|

Demokratik açılım genişliyor

Fehmi Koru
00:00 - 9/12/2007 Pazar
Güncelleme: 23:23 - 8/12/2007 Cumartesi
Yeni Şafak
Demokratik açılım genişliyor
Demokratik açılım genişliyor

Türkiye terörle mücadelede moral üstünlüğü sağladığı için, PKK'yı bütünüyle tasfiye etmeyi amaçlayan hükümet, bugüne kadar pek cesaret edilmeyen geniş çaplı açılımlar yapmaya hazırlanıyor. Başbakan Tayyip Erdoğan '2. Avrupa Birliği – Afrika Zirvesi'ne katılmak üzere AB dönem başkanı Portekiz'in başkentine doğru yol alırken, uçakta, güncel olaylarla ilgili önemli açıklamalar yaptı.

En çarpıcı haberi PKK terörüne karşı verilen mücadelenin bir parçası olarak düşündükleri 'yeni eve dönüş yasası' konusunda aldık. Hükümet, Türkiye'nin PKK terörüyle mücadelesinde mesafe kaydedilmesinin, terör örgütünün içte ve dışta tecrit edilmesinin verdiği rahatlıkla cesur adımlar atma hazırlığında. Başbakan Erdoğan, hükümetin önceliğinin, dağa çıkışları durdurmak ve dağdan militan indirmek olduğunu, bunu sağlamak üzere öncekilerden daha kapsamlı bir yasa çıkarmayı düşündüklerini söyledi.

Yol boyunca Başbakan Erdoğan'a yöneltilen bazı sorular ve cevaplarını sunuyorum:

Soru: İl başkanlarına yaptığınız açıklamada 'eve dönüş'ten söz ettiniz, yeni bir çalışma mı var? Yoksa TCK'nın 221. maddesine vurgu muydu sözleriniz?

Daha önce kanun çıkardık, ama istifade edenlerin sayısı istediğimiz ölçüde olmadı. O zaman bir direnç oldu biliyorsunuz. Şu anda çok daha farklı bir noktadayız. Yeni bir çalışmayla dağa çıkışları minimize edebiliriz, yok edebiliriz. Sonra dağdan inişi de sağlayabiliriz. Kuzey Irak'ta gönülsüz bulunanların kaçıp kurtulması mümkün olabilir.

Soru: Muhalefet yine direnç gösterirse…

Muhalefet partilerinden zaten direnç gösterenler oldu. Bütçe görüşmelerine bakın. 'Silah bırakmaya davet ediyorlar' diyorlar. Bundan daha doğal ne olabilir? Siyasetçi ne yapar? Silaha mı davet eder? Ama biz kimseyle pazarlık yapmıyoruz. 'Yasa bu' diyeceğiz, 'Gel teslim ol' diyeceğiz.

Soru: Yeni bir yasa hazırlığı var galiba?

Evet yeni bir yasa çıkartılabilir. Bu konuda kimseyle bir pazarlığımız yok. Konuyu pek çok boyutuyla ele alacağız. Ona göre hazırlıklarımızı yapacağız: 'En yüksek verimi nasıl elde ederiz, bunu nasıl bir yasayla sağlayabiliriz?'

Soru: Dağa çıkışı nasıl engelleyeceksiniz, demokratik açılımlarla mı?

Demokratik açılımlarda zaten sorun yok. İsteyen demokratik mücadele içinde yerini alabiliyor. Ama demokratik mücadele içindekilerin bazıları sınırlarını bilmiyorlar, haklarının nerede bittiğini bilmiyorlar. Bütün dünya PKK'yı terör örgütü diye ilan ederken onlar bölücü örgüte 'anlı şanlı kahramanlar' diyorlar. Bunlar Türkiye'nin üniter yapısıyla da hesap içindeler. Biz Türkiye'nin 780 bin metrekarelik bütününde ameliyata asla izin vermeyiz.

Açık söylüyorum, bizim üç kırmızı çizgimiz var:

1. Bölgesel milliyetçiliği kabul etmiyoruz.

2. Etnik milliyetçiliği kabul etmiyoruz. 'Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı' hepimizin ortak paydasıdır. Etnik olarak sen yine Kürt ol, ama anayasal kimlik olarak Türk vatandaşısın, bunu da kabul et.

