|

Tesbih bir gönül yolculuğudur

Gönül yolculuğu gibi tesbih yolculuğu da tane, durak (nişane), pul, düğüm yuvası, imame, ara tane ve tepelikten oluşan bir süreçtir. Tesbihi gönülden sevmeyen tesbihe ustalık yapamaz. Bu iş tornacı işi değil, gönül yontma işidir. Ham kalanın işi de ham olur.

Mehmet Gündem
00:00 - 8/07/2007 Pazar
Güncelleme: 22:17 - 7/07/2007 Cumartesi
Yeni Şafak
Tesbih bir gönül yolculuğudur
Tesbih bir gönül yolculuğudur

Tesbihe merakım sonunda beni tesbih ustalarına kadar götürdü. Son birkaç yıldır gittiğim her ilde onları aramaya başladım. İstanbul'da da pek çok ustayla tanıştım, eserlerine hayranlık duydum. İmdat ve Feyzullah Kalaycı kardeşler o genç ustalardan… Genç ve usta kelimelerini zihnimiz yan yana getirmeye ilk etapta dirense de, ustanın mahirce ortaya koyduğu estetik duygu, zarafet ve titizlikle işlenen tesbihler bu müşkülü kolayca hallediyor.

Gönlünü tesbihe kaptıralı 13 yıl geride kalmış. İlk ustaları baba Mustafa Kalaycı. Üç ustaya sahip bir ev.

Torna sesiyle geçirmişler çocukluk ve ilk gençlik dönemlerini.

Tesbihin onlarda çağrışımı çok başka olmuş, zanattan öte sanata dönüşmüş.

Zümrüt, yakut elmas, necef, firuzi, kristal, şahmaksut, zeberced, akik, yıldız taşı, kantaşı, altın, gümüş, fildişi, bağa, deve kemiği, inci, mercan, yüsrü, sedef, kehribar, öd ağacı, pelesenk, abanoz, kuka, narçıl, andıç, fiber, katerin… ham maddesi ne olursa olsun her birine bismillah deyip el attıklarında, onu okşaya okşaya sabırla tana tane işlerken adeta kendi ruhlarına da şekil vermişler, incelik, nezaket, zerafet, rikkat, şefkat, gönül derinliği kazanmışlar.

Tesbihi gönülden sevmeyen tesbihe ustalık yapamaz.

Bu iş tornacı işi değil, gönül yontma işidir.

Ham kalanın işi de ham olur.

Sanatçılık üstün meziyetler ister, çünkü onlar dıştaki küçük dünyanın eşyalarına şekil verirken, içteki büyük dünyanın derinliklerinde gezinmeyi bilirler.

Bizim tesbih ustaları alemi hoş görüp, faniler arasında hiçliğe talip olarak ipe dizilmiş tesbih taneleri gibi insanla, kainatla ve bütün varlık alemiyle uyumlu irtibat kurmuşlar.


Tesbihi ne zaman meslek olarak seçtin?

Tesbih ustalığı aile mesleğimiz sayılır. Babam Mustafa Kalaycı, kardeşim Feyzullah ve ben uğraşıyorum. Başka bir iki meslek denedim, ama gönlüm tesbihi tanıdıktan sonra karar kıldım . Onu bir maddi değer olarak hiç görmedim ama tesbihte maddi manevi zarar eden kimseyi de görmedim. Bizim için öncelikle sanat.


Tesbih ustalığı için gereken sermaye nedir?

Bu işin sermayesi, gönül, göz ve el marifetidir. Tesbihe değer vermek ve eline aldığın malzemeyi küçük ustalıkla işlemektir.


Tesbihin sende karşılığı ne?

Ustam olan babamla tanıdım. Tesbih denince gözümün önüne kabadayıların en gözde aksesuarı iri taneli oltu tesbihleri gelirdi. Ama babamın memur maaşıyla iki bin dolara tesbih satın aldığına şahit olunca tesbihi tanımaya başladım.. Halktan insanlar olduğu gibi, sanat dünyası, iş adamları, bürokratlar, tanınmış siyasiler ve bilim adamlarının da tesbihe gösterdikleri büyük ilgiye şahit oldum 20 yıl içinde. Bunlar duygularımda derin iz bıraktı. Tesbihi bir aksesuar olarak görmemek gerekiyor, onu Rabbimizi tesbih ederken kullandığımız, manevi değeri yüksek bir ibadet aracı görmeliyiz. Bana bırakılacak en büyük miras babamın, annemin, yıllardır çektiği tesbihi olur. Ecdatta yaygın bir gelenek vardı, yaşlanan her insanda 99'luk bir kuka tesbih bulunurdu, o şahıs vefat edince cenaze masrafları o kuka tesbih satılarak karşılanırdı.


Tesbihsiz yapamam

Meslekle hobi arasında çelişkide kaldığın oluyor mu?

