Başbakan Ahmet Davutoğlu, Diyarbakır'da onbinlere seslendi. Büyük coşkuya sahne olan ve vatandaşların sık sık 'Ahmet Hoca' diye seslendiği buluşmada Başbakan, muhalefetin söylemlerini ders anlatır gibi eleştirdi. HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş'ın, Türkiye'nin batısında gösterdiği bazı adayları Diyarbakır'a getiremeyeceğini, 'ahlaklı' Diyarbakır halkının bunu kabullenmeyeceğini belirten Davutoğlu, 'Ulu Camii'de namaz kılmaz, Kudüs nedir bilmez' dediği Demirtaş'a, “Ders 1: Diyarbakır tevhid şehridir. Ders 2: Diyarbakır Kudüs'ün, Mescid-i Aksa da Ulu Camii'nin ebedi kardeşidir. Ders 3: Taksim değildir kıble. Kudüs'tür ilk kıblemiz” dedi. Davutoğlu, “HDP Eş Başkanı Demirtaş, Diyarbakır'a gelerek silahların bırakılması için Kandil'e “Artık yeter” diyebiliyor mu?” diye sordu.
“Diyarbakır'ı Konya'dan ayrı tutarsak Allah ikinci nefesi bize nasip etmesin” diyen Başbakan, Türkiye'nin bölgede sınırları ortadan kaldırma adımlarını attığı zaman Suriye'nin ve Irak'ın birilerince karıştırıldığına dikkat çekti. Türkiye'nin bütün mazlumlara sınırlarını açtığını dile getiren Davutoğlu, “Mazlum ve masum bir tek Türkmeni, bir tek Kürdü, bir tek Arabı dahi zalime teslim etmedik, etmeyeceğiz, ne IŞİD'e ne Esed'e. Kim mazlumsa hamisi Türkiye'dir” açıklaması yaptı. Davutoğlu şöyle konuştu:
“Demirtaş bir ABD'ye gitti, güya anti-emperyalistti, döndü geldi onların diliyle, lobilerin diliyle konuşmaya başladı. Kobani'den gelenlere de Türkiye sahip çıktı. Demirtaş bir kez çıkıp Kılıçdaroğlu'na 'Sığınmacıları nereye göndermek istiyorsun' diye sordu mu? Tehdit ediyorlar. Yüreğinize korku salmak isteyenlere karşı başınız dik olsun. Bu ülkede bir daha 6-7 Ekim benzeri olaylara izin vermeyiz. Bu tehditler karşısında hiçbir zaman hukuktan, kamu düzeninden taviz vermeyeceğiz. Çözüm sürecinde de geri adım atmayacağız. Çözüm sürecinin sahibi AK Parti'dir. CHP, MHP ve HDP birbirleri aleyhine tek kelime etmiyorlar. Hepsi birden AK Parti'ye saldırıyorlar. HDP'nin arkasında Taşnak-Ermeni lobileri, Fransız komünist partisi var. Onlar sizi temsil edemez. AK Parti'nin ise arkasında millet var.”
Başbakan Davutoğlu, Suriyeli Türkmenlere yardım götüren MİT TIR'larına baskın yapıldığını hatırlatarak, bunun açıkça 'casusluk' ve 'isyan' faaliyeti olduğunu kaydetti. Davutoğlu, Ocak 2014'te Suriye'deki Bayır Bucak Türkmenlerinin katliam tehdidiyle karşı karşıya olduğunu ve Suriye Türkmen Cephesi Başkanı Samir Hafez'in Türkiye'den yardım istediğini belirterek, “Türkmenleri orada ezdirmeyeceksiniz, yardım edeceksiniz talimatı verdik ve bunun üzerine istihbarat birimleri harekete geçti” dedi. Davutoğlu, şunları söyledi: “Kimin haddine... Eğer bir yanlış uygulama olduğunu düşünüyorlarsa gelip bize soracaklar. Başka bir şey yaparlarsa bu casusluktur ya da isyandır. Biz devlet idare ediyoruz, oyun oynamıyoruz. TIR'ların içinde ne var? Bu kimseyi ilgilendirmez, gidilen yer, hedef ilgilendirir. 'Lojistik destek, insani yardım' dedik. Eğer o tedbir o gün alınmamış olsaydı, mülteci sayısı 500 bin daha artabilirdi. Orada onları tutmak için gıda da lojistik malzeme de göndeririz. Biz sınırlarımızda Türkiye'ye sadık, Türkiye'ye dönmüş kişileri yalnız bırakmayız. Bu konuda veremeyeceğimiz bir hesap yok, Türkiye hiçbir yerde, hiçbir şekilde terör örgütlerini desteklemedi, sicilinde de böyle en ufak bir leke yoktur.”
