|

Yükseköğrenimin nitelik sorunu var

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, bugün Türk yükseköğreniminin nicelik değil, nitelik sorunu bulunduğunu belirterek, özellikle yeni kurulan üniversitelerin bulundukları şehirlerdeki liselerin devamı gibi olmaması gerektiğini söyledi.

Aa
00:00 - 3/02/2010 Çarşamba
Güncelleme: 17:12 - 3/02/2010 Çarşamba
Yeni Şafak
Yükseköğrenimin nitelik sorunu var
Yükseköğrenimin nitelik sorunu var

Cumhurbaşkanı Gül, üniversite rektörleri ve YÖK üyeleriyle Çankaya Köşkü'ndeki öğle yemeğinde bir araya geldi. Gül'ün, basına kapalı gerçekleşen yemekte yaptığı konuşmaya Cumhurbaşkanlığının internet sitesinde yer verildi. 

Cumhurbaşkanlığı döneminde ilk kez rektörlerle bir araya geldiklerini ifade eden Gül, bu uygulamayı geleneksel hale getirerek önümüzdeki yıllarda tekrarlamayı arzu ettiğini belirtti.

Bilim, sanat, araştırma ve geliştirme çalışmalarını teşvik ve himaye etmeye kararlı olduğunun altını çizen Gül, bu amaçla üniversiteleri ziyaret ettiğini, bilimsel ve akademik faaliyetlere katıldığını, gerektiğinde bu faaliyetleri himayesine aldığını söyledi.


'ÜNİVERSİTELER YERELLEŞMEMELİ'

Türkiye ekonomisinin küreselleşen dünyada dengeli olarak büyümeyi sürdürmesi ve uluslararası piyasalarda rekabet gücünü arttırmasının, bilgiye dayalı doğru kararların alınmasına bağlı olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Gül, bu nedenle bilgiyi üreten üniversitelerin de kendi alanlarında yüksek bir rekabet gücüne sahip olması gerektiğini kaydetti.

Cumhurbaşkanı Gül, üniversitelerin küresel rekabete katılabilen, dünyaya açık ve toplumun beklentilerini karşılayan dinamik kurumlar haline gelmesinin temel beklenti olduğunu ifade ederek, üniversitelerin uluslararası rekabete açılması gerektiğini vurguladı. 

Özellikle yeni kurulan üniversitelerin yerelleşmesine izin verilmemesi gerektiğinin altını çizen Gül, yeni üniversitelerin kurulmasında o şehirdeki ileri gelenlerin katkılarından dolayı övünmesinin normal olduğunu, ancak bunun üniversiteleri yönetmeleri ve şekil vermeleri anlamına gelmediğini söyledi. Gül, 'Böyle olursa orta ve uzun vadede o üniversitelerin taşralaştığını, şehre yeni şeyler taşıyamadığını görürüz' diye konuştu. 


'TOPLUMUN TÜM KESİMLERİNE HİTAP ETMELİ'

Cumhurbaşkanı Gül, üniversitelerin genç nüfusun ilgi ve yeteneklerini en iyi şekilde değerlendirerek toplumsal, kültürel ve ekonomik gelişmede öncü rolü üstlenmesi gerektiğini de belirterek, şöyle konuştu: 

'Yükseköğretim kurumları sadece lise mezunu gençlerimize değil, toplumun tüm kesimlerine hizmet ve eğitim fırsatı sunan kurumlar olmalıdır. Üniversiteler hayat boyu eğitim fırsatlarını geliştirmeli ve toplumun tüm kesimlerine hitap edebilen esnek programlar da uygulayabilmelidirler. 

Üniversitelerin toplum sorunlarına duyarlı olması, sorunların daha kolay ve rasyonel bir şekilde çözülmesini sağlayacaktır. Bu nedenle üniversitelerimiz bulundukları şehirlerin ihtiyaçlarıyla yakından ilgilenmeli, kütüphanelerinden, sosyal ve kültürel tesislerinden halkın yararlanmasına izin verilmelidir. Üniversitelerimiz bulundukları illerin ve bölgelerin ekonomik ve sosyal kalkınmalarının lokomotifi olmalıdırlar.' 


ÜNİVERSİTE-SANAYİ İŞBİRLİĞİ

Üniversitelerin aynı zamanda toplumla iyi ilişkiler geliştirerek kaynak yaratan kurumlar olduğunu belirten Gül, bu bağlamda üniversite-sanayi işbirliğinin önem taşıdığını kaydetti. 

Son yıllarda üniversitelerin toplumla ve sanayi kuruluşlarıyla ilişkilerini geliştirmesinin sevindirici olduğunu dile getiren Gül, yükselen ülkeler arasında gösterilen Türkiye'nin teknoloji transfer ederek bu yükselişi sürdüremeyeceğini, teknoloji üreten bir ülke haline gelmesi gerektiğini söyledi. 

Gül, üniversitelerin daha çok proje üretmesi ve yeni buluşlarla Türkiye'nin rekabet gücünün yükselmesine katkı sağlaması gerektiğini ifade ederek, bilgi ve teknolojinin üretim yerinin üniversiteler olduğunu belirtti.

