Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç, 23-25 Nisan'da yapılacak Çanakkale Kara Savaşları 100. yıl anma törenlerine 21 devlet başkanı, 2 meclis başkanı, 3 cumhurbaşkanı yardımcısı, 5 başbakan, 2 eski cumhurbaşkanı, 4 uluslararası örgüt genel sekreteri ve 8 yüksek şahsiyetin de dahil olduğu 80 civarında ülkenin katılacağını söyledi.
Haftalık olağan basın toplantısında Çanakkale Kara Savaşları'nın 100. yılı anma törenlerinin 23-25 Nisan'da yapılacağını hatırlatan Bilgiç, ilk olarak 23 Nisan'da İstanbul Kongre Merkezi'nde Barış Zirvesi düzenleneceğini ve zirveye Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Thorbjorn Jagland'ın da panelist olarak katılacağını belirtti. Tanju Bilgiç, zirveye Başbakan Ahmet Davutoğlu, Avustralya ve Yeni Zelanda başbakanları ile Irak cumhurbaşkanının katılacağını, ayrıca Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da burada konuşma yapacağını bildirdi.
Zirvenin ardından 24 Nisan'da Çanakkale törenlerine geçileceğini söyleyen Bilgiç, "Törenlere 21 devlet başkanı, 2 meclis başkanı, 3 cumhurbaşkanı yardımcısı, 5 başbaDışişleri Bakanlığı Sözcüsü Bilgiç, 23-25 Nisanan, 2 eski cumhurbaşkanı, 4 uluslararası örgüt genel sekreteri ve 8 yüksek şahsiyetin de dahil olduğu 80 civarında ülke katılıyor. Zaten 100 civarında davetli vardı" diye konuştu.
Her sene özellikle Avustralya ve Yeni Zelanda'dan çok sayıda misafirin bu törene katıldığını anımsatan Bilgiç, bu kez de iki ülkeden toplam 10 bin kişinin törenlere katılmak üzere Çanakkale'ye geleceğinin kaydetti.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Bilgiç, 1915 olaylarına ilişkin Papa'nın "soykırım" sözünü değerlendirirken, şunları söyledi:
"Papa bu çekilen acılar konusunda Hristiyanlarla Müslümanlar arasında bir ayrımcılık yapmıştır. Birinci Dünya Savaşı'nda hayatlarını kaybeden Türk ve Müslüman halklarının uğradığı katliamları görmezden gelerek sadece Hıristiyanların acılarını öne çıkarmıştır. Bu farklı dinler ve kültürler arasındaki barışa hizmet etmeyecek talihsiz bir açıklamadır. Papa, Türkiye'ye ziyaretinde çok farklı konuşmuştu. Zaten bu çelişkiyi anlamıyoruz ve kendisine yakıştıramıyoruz. Bunun bir propaganda şekline dönüşmesi çok üzücü.
Papa, açıklamasında, uluslararası alanda mahkemelerde soykırım olarak kabul edilen Ruanda ve Bosna'daki soykırımlar için kitle ölümü ifadesini kullanmıştır. 1915'te Anadolu'da hayatını kaybeden Müslümanlara hiç değinmemiştir ve uluslararası mahkemelerde soykırım olarak tanımlanmamış 1915 olaylarına da soykırım demiştir. Bu büyük bir çelişkidir."
Tanju Bilgiç, Papa'nın açıklamalarının ardından Türkiye'nin Vatikan Büyükelçisi Mehmet Paçacı'nın istişareler için Ankara'ya çağrıldığını ve Ankara'daki Vatikan Büyükelçisi'nin de Dışişleri Bakanlığı'na çağrılarak Türkiye'nin görüşleri ve rahatsızlığının iletildiğini hatırlattı.
Bilgiç, Büyükelçi Paçacı'nın ne zaman döneceğiyle ilgili bir soru üzerine, Türkiye'nin Papa Franciscus'un 1915 olaylarına ilişkin ifadelerine vereceği tepkiyle ilgili Paçacı'nın temaslarının sürdüğünü söyledi.
Avrupa Parlamentosu'nun 1915 olaylarına ilişkin dün kabul ettiği karara ilişkin görüşlerini de dile getiren Bilgiç, "Acıları Türkiye karşıtlığı olarak kullanmak kabul edilemez bir husus. Soykırım toplu ölümlerin olduğu her olayda kullanılabilecek jenerik bir terim değil" ifadesini kullandı.
Bilgiç, Avrupa Parlamentosu'nun kararında Türkiye ile Ermenistan arasında 2009 yılında imzalanan protokollerin Ermenistan tarafından geri çekildiğine yer verilmemesinin de parlamentonun ne kadar tarafgir olduğunun somut bir göstergesi olduğunu vurguladı. Sözcü Bilgiç, bu tarz kararların sadece Türkiye-AB ilişkisini zedelemekle kalmayıp aynı zamanda meselenin çözümünü de sekteye uğrattığını dile getirdi.
