|

Elimiz kolumuz bağlı duramayız

ABD ve Almanya'nın imza attığı dinleme skandalının görmezden gelinemeyeceğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, casusluğa karşı gerekli önlemlerin alınmakta olduğunu söyledi. Erdoğan, 'Bunlara karşı tedbirinizi aldığınız nispette güçlüsünüz. Elimiz kolumuz bağlı duramayız' dedi. Paralel yapıya yönelik operasyonların süreceği ve başka kurumlara da sıçrayacağı mesajını veren Erdoğan, şebekenin devletten tasfiyesini takip için kendisine bağlı DDK'nın yetkilerini artırabileceklerini belirtti. Erdoğan, Gezi benzeri kalkışmanın yaşandığı Pakistan'da da paralel benzeri örgüte dikkat çekti.

Ali Bayramoğlu
00:00 - 3/09/2014 Çarşamba
Yeni Şafak
Elimiz kolumuz bağlı duramayız
Elimiz kolumuz bağlı duramayız
Çankaya Köşkü'ne çıkışı sonrası ilk ziyaretini Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne (KKTC) gerçekleştiren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, gezi dönüşü yeni uçağın büyük toplantı salonunda, aralarında yazarımız Ali Bayramoğlu'nun da bulunduğu gazetecilerle görüştü. Erdoğan, gündeme ilişkin önemli açıklamalar yaptı.
Yeni bilgiler ortaya çıktı. Almanya'dan sonra ABD'nin de Türkiye'yi dinlediğine dair belgeler sizdı. Cumhurbaşkanı olarak yorumunuz ve tavrınız nedir?

Dünyada sadece ABD ve Almanya değil birçok ülke bu dinleme ve ajanlık faaliyetlerini yürütüyor. Bunları görmezden gelmek mümkün değil. Her ülke, her devlet kendi gücü nispetinde istihbarat ağını kuruyor ve dinleme yapıyor. ABD'nin Almanya'yı dinlediği ortaya çıktığında Almanya 'nasıl bizi dinlersiniz' diye feryat etmişti. Rusya aynı şekilde dinliyor. Dünya haritasını göz önüne getirdiğinizde dünyanın fiber optik ağlarla örülmüş olduğunu görürsünüz. Yani uydu dışında, fiber optik ağlarla bu işi yapanlar var. Tüm bunlara karşı tedbirinizi aldığınız nispette güçlüsünüz. Bu tedbiri tam manasıyla alamadığınız müddetçe bunlar dinlemeye devam eder ve vakti zamanı geldiğinde de bunları değerlendirmeye tabi tutar. Siber saldırılar karşısında da sizin siber güvenlik ve siber savunma mekanizmalarını önemli yer alıyor. Devlet kurumlarımızda bunları dile getiriyoruz. Biz de tedbirlerimizi alıyoruz, geliştiriyoruz ve geliştireceğiz. Elbette bu dinlemeler olurken biz de elimiz kolumuz bağlı duramayız.

MERKEL VE OBAMA'YA SORARIM
Dinleme konusuyla ilgili bir kampanya yürüyor ve 'Almanya'ya yeterli tepki verilmedi' deniliyor. 'Acaba bu noktada Türkiye'nin bir açığı mı var' deniliyor...

Bu konuya ilişkin olarak Dışişleri Bakanlığımız gayet sert bir açıklama yaptı ben de NATO zirvesinde bu konuyu Merkel'le açıkça görüşeceğim. Obama'yla Türkiye Amerika arasındaki bu konuları da görüşüp konuşacağız. İçişleri Bakanımız da burada Almanya İçişleri Bakanı ile bu konuları çok geniş ve teferruatlı görüştüler.

NAVAZ ŞERİF DUA İSTEDİ
Selam-Tevhid Örgütü soruşturmasında MİT Müsteşarı'nı hedef alan suçlamalar var. Benzer iddialar Alman gazetelerinde de ABD istihbaratında da mevcut. Bir ortak istihbarat havuzu görüntüsü yok mu?

Elbette benzer ilişkiler var. Bugün Pakistan'da olaylar var. Masaya yatırdığınız zaman oradaki olayların bizdeki Gezi olaylarına benzer yanı olduğunu görüyoruz. Pakistan'da da paralel yapıya benzer bir yapı var. O paralel yapı da kendine siyasi bir yapı buldu ve o siyasi yapıyla müşterek olarak Pakistan'ı karıştırmaya çalışıyorlar. Bugün Pakistan Başbakanı Navaz Şerif'le görüştüm. Şerif'i de sağlam bir direniş içerisinde gördüm. Duruma hakim olduğunu gördüm. 'Bize düşen bir şey var mı?' dedim. 'Siz bize dua edin' dedi.

