|

Cadı avı olmasın ama adalet de yerini bulsun

28 Şubat soruşturmasını değerlendiren Başbakan Erdoğan, "12 Eylül referandumunda verdiğimiz sözler yerine geliyor. 28 Şubat'la ilgili işin asıl sorumluları tutuklandı. Şimdi yargı nereye varacaksa oraya ulaşsın. Çıkının içinde ne varsa ortaya çıksın. 28 Şubat soruşturmasını cadı avına çevirmek yanlış ama adalet de yerini bulmalı. Mesele sadece askerle bağlantılı değil, bunlar ortaya çıksın" dedi

Ali Bayramoğlu
00:00 - 22/04/2012 Pazar
Güncelleme: 02:10 - 22/04/2012 Pazar
Yeni Şafak
Cadı avı olmasın ama adalet de yerini bulsun
Cadı avı olmasın ama adalet de yerini bulsun

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 13. BM Ticaret ve Kalkınma Konferansı için gittiği Katar'da, Suriye, terörle mücadele, Irak ve 28 Şubat soruşturmasına ilişkin önemli açıklamalar yaptı. Başbakan Erdoğan, köşe yazarlarıyla yaptığı sohbette özetle şunları söyledi:

12 Eylül referandumunda verdiğimiz sözler yerine geliyor. Uygulama aşamasına geldik. 28 Şubat'la ilgili işin asıl sorumluları tutuklandı. Biz darbenin askeri olanına da sivil olanına da karşıyız. Demokratik parlamenter sistem bizim için esastır. Yargı, yürütme, yasama işini yaptı. Şimdi yargı nereye varacaksa oraya ulaşsın. Çıkının içinde ne varsa ortaya çıksın. Millet kim kimdir bunu bilsin. 28 Şubat soruşturmasını cadı avına çevirmek yanlış ama adalet de yerini bulmalı. İş gidebildiği yere kadar gitmeli. İşin içine kimler karışmadı ki, iş dünyası basın sivil toplum rektörler, kimler neler yaptı. Mesele sadece askerle bağlantılı değil. Bunlar ortaya çıksın.

DİPLOMATİK ÇÖZÜME EVET AMA SÜRE UZAMASIN

Dün (önceki gün) Katar Başbakanı Şeyh Hamad Bin Casim es-Sani ve Katar Emiri Şeyh Hamad Bin Halife es-Sani'yle ikili görüşmeler dışında ağırlıklı olarak Suriye'yi konuştuk. Katar ve Türkiye olarak şu ana kadar neler yaptı, neler yapabilir, bunlara değindik. BM, Arap Ligi ve İslam İşbirliği Teşkilatı ile konuyu müşterek yürütme noktasını teyit ettik. Daha önceki tecrübelerden yola çıkarak Libya türü bir müdahaleyi düşünmüyoruz. Şu anda ortaya konan Annan Planı'nın ne kadar ve nereye kadar işleyeceği tartışılıyor. Verilen süreler tutmadı. 10 gün denildi, sonra 12 gün denildi, en son Cenevre'de bir anlaşma yapıldı, buna göre yapılan Suriye ağır silahlarını çekmeyi taahhüt etti. Ama bu silahlar nereye kadar çekilecek, sadece mahalle arasına çekmek yetmez. Kışlaya çekmek gerekir. Böyle bir niyet de görünmüyor. Suriye ordusundan ayrılanların mevcudu 60 bine çıkmış durumda. Zaten ordunun tamamı 290 bin. Ama gerek Suriye'deki muhaliflerin gerekse Hür Suriye ordusunun insani yardım ihtiyacı var. Bu konuda destek verilmesi lazım. Zaten İstanbul zirvesinde buna karar verildi. Tabii Suriye konusunun diplomatik yollardan çözülmesi için çabalar sürüyor. Ama uzun süreli bir tarih söz konusu değil. Aylar değil haftalar konuşulmalı. Bu hatırlatıldı. İstanbul zirvesinde bu uyarı yapıldı.

