|

Nöbetçi vatandaş Hüseyin Aksu

Televizyonda gördüğü ya da gazetede okuduğu hiçbir habere kayıtsız kalamayıp hemen kendince çözüm üretiyor. Fikirlerini iadeli taahhütlü dilekçelerle belediyelere, bakanlıklara, valiliklere yani ilgili tüm makamlara gönderiyor. Gece gündüz, işi gücü bu. İşte “Nöbetçi Vatandaş” Hüseyin Aksu.

Emeti Saruhan
00:00 - 22/03/2009 Pazar
Güncelleme: 22:12 - 21/03/2009 Cumartesi
Yeni Şafak
Nöbetçi vatandaş Hüseyin Aksu
Nöbetçi vatandaş Hüseyin Aksu

İçi yetkili makamlara gönderdiği yazışmalarla dolu kocaman çantası ile o valilik senin, bu belediye benim gezen, durmaksızın “vatandaş gözüyle” ülkenin kalkınması için yapılması gerekenleri anlatan Hüseyin Aksu bu aralar çok mutlu. Çünkü geçici de olsa, fikirlerinden biri olan “eski Galata Köprüsü'nün Feshane ile Sütlüce Kültür Merkezi arasına bağlanması” gerçekleşti. Ancak Hüseyin Amca'nın tek projesinin bu olduğunu sanıyorsanız aldanıyorsunuz. Elindeki çanta içinde neler yok ki? Kayıtdışı ekonomi, İslam ülkelerinin dış ilişkileri, askere giden vatan evlatları, çevre gibi hemen hemen her konuda bir fikri ve girişimi olan, neredeyse dilekçe göndermediği makam kalmayan Hüseyin Amca “Bir vatandaş olarak yazı yazmak mecburiyetinde kalıyorum.” diyor.


BİR HABER OKUDU HAYATI DEĞİŞTİ

1946 Giresun Görele doğumlu olan Hüseyin Amca ilkokul mezunu. 1960'da gurbete çıkarak İstanbul Kasımpaşa'ya gelmiş. Burada terziliğe başlamış. 1970'te de kendi dükkanını açmış Osmanbey'de. 1982'den sonra konfeksiyonun gelişmesiyle bir tekstil fabrikasında çalışmaya başlamış. Hüseyin Amca'nın hayatının “Vatandaşlık” rotasına girmesine ise 2004'ün Mart ayında, yani emekli olduğu günlerde, gazetede okuduğu bir haber sebep olmuş. Soya Fasülyesi'ni milyonlarca dolar ödeyerek ithal ettiğimizi öğrenen Hüseyin Amca elinde gazete ile Mısır çarşısına gitmiş ve soyayı bularak nasıl bir şey olduğunu görmüş. Üşenmemiş araştırmalar yapmış, şimdi Soya konusunda bir uzman gibi konuşuyor. “Edirne'ye kadar gidip Tarımsal Araştırma Enstitüsü'nü buldum. Soya uzmanını buldum. Baktım ki sadece soya değil safranı da biz ihraç ederken ithal eder hale gelmişiz. Üstelik genetiğiyle oynamış Soya alıyoruz dışarıdan. Soya yetiştirmek için neresi uygun diye düşündüm. Beykoz'da tarım yapılıyordu. Çantamı, yazılarımı aldım, Beykoz Belediye Başkanı'na gittim. Beni dinledi, sonra muhtarlar toplantısına konuşmacı olarak çağırdılar. Gelip evden aldılar. Halka hitap ettim.”


