ünyanın en önemli kumaş ve aksesuar fuarlarından olan Texworld bu ay İstanbul’da gerçekleştirildi. 2009 yılından bu yana dünyadaki Texworld fuarlarının sanat direktörlüğünü yapan iki Fransız modacı Louis Gérin & Grégory Lamaud kumaş kültürü hakkında bilgi vermek için İstanbul’daydı. Modacılara göre Türkiye önemli bir ilham kaynağı. Her 6 ayda bir sergiledikleri trend analizine göre, sosyal, çevresel, sanatsal, olarak Türk kumaşlarının gelecekte farklı arayışlara karşılık geleceğini ve ilham kaynağı olacağını söylüyorlar. “Küreselleşen kültürümüz üzerinde İstanbul ve Türk etkisi gittikçe daha fazla göze çarpıyor” diyen ünlü modacıların gözünde Türk modası yerel ama aynı zamanda küresel olma özelliği taşıyor. “Bu bölge kumaş, nakış, desen, motif ve renk bakımından güçlü bir tarihe sahip. Etkileri zengin olmakla birlikte tarihsel” diyen Louis Gérin & Grégory Lamaud, günümüzde teknik ve bilgi teknolojide buluştuğundan, sonucu zamanın göstereceğini söylüyor.
Geçmişte İngiltere, Kuzey Amerika ve Japonya tekstil sektöründe hayati bir rol üstlenmişti. Günümüzde ise hazır giyim New York’ta tasarlanıyor, Çin’de üretiliyor ve İngiltere’den dağıtılıyor. Kumaşların neye göre tercih edildiğinin ise çok net bir cevabı yok. Tasarım, fiyat ve kumaş türünden önce geliyor. Ancak, tabi bu moda sektörü açısından böyle. Söz konusu tekstil endüstrisi olduğunda fiyat neredeyse en önemli konu haline geliyor. Kumaş modasını sadece modacı ya da tüketici belirlemiyor. Ham maddeleri üreten çiftçi, kumaş ve iplik imalatçısı da modayı yönlendirmede önemli etkenlerden.
Günümüzde doğal olana dönme trendi kumaşlara da yansıdı. Louis Gérin & Grégory Lamaud, yaptıkları tasarımlarda geleneği ve yeniliği birleştirmeyi seviyor. Bu nedenle her zaman ipek ya da pamuk gibi geleneksel doğal elyaf tercih edip bunları modal & tencel gibi yeni ve modern elyaflarla birleştiriyorlar. İpek ve keten gibi doğal kumaşların günümüzde kullanılmamasının en önemli nedeni ise pahalı oluşu. Tek hedeflerinin pazarda bu tür doğal elyafları yeniden gündeme getirmek ve kullanımını yaygınlaştırmak olduğunu ifade eden modacılar “Bu elyaflara tahsis edilen endüstri yerini maliyet bakımından ve ‘teknoloji yeniliği’ olarak sentetik üretime bıraktı. Sürdürülebilir giderek büyüdüğü için bu iki yıldızlı elyaflar karşımıza yeniden çıkıyor” diyor. Kumaşların sağlıklı olup olmaması üretici için önem taşımıyor. Çünkü polyesterler hem ucuz hem de kolay üretiliyor. Bu sorunu aşabilmenin yolu ise kıyafet alırken sağlıklı kumaşları talep etmek.
Modanın başkentinin neresi olduğu tartışılan bir mesele. Milano diyen de var Paris diyen de. Fransız modacılar için şu an modanın merkezi –kendi ifadeleriyle- ‘Fransız olmalarından ötürü’ Paris. Ancak diğer açıdan bakıldığında modanın her yerde olabileceğini söylüyorlar. New York, Londra, Milano gibi yeni tarzların ortaya çıkarıldığı şehirlerin yanı sıra Berlin, Sao Paulo, Lizbon ve hatta Şanghay, Hong Kong ve Bangkok’ın da bu büyük moda sektöründe etkin rol üstleniyor. Louis Gérin & Grégory Lamaud; “Moda bir ifade ve sanat biçimidir. Herkesin bu alanda söyleyeceği bir şey her zaman vardır. Buna moda ifadesi diyoruz” diyor.
