|

Tiyatro televizyonda yozlaştı

istanbulimpro’nun düzenlediği İstanbul Uluslararası Doğaçlama Festivali yurt içinden ve dışından pek çok tiyatro oyucusunu İstanbul’da buluşturdu. İstanbulimpro’dan Zeynep Özyurt Tarhan, doğaçlama tiyatronun televizyonlarda yozlaştığını dile getiriyor.

Yeni Şafak ve
04:00 - 17/05/2015 Pazar
Güncelleme: 19:23 - 16/05/2015 Cumartesi
Yeni Şafak

İstanbul'dan bir doğaçlama tiyatro festivali daha geçti. 13-16 Mayıs 2015 tarihleri arasında Kadıköy Terminal Sahnesi'nde 'Doğaçlama Paylaşır' sloganıyla gerçekleşen İstanbul Uluslararası Doğaçlama Tiyatro Festivali'ne Türkiye'den katılan doğaçlama oyuncuların yanı sıra İsrail, İsveç, Belçika, İtalya, Seattle ve Almanya'dan da birçok oyuncu geldi. istanbulimpro'nun bu yıl dördüncü kez düzenlediği festival boyunca Türkiye'de faaliyet gösteren doğaçlama tiyatro toplulukları ve yurtdışından gelen oyuncular gerek karma performanslarla gerek festival sürecinde düzenlenen atölye çalışmalarıyla yepyeni deneyimler edinerek bu deneyimlerini seyircilerle paylaştı. istanbulimpo'dan Zeynep Özyurt Tarhan aynı zamanda Mahşer-i Cümbüş'ün de kurucularından. Tarhan, doğaçlama tiyatronun televizyonlarda dejenere edildiğini söylüyor.



FARKLI BİR TATMİN DUYGUSU


istanbulimpro bir araya geldiğinde doğaçlamaya önce ulusal buluşmalarla başlıyor. Yurt dışında böyle topluluklar çok önceden beri var ve birbirlerinden haberdarlar. İstanbulimpro'nun da yurt dışıyla sıkı bağlantıları var. Oradaki gruplarla bir araya geliyorlar, fikir alışverişinde bulunuyorlar. Zamanla bu etkileşimler festivale dönüşüyor. Türkiye'de de yerel olarak birçok doğaçlama buluşması ve festival gerçekleştiriliyor. Doğaçlama yapmanın sonsuz formu var. Televizyonda izlediğimiz doğaçlama şovları gibi kısa format da yapıyorlar uzun formatta doğaçlamalar da yapıyorlar. Aynı ekipten Evren Duyal, “Bu kafada çalışmaya başlıyorsan artık daha özgürsün. Ben kendi adıma bunu söyleyebilirim. Biz bunu başarırken pek çok oyuncunun farkında olmadığı bir haz yaşıyoruz” diyor.



GÜLMEKTEN İBARET DEĞİL


Son yıllarda doğaçlama tiyatroya olan ilginin artmasını “İzleyici oyunun nasıl devam edeceğine kendisi karar veriyor. Kırmızı koltuklara oturup ışıkların kapanmasını oyun bitince de alkışlamayı beklemiyor” diyerek açıklıyor. Bu sayede aktif olarak oyunun içinde kendine yer bulan izleyici tiyatroyla daha yakından iletişim kurmuş oluyor. Doğaçlama yapmak o kadar da kolay değil tabii. Duyal ve Tarhan, doğaçlama yapacak kişinin kendisiyle el sıkışması, egolarından sıyrılması, karşısındaki kabul etmesi gerektiğini söylüyorlar. “Doğaçlama deyince herkesin aklına televizyonda izledikleri geliyor. Nasıl ki tiyatro sadece komediden ibaret değilse doğaçlama da gülmekten ibaret değil” diyen Tarhan, televizyondaki doğaçlama şovlara eleştiri getiriyor.



SAHNEDEKİ ÖZGÜRLÜKTEN ETKİLENDİM


Festivalin yurt dışından gelen konukları olduğunu söylemiştik. Simone Tani onlardan biri, İtalya'dan geliyor ama Liverpol'da yaşıyor. Bugiardini diye bir doğaçlama tiyatro grubunda sahne alıyor. Diğer bağlı olduğu tiyatro topluluğu ise Tiyatro Pomodoro. Uzun zaman önce doğaçlama bir şov izleyen Tani, oyuncuların özgürlüğünden çok etkileniyor ve bir kere doğaçlama yapıyor. Bir daha da duramıyor. “Doğaçlama risk almanızı sağlıyor. Risk aldığınızda da yeni bir şeyler keşfediyorsunuz. Yaptığınız şeyi sevmiyor ya da eğlenmiyorsanız ondan bir şey çıkmaz. Oyun sıkıcı olur eğlenmezseniz” diyen Tani, doğaçlama sayesinde kendini nasıl geliştireceğini öğrenmiş.



Yaşama sevincim arttı


Anders Fors, İsveç'te Gothenburg Improw Theatre'ın sanat yönetmeni. Her hafta sonu doğaçlama oyunlar oynuyorlar. Hafta içi de atölyelerde eğitim veriyorlar. Fors, tiyatroya caz gitar çalarak başlıyor. Sonra metinli oyunlarda rol alıyor. Daha sonrasında da dersler alarak doğaçlamaya başlıyor. Doğaçlama yapmaya başladığından beri yaşama sevincinin arttığını söyleyen Fors için doğaçlama hayatının enerjisi ve eğlencesi. Türkiye'de özel tiyatroların kendi çabalarıyla bir şeyler yapmaya çalıştığını biliyoruz İsveç'te de durumun pek farklı olmadığını Fors'tan öğreniyoruz.



Gençler doğaçlama yapıyor






Itamar Karbian, Oren Genkin, Amir Atsmon, Uri Lifshitz ve Ronen Ziliberman festivale İsrail'den katılıyorlar. Tel Aviv'de Lamabati diye bir grupları var ama belli bir sahneleri yok. Kudüs başta olmak üzere tüm İsrail'de sahneye çıkıyorlar. Birçok formatları var. Özel bir format üzerinde çalışıyorlar. 4,5 yıldır beraber olan ekip, Edgar Keret adında İsrailli modern bir yazarın oyunlarını temel alarak uzun formlu bir oyun ortaya çıkarmaya çalışıyorlar. Eskiden İsrail'de doğaçlamanın o kadar yaygın olmadığını söyleyen Lamabati ekibi, şimdi 15- 20 tane genç ve dinamik tiyatro grubu olduğunu kaydediyor. Genkin, “Doğaçlama kişiliğinizi çok besliyor. Karşınızdaki oyuncuyu daha dikkatli takip etmenizi gerektiriyor. Karşınıza ne zorluk çıkarsa çıksın bunu bir engel olarak değil sizi ilerletecek bir adım olarak görmeniz gerekiyor” diyor.


#istanbulimpro
#Simone Tani
#Kadıköy Terminal Sahnesi
9 yıl önce