|

Osmanlının son saray ressamı Fausto Zonaro

YKY tarafından “Abdülhamid'in Hükümdarlığında Yirmi Yıl/Fausto Zonaro'nun Hatıraları ve Eserleri” adıyla yeni bir kitap yayınlandı. Zonaro'nun 1924'te yazdığı hatıralarından oluşan kitap, Ressam'ın ülkesi İtalya'dan önce Türkiye'de yayınlanmış olması nedeniyle önemli... Kitaba göre, Zonaro Sultan Abdülhamid'in düşürüleceğini üç gün önceden biliyormuş ama Sultan'dan gizlemiş...

Mahmut Sami Şimşek
00:00 - 17/07/2011 Pazar
Güncelleme: 22:16 - 16/07/2011 Cumartesi
Yeni Şafak
Osmanlının son saray ressamı Fausto Zonaro
Osmanlının son saray ressamı Fausto Zonaro

Yabancı ressamlar arasında Türklerle ilgili en çok eser veren, İtalyan asıllı ressam Fausto Zonaro'dur. 20 yıl yaşadığı İstanbul'da 300'den fazla tablo yapmış, 8 sergi açmıştı.

Sultan 2. Abdülhamid devrinde İstanbul'a gelen ve saray ressamlığına kadar yükselmeyi başaran Zonaro'ya paşalık unvânı dahi verilecekti fakat o günlerde 31 Mart vak'ası vukû bulup, Sultan Hamid tahttan düşünce, Zonaro'nun paşalığı da suya düştü.

18 Eylül 1854'te İtalya'nın Padova vilâyetinin Masi kasabasında doğan Zonaro, fakir bir âilede büyümüş, Venedik ve Roma'da resim dersleri almış, sergiler açmış, 1888 de (34 yaşında iken) Pâris'e gitmiş, bir sergi de orada açtıktan sonra 1891'de de İstanbul'a gelmişti. Sultan Abdülhamid'e takdîm edilirken, pâdişâha gösterdiği resim “Ertuğrul Süvâri Alayı'nın Galata Köprüsü'nden Uğurlanışı” tablosuydu. Pâdişâhın bu tabloyu çok beğenmesiyle saray ressamlığına tâyin edilen Zonaro'ya Beşiktaş Akaretler'de bir de ev tahsis edildi. Bu evin bir katını resim atölyesi olarak kullanan Zonaro, maddî sıkıntıdan kurtulduğu için de kendisini tamâmen sanatına hasretti.

HASAN RIZA'DAN KOPYA TABLOLAR

Sultan Hamid, Zonaro'nun çalışmalarıyla yakından ilgilenmiş, hattâ zaman zaman resmin konusunu da bizzat vererek tablo sipârişlerinde dahi bulunmuştu. Bu tabloların bâzıları hâlen Dolmabahçe ve Yıldız Sarayı'nda sergilenmektedir.Birçok meşhur tabloyu da kopya etmiş olan Zonaro, kendisi gibi İtalyan olan Ressam Gentille Bellini'nin, aslı Londra'da bulunan “Fatih” portresini ve Ressam Hasan Rıza'nın “Fatih'in İstanbul'a Girişi” “Gemilerin Karadan Yürütülüşü” “Fatih Ordusu'nun Edirne'den Gelişi” tablolarını da reprediksiyon (baskı) tekniği ile kopyalamıştır. Bu esnâda aynı dönemde yaşamış olan Ressam Hasan Rıza'nın renksiz resimleri de Zonaro'nun tablolarında renklenirken, tablolarında kendisini de resmetmiş olan Hasan Rıza çıkartılıp yerine Zonaro gelmiştir. Sanki o dönemde yaşamış gibi bizzat kendisini resmin içine dâhil ettiği tabloları pek çoktur: “Fâtih'in İstanbul'a Girişi” “Fetih Ordusu'nun Edirne'den Gelişi” “Gemilerin Karadan Yürütülmesi” “10 Muharrem” “Ertuğrul Süvari Alayı'nın Galata Köprüsü'nden Uğurlanışı” vs.

PADİŞAHIM LÜTFEDİN RESMİNİZİ ÇİZEYİM

Zonaro 1896'da saray ressamı olsa da padişahın resmini yapmasına izin yoktur. Bu yüzden Padişah'a bir mektup yazan Zonaro, Fatih Sultan Mehmet'in resmini yapması için İtalya'dan ressam Gentille Bellini'nin saraya çağrıldığını hatırlatarak, kendisinin ise sarayda hazır bulunduğunu bu yüzden İtalyan hemşehrisi gibi padişahın resmini yapmak için kendisine müsaade verilmesini ister. Meşrutiyet'in ilan edildiği günlerde sultandan izin çıkınca, padişahın üç ayrı pozda portresini yapar. Sultan Hamid, ceddi Fatih Sultan Mehmet'in resmini de yapmasını istemiştir. Fakat resim Abdülhamid'e benzeyip de sebebi de kendisinden sorulunca Zonaro kendisini şöyle savunur: “Fatih Sultan Mehmet pâdişâhımızın ceddi değil midir. Elbette benzeyecek”

EN MEŞHUR TABLOLARI

İşte Zonaro'nun resimleri arasında en meşhurları: “İstanbul'un Fethi” “Fatih'in Topkapı'dan Şehre Girişi” “Gemilerin Karadan Yürütülüşü” “Surre Alayı” “Dömeke Savaşı Hücumu” “Preveze Zaferi” “Fetih Ordusu'nun Edirne'den Gelişi” “Göksu Sefâsı” “Ertuğrul Süvari Alayı'nın Galata Köprüsü'nden Uğurlanışı” “Alman İmparatorunun Dolmabahçe Ziyâreti” “10 Muharrem” “Mevlevî Âyinleri” “Tulumbacılar” “Dervişler” “Balıkçılar” “Vâlide Câmii” “Bayram” “Odalık” “Arzuhalciler” vs.