Kılıçdaroğlu'nun bazı ifadelerinin Almancaya çevrilmesi ve Almanya'da yaşayan Türklerle ilgili olarak yayınlanması halinde yapılanın nefret suçu ve ırkçılık olacağını belirten Davutoğlu, “PEGIDA denilen örgütün Türkler için söylediklerini, Kılıçdaroğlu aynen Suriyeliler için söylüyor. 'Türkler vaktinde geldiler ama gitsinler artık memleketlerine' ve 'Türkler burada olduğu için Almanlar işsiz kalıyor' bu PEGIDA'nın yani Alman ırkçılarının söylemidir. Sosyal demokrat bir parti böyle bir ırkçılık yapabilir mi? Avrupalılar bunları görmüyor. Çünkü HDP'si, CHP'si bunlar Avrupa'nın cici çocukları. Avrupalıların bütün derdi AK Parti ile” dedi.
Diyarbakır'da miting öncesi Haber Türk televizyonunda açıklamalarda bulunan Başbakan Davutoğlu, işkencenin AK Parti ile tarihe karıştığını anlatarak, bugün kimsenin 'devlet baskısı'ndan söz edemeyeceğini belirtti. Terör örgütün ise çözüm sürecini fırsat bilip bölgede tahakküm kurmak istediğini belirten Başbakan, HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş'ın halen silahları gömmeye yönelik bir çağrısının olmadığına dikkat çekti. Örgüt ve HDP'nin vatandaşa sandık tehditlerini hatırlatan Davutoğlu, şu uyarılarda bulundu: “Önceki gün Siirt'teydim bana isimlerini verdiler. Beş genç, 14-17 yaşlarında, dağa kaldırılıyor. Aileleri de tehdit ediliyor. 'Eğer 7 Haziran'da senin orada şu neticeyi görürsek bırakacağız, görmezsek bırakmayacağız' diye, muhtarlar tehdit ediliyor. Siirt mitingimize katılan 3 kızımız Elif, Yeter ve Merve, HDP bürosu önünde saldırıya uğradı. Abdurrahim Fırat Erzurum'da, Van'da Burhan Kayatürk, Siirt'te Yasin Aktay HDP'liler tarafından saldırıya uğradı. Ankara'da, İstanbul'da afaki konuşmak kolay, Demirtaş bir kere kınadı mı bu yapılanları?”
“Şırnak'ta 2 can gitti. Hangi partiden olduğu önemli değil. Ne yaptı açıklamasında, 'şüphe'. Ağrı Diyadin'deki gibi senaryo geliştirmeye çalışıyorlar kendilerince. Onu da 'AK Parti yaptı' diyecekler neredeyse. Tarayanlar belli, vefat edenler belli. Eş başkan şeklinde belediye başkanlarına talimat veren PKK'lılar var. Selahattin Demirtaş'a da talimat veren yerler var.”
“Hakkari'deki Selahaddin Eyyubi Havalimanı'nın açılışına gidilmemesi için baskılar yapıldı. Van'da sokaktan otobüsle geçerken insanlar el sallıyor. Her el sallayan grubun yanına birkaç kişi gidiyor. Sırtını dönerek onların işaretini yapıyor. Oradakiler de tedirgin, bir şekilde ellerini indiriyor. Çünkü resim çekiyorlar. Demirtaş yapılanları görmüyor mu? Demirtaş çıksın 'baskı yok' desin madem. Bir kere duydunuz mu Demirtaş'tan, 'artık silaha son vermek lazım' diye bir şey? 'Silahı bırakacağız' dediklerinde, her şey konuşulur, sınır tanımadan. Ama 'benim elimde silah olacak' denirse işte o zaman çözüm süreci bizim öngördüğümüz doğrultuda devam eder ama sürecin muhatabı olmak niteliğini bu unsurlar kaybeder. İmralı, Kandil ve HDP arasında görüş ayrılıkları ile her an çizilen zigzaglar var. Kimlerin muhatap olup olamayacağı konusunu da 8 Haziran'dan sonra masaya yatıracağız.”
AK Parti'nin bugün düzenlenecek mitingi dolayısıyla Diyarbakır'a gelen ve geceyi burada geçiren Davutoğlu, sabah namazını kılmak üzere, kent merkezinde konakladığı otelden Ulu Cami'ye geçti. “Ulu Cami, beni eskiden beri çok etkileyen bir atmosfere sahip. Bana bir yönüyle Kudüs'ü bir yönüyle de Şam'ı hatırlatıyor. Sabahleyin burada bu kuş seslerini duymak, bana huzur veriyor” diyen Başbakan, daha sonra cami önünde kendisini bekleyen vatandaşlarla sohbet etti. Davutoğlu, cami önündeki bir çay ocağı işletmecisinin daveti üzerine de burada vatandaşlarla birlikte çay içti. Başbakan, öğle namazını ise Hazreti Süleyman Camii'nde kıldı. Namaz sonrası vatandaşlarla sohbet eden Davutoğlu, Halime Oynak isimli yaşlı bir kadının, “Artık bu kanı durdurun. Yazıktır, anaları, babaları ağlıyor” sözleri üzerine, “Durdurduk biz, durdurduk. Biz durdurduk da o çocukları dağa çıkaranlara söyle” ifadesini kullandı. Davutoğlu, kendisine dua eden Oynak'a, 'başım gözüm üstüne' anlamına gelen, “Ser sera, ser çava” sözleriyle karşılık verdi.