3. Dinsel milliyetçiliği de kabul etmiyoruz. Burada lâiklik tanımı önem arzediyor. Biz 1982 anayasasının gerekçesindeki lâiklik tanımını parti programımıza da aldık, yeni anayasa çalışmasında da var. Bu noktada lâikliği en büyük güvence olarak görüyoruz. Devlet tüm inanç gruplarına aynı mesafede olmalıdır.

Soru: Bu çalışmadan askerlerin bilgisi var mı?

Tabii var. Bunların hepsini Silahlı Kuvvetlerimizle beraber, konuşarak yapıyoruz. Biliyorsunuz, daha önceki 'eve dönüş yasası'nı da askerimizin talebi üzerine çıkarmıştık. Terörle mücadelede TSK ne ihtiyacı varsa, onu karşılıyoruz.

***

Görev süresi dolan YÖK Başkanı Prof. Erdoğan Teziç'in kendisine veda ziyaretine gelmemesi Başbakan Erdoğan için 'sürpriz' olmamış. Uğrasaydı bir tatlı kahve ikram edeceğini söylüyor. Kendisini en fazla kıran, 'medya aracılığıyla konuşmama' vaadini iki gün içinde bozması olmuş Prof. Teziç'in.

Hükümetin PKK terörünü sona erdirme konusundaki kararlılığı şu ana kadar işe yaradı. Sürecin başından beri, “Her şey hazırlıksız yürütülüyor” eleştirisini yapanları, elde bir proje olmadığını söyleyenleri haksız çıkaracak bir durum söz konusu.

PKK'yı ve terörü bitirecek her adım desteklenmeli.


Bu rejm hepimizin, birlikte koruruz

Lizbon yolundaki görüşmemiz sırasında, Başbakan Erdoğan, Türkiye'deki lâiklik tartışmalarının ekseninde yer alan 'türban' konusuna da değindi:

“Benim özellikle üzüldüğüm konu şu; anayasa tartışmalarını niye başörtüsüne indirgiyoruz? Eğitim özgürlüğü başka bir şey, din ve vicdan özgürlüğü başka. Zaten çarşıda-pazarda bu insanlar arasında bir problem yok. Problem seçkincilerin kafasında. Gerçi bazı yerlerde son zamanlarda maalesef sorun başladı, ama genelde hizmet alanlar noktasında sorun yaşanmıyor.

“Eğitime gelince: Ülkemizde eğitim özgürlüğü noktasında kızlarımızın bu sıkıntısının aşılması gerekir diye düşünüyorum. Türban yüzünden kızlarımız eğitim hakkından yararlanamıyor. İmkânı olanlar yurt dışına gidiyor, olmayanlar ilkokuldan sonra eğitimi bırakmak zorunda kalıyorlar. 'Nasıl olsa üniversitede önüm tıkalı' diyerek liseye de gitmiyor kızlar. Ben buna üzülüyorum. Dünyanın hiçbir yerinde olmayan bizdeki uygulama başka ülkelere de örnek teşkil ediyor. Bazı Batı ülkelerinde, eyalet düzeyinde de olsa, 'Siz müslüman ülkesiniz, bakın sizin ülkenizde türban yasağı var' diyerek böyle bir uygulamaya gidiyorlar. Bunu bir yerden başlayarak çözmemiz lazım, ama hep beraber çözmemiz lazım. 'Rejim elden gidiyor' diyorlar, rejim niye elden gitsin? Bu hepimizin rejimi, hep beraber koruruz.”


BOP'u zaten başlatanlar bozdu

Başbakan uluslararası alanda çok yönlü politikalar sürdürüyor. Yola çıktığımız gün Lübnan'da tıkanmış görünen cumhurbaşkanlığı seçiminde sonuç alınabilmesi için taraflarla telefon görüşmeleri yapmış... Annapolis toplantısının verimli geçmesi için devreye girmiş. “Bizim 'Büyük Ortadoğu Projesi' (BOP) içinde yer almak gibi bir derdimiz yok” dedi Erdoğan ve ekledi: “BOP'u başlatanlar bozdu zaten. 'Ortadoğu'da biz ne yapabiliriz?' sorusunu kendimize sorup bölgeye dönük bize özgü politikalar geliştiriyoruz.”


16 yıl önce