Geçen hafta Türkiye Çağlayan İstanbul Adalet Sarayı'nda Berkin Elvan ve Gezi Parkı soruşturmalarını yürüten Savcı Mehmet Selim Kiraz'ın iki terörist tarafından şehit edilmesiyle sarsıldı. Savcının odasına silahlı baskın düzenleyen yasadışı DHKP-C örgütünden Bahattin Doğruyol ve Şafak Yayla adlı iki terörist sekiz saat boyunca Savcı Kiraz'ı rehin aldı ve odada olan bitenleri sosyal medya hesapları üzerinden paylaştılar. Teröristlerin talepleri arasında Berkin'in katillerinin bulunması vardı ve bu taleplerin karşılanmaması durumunda savcıyı öldüreceklerini söylüyorlardı. Ve sonunda olanlar oldu savcı başından vuruldu ardından da iki terörist…
Bu sekiz saatlik sürede Savcı Kiraz'ın başına silah dayayıp ağzını koli bandıyla bağlayan saldırganlar odayı da kısa sürede 'karargah evi'ne çevirdiler. Süre uzadıkça sinirleri bozulan teröristler Savcı'nın vücudunu ve kulağını kesici aletle yaraladı ve bütün bu işkenceler gerçekleşirken savcıya dinletilen marşlar Grup Yorum'un parçalarıydı. Bugüne kadar yasadışı DHKP-C örgütüne mensup teröristler için marşlar besteleyen, albümlerini bu isimlere adayan Grup Yorum'un adı bir kez daha bu olayla birlikte gündeme geldi. Öldürülen Şafak Yayla'nın annesi oğluyla yaptığı son telefon görüşmesinde kendilerini "Grup Yorum'un konserine çağırdığını" söylüyordu.
Bugüne kadar DHKP-C ile adıyla anılan Grup Yorum için bu durum şaşırtıcı değil. Grup Yorum, Gezi olaylarında da hep en öndeydi. Bir zamanlar sağ sol ayrımı yapmadan bütün öğrenci evlerinde dinlenen Nesimi, Pir Sultan Abdal, Aşık Mahzuni gibi isimlerin türkülerini bize sevdiren Grup Yorum'un bundan böyle ne zaman bir parçası çalsa aklımıza Savcı Kiraz'ın odasından yükselen işkence marşları ve ona yapılanlar gelecek.
30 yıl önce Marmara İletişim Fakültesi öğrencileri tarafından kurulan ancak bir süre sonra 'sadece müzik yapmak değil örgütlü yapıyı da hedeflediği'' için grup üyelerinin tek tek ayrıldığı Grup Yorum'a dünden bugüne 400'ün üzerinde dava açıldı. Ellinin üzerinde grup üyesi değişti aralarında gözaltına alınmayan neredeyse kalmadı. 1985'ten bugüne 20'den fazla albüme imza atan ve 2 milyonun üzerinde satış yakalayan konser salonları hınca hınç dolan DHKP-C'nin finans kaynağı olmakla suçlanan Grup Yorum'un hikayesine bakınca teröristler tarafından savcının odasından söylenen müziğin tesadüfen seçilmediği ortada.İşte önce okul bahçesinde en son da şehit savcının odasında işkence müziği olarak parçaları yükselen Grup Yorum'un 30 yıllık hikayesi…
Grup, 1985 yılında Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi öğrencileri Kemal Sahir Gürel, Tuncay Akdoğan, Metin Kahraman ve Ayşegül Yordam tarafından kuruldu. 1987 yılında ilk albümlerini çıkaran grubun 30 yılda 50'nin üzerinde grup üyesi oldu. 1987'den bugüne 20'nin üzerinde albüme sayısız konsere imza attılar. Grubun ilk üyelerinden bazıları tepkilerini sadece müzikle göstermek istediklerini söyleyip bir süre sonra örgütlü yapıyı benimseyen müzik grubuyla yollarını ayırdı.
Grup Yorum seksen sonrası sol kesimin yaptığı bütün eylemlerde en öndeki müzik grubuydu. Mitinglerde, açlık grevlerinde, eylemlerde hep onların şarkıları çalıyordu. Yüzlerce kitle eylemine, sokak gösterisine, greve, fabrika ve üniversite işgaline katılan grup üyeleri sık sık gözaltına alındı, tutuklandı. Konser biletlerini satmak için gidenler DHKP-C örgütüne para topladıkları gerekçesiyle yargılandılar.
Geçtiğimiz yıllarda Ak Parti ve Adalet Bakanlığı binasına bomba saldırısında bulunan ve 2013'te Yunanistan'a kaçarken yakalanan Hasan Biber'in Grup Yorum'un albümlerinden ''Geliyoruz''da Haydi Tenruh adlı Arapça şarkının sözlerini yazdığı biliniyor.Biber daha sonra DHKP-C üyesi olarak tutuklanmıştı.
Geçtiğimiz yıl düzenlenen "Bağımsız Türkiye" konserinde Grup Yorum'dan İnan Altın, Berkin Elvan'ın hesabını soracaklarını dile getiriyor, "Onlara bir borcumuz var, onların katillerinden hesap soruluncaya kadar bu borç bitmeyecek" sözlerini sarfediyordu. Konserde konuşma yapan bir diğer isim ise Savcı'nın odasını basan teröristlerin görüşmek istediği CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu'ydu .
