İslam Dini''ni ve Kültürü''nü uzun yıllar araştıran Amerikalı Müslüman sanatçı Asiye Allman Modern İslam resim ve şiirinde, Osmanlı Türk-İslam sanatı dokuma ve çiniciliğinde uzmanlaşmış bir sanatçı. Allman, dünyanın dikkatini Müslüman ülkelerde yaşanan olaylara ve bu olaylardan en çok çocuk ve kadınlara çekmek istiyor. Asiye Allman''la Müslüman oluşunun ve resimlerinin hikâyesini ve sanatını konuştuk.
20 yıl önce Çanakkale Seramik''te misafirdim. Orada çok sevdiğim bir arkadaşımın kocası trafik kazasında öldü. Sonrasında zihnimi meşgul eden bazı soruların cevaplarını aramaya başladım. Çanakkale Seramik''in sahibi İbrahim Bodur bu konuda çok hassas davrandı ve beni Sakarya Üniversitesi ilahiyat profesörü Osman Çakıcı ile tanıştırdı. Onunla konuştum sonra bana İngilizce Kur''an-ı Kerim hediye ettiler. Kur''an okudukça kafamdaki soruların cevaplarını buldum.
Hristiyanlığın katmanları vardır. Bağlı olduğum yerde tek Allah''a inanıyoruz ve çok önemli bir şey daha; biz Hz. İsa''yı Allah''ın oğlu olarak değil, peygamber olarak kabul ederiz. Bu bağlamda İslam''a yakındım.
Kur''an''ı okudukça İslamiyet bütün dinleri kuşattığını gördüm. O yüzden kendimi Müslümanlığa daha yakın hissettim. Hristiyanlığın ve Museviliğin kuralları çok katıdır. Fakat ben Kur''an''ı Kerim-i okuduğumda kendimi İslamiyet''in bir parçası gibi hissettim.
Müslüman olduktan sonra çok büyük ve mutlu bir ailenin parçası oldum. Amerikalıyım ama ruh ailem Müslüman olan herkes. Müslüman dünyasında kardeşliği daha fazla hissediyorum. İtiraf edeyim, kardeşliği ve beraberliği Müslüman olduktan sonra gördüm. Müslüman olduktan sonra dünyayı kalp gözüyle görmeye başladım.
Şahsi olarak hiçbir düşmanlık ve baskı hissetmedim. Çünkü kaderimi kalbimde taşıdığımı biliyorum. Eğer kadere inanıyorsanız başkasına nasıl göründüğünü önemsemiyorsunuz. Ben Amerikalı olmaktan da gurur duyuyorum.
Aileniz Hristiyan, bu sizin Müslüman olduktan sonraki yaşantızı nasıl etkiledi?
Ailemde Müslüman olan tek kişiyim. Başlarda ufak tefek anlaşmazlık yaşadım. Onlarla bağımın kopmaması için düzenledikleri toplantılara katılıyorum. Müslüman olarak bulunduğunuz müddetçe bence bir sıkıntı yok. Şimdi onlar da bana alıştılar. Fakat ben de Ramazan ve Kurban bayramında Türkiye''deki dostlarımla geçiriyorum. Çünkü Amerika''da böyle bir ortamım yok.
30 yıldır araştırmalarımı sürdürüyorum. Araştırmaya başladıktan yaklaşık on yıl sonra Müslüman oldum. Müslüman olmadan önce zamanımın çok büyük bir bölümünü Topkapı Sarayı''nda geçiriyordum. Müslüman olmadan önce de cami resimleri yapıyordum. Müslüman olmadan önce de çizdiğim resimlerle sonraki resimler arasında çok fark var. Müslüman olduktan sonra sanatım başka bir boyut kazandı. Ruhani bir gelişme meydana geldi.
Eylül''de Urfa''ya Hz. İbrahim''in mekânına gittim. Otelim camiye çok yakındı ve sabah namazında kalkıp camiye gittim. Medresenin yakında vakıf vardı. Orada çorba ve ekmek dağıtılıyordu. Çocuklar, anneler, genç adamlar ve Suriyeli göçmenler çorba içerken, durup onları uzun uzun seyrettim. Bir aile gibiydiler. İslam''ın kudretini ve yardımlaşmasını orada gördüm. Özellikle kamplarda Suriyelilere olan bu yardımı gördükten sonra Müslüman olduğum için gurur duydum.
Yaptığım resimleri modern Osmanlı İslam Sanatları olarak adlandırıyorum. Bana kalırsa Türk ve Osmanlı sanatına olan algı değişti. Eskiden Rönesans dönemi daha ağırlıktaydı. Sadece Bizans dönemi mükemmel sanat olarak görülürdü. Fakat bugün New York''ta ve Washington''da peygamberimiz Hz. Muhammed ile ilgili sergiler açılıyor.
25 yıl önce ilk sergimde, Erol Akyavaş çalışmalarımı görmeye geldiğinde kendisini tanıma fırsatı buldum. İslam''ı o dönemlerde de derinden inceliyordum. Erol Akyavaş''ın yaptığı eserler dikkatimi çekmişti. Ne kadar eserlerinde batı unsurları kullanırsa kullansın her zaman Müslüman ruhu vardı. Budan çok etkilendim. Evet, pek çok sanatçı Osmanlı ve İslam sanatıyla ilgileniyor. Ama çoğu Kur''an-ı derinden hissetmiyor. Eserlere baktığınızda bunu görebiliyorsunuz. Kur''an-ı hissederek yapmak başka. Ben Osmanlı ve Kur''an ruhunu ve modern sanatı biraraya getirerek resimlerimi yapıyorum. Sanatımda da Kur''an''ın izlerini yakalamaya çalışıyorum. Sadece sanat yapmıyorum sanatımın aynı zamanda misyonu var.
İslam''da en önemli unsurun annelik duygusunun olduğuna inanıyorum. İslam''ı ayakta tutan şeyin kadınlar olduğunu düşünüyorum. Hatice, Ayşe, Asiye, Fatıma. Bu dört kadın İslam''da neyi temsil ediyor? Eğer bunu anlatabilirsek İslam''daki kadının önemi çok daha iyi anlaşılacağını düşünüyorum.
Bir defa doğurganlık özelliği var. İkincisi Gazze, Irak, Suriye, Afganistan ve Afrika''daki Müslüman annelerin, kadınların ve kız kardeşlerin kocalarının öldürüldüğünü çocuklarını kaybettiklerinde neler yaşadıklarını tahmin bile edemiyorum. Düşünün ki bütün bunlara rağmen ayakta kalmayı başarabiliyorlar. Annelik her yerde aynı anlam ifade ediyor. Mesela Amerika''daki anneler, savaş bölgelerinde olan annelerin durumunu anlamalılar. Bu bir kadınlık ve annelik ruhudur. O yüzden dünyadaki tüm annelerin kötülüklere karşı duyarlı olmalarını istiyorum. Beyaz gül, annenin çocuklara olan sade sevgisini anlatır. Ben de bu güllerden esinlenerek Kur''an''ın ve Hz. Muhammed''in bize aktardığı ile kadınlarımızın önemini belirttim. Özellikle annelerin sergime gelmesini çok istiyorum.