smanlı mimarisinde yaptığı eserlerle asrımızın en önemli sanatçılarından olan Mimar Sinan, ölümünün 427. yılında “Sinan ve Mimari Dehanın Şaheserleri” sergisiyle anılıyor. Sinan hakkında bugüne kadar düzenlenmiş bu en kapsamlı ve multi-teknolojik sergi, Tophane-i Amire Kültür ve Sanat Merkezi'nde açıldı. Serginin danışmanlarından Mimar Sinan Araştırma ve Uygulama Merkezi müdürü Prof. Dr. Demet Binan'la Mimar Sinan'ı konuştuk.
Mimarlık öğrencileri, eğitimcileri ve her yaştan mimarlarla andığımıza göre; mimarlık eğitimi, mesleği ve toplum için örnek simgesel bir mimarımız olduğu konusunda hemfikiriz. Dünyada mimar olarak 50 yıl bir imparatorluk mimarı olarak hizmet etmiş, 400'e yakın yapı tasarlamış ve çoğunun uygulamasında bulunmuş bir başka mimar yok. Sinan, Osmanlı Türk- İslam Mimarisi'nin standartlarını belirleyen bir mimarbaşı. Kendisi aynı zamanda bir mimarın nasıl olması gerektiği konusunda da bize yol gösteriyor. Yönetici, şehirci, mühendis ve sanatçı. Bir mimarın sahip olması gereken özellikler bunlar. Mimar işlevsel, sağlam, estetik değerlere sahip yapıları tasarlayan ve yapan kişi. Bu ölçütler için mimarın mühendis, sanatçı olması gerekiyor.
Mimar Sinan kentin topografyası bağlamında; hem biçimsel hem de yapısal olarak çağının konforunu, teknolojisini, malzemesini, estetik değerlerini en üst düzeyde tasarımına katmış bir mimar. Sinan eserleriyle yerin fiziksel ve anlamsal sürekliliğini devam ettiriyor, yönlendiriyor. Yaptığı şehir ve menzil külliyeleriyle yere aynı zamanda anlam da veriyor.
Mimar Sinan döneminin yapı üretim ortamı, düzeninin mimarlık ve şehircilik alanına gösterdiği özeni günümüzde ne yazık ki göremiyoruz. Günümüzde tasarıma ve proje aşamasına gerekli önemi verilmiyor. Bu durum hızlı ve niteliksiz bir yapı üretimine sebep oluyor. Bulunduğu toprakların kimliğini yansıtmayan yer ve bağlamından kopuk yapılı çevreler oluşuyor. Mimar Sinan'ın mimarlık, mühendislik ve şehircilik anlayışından öğreneceğimiz çok şey var.
Mimar Sinan'ın kentleşme ve yapılaşma anlayışı devam ediyor olsaydı yaşadığı kültürün değerlerine saygılı, çağın teknolojisi, malzemesi, yapım teknikleri çerçevesinde birbirinin tekrarı olmayan, fiziksel ve kültürel sürekliliğin izlerini taşıyan çok katmanlı özgün kentlerde yaşıyor olurduk. Bugün Sinan'ı bu kadar önemli ve büyük kılan bu topraklarda kendinden önce yaşamış kültürlerin bıraktığı mirası özümsemesi ve kendi yaşadığı dönemin olanaklarını en üst seviyede değerlendirmesidir. Dünya Mirası Listesi'ne bu üstün evrensel ölçütle girmiştir. Sinan'ın mimari ve şehircilik alanındaki çok yönlü, yenilikçi yaklaşımlarının toplumu nasıl olumlu bir şekilde biçimlendirdiğinin de en önemli göstergesi.
Mimar Sinan Osmanlı Türk- İslam mimarisinin en üst düzeydeki örneklerinin standartlarını belirleyen bir mimarbaşı olarak kabul edilmiştir. Dünya mimarlık tarihi açısından son derece önemli bir yer tutuyor. Ancak ne kendisinin ne de eserlerinin uluslararası alandaki tanınırlığının henüz hak ettiği düzeye ulaşmadı. Tüm çabalarımız Mimar Sinan'ın dünya mimarlık tarihi içindeki konumunun daha iyi anlaşılarak istenen seviyeye ulaşması yönünde. Öte yandan konu ile ilgili sevindirici gelişmeler de oluyor. Geçtiğimiz yıl Uluslararası MED 21 programı - Akdeniz Mükemmeliyetinin desteklenmesi ve tanıtımı ödül ağıyla ilişkili olarak mimari yaratıcılık dalındaki ödülün Mimar Sinan adına verilmesi üniversitemize teklif edildi ve üniversitemiz başkanlığında, ödül Uluslararası Mimar Sinan Ödülü olarak ilk sahiplerine verildi.
Büyük Usta Sinan'ın hayatına ilişkin pek çok kaynakta farklı ve ilginç detaylar yer alıyor. Bunların ne kadarının kendisine atfedilen hikâyeler ne kadarının gerçekte yaşanmış olaylar olduğunu söylemek çok zor. Ancak benim kanaatimce kendisinden bize kalan en önemli detaylar yapmış olduğu eserlerde gizli. Sinan ve eserleri hakkında halihazırda yurtiçinde ve yurtdışında birçok araştırma yürütülüyor. MSGSÜ bünyesinde aynı adla Mimar Sinan'ın eserlerinin anlaşılması ve korunarak yaşatılması amacıyla bir araştırma merkezi kuruldu. Araştırma merkeziyle desteklenen ve 2010 yılında İstanbul Avrupa Kültür Başkenti etkinlikleri sürecinde oluşumuna başlanan bir 'Mimar Sinan Araştırma Merkezi ve Müzesi' yapılanma aşamasında. Konu ile ilgili araştırmalar ve üniversitemizde yürütülen çalışmalar sonucunda çok sayıda yeni bilgiye ulaşılabilecek.
Mimar Sinan Kayseri Ağırnas doğumlu, gayrimüslim bir Osmanlı tebaası iken sonrasında Yavuz Sultan Selim zamanında devşirildi. Doğum ve devşirilme tarihi tam olarak bilinmiyor. Etnik kökeniyle ilgili farklı görüş ve araştırmalar bulunuyor. Ancak konuyla ilgili yeterli bir bilgiye sahip değiliz. Osmanlı İmparatorluk düzeninin olanakları doğrultusunda yetişen Sinan, yaşadığı dönemde kendisini Osmanlı kimliğiyle tanımlamıştır. Burada asıl dikkat edilmesi gereken nokta da bu.
Hazırlık sürecinin meşakkatli olduğu belgeselde, 2 minaresini Mimar Sinan'ın inşa ettiği Ayasofya ile beraber toplamda 20 Mimar Sinan yapısını bulunuyor. 12 ay süren çekimlerin zevkli ve zor olduğunu söyleyen Cüneyt Karaahmetoğlu, yaşadığı tecrübeyi şöyle anlatıyor; “Teaserı çekmek için, Süleymaniye'nin boğaz tarafına bakan ve Cevahir diye bilinen üç şerefeli minaresine, sırtımdaki malzeme çantası eşliğinde 250'den fazla merdiveni çıkmaya başladım. Sonunda 3. şerefenin kapısına ulaşıp kapıyı açıp adımımı dışarı attığımda çok zevkli fakat bir o kadar da zor bir işe atıldığımı anladım. Karşımda gördüğüm manzara tahmin ettiğimden de güzeldi. Ve o an kendimi, İstanbul'da o anda yaşayan her insandan farklı hissettim” diyor.