300 KİŞİ DEĞİL 2-3 BİN GÖZLEMCİ

BM Arap Ligi ve İKÖ bu işe daha sıkı sarılmalı ve bir an önce çözüme kavuşturulmalıdır. Rusya BM'de hazırlatıyor Suriye'ye 300 kişilik bir gözlemci heyetinin gönderilmesini istiyor. Ama bu yetmez. Ben de Katar Başbakanı'na 2-3 bin kişilik bir gözlemci heyeti gerektiğini söyledim. Bunu BM'nin gündemine getirmek lazım. Bu kışlaya çekilme işini, bunun denetimini serileştirecektir. Bu sağlanırsa Suriye yönetimi zulmünü kolay sürdüremez.

Ama Rusya'nın BM'deki yeni tasarısı uzun süreye matuf olamaz. Bu oyalama olur ve kopmaya yol açar. Bu işin çözümünü aynı zamanda biraz da Suriye muhalefetinin hareketleri belirleyecek. Libya'ya benzer bir durum istemiyoruz. Özellikle Hür Suriye ordusunun çalışmalarıyla durum çok farklı şekilde gelişebilir. Suriye yönetiminin presjtij kaybı devam ediyor. Çin politika değişikliğine gidiyor. Rusya'nın yeni tasarı getirmesi de artık onların arkasında daha fazla durmayacağını gösteriyor.

VEKİL NEZAKETİNDEN YOKSUN

Gaziantep'teki olay çok üzücü. Doktor kardeşimizin ölümüne yol açan zihniyeti lanetliyorum. Ancak ardından yapılan yürüyüşü de kınıyorum. Can gitmiş ona bakmıyorlar, bakan istifa diye bağırıyorlar. Oysa bizim sağlık hizmetlerimiz halk tarafından yüzde 76 oranında beğeniliyor. BDP Van milletvekilinin ise bu yaptığı ilk değil. Buna benzer olayları hep yapıyor. Milletvekili nezaketinden yoksun.

Katar Türkiye'de lng (sıvılaştırılmış doğal gaz) tesisi yatıtımı yapmak istiyor. Bir de özel özel lng firmasını satın almak istiyor. Biz de Ceyhan'da ortak yatırım için davet ettik. Olumlu yanıt aldık. Katar-Türkiye boru hattı güzergahına Suriye sorun yarattı. Yeni güzergah planlanması gerekiyor.


Haklarımızı sonuna kadar kullanırız

Kore'de Obama'ya ABD'nin daha etkin olmasını telkin ettim. Bu lokal bir mesele değil. Amerika istedi Türkiye işin içine girdi yaklaşımı doğru değil. Türk milletine karşı saygısızlıktır. Bizim Suriye'yle bağlantılarımız, akrabalıklarımız, sınırımız var ama bu esas uluslararası bir meseledir. Çin, BM'de 8 kere veto kullanmış, bunun 2'si Suriye için olmuş ama ziyaretimiz sırasında Çin Dışişleri Bakanı'nın Ahmet Davutoğlu'na artık eskisi gibi düşünmüyoruz demesi önemlidir. Hillary Clinton, NATO'nun 4. maddesi çerçevesinde Türkiye'nin her zaman bilgilendirme hakkı olduğunu söyledi. Bu bilgilendirmeyi yapacağız ki NATO üyeleri konu hakkında yeterince bilgilensin. Bilindiği gibi NATO'nun sınır güvenliği konusundaki yaklaşımı tek sınır anlayışıdır. Türkiye'nin o sınırı aynı zamanda NATO sınırıdır. Aksi bir hareket halinde NATO'nun 5. maddesi devreye girer. Eğer bundan sonra ikinci bir sınır ihlali olursa uluslararası hukuktan doğan haklarımızı sonuna kadar kullanırız.

5. MADDE NE DİYOR?

NATO'nun 4. maddesi çerçevesinde bir üye ülke ulusal güvenliği, sınır bütünlüğü ya da bağımsızlığı tehlike altına girmesi halinde üye ülkeleri toplantıya çağırabiliyor. 5. madde ise NATO üyelerinden biri ya da bir çoğuna saldırı olursa, BM Yasası'nın 51. maddesinde tanınan bireysel ya da toplu öz savunma hakkını kullanarak saldırıya uğrayan taraf ya da taraflara yardımcı olacakları konusunda anlaşmışlardır.


