|

Sözümona gazeteciler...

Recep Yeter
00:00 - 6/06/2010 Pazar
Güncelleme: 22:55 - 5/06/2010 Cumartesi
Yeni Şafak
Sözümona gazeteciler...
Sözümona gazeteciler...

Bekir Coşkun, “O geminin niye gittiğini ben hâlâ anlayamadım...” demiş. Anlatayım. Ama önce Bekir Coşkun'un bir sorusuna cevap verilmesi gerekiyor.

Aynı yazısında “Bu mudur koca Türkiye'nin Batılı çağdaş dış politikasının geldiği yer...” diye soruyor Coşkun. Cevap verebilmek için 'Batılı çağdaş dış politika' neymiş öğrenmemiz gerekiyor. Bunu da Türk Sanat Müziği'nin duayen isimlerinden Çetin Körükçü ile yaptığım bir röportajdan öğreniyoruz: “2000 yılında İsrail, milenyum nedeniyle Türkiye'den de müzik grubu istemiş. .... Dışişleri Bakanlığı Türkiye'nin bir mozaik olduğunu göstermek için Ermeni Patrikhanesi'ni arayıp, "Siz yollayın" demiş. Daha önce Ermeni bestecilerin şarkılarıyla bir konser verdiğimiz için Patrik ise beni düşünmüş. "Ne götürebiliriz?" diye sordu. Ben de “Fasıl musikimizdeki eserlerin ciddi bir bölümü Ermeni bestecilerimize ait. Bu bestecilerin eserlerini, 15 kişilik bir fasıl ekibiyle seslendirebiliriz" dedim. Patrik çok teşekkür etti. Bir süre sonra benden kendimi ve çalışmalarını anlatan bir dosya istediler. İsrail Büyükelçisi istemiş. Ben de dosyaya Harvard'ın kaynak yayın kabul ettiği bir yazıyı ve hakkımdaki makelelerinin olduğu bir klasörü hazırlayıp yolladım. Bir iki gün sonra cevap geldi. Bizim İsrail'deki büyükelçi hazretlerimiz, demiş ki, "Ben bunları tanımıyorum, medyatik birilerini getirin" 'Kimi getirelim' diye sormuşlar. "Erköse Kardeşlerle, bir de dansöz getirin" demiş. Ve biz gidemedik. Patrik özür dilerken "Utanıyorum ama siz de en az benim kadar utanıyorsunuzdur" demişti”

Ez cümle...

Kusura bakmayın Sayın Coşkun.

Artık İsrail'e kendimizi hoşgösterecek dansözler yerine artık insani onurumuzu kurtaran cesur yürekler gönderiyoruz. Haklısın pek batılı ve cağdaş durmuyor ama idare edeceksiniz.

***

“Van münüt'e kadar Türk, van münüt'ten sonra Müslüman olarak sıfatlandırılan dünyanın dört bir yanındaki TC vatandaşları -dün itibariyle- ne Türk, ne Müslüman... Potansiyel Hamaslıdır.”


Bu cümle de sözümona büyük bir gazetenin büyük umutlarla transfer ettiği ama 'sakat çıkan futbolcu' misali henüz Bekir Coşkun çapında verim alamadığı Yılmaz Özdil'e ait.

Sayın Özdil...

CNN hemen yan binanızdaydı değil mi?

Bi zahmet giriver arşive...

Çok da toz yutmazsın, taze, bir kaç günlük henüz.

Mesela

'New York'ta binlerce Musevi İsrail'i protesto etmiş.'

İzle biraz. Kesin Musevi kılığına girmiş Hamaslılardır onlar da... Değil mi?

Londra'da da İngilizlerin başını çektiği milyonlar sokaklardaymış..

İngiliz taklidi yapan Hamaslılardır eminim...

Avustralya'da, Belçika'da da durum farklı değil..

Ama 'kalleş' Yunan'a ne demeli...

Hem de İsrail'i lanetlemek için ortalığı yakıp yıkmışlar... Hatta ellerinde sapan filan da varmış Yunanlı solcu çocukların...

Hamas'dan öğrendikleri kesin!

Sayın Özdil...

İnsanın Yunanlılar kadar mert olası geliyor di mi?


***

“Bir daha söylüyorum: İsrail'in saldırısını kınıyorum. Rezilcedir. Ama bunları bile bile o gemilere oraya yollayanları, bu provokasyonu yapanları da kınıyorum. Türkiye'yi ateş çemberinin içine sokuyor bu politikalar.”

Oray Eğin söylüyor bunu...

Cevahir Alışveriş Merkezi açılırken sözümona Türkiye'nin itibar dağıtıcı insanları olarak takdim ettiği Musevi çocukların hiç bir zaman Cevahir'e gitmeyeceğini, oranın da bu yüzden tutmayacağını yazan kişi...

Evet, kimileri itibarını başka yerlerden alır...

Yoksa kendi suçu değil ki...

Oray'a kızmamak lazım...


***

'Gerçek'leri nasıl görecekler ki...

Onlar için haber, efendilerinin kendilerine bildirdiklerinden ibaret.

Bir haftadır dünya gündemini sallayan gemiden İHH canlı yayın yaptırıyor.

Gemi kalktığı andan itibaren başlayan ve saldırı anına kadar devam eden bir uygulama bu.

Ücretsiz, bedelsiz, isteyen her televizyon kanalının kullanımına açık.

Saldırı gecesi... Saat 02.00

İsrail askerleri gemiyi kuşatıyor.

Mavi Marmara'yı insanlığın namusu olarak görenler, Levent'teki konsolosluğa koşuyor.

Kumanda elimde...

Haber kanallarını geziyorum.

Tık yok.

Bir tek Tv Net canlı yayında...

Saat: 03.00 oluyor. Bülent Yıldırım 'kuşatıldık' diyor.

Bakıyorum. Hala tık yok.

Dakikalar geçiyor.

Ümit Sönmez, canlı yayında 'şehitler var' diyor.

Altını çizerek söylüyorum 'Tv Net dışında hiç bir kanalda' hala tık yok.

Yayın kesiliyor. Sözümona haber kanalları yeni uyanıyor. İnsanlığınızı bir kenara bıraktık, vicdan zaten yok, bari habercilik namusunuzu yitirmeseydiniz!

Bilesiniz ki!

Şehitlerin kanında, o gece bu olayı canlı yayınlamayan herkesin vebali var.

Pardon ya, ben kime söylüyorum ki...

Gazetecilik yapmak için biraz yürek gerekiyordu değil mi!

14 yıl önce