Davutoğlu'nun konuşmalarından satır başları: Cumhurbaşkanımız Erdoğan ile son konuştuğumuzda onun yokluğu ile ilk kez gerçekleştireceğimiz AK Parti kampında içimizin buruk olduğunu söyledik. Kendisi "Bütün dava arkadaşlarıma selam edin, ben her zaman bu davanın içindeyim" dedi. O kutlu yürüyüşe beraber başladıkları Sayın Abdullah Gül'e de buradan bir kez daha saygılarımı sunuyorum. AK Parti nesiller arası, şehirler arası ortak akıl platformudur. Başka hiçbir parti bu kadar kararlı kurumsallaşmış şekilde böylesi bir yapıyı hiç aksatmadan yürütememiştir.
Dava arkadaşlarımızla tek bir ruh olmuşcasına yürüyoruz. Şahsi hesapları, menfaatleri düşünmeyiz. Ortak davamız ne gerektiriyorsa onu yapmaktan tereddüt etmeyiz. Hz. Musa bir ideal için insanları köleleştiren Firavun'a karşı Kızıldeniz'e doğru yürürken ne olacağını bilmiyordu. Mucizeye herkes tanık oldu. O yürüyüş temel insan hakları vurgulayan ilkelerdi. Hz. Hüseyin Kerbela'ya inanan bir grup insanla yürüdü. Kendisinden sonraki tüm nesillere insanlık adına yürümeniz gerekiyorsa yürümeye devam edin mesajını veriyordu. Niye zalimlere karşı duruyorsunuz diyenler Hz. Hüseyin'in Hz. Musa'nın yürüyüşünü görseydi dönün bu yoldan derlerdi. Biz de bu yoldan dönmeyiz. Son nefesimize kadar insanlık onuru için savaşmaya hazırız. Sonu Kerbala olsa da.
Geçmişte yıkıcı yürüyüşler de olsa Haçlılar gibi, Moğollar gibi, Nazi ordusunun ilerleyişi gibi. Tarih bu iki yürüyüşün geriliminden ibarettir. Türkiye'de yıkıcı her siyasi akımın karşısında biz inşa eden olacağız. Mekanında insanın da hakkını vermek üzere yola çıktık. Yine bu hareketler milli olanla evrensel olanı birleştiren hareketler. AK Parti hareketi hem milli bir harekettir hem özgün bir harekettir ama dünyanın her yerine mesaj gönderebilecek bir harekettir. İdealistler vardır, realistler vardır. Tarihi realiteyi anlıyoruz ama içine hapsolmuyoruz.
Bre gafiller! Kökü millet olanın kurutulması mümkün mü? Kim bizi durdurabilir! Sokağı şiddetle hareketlendirerek amaçlarına ulaşmaya çalışıyorlar. Biz Kerbela'da insanlık onuruna yürüyenlerin yolunda yürüyoruz, istiklal orduların izinden yürüyoruz bizi durdurmak mümkün mü? Davos'taki onurlu duruşumuzu cezalandırmak için uluslararası güçler devreye girdi. Gezi'de bütün tahrikler yapıldı, uluslararası güçler harekete geçti ama sonuç alamadılar. Seküler görünümlü olaylarla beklediğini alamayanlar daha dindar 17 - 25 Aralık gibi girişimleri devreye soktular. Ona da direndik. Millet sandıkta bunlara cevabını verdi. Küçük fireler dışında hareketimiz sıyrıldı.
Ana muhalefetten bir milletvekili istifa etti. İstifa açıklamasında, 'Sorumsuz çağrılar, tutarsız tezkere söylemleri, belirsiz politikalar ile halkımızın duyarlılıklarından kopuk muhalefet anlayışında ısrar edeceği anlaşılan CHP yönetiminin olası vahim tercihlerini değiştiremeyeceğimi anladığımdan, iktidar umudu da, hedefi de bulunmayan yanlış ve zayıf politikaların parçası olmamak için büyük umutlarla geldiğim CHP'den istifa ediyorum' dedi. Söylediklerinin altına imza atıyorum. CHP'yi CHP'li anlatıyor. Sorumsuz çağrılar. Doğru. Belirsiz politikalar. Doğru. Halktan kopuk muhalefet anlayışı. Doğru. Biz iktidarız. Ben 'devletin işi var, Ankara'da oturup bu işlere bakalım' diyebilirim. Talimat verdim. Bütün kongrelere, seçim mitinglerine ben ve arkadaşlarım katılacağız. Her hafta 3-4 kongreye katılacağız. Tereddüt etmek bizim kitabımızda yazmaz. Gitmeyeceğimiz şehir, görmeyeceğimiz mahalle kalmayacak. CHP yönetimin iktidar umudur bulunmayan. O da doğru. İktidar hedefi olması için bir vizyonun olması lazım. Onlarda iktidar umudu bile yok. Biz ise iktidarın tüm ahlaki sorumluluğunu omzumuz da taşıyoruz. Onlar gencecik çocukları sokağa sürüklediler. 1 Kasım için çağrıda bulundular. Kendilerini uyardım. şiddete kim yönelirse yönelsin tedbiri alırız. HDP'nin bir barışçıl çağrısını duydunuz mu? MHP çözüm süreci iradesine eleştiri yapıyor. Soruyorum MHP yöneticilerine milli birlik ve beraberliği teminat altına alacak politikanız nedir? Çıkın anlatın.Siz neredesiniz?
Bugün, terör belasıyla uğraşıyorsak, 12 Eylül'ün getirdiği baskıcı, tektipçi politikaları yüzünden uğraşıyoruz.
İster devlet adına yapsın, ister örgüt adına yapsın, insanlık onuruna savaş ilan eden herkes bizim karşımızdadır. Terör örgütü, ne tür vandalizm yaparsa yapsın, biz insan haklarının savunucusu olacağız
Her şeyden önce gerek Ermenek'te maden kazasında gerek dün trafik kazasında kaybettiğimiz vatandaşlarımız için bir kez daha taziyelerimi arz ediyorum. Allah bu tür acıları bir daha bize yaşatmasın. Konuşmamın ileri aşamalarında vurgulayacağım gibi bu konularda yeni bir zihniyet dönüşümüne ihtiyaç olduğu aşikar. Tekrar ailelere taziyelerimi sunuyorum
