oyuncular arasında böyle bir ayrım yok. Sadece üretimin az olduğunu düşünüyorum.


İnci Türkay: Ali’nin çevresinde çok ünlüyüm


Ruhi Sarı: Arte beni televizyonda görünce nefret etti


Sizin de çocuklarınız var. Onlar nasıl bakıyorlar bu duruma?

İnci Türkay: Yüzde yüz inanıyorlar. Çok mutlu oluyorlar. Filmde diyelim ben uçuyorum ama o uçamayacağımızı biliyor. Yaptığımızın bir yerde bir masal olduğunun mutlaka altını çiziyoruz. Ali bu mesajları çok güzel aldığı için benim hiçbir zaman sihir yapabildiğime inanmadı.  İzlerken o büyünün içindeyken tamamen kendini kaptırıp keşke böyle şeyler olsa hayallerini kurduğu için bu beni mutlu ediyor. Ali benim bu işi yapmama çok seviniyor, arkadaşlarının da sevdiği bir kimseyim. Onun arkadaş çevresinde çok tanınan biriyim. Çocuklu bir yere gittiğimde bütün çocuklar beni tanıyor. Ali’nin de bu çok hoşuna gidiyor. Benim yaptığım her işi seyrediyor. Müsaitse onu da yanımda götürüyorum. 


Ruhi Sarı: Arte’nin televizyonu algılaması epey vakit aldı. İki yaşına kadar beni televizyonda gördüğünde nefret etti. Televizyonu kapatıyordu. Daha sonra onu setlere götürdüm. O zaman bunun bir oyun olduğunu anladı. Filmi izledikten sonra bana verdiği tepki çok hoştu beğendin mi diye sorduğumda “çok sevdim, ama sen orada kötüsün” dedi. Ben de ona “kötülüğü sana anlatabilmek için kötü adam rolü oynadım” deyince o da bana “biliyorum” dedi. Çocuklar fark ediyor. 


Çocuklarımızın fikrini alırız


Oğlunuzun fikirlerini aldığınız olur mu?

İnci Türkay: Her zaman. Ben evden çıkmadan önce üstümü başımı giyinirken olmuş mu veya uygun mu diye sorarım. Oynadığım dizilerde de fikrini alırım. Çünkü çok inanıyorum iyi niyetli ve saf fikirlerine.  


Ruhi Sarı: Ben Arte ile sürekli oyun oynuyorum zaten. Onun anlattığı hikâyeler bana inanılmaz bilgi veriyor. Araba yarışı oynasak da bana hikâyeler anlatıyor. Bu da izlediği filmler, dinlediği masallar ve oynadığı oyunlardan kaynaklanıyor. Beni de oraya dâhil ediyor ve bana çok şey öğretiyor.


Ruhi bey oğlunuzun filmde küçük bir rolü var. Çocuk oyuncu olmasına sıcak bakıyor musunuz?

Ruhi Sarı: Hangi meslekte mutluysa onu seçmesi için desteklerim. Ama çocuk oyuncu olmasını istemem. İşini severek yaparsa ilerde oyuncu da olabilir. Oyun zamanının çalınmasını istemem çünkü oyun oynarken çok mutlu. 


Samimiyet ve gerçeklik katıyor


Sizin oyunculuğunuza ne katıyor?

İnci Türkay: Samimiyet ve doğallık. Çünkü çocuklarla oynarken rol kestiğinizi hissederlerse onlar da oynayamazlar. Onları doğallığa ve samimiyete inandırmanız lazım. Çok samimi olmalısınız ki onlar da aynı tepkiyi göstersinler. Çocuklarda yalan yok son derece samimiler. O yüzden eleştirilerinde de çok acımasız oluyorlar. Bir çocuk beni görüp de “ay bugün saçın çok çirkin” diyebiliyor. İltifat etmezler, neyse onu söylerler.  


Ruhi Sarı: Mesela 4 senedir kendi oğlumun gelişimiyle birebir ilgileniyorum. Ona karşı tavırlarımda çok dikkatliyim. Yapmadığım veya yapamadıklarım konusunda bahaneler üretmiyorum ve yalan söylemiyorum. Durumu kurtarma yalanları söylemiyorum. Bu işleri yaptıktan sonra da çok iyi anladım ama kendi oğlumdan sonra hayata bakışım değişti.

#inci türkay
#ruhi sarı
#Köstebekgiller-Perili Orman
9 yıl önce