Türkiye'de son yıllarda bilim ve teknoloji alanındaki çalışmalarda önemli bir zihniyet değişikliği yaşandığını ve AR-GE çalışmalarına daha fazla kaynak ayrıldığını da anlatan Gül, bunun sonucu olarak üniversitelerdeki bilimsel çalışmaların sayısının ve kalitesinin arttığını, uluslararası platformlarda ses getiren buluşlara imza atıldığını kaydetti. Cumhurbaşkanı Gül, bu noktada üniversitelerin TÜBİTAK'la iş birliğini takdir ettiğini de söyledi.

Cumhurbaşkanı Gül, üniversitelere gerekli olan mali desteğin yeterince sağlanamadığını belirterek, bu alanda AB fonları ve projelerinin önemli bir fırsat olduğuna dikkati çekti. 


'LİSENİN DEVAMI GİBİ OLURSA...'

Yüksek öğretimdeki okullaşma oranının çağdaş ülkelerin seviyesine yükselmesi için atılan adımların sevindirici olduğunu dile getiren Gül, şöyle devam etti: 

'Bugün artık Türk yükseköğreniminin nicelik değil, nitelik sorunu var. Yükseköğretim sisteminin bu açıdan iyileştirilmesi gerekli. Yeni kurulan üniversiteler bulundukları şehirlerde lisenin devamı gibi olmamalıdır. Böyle olursa üniversite kurarak o şehrin çocuklarına kötülük yapmış oluruz. O şehrin parlak çocukları ailelerinin yanında okusunlar diye uzağa gönderilmeyebilirler. Uzaktaki daha güzel üniversitelere gidebilecek çocuklar o şehirdeki üniversitelerde okuyorlarsa bu, uzun vadede onları cezalandırıcı olmamalı. Üniversite muhakkak o şehre üniversite havasını getirmeli. Binasıyla, sosyal yaşam imkanlarıyla, bilimsel çalışmalarıyla, dışarıya olan açılımıyla ki çocuk farklı bir ortama geldiğini bilsin.'

Vakıf üniversitelerinin çoğalmasından memnuniyet duyduğunu ve desteklediğini belirten Gül, destekleniyor diye bu tür üniversite kurulurken üniversite standardının düşürülmemesi gerektiğini söyledi. Gül, 'Bunun takibi en iyi şekilde yapılmalıdır ki sonunda uzun vadede ortaya yanlış gelişmeler ve eğilimler çıkmasın' dedi. 


'ELEŞTİREL DÜŞÜNCENİN ÖNÜ AÇILMALI'

Üniversitelerde eğitimin her türlü ezberciliği dışlaması ve dogmalardan arınmış olması gerektiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Gül, şunları kaydetti:

'Eleştirel düşüncenin önü açılmalı, öğrencilerin yeni sorunlara esnek çözümler üretebilmeleri hedeflenmelidir. Demokratik–çoğulcu bir toplumda üniversitelerimizin de çoğulcu bir yapıya sahip olması kaçınılmazdır. Yükseköğretim kurumları farklılaşmalı ve bu farklılaşma temelinde birbirleri ile rekabet etmelidir. Üniversiteler farklı düşüncelere ve yaşama biçimlerine saygının merkezi olmalıdır. Üniversitelerin demokrasimizin ve farklılıkları bir arada yaşatma kültürümüzün gelişmesine önemli katkılar sağlayacağına inanıyorum. Kaliteli üretim yapan, eleştirel düşünebilen, yeniliklere açık insan gücü hem demokrasimizin hem de kalkınmamızın teminatıdır. 

Önemle belirtmek isterim ki üniversitelerin öncelikli görevi eğitim ve araştırma yapmaktır. Ancak bu onların ülke meseleleri ile ilgilenmeyeceği, politik sorunlara ilişkin olarak görüş ve önerilerde bulunmayacağı anlamına gelmez. Üniversiteler ülkenin her türlü siyasi konularıyla yakından ilgilenmeli, görüş ve önerilerini kamuoyuyla paylaşmalıdır. Ancak üniversitelerimiz gündelik siyasi çekişmelerden ve ideolojik çatışmalardan mutlaka uzak durmalıdır.' 


'16 BİN YABANCI ÖĞRENCİ YETERSİZ'

Ülkeler arasındaki ekonomik ve teknolojik rekabetin uluslararası piyasada yetenekleri toplama yarışına dönüştüğünü anlatan Gül, önde gelen üniversitelerin yetenekli gençleri ve kaliteli öğretim üyelerini bünyelerine almak için yarıştığına, başarı sıralamasında yabancı öğrenci sayısının önemli bir kriter haline geldiğine dikkati çekti. 

Yurt dışında yaklaşık 45 bin Türk öğrenci bulunduğunu, Türkiye'de okuyan yabancı öğrenci sayısının ise 16 bin civarında olduğunu belirten Gül, yabancı öğrencileri Türkiye'ye çekmek konusunda üniversitelerin daha fazla gayret göstermesini istedi. 

Cumhurbaşkanı Gül, yurt dışına gerçekleştirdiği ziyaretlerde Türkiye'de üniversite eğitimi almış kişileri devletin önemli mevkilerinde gördüğünü belirterek, bu kişilerin Türkiye ile ülkeleri arasında dostluk köprüleri olduğunu söyledi.

Yemekte konuklara rezene dolması, fava üstü kadayıfa sarılı karides, kuzu pirzola ve pilav, salata, bezeli frambuazlı tart ikram edildiği öğrenildi. 


14 yıl önce