YAZMAK MECBURİYETİNDEYİM

O günden beri dikkatini çeken her konuda, “bir vatandaş olarak” görüşünü bildiren Hüseyin Amca'nın işi gücü bu olmuş artık. Çevresinde gördüklerine, gazetede okuduklarına duyarsız kalamıyor, sarılıyor kağıda kaleme. “Artık ben normal vatandaş gibi düşünemez hale geldim. Çevreye baktığım zaman yanlışları gördüğümde dayanamıyorum. Yazmak mecburiyetinde, çeşitli konulara eğilmek mecburiyetinde kalıyorum. Belki beni ilgilendirmez ama kayıtsız da kalamıyorum. Fazla eğitimli bir insan değilim, sadece bu benim hissi duygularım. Bütün yazılarım vatandaş gözüyle.” Hüseyin Amca'nın evde elektrikli bir daktilosu var. Bazen de eşe dosta rica edip bilgisayarda yazdırıyor dilekçelerini. Gerekirse göndereceği dilekçeye çizimler de ekliyor. Bunları kendi çiziyor. İlgili makamlara iadeli taahhütlü gönderiyor. Her bir gönderdiği dilekçe ve gelen cevapları ayrı ayrı dosyalıyor.


“ÜŞÜTTÜĞÜNÜ” DÜŞÜNMÜŞLER

Emekli maaşıyla geçinen Hüseyin Amca bu işler için para harcıyor elbet. Ama amacı halka hizmet olduğu için masraflar ona çok gelmiyor. Neredeyse bu durum onda bağımlılık haline gelmiş. “Bırakamıyorum.” diyor. “Az maaş aldığım halde, kıt kanaat geçindiğim halde masraflardan erinmem. 'Sen zor geçiniyorsun. Bu iş için neden para harcıyorsun?' diyenlere 'Sigara içsem neden içiyorsun diye sormazsın. O senin tercihin dersin. Bu da benim tercihim.' diyorum. Ayda 50-60 lira halkım için harcıyorsam helali hoş olsun. Belki bir ekmeğe muhtaç oluyorum ama bunu da bırakamıyorum. Vatandaş olarak gidip kahvede oturamıyorum. İnsanları, halkımı duyarlılığa davet ediyorum.” diyor. Çevresindekilerin duruma alışmaları pek kolay olmamış. “İlk başta bir vatandaşın çabasına pek olumlu bakmadılar” diyor Hüseyin Amca. Ailesi, arkadaşları “Boşa vakit harcıyorsun” demişler. Hatta arkasından “Üşüttü galiba” diyenler bile olmuş. Ama şimdi aldığı tepkiler genelde olumlu.


Vatandaş olarak önerimdir

Hüseyin Amca televizyonda izlediği ya da gazetede okuduğu bir konudan etkilenip kendince çözümler üretiyor ve bu çözümü yetkililer ile paylaşmadan edemiyor. Dilekçelerinin sonuna, “Vatandaş olarak temenni ve önerimdir. Karar yetkililerimizindir” yazıyor.

Tarihi Galata Köprüsü'nün restore edilip, direkler üzerinde Eyüp Sütlüce arasına yerleştirilerek yaya ve nostaljik tramvay trafiğine açılması. Tarihi Ömer gişesinin sergilenmesi.

Çiftçilerin yakıt ve gübre harcamalarına yardım için bir fon kurulması. Çiftçiler için bir televizyon kanalı kurulması.

İslam ülkelerinin gelir kaynaklarını yabancı ülkelerin bankalarında bloke etmeyip halkın eğitimine ve kendi gelişimlerine harcaması. İslam ülkelerinin aralarındaki husumeti bırakıp işbirliği yapmaları.

Çevrenin temizlenmesi ama bunun için yabancı devletlerden para alınmaması, şekere uygulanan %8 KDV'nin % 5'inin çevre fonuna aktarılması.

Su değirmenleri ve tarihi taş köprülerin restore edilmesi, uygun yerlere yeni köprüler, çeşmeler yapılması.

Ülke çapında büyük bir şölen düzenleyip “En güzel köy benim köyüm” yarışması düzenlenmesi.

Milletvekillerinin seçildiği ilden sorumlu olması.

Kayıt dışı işçi çalıştırmanın engellenmesi için sigorta primlerinin düşürülmesi. 18 yaşını dolduran herkesten sigorta primine katkı payı olarak 30- 40 lira alınması.

Sibirya kömürünün satışının durdurulması

15 yıl önce