İlk başladığım yıllarda oldu. Tornamdan uzak kaldığım zamanlarda, bu işin bende ne kadar çok bağımlılık yaptığını anlıyorum. Tornamın sesini özlüyorum, tesbihin talaş kokusu burnumda tütüyor.


Sadece tesbihten mi geçiniyorsun?

Tek mesleğim tesbihcilik… Tesbihi tanımayan kişiler, zaman zaman soruyor “Nasıl geçiniyorsun?” diye. “Tespihçiyim” dediğimde, iç geçirenler oluyor, “Allah büyüktür geçinirsin” diyorlar.


Tarzını oluştururken hangi ustadan etkilendin?

En çok kolleksiyonerlerin tesbihlerini seyretmekten etkilendim. Tarz olarak rahmetli Elazığlı Yusuf ustanın tarzını zaman zaman örnek aldım. Onun tesbihlerindeki güzelliği günümüzde çok az tesbihçi yakalamıştır. Tesbihcilikte her ustanın bir tarzı vardır ve tesbihten anlayan herkes, herhangi bir tesbihin kime ait olduğunu hemen çıkarır.


Tesbih dünyada nerelerde iyi yapılıyor, Türkiye bu işin neresinde?

Türkiye kadar güzel işçiliği olan başka ülke yok. Türkiye tesbihin her zaman zirvesinde kalmayı başarmış. Mısır'da tesbih atölyelerini gezdim, çok tesbihçi var, hammadenin bol olduğu ülkelerden birisi fakat işçilikleri kötü. Suriye ve İran da Mısır gibi. Ukrayna'da da bize ait bir atölye var.


Tesbih bağımlılık yapıyor

Ne tür hammadde kullanıyorsun?

Kehribar, gergedan boynuzu, su aygırı dişi, bağa, mors, balina dişi, fil dişi, mamut dişi, buffolo boynuzu, ren geyiği boynuzu, koç boynuzu, manda boynuzu, narçıl, kuka, katalin, yılan ağacı, öd ağacı, pelesenk ağacı, abanoz ağacı, vengi ağacı, azube ağacı, gül ağacı, zeytin ağacı, şimşir ağacı.


Yeni modeller geliştirmek için ne yapıyorsun?

Yeni modeli bazen düşüncede tasarlıyorum, bazen de tornamda bıçağın gideceği yöne göre hareket ediyorum. Yani bu şiir yazmak gibi kendiliğinden, bir anda içten gelen bir şey.


Senin koleksiyonun var mı?

Ufak da olsa var. Siparişte olsa yaptığım tesbihleri tutmak geliyor içimden ama olmuyor, bir şekilde elden uçup gidiyor.


Senin önerdiğin malzemeler nedir?

Kehribar (damla), gergedan boynuzu, su aygırı dişi, sıkma kehribar, bağa.


Niçin damla kehribar?

Kehribar çok uzun yıllarda olgunlaşan çam reçinesidir. Guatr başta olmak üzere, sarılık, stres atma vb. birçok hastalığa iyi geldiği bilinir.


Tesbih bağımlılık yapıyor mu?

Bağımlılık yapıyor. Güzel bir tesbihe alışan bir insanın tesbihsiz durması veya sanatsal değeri olmayan sıradan bir tesbihi çekmesi çok zor olur


Tesbihin bakımı nasıl olmalı?

Kehribar hariç hiçbir malzeme güneşi sevmiyor. Bu sebepten Araplar çok kehribarı seviyor. Güneş ışığı özellikle imamelerde eğilme-bükülmeye ve tanelerde çatlamaya sebep oluyor. Su, ıslak el, ter tesbihin parlaklığını yok ediyor. Hayvansal ürünlerden ve ahşaptan yapılan tesbihlere güvelenme ihtimaline karşı naftalin konması çok iyi olur.


Kimlerde senin tesbihin var?

14 yıldır tesbih yapıyorum. Bildiklerimin dışında bilmediğim kolleksiyonerlerde de tesbihimin olduğunu düşünüyorum, çünkü karşılaştığım çok oldu. Çok tesbih yaptım, ama koleksiyonluk diyebileceğimin sayısı iki binin üzerindedir.


Yıllar önce yaptığın bir tesbihle şimdi karşılaşınca ne hissediyorsun?

İlk önce yaptığım anı tekrar yaşıyorum. Çok yer değiştirdim. Hangi yerde yapmışım, hangi zor zamanım da yapmışım… Sanatçının yaşadığı en güzel duygu da bu olsa gerek.


En güzel malzeme Afrika'da
Kimlere çalışıyorsun?

Bilal Sütçü, Ali Demirel, Kadir Şükrü Karateke, Fatih Başçı, A. Ragıp Öner, Mehmet Çebi, Faruk Akça ile yurt dışından tesbihçi ve kolleksiyonerlerle çalışıyorum.

Bir tesbihe en fazla ne kadar emek verdin?

Ham maddesine ve işçiliğine göre değişiyor. İki günde bir tesbih çıktığı gibi, bir ayda işlemeli bir takının çıktığı oluyor.


