Müzik kariyeri boyunca hep kaliteli işlere imza atmak her müzisyene nasip olmaz. Her zaman aynı müzikalitede işler üretemeyebilirsiniz. Büyük bir ihtimalle artık eskisi kadar üretken de değilsinizdir. Müzikal çalışmalarına yüzeyden değil derinden yön veren Cem Yıldız, bu söylemin dışında kalan ender müzisyenlerden. Yaptığı her projede bizleri şaşırtmayı başarmış, her zaman bir artı koyabilmiş bir müzisyen. Bazen tek başına bazen bir sanatçı veya grupla karşımıza çıkan Yıldız, dinleyici olarak bizleri hep etkilemeyi başarıyor. Orient Expressions ile yaptığı üç albüm vardır ki bunların birinde Sabahat Akkiraz da sesiyle yer almıştır. Türkiye''de bugüne kadar çoğu müzisyenin yapmaya cesaret edemediği teknikleri deniyor Yıldız. Geleneksel ezgilerimizi elektronik altyapı ile yeniden yorumluyor. Smadj ve Rustam Mahmutzade ile bir araya gelerek çıkardığı Hü albümü, klasik Alevi ezgilerinin çok daha farklı formlarda dinlenebileceğinin kanıtı. Yüreğinin sızısı önce sazının tellerinden geçiyor sonra da elektronik cihazlarla birleşiyor, ortaya muazzam melodiler çıkıyor. Yıldız bugünlerde birçok diziye ve filme müzik yapıyor. Aynı zamanda bütün kayıtları bitmiş bir albümü var, çıkarmak için gün sayıyor.
Fatih Harbiye, Benim Adım Gültepe, Urfalıyam Ezelden gibi dizilerin müzikleri hep Yıldız''ın elinden geçiyor. Kasım ayında vizyona girecek olan Deliha''nın da müzikleri ona ait. Sadece dizi film izleyenlerin ismini buradan tanıdığı Yıldız, daha önce Saklı Hayatlar, Ay Lav Yu, Hükümet Kadın, Sevdaluk gibi projelere de müzikler yaptı. En son 2010 yılında ise zengin Alevi deyişlerine yer verdiği Hü albümünü yayımladı. Müzikal olarak gelenekselden beslenen Yıldız, gelenekseli güncel melodilerle harmanlamayı çok seviyor. Dizi sektöründe de hatırı sayılır bir yeri var Yıldız''ın. ''Dizi için devamlı olmasa da bazen beste ve şarkı istedikleri oluyor. Pozisyon olarak iyi durumdayım. En azından isim olarak bütün şirketler tanıyor beni. İsmim konuşuluyor. Her dizi yapanın aklına ben gelmiyorum ama genelde tercih ediliyorum.'' diyor.
Türkiye''deki dizi sektörü oldukça hareketli. Bu hareketlilik müziklerine de yansıyor haliyle. Çok fazla dizi yapılıyor ve çok fazla dizi müziği var. Duygusal sahneler için ayrı, heyecanlı sahneler için ayrı, komik sahnelerde apayrı müzikler yapılıyor. Dizinin konusu veya senaryosu kadar müzikleri de konuşuluyor ve yapımcılar da daha iyi müzikler istiyor. Dizilerde kullanılan müziğin defalarca kullanıldığından dolayı kıymetinin pek anlaşılmadığını söyleyen Yıldız, ''Filmde müzik tam sahneye göre kullanılıyor, seyircinin sahneyi izlemesine bırakılıyor. Müzik daha kıymetli oluyor bu yüzden.'' diyor. Yine de kaliteli işler yapılıyor. Yıldız, dizi müziklerinin dünya standardında yapıldığına işaret ediyor. Müzikal anlamda iyi bir yere geldiğimizi de ekleyen Yıldız, tek sorunun Anadolu müziğinde kullanılan saz gibi enstrümanlarımızın dünya pazarına henüz girememiş olduğunu belirtiyor. Yıldız''ın tek ve en büyük düşüncesi de bu.
Her proje için ayrı bir ekiple çalışan Yıldız, daha çok müzik direktörlüğü yapmak istiyor. ''Ben uğraştığım hiçbir şeyi ticari bir kaygıyla yapmıyorum. Kendi içimden ne geliyorsa öyle yapıyorum. Yaptıktan sonra fark ediyorum, ''Dünya pazarında böyle bir şey yok.'' diyorum. Bana Madonna''dan önce 15 dakika çalma şansı versinler. Ben kendime o kadar güveniyorum. ''Kendime'' derken buradaki ezgilere güveniyorum. Çok daha geniş kitlelerin seveceğine inanıyorum.'' diyen Yıldız, belirli bir yaş grubunun artık sadece gelenekseli uzun süre dinleyemediğini söylüyor. Geniş bir kitleye dinletmek için de içine farklı sesler katmanız gerekiyor. Ancak bu, onun formunu bozduğunuz anlamına gelmiyor. Yıldız bunun bir alternatif oluşturduğunu söylüyor.
Yıldız''ın diziler için yaptığı yüzün üzerinde bestesi bulunuyor. Bu kadar besteye bir soundtrack neden olmasın? Yıldız, internet ortamında tek bir CD yapıp içerisine bu bestelerini yüklemek ya da sitesinde dinleyenleriyle paylaşmak düşüncesinde. Dizi müziklerini ısmarlama olarak çalışan Yıldız, kendisi için beste yapmaya başladığında daha özgür oluyor. Kafasında sadece konsepti belirliyor ve çalmaya başlıyor, artık ne çıkarsa… Duyguları onu hangi notaya götürüyorsa o notaya basıyor.
Gerçek bir sanatçının en çok korktuğu şey şöhretidir. Şöhretinin sanatsal kişiliğinin önüne geçmesidir. Gerçek bir sanatçı yaptıklarıyla göz önünde olmak ister. Yıldız da öyle. Popüler kültürün ve kapitalist sistemin dayatmaları ona sökmüyor. Yıldız, ''Sanatçı toplumun bir adım önündedir derler ya ben ona çok da inanmıyorum. Sanatçı da sıradan bir insan.'' diyor. Son zamanlarda en çok rhatsız olduğu şey ise çok fazla müzik dinleyememek. Günlük ortalama altı yedi saat müzik yapan yıldız bir süre sonra bir şey dinleyemez hale geliyor. Ama sazını alıp iki tıngırdattı mı tamam.
Orient Expressions ekibiyle çok güzel işler yapan Yıldız, ilerleyen zamanlarda illa ki bir albümle karşımıza çıkacaklarının müjdesini veriyor. Bütün kayıtları tamamlanan albümün ise en fazla on günlük bir çalışması kalmış. Albümde 7 elektronik altyapılı 7 de akustik eser yer alıyor. Çıktığında her şeyiyle Yıldız''ın imzasını taşıyan bir albüm olacak. Albümde Olgun Şimşek''in seslendirdiği bir türkü de yer alıyor. Bu albümün son albüm olacağını söyleyen Yıldız, artık tek tek şarkı yapacak ve daha sonra onları bir araya getirip bir albüm yapacak.
