|

Y kuşağına evrensel ofisler

Renksizlik ve ruhsuzluk konusunda birbirine fark atan sıkıcı ofisler mutluluğun ve verimliliğin bir numaralı düşmanı. İş dünyasının yeni nesil ofislere ihtiyacı olduğunu söyleyen Ramadan Kumova, "Standartları tanımayan Y kuşağının motivasyonu ‘Mutlu Ofisler’ den geçiyor” diyor.

Yeni Şafak ve
04:00 - 7/12/2014 Pazar
Güncelleme: 21:50 - 6/12/2014 Cumartesi
Diğer

İş hayatı çetin ve zorlu, hatta acımasız. Büyük ego savaşlarına sahne olan ofislerde çalışan insanlar sinir ve stresten mutsuz oluyor ve bu mutsuzlukları yaptıkları işlere de yansıyor. Ortam da bizi mutsuz eden önemli bir etken. Renksizlik ve ruhsuzluk konusunda birbirine fark atan sıkıcı ofisler mutluluğun ve verimliliğin düşmanlarından biri. Doğal hayattan izole edilmiş cam binalara tıkılmış bir metin yazarı doğanın güzelliğini anlatan bir metin yazmakta zorlanabilir, bu şekilde çalışan bir mühendisten de yaratıcı fikirler beklemek komik olur. Çalışması zevkli, mutlu ofisler yaratıcılığı teşvik ediyor. FerYapı Yönetim Kurulu Üyesi Ramadan Kumova, Türk iş dünyasının yeni nesil ofislere ihtiyacı olduğunu söylüyor. Dünyada farklı coğrafyalarda, farklı tarzda çalışma alanlarını görmenin mümkün olduğunu, bir de tüm bunlardan bağımsız olarak evrenselleşen bir ofis eğilimi olduğunu kaydeden Kumova, “Çoğunluğunu Y kuşağının oluşturduğu günümüz çalışanlarını mutlu etmeden verimlilikten söz edemeyiz.  Standartları tanımayan Y kuşağının motivasyonu ‘Mutlu Ofisler’ den geçiyor” diyor.


GENÇLER KENDİ İŞİNİ KURMAK İSTİYOR

Günümüzün ve geleceğin trendlerini yaşları 18 ila 33 arasında değişen Y kuşağı belirliyor. Kumova, bu kitlenin, 2025 yılı itibarıyla çalışan nüfusun yüzde 70’ini oluşturacağını ve 2018 itibarıyla bir önceki nesilden daha fazla harcama gücüne sahip olacağını söylüyor. Türkiye’de Y kuşağının en büyük hedefi yüzde 86 ile “ev sahibi olmak” ikinci sırada yüzde 82 ile “iş yerinde güçlü bir unvana sahip olmak” ve üçüncü sırada yüzde 80 ile “yüksek maaşlı bir işte çalışmak” geliyor. Y kuşağı üyeleri arasında kendi işini kurmak isteyenlerin oranına bakıldığında yüzde 76 ile Türkiye birinci sırada yer alıyor. Hepsini de elde etmek merhum Sakıp Sabancı'nın da dediği gibi "Çalışmak, çalışmak, çalışmak" gerekiyor.


Yaşam standartlarımız değiştikçe çalışma alışkanlıklarımız da değişiyor. Bir zamanların trendi 'home-ofis' açmaktı. Şimdi ise sosyal aktivite alanlarının daha fazla olduğu ofis yapıları popüler. İçinde küçük de olsa yürüyüş parkurlarının, spor aktiviteleri için salonların, hatta özel telefon görüşmeleri için kabinlerin olduğu ofisler çalışanların memnuniyetini hedefliyor. Her şey yeni kuşağın isteklerine göre şekilleniyor. Belki on yıl, yirmi yıl sonra bu ofisler de bize demode gelmeye başlayacak ve yeni arayışlar içinde olacağız. 


İstanbul gibi metropollerin en temel sorunlarından biri trafik ve kalabalık. Evden işe giderken geçirdiğimiz süre zarfı içinde şehir enerjimizi adeta emiyor ve çalışma isteğimiz kalmıyor. Pazartesi sendromu böyleye tüm haftaya yayılıyor. Ofis ortamı ve tanımları değiştirilerek hiç olmazsa çalıştığımız alanda rahat, konforlu, huzurlu olmamız hedefleniyor. Patron odası, açık çalışma ofisleri, kapalı yönetici odası, toplantı odası, bekleme alanı, resepsiyon gibi kelimelerin yerine artık sosyalleşme alanı, ekip çalışması, hızlı toplantı, kullanıcı ihtiyaçları, sessizlik alanı, yenilikçi toplantılar gibi kelimeler kullanılıyor.

#y kuşağı
#ofis
#Ramadan Kumova
9 yıl önce