Maliki'nin anlayışı demokrasiye uymuyor

Biz Irak ile bugüne kadar 48 anlaşma yaptık o zaman herkes iyiydi. Hatta Türkiye bizim ikinci ülkemiz, deniliyordu. Barzani, Haşimi bize ilk defa gelen insanlar değil. Şimdi rahatsız olmak niye. Irak'ın içişlerine karışma niyetimiz yok Ekonomik olarak Türkiye'nin Irak'a girmesini isteyen sensin ey Maliki. Türkiye de bu konuda ekonomik seferberlik ilan etmiş durumda. Biz yabancı değiliz. Sınır komşusuyuz. 10 bin km öteden başkaları gelip müdahale ediyor. Gidip hesap veriyorsun. İran çağırınca gidiyorsun. Ama Türkiye'ye gelince bu lafları söylüyorsun. Maliki ne derse desin, Iraklı kardeşlerimize aramıza giremez. Irak halkının fikri bu değil. Maliki hiç bir sözünü tutmuyor. Sözlerini tutmadığı için bu durumlar oluyor.

Çok iyi bilmesi gerekir ki Maliki'nin ceberut anlayışı demokrasi ile uyumlu değildir. Mezhepsel çatışmadan bahsediyor, bizim böyle bir derdimiz yok. Ama onun belli ki var. Kendi iç dünyasında mezhep problemi var.

BARZANİ'NİN SÖZÜ ÖNEMLİ

Suriye, ilişkilerimiz iyiyken PKK konusunda olumlu yaklaşım içindeydi. Yakaladığı militanları bize teslim ediyordu. Şimdi ise örgütü kullanmaya başladı. O bölgede bir hareketlenme var ama PKK'ya destek noktasında çok etkili değil. Suriye rejimi PKK'yı kullanma niyetinde ama bu uzun süreli olursa Suriye için sıkıntı yaratır. Barzani'nin 'biz PKK'dan çok rahatsızız' ifadesini çok önemsiyorum. Yakında bir Kürt konferansının toplanması söz konusu.. Konferansta ana gündemi büyük ihtimalle bu teşkil edecek. Demokratik çözüm için bütün Kürtlere çağrı yapılması söz konusu. Barzani bizim Kürt kökenli vatandaşlarımız hakkında da iyi bilgi sahibi. 'Bizim huzurumuz sizin için önemli ama sizin huzurunuz da bizim için çok önemli ve bizi çok olumlu etkiler...' diyor.


Şov yapmasına izin vermeyiz

Katar'a yaptığı resmi ziyareti tamamlayarak dün gece saatlerinde yurda dönen Başbakan Erdoğan, Atatürk Havalimanı'nda düzenlediği basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Erdoğan, bir gazetecinin Irak Başbakanı Nuri El Maliki'nin açıklamaları konusundaki bir sorusuna 'Sayın Maliki'ye fazla söz verirsek, bu onun orada şov yapmasına fırsat verir. Onun prestij sağlamasına fırsat vermemize gerek yok. Sadece 'kem söz sahibine aittir' diyorum' karşılığını verdi.

Türkiye'nin en kötü anında 48 anlaşma yapmak suretiyle Irak'a verdiği değeri çok açık ve net bir biçimde ortada olduğunu kaydeden Başbakan, '48 anlaşmayı yapmış olduğu bir başka ülke var mı acaba? Bir diğer nokta da tabii, 10 yıl önce Irak'a girenler, daha yeni yeni oradan ayrıldılar, çıktılar, çıkıyorlar. Onlar mı içişlerine karışanlar, yoksa biz Irak'ın içerisindeki her kesimle görüşürüz. Arabı, Kürdü, Türkmeni hepsi bizim orada kardeşimizdir' diye konuştu.

Erdoğan, 'Irak'ta Sünniler ile Kürtler Şii'lere karşı ittifak ediyor diye çeşitli basın organlarında haberler yer aldığının' ifade edilmesi üzerine Erdoğan, bunun çok saçma bir yaklaşım olduğunu söyledi.

Bir gazetecinin, 'PKK silah bırakırsa operasyonlar durur' şeklinde bir açıklamasını hatırlatması üzerine de Erdoğan, 'Biz her zaman şunu söyledik; bölücü terör örgütü silahı bıraktığı anda şüphesiz ki güvenlik güçlerimiz de hemen operasyonlarını keser. Çünkü güvenlik güçlerimiz operasyona meraklı değildir' diye konuştu.




12 yıl önce