|

Motosiklete sığan hayatlar

Dünyanın en büyük Müslüman nüfusuna sahip ülkesi Endonezya, dinamik insanlarıyla renkli bir ada cumhuriyeti. Başkent Cakarta başta olmak üzere kalabalık kentlerin yaşadığı en büyük sorun ise yoğun araç trafiği. Hal böyle olunca ulaşıma alternatif bir çözüm bulan halkın neredeyse tüm hayatı motosiklet üzerinde geçiyor.

Yeni Şafak ve
04:00 - 10/05/2015 Pazar
Güncelleme: 20:24 - 9/05/2015 Cumartesi
Yeni Şafak

Güneydoğu Asya'da yer alan “ada cumhuriyeti” Endonezya, sıcak iklimin canlılığını yansıtan renkli insanları, yemyeşil doğası ve masal diyarlarını anımsatan mimarisiyle dünyanın en çok Müslüman nüfusa sahip ülkesi. Başkent Cakarta, iş hayatının ve yaşamın da merkezi. Telaşlı kalabalıklarla birlikte akşam saatlerine kadar devam eden bir koşturmaca kaplıyor kenti. Trafik soldan işliyor. Yollarda Uzakdoğulu markalara ait lüks araçlar göze çarparken, araç yoğunluğu içinde onlarca motosiklet de hemen dikkatinizi çekiyor. 250 milyondan fazla nüfusa sahip bu ülkede trafikte en kolay hareket edebilmenin


yolu elbette motosiklet kullanmak oluyor.


Kırsal kesimden sürekli göç alan Cakarta'nın nüfusunu ve işçi kalabalığını da dikkate alırsak ulaşıma alternatif bir çözüm bulan Endonezyalıların hayatı motosiklet üzerinde geçiyor.



YARIŞ DEĞİL, RUTİN MANZARA


Bir motosiklete tüm yaşamlarını yükleyen insanlar arasında işe yetişmeye çalışanı, okula giden üniformalı çocukları, hatta annelerinin kucağında yolculuk eden minik bebekleri bile görmek mümkün. Endonezya'yı ilk kez ziyaret eden bir kişi, trafikte toplu halde bu kadar motosikleti bir arada görünce kendisini yarışın ortasında sanabilir. Herkesin acelesi var, boşa harcanacak bir dakika bile yok gibi. Diğer taraftan çok zengin doğal kaynaklarına rağmen ülkede fakirliğin yaygın olduğu görülüyor. Banliyölerle çevrili başkentin doğusundan merkeze yaklaştıkça gökdelenler belirmeye başlıyor. Alışveriş merkezleri, üniversiteler, bankalar ve finans kurumları yüksek binalarıyla boy gösteriyor.



Camilerin en renkli müdavimi onlar


Geniş kubbeleri, beyaz sütunları, mermer zemini ve kendine has mimarisiyle camiler Endonezya'nın dört bir yanında uzanıyor. Camilerin en renkli üyeleri ise çocuklar. Hello Kitty'li cami takımlarını giyip aileleriyle birlikte saf tutuyorlar. Ezanın okunmasıyla birlikte cami etrafında tatlı bir telaş başlıyor. Öte yandan hacca gitmek isteyen Endonezyalıların uzun yıllar beklemek zorunda kaldığını öğreniyoruz. 250 milyonu aşan nüfusu göz önüne aldığınızda 15 yıl sonra kendi sırasının gelmesini bekleyenler bile var.



İki çocuk için yardım


Nüfusun hızla artması Cakarta yönetimini birtakım önlemler almaya sevk etmiş. Bu kapsamda iki çocuk sahibi ailelere devlet yardımı yapılıyor. Rakam arttığında bu hizmet verilmiyor. Hükümetin bir başka kampanyası ise 18 yaşından önce evlilik yapılmaması. Şimdilik bu, sadece tavsiye niteliğinde bir uygulama. Ülkede 3 milyon 176 bin çocuk yetim. Sokaklarda yaşayan çocuklarla birlikte bu sayı 5 milyona yaklaşıyor. Pek çoğu okula gidemiyor.



Kan ve gözyaşıyla dolu Hollanda işgali


Endonezya'ya ilk ulaşan Avrupalı sömürgeciler Portekizlilerdi. Bu yıllarda içlerinden yerel halkla evlenenler olmuş. O yüzden Endonezyalılardan ayırt edilemeyen Portekizliler yaşıyor hâlen ülkede. Takip eden yıllarda Asya'daki baharat ticaretinden yüzde 400 kazanan Hollanda, Doğu Hint Adaları'nı kazanç merkezine çevirmiş. 1600'lü yıllara uzanan kanlı Hollanda işgali, Endonezya'daki adalarda kendi krallıklarını yürüten liderlerin bir araya gelip ortak mücadele vermesiyle 1942 yılında sonra ermiş. Ancak bundan sonra bayrağı Japonya devralmış, ta ki 1945'te İkinci Dünya Savaşı'nda ağır bir yıkım yaşayıp Endonezya'dan çekilene kadar. Japonya sömürüsü de kanlı olmuş Endonezyalılar için, şiddetli bir demir yumruk inmiş ülkenin üzerine bu yıllarda. 1945'te bağımsızlıklarını ilan etmişler.