Bunların dışında portre çizimleri de vardır ressamın. Bizzat pâdişah 2. Abdülhamit'in 3 farklı portresinden başka, “Mavroyenis Paşa” “Şehzâde Abdurrahim Efendi” “Yazar Adolph Talosso” “Mahmut Şevket Paşa” ve “Enver Paşa” en meşhurlarıdır.

İSTANBUL'A VEDA

Sultan Abdülhamid'in tahttan indirilmesinden sonra bahtı değişen Zonaro, 1911 yılında İtalyanların, Osmanlı toprağı olan Trablusgarp'a saldırmasıyla, İstanbul'da oluşan İtalyan karşıtı baskılara daha fazla dayanamayarak Türkiye'yi terk etmek zorunda kalmıştı. Halbuki İstanbul'da kaldığı 20 yıl boyunca tam bir İstanbullu gibi olmuş, hattâ başındaki şapkayı atıp fes dahi giymişti. Meşhur otoportresinde bile kendisini, ağzında piposu ve başında fesiyle resmetmişti. Elinde kalan tabloları alelacele ucuz-pahalı satıp şehri terk etti ve San Remo'ya gitti.

Son Halife Abdülmecid Efendi'nin de yakın dostluğunu kazanmış olan Son Saray Ressamı Zonaro, Son Pâdişah Vahdettin'in San Remo'daki cenâze törenine de katılmıştı. 19 Temmuz 1929 yılında 75 yaşında iken hayâta vedâ etti. Mezarı San Remo'dadır.

ENVER PAŞA'NIN SIRRI

Zonaro, Enver Paşa'nın da resmini yapmıştı. Enver Paşa, ressama poz verirken, Sultan Abdülhamid'in üç gün sonra tahttan indirileceğini de söylemiş, Zonaro ise yıllar sonra bu sırrını, şimdilerde piyasaya çıkan hâtırâsında yazabilmişti ancak. Bunu padişaha söyleseydi, hem sultan Hamid tahtından olmayacak, hem de kendisi İstanbul'u terk etmek zorunda kalmayacaktı belki de.

Husûsiyle ışık ve karanlığı oldukça iyi resmeden Zonaro'nun bu husustaki en başarılı tablosu da “10 Muharrem” isimli çalışmasıdır.

İstanbullu erkek tiplerinde son derece başarılı olmasına rağmen kadın tiplerinin Avrupalı kadınlara benzemesi ise, İstanbul'da fazla kadın yüzü görme şansının olmayışına bağlanabilir. Resimleri içinde 3 boyutlu olanlar da vardı. Şu an Dolmabahçe Sarayı'nda bulunan “Dömeke Savaşı'nda Hücum” isimli tablosuna hangi taraftan baksanız, askerlerin o tarafa hücum ettiklerini görürsünüz.


Ertuğrul Süvari Alayı'nı seyreden Çingeneler

Zonaro'nun hanımını da resmettiği “Ertuğrul Süvari Alayı” tablosunun ilginç bir de hikâyesi vardır:

1901 yılında yapılan bu tablo, Zonaro'nun saray ressamlığına kabul edilmesini sağlamıştı. Zîrâ Ertuğrul Süvâri Alayı, Sultan II. Abdülhamid tarafından kurulmuştu. Fatih Sultan Mehmet hayranı olan padişah alaydaki bütün atların da beyaz olmasını istemişti. Tablo padişaha arzedilmeden önce Münir Paşa tarafından teftiş edilir. Münir Paşa, resimdeki çingene çocuk ve kadın figürlerinin değiştirilmesini ister ve: “Padişah hazretleri yoksulluğu hiç sevmez ve yalınayak dolaşan insanların var olduğunu düşünemez. Bu oğlanı güzelce giydirmenin bir yolu yok mudur?” dese de Zonaro, bu değişikliğe pek yanaşmaz. Tablo o hâliyle sultana arzedilir. Sultan Abdülhamid tabloya hayran kalır ve Yıldız Sarayı'na astırır. Tahta çıkışının 25. yıldönümünde kendisini ziyarete gelen Fransız Meclis Başkanı M. Paul Deschanel'e, sarayın resim galerisini gezdirirken, Deschanel de saraydaki tablolar arasında en çok bu tabloyu beğenir. 'Şahane bir tablo.' Deyince, Sultan Hamid mukâbelede bulunur: 'Öyleyse sizindir.' Fransız Meclis Başkanına armağan edilen tablo, ertesi gün Fransa Büyükelçiliği'ne gönderilir. Sultan Abdülhamid aynı tablonun yeniden yapılmasını ister Zonaro'dan. Zonaro hemen çalışmalara başlar ve bu defâ Münir Paşa'nın istediği değişikliği de yapar. Artık bu yeni tabloda alayın geçişini izleyen yalın ayaklı çocuk ve çingene kadınlar yerine oldukça modern giyimli İstanbullular vardır. Zonaro bu yeni tabloya kendisini ve eşini de ilâve etmeyi ihmâl etmez. Hattâ dönemin seraskerine jest olması için onu da tabloya dâhil eder. Alayın önündeki beyaz sakallı süvari, Serasker Rıza Paşa'dır.





13 yıl önce