AP'nin kararının Türkiye'nin AB ile ilişkilerini nasıl etkileyeceğine ilişkin bir soruyu yanıtlayan Bilgiç, AP ile Avrupa'nın diğer kurumlarının ayrılması gerektiği cevabını verdi. Bilgiç, "Asıl olan AB kurumlarının bu konuda ne düşündüğü ve ne diyeceği" ifadesini kullandı.
Sözcü Bilgiç, Yemen ile ilgili bir soru üzerine de Türkiye'nin Yemen politikasının açık ve net olduğunu, sorunun barışçıl bir siyasi diyalog yoluyla çözülmesi gerektiğini dile getirdi.
Türkiye'nin seçimle iş başına gelmiş cumhurbaşkanına yönelik saldırıları kınadığını hatırlatan Bilgiç, Türkiye dahil uluslararası toplumun beklentisinin Husilerin güç kullanarak ele geçirdiği tüm bölgelerden çekilmesi, el koydukları silahları teslim etmesi ve meşru hükümete saygı göstermesi olduğunu söyledi.
Bilgiç, bazı ülkeler tarafından dile getirilen ateşkes ilanı ve çözüm için siyasi müzakerelere başlanması teklifinin Husilerin kuvvet kullanarak sahada elde ettikleri üstünlüğü kabullenmek anlamına geleceğine dikkati çekerek, "Bu da barışçı çözüm çabalarını sonuçsuz bırakabilir" diye konuştu.
Sözcü Tanju Bilgiç, insan hakları ihlallerinin incelemesi için Kırım'a gidecek gayriresmi heyetin ne zaman yola çıkacağının sorulması üzerine, "Gayriresmi heyetin Kırım'a gitmesi bir tutum değişikliği veya Kırım'ın ilhakını tanıdığımız anlamına gelmemektedir" dedi.
Bilgiç, Türkiye'nin krizin başından bu yana Kırım dahil Ukrayna'nın toprak bütünlüğünü savunduğunu vurgulayarak, heyetin gidişiyle ilgili gecikmenin Rusya'nın Kırım'a sadece Rusya üzerinden giriş yapılabileceğini bildirmesi üzerine yaşandığını kaydetti.
Bilgiç, başka bir soru üzerine de bilgisayar korsanları tarafından basına verilen ve aralarında Türklerin de bulunduğu danışman grubunun Ukraynalı askerleri eğiteceğiyle ilgili haberlerin gerçeği yansıtmadığını söyledi. Habere konu listenin Mart 2014'te Ukrayna'nın daveti üzerine Ukrayna'ya giderek Viyana Belgesi denetimine katılan AGİT ülkelerine mensup denetimcilerin listesi olduğunu dile getiren Bilgiç, "Herhangi bir askeri danışman görevlendirileceğine ilişkin iddialar doğru değil" şeklinde konuştu.
Sözcü Bilgiç, aynı şekilde Türkiye ile Çin arasında vizelerin kaldırılacağına ilişkin haberlerin de doğru olmadığının altını çizdi. Çin'in Türkiye'nin önemli bir siyasi ve ekonomik ortağı olduğunu belirten Bilgiç, habere konu olan konuşmanın e-vize almaları konusunda Çinli vatandaşlara gösterilen kolaylıklara ilişkin olduğunu dile getirdi.
Türkiye'yi iş amacıyla ziyaret etmek isteyenlere hızlı ve kolay şekilde e-vize verildiğini anımsatan Bilgiç, 31 Mart'tan bu yana verilen 6 milyonun üzerinde e-vizeden 140 milyon dolar harç geliri elde edildiğini bildirdi. İngiltere, Hollanda ve Irak'tan sonra en fazla e-vize alan ülkenin Çin olduğunu söyleyen Bilgiç, günde binden fazla Çinlinin e-vize aldığını söyledi.
Tanju Bilgiç, ayrıca Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun cumartesi günü ABD Dışişleri Bakanı John Kerry'nin davetlisi olarak bu ülkeye gideceğini söyledi.
Bilgiç, ziyaret hakkında bilgi verirken, Çavuşoğlu'nun Türk-Amerikan Kültür ve Medeniyet Merkezi'ni ziyaret edeceğini, Türk-Amerikan toplumu temsilcileriyle bir araya geleceğini, konferansa katılacağını, düşünce kuruluşları yöneticileri ve Amerikalı kanaat önderleriyle görüşeceğini aktardı.
Çavuşoğlu'nun resmi temasları kapsamında John Kerry ve Ulusal Güvenlik Danışmanı Susan Rice ile de görüşeceğini bildiren Bilgiç, ayrıca Temsilciler Meclisi Türkiye Dostluk Grubu Eşbaşkanları tarafından düzenlenen bir toplantıya da katılacağını ifade etti.
Bilgiç, ayrıca ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Victoria Nuland'ın İstanbul'da bugün başlayan ve iki gün sürecek temaslarında Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu ile bir araya gelerek, iki ülkeyi ilgilendiren konularda görüş alışverişinde bulunulacağını kaydetti.