Zengin doğu eyaletleri ABD kıskacında


Endonezya, el değmemiş doğa alanlarıyla dünyanın en büyük ikinci biyoçeşitliliğine ev sahipliği yapıyor. Türkiye'den 4 saat ileride. 32 eyaletten oluşan ülkede resmi dil Endonezce. Bin 100 yerel dil konuşuluyor. 13 bin adası var. Bilinen en büyük 5 adası, başkent Cakarta'nın de içinde bulunduğu Cava ile Sumatra, Kalimantan, Sulawesi ve Papua. Adalardan oluşan ülkenin okyanusla ayrılmış olması, ekonomik gelişmenin önünde de önemli bir engel oluşturuyor. Gelişmiş bölgeler başkent Cakarta ve civarı. Batı daha az gelişmiş, bereketli doğal kaynaklara sahip doğu eyaletleri ise gelişim seviyesinin en altında yer alıyor. Batılı ülkelerin gözü de zengin doğuda. Gerek ABD'li firmaların gerekse misyonerlerin en çok ilgi gösterdiği yer de doğudaki Papua Adası olmuş. Merkezi yönetimin etkisinin zayıf olduğu doğuda Hristiyan nüfus fazla. Bunda misyonerlerin ve Vatikan'ın etkisi olduğu konuşuluyor.



'SİZE BAKAN YOK' PROPAGANDASI


Merkezi yönetimin bu bölgelere etki alanı oldukça zayıf. Bunu fırsata çeviren Batı, az gelişmiş ve yeraltı zenginlikleri olan bölgelere gidip “Size bakan bir iktidar yok. Daha farklı bir dine mensup olmalısınız. Müslümanlar size bakmıyor” diyerek durumu kendi lehlerine çevirmeye çalışıyor. Papua madenleri, dünyanın en büyük altın ve bakır üreticilerinden Amerikan Freeport McMoRan şirketinin elinde. Şirket onlarca yıldır Papua'daki zengin altın madenlerini işletiyor. İstatistik kurumu Statista'nın 2014 verilerine göre Endonezya, 3 bin metrik ton ile Avustralya (9 bin 800), Güney Afrika (6 bin), Rusya (5 bin) ve Şili'den


(3 bin 900) sonra dünyanın beşinci büyük


altın rezervlerine sahip.



İTİRAZIN BEDELİ 'AĞIR' OLABİLİR


ABD'nin, maden zengini eyaletlerin ayrı bir devlet olması yönünde propaganda yaptığı belirtilirken, diğer taraftan ülkede doların güçlü etkisi Demokles'in kılıcı gibi başlarında sallanıyor. Doğu eyaletlerindeki madenlerden elde edilen gelirin yalnızca yüzde 1'i düşüyor ülkenin kasasına. Bu, siyasi bir çıkmaz aynı zamanda. “Hükümet anlaşmayı bitirirse bunun bedeli çok ağır olabilir Endonezya halkı için” diyorlar. Yönetime de pek fazla seçenek bırakılmamış gibi görünüyor. Afganistan'ı ve dünyadaki daha birçok Müslüman ülkeyi akıllara getiriyor Endonezya'nın elini bağlayan durum.



Pilavsız asla!


Ülkenin dört bir yanında çeltik tarlalarıyla karşılaşmak mümkün. Pirincin onlarca çeşidi yetiştiriliyor Endonezya'da. Yağsız ve tuzsuz pilavları da var, ağır baharatlarla soslanmış rengarenk pilavları da. Türkler için ekmek nasıl vazgeçilmezse onlar için de pilav öyle. Kahvaltıda da günün diğer öğünlerinde de sofralarından pilav eksik olmuyor. Tatile çıktılarında bile yanlarında pilav yapma makinesi ile kilolarca pirinç taşıyorlar. Endonezya bulunduğu iklim kuşağıyla birlikte Güneydoğu Asya'nın zengin tropikal meyveleriyle de renkli bir ülkesi. Hindistan cevizi ağaçlarıyla sarılı kentlerde, avokado, muz, mangostan, durian, sirsak, salak, ejderha meyvesi, mango ve daha birçok meyve yetiştiriliyor. Arap ülkelerinde “cevafe” adıyla bildiğimiz meyve, burada “guava” adıyla karşımıza çıkıyor. Havanın sıcaklığını ve yüksek nemi göz önüne aldığınızda tropikal meyvelerden hazırlanan karışımlar serinlemeye yetiyor.



Finansal kriz milyonları vurdu


Kırılgan bir ekonomik yapıya sahip olan Endonezya, 1999 yılında ağır bir finansal kriz yaşamış. Ulusal para birimi rupiah, dolar karşısında erimiş. ABD'li finans spekülatörü George Soros'un etkisi burada da konuşuluyor. Krizden önce 7 milyon insan fakirlik seviyesinin altında yaşarken finans sistemindeki ağır hasar sonrası bu rakam 30 milyona kadar dayanmış. Şimdilerde 15 milyona gerilemiş durumda. İlerleyen yıllarda bu sayı azalsa da henüz istenilen seviyeye ulaşılabilmiş değil.



Köylülerin günlük kazancı 1 dolar


Okyanusya'da yer alan ülke, 252 milyon ile dünyanın dördüncü kalabalık nüfusuna sahip. Müslüman nüfus sıralamasında ise birinci. Para birimi rupiah, bize bol sıfırlı Türk Lirası günlerimizi hatırlatıyor. Eğitim genel olarak paralı. Devlet, sağlık hizmetlerinin ise bir kısmını karşılıyor. Endonezya nüfusunun yüzde 10'u köylerde yaşıyor. Toprakların çoğu zenginlerin elinde. Gelirin önemli bir kısmı da toprak sahiplerinin eline geçtiği için köylülerin kazancı günde neredeyse 1 dolardan az. İş imkânlarının olmaması nedeniyle köyden büyük kentlere göçte de artış gözleniyor.






#Cakarta
#Endonezya
#Güneydoğu Asya
9 yıl önce