|

İstanbullu Rum yazardan "acı göçün" öyküsü

Tarihe "6-7 Eylül Olayları" olarak geçen azınlıklara yönelik hareketin İstanbul'dan ayrılmak zorunda bıraktığı bir Rum ailenin oğlu Byron Ayanoğlu, Moda'dan Montreal'e uzanan "acı göçün" romanını yazdı.Ayanoğlu, hayat hikayesinden öğeler içeren romanı "İstanbul'dan Montreal'e, Bir Göçmenin Hikayesi"nin tanıtımı için geldiği İstanbul'da, soruları yanıtladı. 

Aa
00:00 - 13/04/2013 Cumartesi
Güncelleme: 15:54 - 13/04/2013 Cumartesi
Yeni Şafak
İstanbullu Rum yazardan "acı göçün" öyküsü
İstanbullu Rum yazardan "acı göçün" öyküsü

Sirkeci'de, babasının işlettiği matbaanın bulunduğu babaannesine ait evde 1946 yılında dünyaya gelen Byron Ayanoğlu, bir süre de Samatya'da yaşadıktan sonra 5 yaşındayken ailesiyle Kadıköy Moda'ya taşındı. Anne tarafı Konya'dan, baba tarafı Kayseri'den İstanbul'a gelen Ayanoğlu, anne ve babasının İstanbul'da doğup büyüdüğünü söyledi. Ayanoğlu, duygularını "Biz İstanbulluyuz. Başka yer bilmedik. Rum, Ermeni, Yahudi, Katolik ve Türklerin iç içe yaşadığı Moda benim için terk etmek zorunda kaldığım İstanbul'un özü gibi" sözleriyle aktardı. 

Ayanoğlu, İstanbul'dan ayrılmak zorunda kaldıkları 6-7 Eylül olaylarını şöyle anlattı: 

"Selanik'te Atatürk'ün evine Yunanlılar tarafından bomba atıldığı haberinin yayılması üzerine, 6 Eylül 1955'te ellerinde kazma, balta ve sopalarla sokaklara dökülen binlerce kişi, gayrimüslimlere ait ev ve iş yerlerini yakıp yıkmıştı. Olayların durdurulamaması üzerine, ordu devreye girmiş, İstiklal Caddesi dahil sokaklar tanklarla kontrol altına alınabilmişti. 6-7 Eylül olayları enfes bir günde, herkes plajdayken, tam bir sürprizle gelen dev dalga gibiydi. Ani başlayan olaylar, son derece organize şekilde gelişti. O zamanlar sadece Rumların ya da Türklerin yaşadığı yerler yoktu, her yerde herkes iç içe yaşıyordu. Fakat listeler yapılmıştı, hangi evde Rum, hangi evde Türk yaşıyor biliyorlardı. O dönem Moda'da oturuyorduk, Türk komşularımız bizi koruduğu için evimize giremediler. Olayların akabinde birkaç gün evden çıkamadık, perdeler kapalı evde oturduk. Ailemin, İstanbul'u terk etmeye o gün karar verdiğini düşünüyorum."

-"Yunanistan AB'den çıksın, Türkiye de girmeyi düşünmesin bile"-

Ayanoğlu'nun, Yunanistan ile Türkiye arasındaki ilişkilere de kendine özgü bir bakışı var. Ayanoğlu, 500 yıl birlikte yaşamış halklar arasında bazı sorunların bulunmasının kaçınılmaz olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi:

"Fakat bugün akıllı Yunanlılar anlıyorlar ki onların en iyi dostu Türklerdir. Yunanistan'da insanlar eski sorunların engel olarak kalmasını istemiyor. 'Eski eskide kaldı' görüşü var. İki halkın mantalitesi aynı. Aynı yemekleri yiyorlar. Yemek meselesi çok önemlidir. Aynı yemeği yediğin insanla daha iyi ilişkiler kurarsın. Kültürler birbirine yakın. Mesela babam bir Türk. Kadının yeri, çocuğun hal ve hareketi, erkeğin görevleri... Bütün bu konularda Türk gibi düşünürdü."

Yunanistan'ın bugün yaşadığı ekonomik krizin çözümünün de Türkiye ile kuracağı ilişkiler olabileceğini anlatan Ayanoğlu, "Yunanistan Türkiye'ye, Türkiye'nin Yunanistan'a olduğundan daha fazla muhtaç" görüşünü dile getirdi.

Yazar Byron Ayanoğlu, Avrupa Birliği (AB) konusunda da "Türkiye Yunanistan'a AB'den daha yakın. Bence Yunanistan AB'den çıkmalı, Türkiye de AB'ye girmeyi düşünmemeli bile. Türkiye, Yunanistan ve Arap dünyası kendi birliğini kurabilirse bu herkes için daha iyi olur" görüşünü dile getirdi.


11 yıl önce
default-profile-img