|

Sorunlu ilişkide teknoloji aldatma aracıdır

Amerikan Aile Terapisi Akademisi Başkanı Gonzalo Bacigalupe, teknolojik araçlarla kurduğumuz iletişimin olumlu ve olumsuz yönlerine vurgu yapıyor. Bacigalupe, teknolojinin sağlıklı bir ilişkiyi pekiştirdiğini söylerken bir ailede sorunlar varsa bunun da teknoloji aracılığıyla daha da artacağını belirtiyor.

Yeni Şafak
04:00 - 24/05/2015 Pazar
Güncelleme: 21:01 - 23/05/2015 Cumartesi
Yeni Şafak

Geçtiğimiz haftalarda İstanbul Ticaret üniversitesi Çift ve Aile Terapileri Derneği ÇATED tarafından “Günümüzde Değişen Aile Dinamikleri” temalı II. Aile Sempozyumu düzenlendi. Aile olgusunu farklı boyutlarıyla incelendiği sempozyumda Amerikan Aile Terapisi Akademisi Başkanı Gonzalo Bacigalupe, Teknoloji: Aileler ve Terapistler İçin Zorluklar ve Fırsatlar üzerine bir sunum gerçekleştirdi. Kendisiyle son yıllarda bizleri etkisi altına alan teknolojinin aile ve ilişkileri nasıl yönlendirdiği üzerine konuştuk.



Son birkaç yıldır teknoloji hayatımızın merkezinde. Bu süratli gelişimin ilişkilerde nasıl bir tesiri oldu? Bozdu mu düzenledi mi?

Teknoloji genelde ilişkide ne oluyorsa onu artıran bir şeydir. Ailede çok fazla bir iletişim varsa teknoloji o iletişimi artırır. Sorunlar varsa teknoloji o sorunların artmasına sebep olur. Eğer ilişki düzgünse evlerine yolculuk ederken aynı anda telefonla da konuşabilirler. Fakat ilişkide sorun varsa eşlerden biri başka birilerinin arayışına giriyorsa teknoloji 'aldatma' ihtimalini kolaylaştırıyor. Teknoloji insanı değiştirmiyor, sadece var olan durumların ortaya çıkmasını sağlıyor.



Uzmanların yaptığı açıklamalar ise tam tersi, akıllı telefonların veya bilgisayarın aşırı kullanımının iletişim kazalarına veya iletişimsizliğe sebep olduğu yönünde. Bu açıklamalar uydurma mı?

Biz artık farklı bir dünyada yaşıyoruz. Yeni yaşamın getirdiği sorunlarla karşı karşıyayız. Büyük şehirlerdeyiz. Teknolojinin kendisi bizi bu duruma getirmiyor. Örneğin işçilerin daha fazla çalışmasına yönelik bir talep var. İnternet olduğu için patronunuz sizden daha fazla performans bekliyor. Bu durum aile ilişkilerini de etkiliyor.



İNTERNET EVLİLİĞİNİN FARKI YOK


Amerika'da evliliklerin yüzde 55'ini birbirlerini internetten tanıyan çiftler oluşturuyor. Bu tür evliliklerin diğerlerinden nasıl bir farkı oluyor?

Bu durum giderek artıyor. Bu çiftlerin diğer çiftlerden bir farkları yok. Bazıları mutlu, bazıları mutsuz. Bazıları birlikte kalıyor, bazıları da ayrılıyor. Ama bu zaten bütün çiftlerde gördüğümüz bir durum.



Siz çift ve aile terapistisiniz. En çok ne tür vakalarla karşılaşıyorsunuz?

Teknoloji olmadan da gördüğümüz sorunlar. Basında sanki bütün ilişkilerin kaynağında teknoloji var gibi gösteriliyor fakat biraz irdelendiğinde aslında öyle olmadığını görüyoruz. Teknolojiyle nasıl ilişki kurduğunuzla alakalı. Bazen çiftlerden biri teknolojiyle çok uyumlu, diğeri değil. Bu aralarında çatışma olmasına neden oluyor. İkisinin de diğerinin ne yaptığını anlamaya çalışması lazım. Çiftlerden biri Facebook'ta kendisiyle ilgili çok fazla bilgi paylaşırken diğeri bunların çok özel bilgiler olduğunu söyleyebilir. Bunun insanların bir partiye gittiklerinde, yabancı birine kendisiyle ilgili çok fazla bilgi paylaşmasından bir farkı yok. Bazen karşılaştığımız başka bir sorun ise, ilişkide bir yaralanma olduysa o yaralanmalar e-mail veya mesajın içinde saklanmış oluyor. Bunun da saklanmış bir mektubu bulmaktan farkı yok. Teknoloji sadece bunları görünür kılmak için bir araç oluyor.



'Görünür kılmak' sözünüzden hareketle; WhatsApp gibi uygulamaların boşanmaları attırdığı doğru mudur?

Aslında bu tür aracılar görünür kılmanın yanı sıra gizler de. Eşiniz yanınızdayken başka biriyle mesajlaşabilirsiniz. O görmeden bu ilişkiyi de devam ettirebilirsiniz. Teknoloji aslında bunu da sağlıyor. Gizleyebiliyor da.