Daha önce defalarca Esed'e kayıtsız şartsız desteğini bildiren Grup Yorum, Esed diktatörlüğünü en açıktan savunan grup olarak biliniyor.Yine bir davet üzerine geçtiğimiz yıllar Suriye Halk Cephesi'nin, Baas sponsorluğunda organize ettiği konsere katılmış ve Türkiye aleyhine oradan bol bol sloganlar atmıştı. Taksim Gezi Parkına destek gösterisi çerçevesinde verilen konserde Grup Yorum, devrim şarkılarını tecavüzcü, bebek katili Şebbihalarla birlikte söylemişti.
Geçen ay sanatçıların rol aldığı ''Hayatı Durdurun" kampanyasına basından büyük destek geldi. Kampanyada yer alan isimlerden biri de Grup Yorum solisti Sema Altın'dı. Eskiden merkez medyada haberlerini görmeye alışkın olmadığımız Grup Yorum, Gezi olaylarından sonra devam ettiği ''Bağımsız Türkiye'' konserleriyle merkez medyada manşetlere taşınmaya başlandı. Dört yıl üst üste yapılan ''Bağımsız Türkiye" konserine peki kimler destek oldu? Bekir Coşkun, Tuncel Kurtiz, Zülfü Livaneli, Hüseyin Turan, Nihat Behram, Aylin Aslım, Kubat, Aynur Doğan, Harun Tekin, Mor ve Ötesi, Leman Sam, Sırrı Süreyya Önder, CHP'li Sezgin Tanrıkulu ve Mehmet Bekaroğlu bu isimlerden sadece bir kaçı...
Doğan medyası Grup Yorum'u haberleriyle hep destekledi. Kanal D'de 32.Gün ekibi tarafından belgeselleri çekilip yayınlandı. Yine Grup Yorum'un solisti Sema Altın, CNN Türk'te Enver Aysever'in programına birkaç kez konuk oldu ve canlı yayında açıkça DHKP-C'nin eylemlerinin terör eylemi olmadığını söyledi.
Geçtiğimiz günlerde en son 30. Kuruluş yıldönümlerini kutlayacak stadyum bulamadıkları için gündeme gelmişti Grup Yorum. Grup Yorum elemanlarına en büyük destek her zamanki gibi CHP'dendi. Hatta mecliste grup üyeleri CHP'lilere küçük de bir konser vermiş ve bu görüntüler Savcı Kiraz'ın başına dayanmış silahlı görüntülerini sayfalarında ve haberlerinde yer veren basında da çıkmıştı. CHP ile Grup Yorum'un ilişkisi daha öncelere de dayanıyor. Mesela Grup Yorum'un solistlerinden Hilmi Yarayıcı 2011 milletvekili seçimlerinde
Hatay'dan CHP milletvekili
adayı olmuştu.
Afro Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi uzmanlarından Çağatay Balcı “Sol Terörizm, Propaganda ve Müzik" başlıklı araştırmasında Grup Yorum ve yasa dışı DHKP-C arasındaki bağlantıyla ilgili şu bilgilere yer veriyor:
Sol terör örgütlerinin temel eleman ihtiyacını karşılama havuzu olarak gördüğü gençliğe yönelik propaganda faaliyetleri içerisinde müzik grupları önemli bir yer tutmaktadır. Bu propaganda aracı, devlet tarafından kontrol altına alınabilmesi diğerlerine kıyasla daha zor olan, ayrıca gençler üzerinde daha büyük etkiye sahip olan unsur müzik gruplarıdır. *Zihni örgütsel ideolojik algı ve kodlarla şekillenmeye başlayan bireyin, mevcut siyasal-sosyal sorunların tek çözüm yolunun terörizm, çözüm için tek alternatifin ise söz konusu sol terör örgütü olduğu algısı ve imajına inandırılma evresi başlamaktadır. DHKP/C sloganlarının örgüte yakın Grup Yorum gibi müzik topluluklarınca eserlerinde kullanılması bu durumu açıklayan önemli örneklerdendir.
*Parçalarda, militanlar ve sempatizanlar tarafından tarihsel şahsiyet olarak kabul edilen isimleri mitleştirme görülmektedir. Örneğin DHKP/C örgütü için Mahir Çayan, Dursun Karataş, Sebahat Karataş, Sinan Kukul, TİKKO (Türkiye İşçi Köylü Kurtuluş Ordusu) - TKP/ML (Türkiye Komünist Partisi Marksist-Leninist) - MKP (Maoist Komünist Parti) örgütleri için ise İbrahim Kaypakkaya ve Ali Haydar Yıldız bu açıklamaya uyan misallerdir.
*Örgütün mahkum, tutuklu ya da güvenlik güçleri ile girdikleri çatışmalarda ölü ele geçirilen militanlarına kutsiyet ve itibar atfedilmesi, bu bağlamda militan ve sempatizanlar arasında devlete karşı nefret ve intikam duygularının yaratılması, geçmişte güvenlik güçlerinin müdahale hatalarından( işkence ve kötü muamele) kaynaklanan durumları kullanarak devlete karşı intikam duygusunu pekiştirmek de, onlara moral destek sağlamak da bu parçalarla yaygınlaştırılmaya çalışılır.
