33. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı’nın bu yılki onur konuğu Macaristan. Macaristan’dan gelen yazarların Türk okurlarla buluştuğu fuarın en ilgi çeken yazarı ise yemek kitaplarından tanıdığımız Zsofia Mautner. Uluslararası Salon kapsamında açık kalan ‘Mutfak’ bölümünde interaktif yemek sunumlarına katılan Mautner, Macar ve Türk kültürüne ait lezzet deneyimlerini katılımcılarla paylaştı.
ZARİF TÜRK RESTORANLARI AÇILSIN
İstanbul’dan önce Frankfurt, Kudüs ve Prag fuarlarına katılan Mautner, Türk ve Macar mutfaklarının birbirine çok yakın olduğunu söylüyor. Bir ülkenin veya toplumun kültürünü araştırırken o insanların ne yediklerine, nasıl yediklerine kısacası mutfak kültürüne da bakmakta fayda var. Bu, bize o insanlar hakkında pek çok bilgi verir. Mautner, bu anlamda sadece bir yemek yazarı değil. O aynı zamanda diğer kültürlerin mutfaklarını da derinlemesine inceleyen bir araştırmacı. Dünya mutfakları hakkında engin bilgi ve tecrübeleri var. Türk mutfağı ise en sevdiklerinden. Budapeşte’de döner, kebap gibi çok fazla fast food restoranı olduğunu söyleyen Mautner, cesur girişimcilere sesleniyor: “Eğer birisi Macaristan’da Türk restoranı açmak istiyorsa bir fast food restoranı olmasın. Macaristan’a zarif, şık bir Türk restoranı açsınlar, lütfen”
KIRMIZI BİBERİ TÜRKLER BİZE TATTIRDI
Mautner’in 6 yemek kitabı var. Bunlardan 3 tanesi yemek kültürleriyle ilgili. Çok satanlar listesine girmiş olan ilk kitabında çok fazla Türk yemeği bulunan Mautner, Macaristan’da insanların bu yemekleri çok sevdiklerini söylüyor. Dünyada Macar mutfağı dendiğinde hemen herkes Gulaş’ı söylüyor ama Mautner Macaristan mutfağının sadece Gulaş’tan oluşmadığını göstermek istiyor. Türkiye’de Macar yemeklerini anlatmak ise onun için çok kolay. Çünkü arada 150 yıllık ortak bir geçmiş var ve iki ülkenin mutfak kültürleri birbirine çok benzer. Hatta bu mutfak sözlüğüne bile yansımış. Kayısı, bıçak, patlıcan, tarhana Macaristan’da da aynı isimlerle anılıyor. Mautner, “Macar mutfağı kırmızı biber ile meşhur ama Macaristan’a kırmızı biberi getiren Türklerdir. 16 yüzyılda Türklerin Macaristan’a gelişiyle birlikte Macarlar kırmızı biber ile tanıştılar” diyerek Macaristan’ın meşhur kırmızı biberinin de asıl sahibinin Türkiye olduğuna dikkat çekiyor.