Hepimiz 'öne çıkmak' derdindeyiz


Medyada çokça yer alan diğer bir konu da, sosyal medyanın insanları narsistleştirdiği. Sosyal medyanın karakterimiz üzerine bir tesiri var mı?

Bu fikir medyanın çok hoşuna gidiyor çünkü çok çekici. Fakat araştırma sonuçları bu yönde değil. Bu sonuç sosyal ağların getirdiği bir sonuç değil. Sosyal ağlar aslında sosyalleşmeyi arttırıyor. Orada kendimizi öne çıkarmak gibi bir amacımız yok. Facebook'ta daha kolektivist hareket ediliyor ve öyle paylaşımlar yapılıyor. Fakat diğer taraftan da markalaşmak istiyoruz. Bu da ekonomik etkilerin bir sonucu. Başarılı olmak için sadece çalışmanız yeterli değil, kendinizi bir şekilde öne çıkarmanız gerekiyor. Yani herkesin girişimci olması gerekiyor. Medya teknolojiyi esasen markalaşmakla suçluyor, çünkü bu basit bir açıklama. Ama medya bu açıklamayla sosyal yapıdaki değişimi saklamış oluyor. Biz aslında teknoloji kullanarak değişimle başa çıkmaya çalışıyoruz.



En fazla cep telefonu Jamaika'da


Teknoloji kullanımı ülkeden ülkeye değişiyor mu?

Bazı yerlerde bazı teknolojiler daha fazla kullanılıyor. Mesela Amerika'da WhatsApp çok popüler değil. Ama bu kültürel bir farklılık değil aslında. Ekonomiyle ilgili bir şey. Çünkü mesajlaşma daha ucuz. Maddi boyut hangi tür teknoloji kullandığınızı da belirliyor. Avrupa ve 3. Dünya ülkelerinde daha yaygın çünkü mesajlaşma daha pahalı.



Ortaya çıkan sorunlarda farklılık oluyor mu?

Teknoloji değişse de insanlar arasındakiler değişmiyor. Birkaç yıl önce Facebook birçok ülkede en çok kullanılan sosyal medyaydı. Bazı teknolojiler bazı kültürlerde daha çok kullanılıyor. Kültürel değerler ve o teknolojinin getirdikleri arasında bir uyum var. Mesela Jamaika en fazla cep telefonu kullanılan yer. Çünkü orada kararlar hiçbir zaman tek başına verilmiyor. Yakınlarıyla ortak bir biçimde veriliyor. Telefon pahalı olduğu halde küçük bir şeyde bile danışmak için kullanabiliyorlar.



Cepten iletişimi en çok Filipinliler kullanıyor


“Her” filminde olduğu gibi ileride yalnızlık artacak ve artık kusursuz bilgisayar programları aracılığı ile ortaya çıkan dijital seslere mi ilgi duyacağız?

Orada öne sürülen fikir, sanal dünyada yaşananın yüz yüze yaşanandan çok daha farklı olduğu fikriydi. Sanal dünyada kurulan ilişki veya yakınlık bir iletişim biçimi. Orada da insan insana bir ilişki söz konusu. Size Filipinlerden bir örnek vermek istiyorum. Filipinlilerin çok hemşire eğitmek üzerine bir politikaları var. Hemşireler oradan bütün dünyaya ihraç ediliyor. Dünyada en fazla sayıdaki hemşire Filipinlerdedir. Neden bu kadar çok? Çünkü onlar nereye giderlerse gitsinler, telefon ve internet aracılığı ile aileleriyle iletişimlerini devam ettirebiliyorlar. Sanal iletişimi çok sevdiklerinden değil, sadece çalışmak için başka bir şansları olmadığından. Bu şekilde işlerine devam etmiş oluyorlar.



Yüz yüze değil de sanal olarak kurulan iletişimin sıkıntılı yanları yok mu?

Bir hemşirenin işini koruyor. Mesela çocuklar telefonla ve yüz yüze iletişim kurmak arasındaki farkı bilmiyorlar. 7 yaşındaki bir çocuk için bu sorun olmuyor. Ama onun anne ve babası için sorun. 7 yaşındaki kız 27 yaşına geldiğinde yüz yüze veya sanal iletişimin arasındaki fark önemli olacak mı hala? Çünkü onlar ikisi arasında sürekli gidip geliyorlar. Filme geri dönecek olursam, aslında iletişim hala devam etmekte sadece boyut değiştiriyor.



Sanal ilişkide insanlar kontrolsüz


Sanal ne kadar gerçek ne kadar değildir?

İnsanlar artık çok fazla şey yapabileceklerini keşfediyorlar. Sanal diye gerçek olmadığını düşünüyorlar. O yüzden kontrolsüzce davranabiliyorlar. Oysa sanal olan gerçek kadar gerçektir! Boşanma sebeplerini tek bir başlık altında değerlendirmemiz mümkün değil. İnsanların boşanması veya birbirinden ayrılması çok karmaşık bir süreç. WhatsApp veya başka bir teknolojik aygıtla kurduğumuz iletişim çift tarafından çok farklı algılanabilir. Birbirlerini sevip sevmemelerine göre değişir. O zaman boşanmalarının kaynağı teknoloji miydi? diyeceğiz Yoksa kötü giden bir ilişkileri mi vardı?


#sosyl iletişim
#cep telefonuı
#iletişim teknolojileri
#WhatsApp
9 yıl önce