Hammaddeyi nasıl temin ediyorsun?

Hammaddeyi yurt dışından getiriyoruz. Tesbihin en zor kısımlarından birincisi diyebiliriz bu konuya. Mesela Türkiye'de oltu taşı, zeytin ağacı ve şimşir ağacı hariç, güzel bir tesbih uygun malzemesi yok. Dünyada, yaşam şartları çok zor olan ülkelerden, örneğin Afrika gibi yerlerden ağırlıklı olarak temin ediyoruz hammaddeyi.


Malzeme için hangi ülkelere gittin?

Afrika ağırlıklı olmak üzere Uzak Doğu, Arap Yarımadası, Rusya ve Baltık ülkelerine gitmek nasip oldu. Son 3 yıl içinde kardeşimle beraber elliye yakın yurtdışı seyahati yaptık, sadece tesbih malzemesi bulmak için. Bunların içerisinde, belki hiçbir Türkün yakın tarihte adım atmadığı hatta daha önce hiçbir beyazın gitmediği Afrika'nın ücra köyleri de var. Tabi ki sadece bizim bildiğimiz meslek sırrımız olan yerler de var. Hammaddeyi bazen devletten resmi izinle, bazen ihale ile alıyoruz, bazen de eski objeleri tespihe çeviriyoruz.


Tesbih ustası için en zor olan nedir?

Pazarlık ve tamirat... En zor iş pazarlıktır. Zira sanat eserinde 'at pazarlığı' olmamalı. Sanatkarın aşkını şevkini söndürücü bir taraz bu işi öldürür. Biz yaptığımız işe değer biçmekte zorlanırız. İkinci zor bir konu da, başka bir ustanın yaptığı tesbihin tamiridir. Çünkü hem zaman alıyor hem de başkasının eserine müdahale ediyorsun. Yeni başlanmayan bir tesbihte his ve heyecan olmuyor.


Erdoğan'ın da koleksiyonu var
Tesbihten sıkıldığın olmuyor mu?

Asla; her tesbihin gönlümde ayrı bir yeri var. İlk başladığım zamanlardaki kadar olmasa da hala rüyalarımı tesbih ve tesbih malzemeleri süslüyor. Her tesbihe başlamadan önce ayrı bir heyecan duyuyorum. Besmelesiz başladığım tesbih yoktur.


En beğendiğin koleksiyon kimlerde?

Rahmetli Aydın Bolak beyin koleksiyonu, Bilal Sütçü, Ali Demirel, Şaban Köse ve

Fatih Başçı beylerin koleksiyonları çok güzel. Necip Sarıcı, Hüsamettin Özkan, Bedrettin Dalan, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın ve Sabancı ailesinin de hatırı sayılır zengin koleksiyonlarının olduğunu biliyorum. Bazı gizli kolleksiyonerler de var elbette.


Tesbih ustalığı teknolojik değişmelerden etkileniyor mu?

Eskiden el kemanesiyle yapılıyordu. Günümüzde elektrikli tornalarda yapılıyor. Gelişmemiş ülkelerde hala el kemanesiyle yapılıyor.


Sahte tesbihe dikkat!
Tesbih nasıl gündeme geliyor, sergiler oluyor mu?

Sergiler zaman zaman oluyor. Biz de iştirak ediyoruz. Kültür ve Turizm Bakanlığı bu noktada sanata ve sanatkara değer veriyor. Gerek uluslar arası fuarlarda Türk el sanatları standı düzenliyor, gerek kendi bünyesinde geleneksel el sanatları fuarı düzenliyor, biz de katılıyoruz.


Tesbih koleksiyonculuğu lükse mi giriyor?

Bu göreceli bir durum. Kişiye göre değişir. Tesbih koleksiyonculuğunun sermayesinde, tesbihi sevmekle birlikte maddi güç de devreye girer. 100 dolara da tesbih vardır, 10000 dolara da. Kim tespihlerinde maddi değerinden çok manevi değeri önemlidir. Ecdattan kalma tesbihlere paha biçilmez. Manevi büyüklerin çektiği tesbihler de büyük değerdedir. Osmanlıdan kalma olur, çok saygı duyduğun bir büyüğünden olabilir. Maddi boyutta tesbihe büyük para yatıranlar da oluyor, tesbih müzayedeleri yapılıyor, çok yüksek rakamlara tesbihler satılıyor.


Tesbihte de sahtecilik var mı?

Özellikle sahte bağa, sahte kehribar bol miktarda satılıyor. Alan kişiler sahte olduğunu anlamıyor.


Sahte tesbihi hemen tanır mısın?

Kehribar ve bağa hariç tüm tesbihlerin imitasyonu zor. Kehribar ve bağa bazen tornaya takmadan anlaşılmayacak kadar gerçeğe yakınları var. Diğerlerini çıplak gözle tanırım.

17 yıl önce