2011 yılında çıkardığı “Senfonik Türk Müziği Konseri” adlı ilk konser albümü ile klasik Türk müziği dinleyenlerini şaşırtan ama aynı zamanda da sevindiren Mehmet Özkaya, farklı bir Türk müziği anlayışla çıktığı yolda emin adımlarla ilerliyor. Türk sanat müziğinden halk müziğine, hafif müzikten Azeri Tango’ya kadar farklı tınıları çağdaş Türk Müziği yorumuyla seslendiren Özkaya, ‘Çağdaş Müzik Orkestrası Konseri’ albümü yine dinleyenlerinden tam not alıyor. Türk müziğinin tek ses sistemine göre olduğunu, batı müziğinden çok farklı olduğunu ve dünyada etnik müzik olarak algılandığını söyleyen Özkaya, Arap müziğine benzetildiği için Hint ve Yunan müziklerinden daha az bilindiğine de dikkat çekiyor. Çalışmalarının Türk müziğinin daha çok bilinmesine katkı yaptığını inkar edemeyiz.
“Müzik, çağını yansıtır. Biz de yaşadığımız dönemi ve çağı yansıtan yeni çalışmalar yapmak ve zengin, köklü müzik kültürümüzün tanınmasına ve tanıtılmasına katkı sağlamak durumundayız. Bu zengin ve benzersiz melodilerin sınırlarımızı aşması en büyük hayalimdir. Ayrıca yeniliklere açık bir sanatçıyım. Bu düşünceden yola çıkarak alışagelmişin dışında bir şeyler yapmak istedim” diyen Özkaya, verdiği iki özel konserde de farklı Türk müziği icra denemelerini gerçekleştiriyor. Geleneksel yapının dışına çıkarak da bu müziğin icra edilebileceğini ve en önemlisi de dinleyiciyi kavrayacağını kanıtlamış oluyor. Müzikte kalıpları yıkmak her zaman kolay olmayabilir hele geleneksel ve klasik müzikle uğraşıyorsanız.
Geleneksel Türk Müziği ulusal müzik kültürümüzün temelini oluşturuyor. Özkaya, aslının bozulmadan korunması gerektiğini ve yaşatılmasını diliyor. Eğer çağdaş bir Türk müziği oluşturulmak isteniyorsa da çalışmaların bu temel üzerine kurgulanması gerektiğini düşünüyor. “Çağdaş Türk müziğini klasik kalıpların içinde tek sesli icra edilen ve belirli üstatların tarzının taklidi değildir. Muhteşem eserlerimizi evrensel sunumla dinletebilme çabası bence Çağdaş Türk Müziği anlayışıdır” diyor. Konservatuar eğitimi almayan Özkaya, konservatuarlarda gençlere at gözlüğü takıldığını söylüyor. Müzikte geniş perspektife sahip olması da galiba buradan geliyor. Gençlerin türk sanat müziğine olan ilgisinin azımsanamayacak ölçüde olduğunu belirten Özkaya, Çağdaş Türk müziğini gençleri kazanmak için bir yol olarak da görüyor.
Türk Sanat Müziği ile ilgili çalışmalarına Ankara Türk Müziği Derneği’nde başlayan Özkaya, Doğan Koçer, Yılmaz Pakalınlar, Feruzan Esmergül, Ferit Sıdal, Ahmet Hatipoğlu, ve Metin Everes gibi değerli hocalardan nota, solfej, şan ve repertuar dersleri alıyor. Müzik hayatında hep var. İlk bestesini 17 yaşında yapıyor. Yaklaşık 10 yıl TRT Çocuk ve Gençlik korolarında eğitmenlik de yapmış olan Özkaya’nın TRT repertuarında ve Mesam’da pek çok bestesi bulunuyor. Özkaya, müzisyen, yorumcu, besteci kimlikleriyle Türk müziğine farklı bir bakış açısıyla yaklaşıyor, çağdaş bir yorum getirmek için çalışıyor.
9 parçadan oluşan albümde, Özkaya, seslendirdiği Azeri şarkı ‘’Ne Demişem’’ ile dikkatleri Tangoya çekiyor. Bu Tango konser için özel olarak sözleri Hayal Rza tarafından yazılıp Naile Mirmemmedli tarafından bestelenmiş. Azerbaycan’la sıkı bir müzik alışverişi olan Özkaya ilerleyen çalışmalarında başka bir Azeri şarkısını daha seslendireceğini söylüyor. Albümde müziği Ara Dinkjian’a ait olan daha önce Alpay tarafından “Dağların Arkasında Yar” daha sonra Ahmet Kaya ile özdeşleşen “Ağladıkça” şarkısını ‘’Yıkma Ne Olur’’ olarak yeni sözlerle sanatseverlerin beğenisine sunuyor.