VAHŞİ BİR TABLO VAR

Çok açık bir şey söylemem gerekirse, siyasetin dünyada dostu yok. Sürekli güçlülerin güçlü olmayanı ezmeye, yok etmeye çalıştığı bir tablo var. Vahşi bir düzen içerisinde ve şu anda güç kimdeyse 'ben haklıyım, bildiğimi de yaparım' diyor. Ve kendi doğruları var. Sizin doğrularınız asla geçerli değil. Onların doğrusu neyi gerektiriyorsa onu yaparlar. Şu anda Avrupa'da, dünyada olan da bu. Menfaat ilişkileriyle ilgili örneğin petrol, elmas gibi başlıklarda yaklaşımlar var. Afrika'nın fakirlerinin olduğu ülkelere 'bunlar ne iş yapıyorlar oralarda' diye baktığınızda yine bu tür yaklaşımları görüyorsunuz. Afganistan örneğin orada bayağı para harcandı. Gelindi bombalandı milyarlarca dolar gitti acaba neden? Bunları sormak lazım...

İlk hayal kırıklığı
Ada'da görüşmeleriniz nasıl geçti?

İkili resmi görüşmelerimiz samimi bir hava içerisinde geçti. Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis ile yaptıkları görüşmeleri konuştuk. Rum tarafı sürekli olarak kaçamak oynuyor ve samimi değiller. Şu ana kadar da maalesef hep ikili oynadılar. İnşallah BM Genel Kurulu'nda yapacağımız görüşmelerde gündemimizin önemli bir maddesi olarak bu konuyu işleyeceğiz. Doğrusu AB'de de BM'de de Türkiye bir garantör ülke olarak hâlâ ne taviz verebilir? Tavizin sözkonusu olmadığını herkes biliyor ve bilmesi lazım, bunları işleyeceğiz. Şu anda KKTC Cumhurbaşkanı ve hükümeti de bu konudaki kararlılıklarını sürdürüyor. Biz de aynı istikamette devam edeceğiz. Biz Burgenstock'da konuşurken olay sadece Kofi Annan'ın yürüttüğü bir süreç değildi. Bu toplantıya AB'nin temsilcileri gözlemci olarak katıldılar. 'Şu referandumu yapalım bunun neticesi uygun olacak' demelerine karşın ve KKTC'de referandumda yüzde 65 evet Güney kesiminde ise yüzde 70 hayır çıkmasına karşın ve bu sözlerine rağmen Kuzey Kıbrıs'ı dışladılar. Almanya Başbakanı Angela Merkel'in Güney Kıbrıs'ın AB'ye alınmasının doğru olmadığını ve bu kararın siyasi bir karar olduğunu söylemesine karşın siyasi bir kararla Güney kesimini aldılar. Şimdi Merkel de bunu inkar ediyor. Gerhard Schröder'in çok daha sert açıklamaları vardı.

HAZIRIZ ANCAK ÇALIM ATIYORLAR
Kıbrıs meselesinin AB'ye yönelik ilk hayal kırıklığınız olduğu söylenebilir mi?

Evet söylenebilir. Bu nokta bizim AB'ye yönelik ilk hayal kırıklığımızdır ve bundan sonra da hayal kırıklığına uğradık. Türkiye'nin AB sürecinde de bizi hayal kırıklığına uğrattılar. Biz müktesebatın içinde ne varsa yapıyor ve hazır hale getiriyoruz. Mesela şimdi 23 ve 24. fasıllar var ve biz hazır durumda olmamıza karşın onlar çalım atıyorlar.

Dalgalar farklı yerlere sıçrayacak
Paralel yapılanmaya yönelik yürütülen operasyonlara dair neler söylersiniz?

Soruşturmalarda halen gözaltına alınanlar var... Bunu ben bir 3. Dalga olarak görmüyorum. Bu dalganın gerisi gelecektir, bunlar sadece emniyet boyutu. Bunlar birbirini sürekli olarak tetikleyecek arkası da farklı bir şekilde gelecektir. Diğer bakanlıklarda da buna benzer şeyler olacak. Ben özellikle HSYK seçimlerini de bu noktada önemsiyorum. HSYK seçiminden sonraki durum yeni bir sürecin başlamasına vesile olacaktır. Bazıları bundan rahatsız oluyor. 17 ve 25 Aralık'la ilgili belge, bilgi gerekir diyor. Belge bilgi olmadan sulh ceza hakimlikleri bu adımı nasıl atacak? Ellerine belge bilgiler geçti ki onlar da gözaltıları yapmaya başladılar; diğer yandan da tutuklamaları yapıyorlar. Yani bunu daha önce paralel yapı yaptığında oluyordu da şimdi olanlar için 'belge, bilgi olması gerekiyor' diyorlar. O zaman sormuyordunuz da şimdi neden soruyorsunuz? Yargı elinde belge bilgi olmadan mı bu adımları atacak? Tabii ki onlar da ellerinde belge, bilgi var, buna göre adımları attılar. Bu kadar açık net ortada. Tabii 'imzasız gelen belge oluyor' deniliyor. İmzasız bir ihbar mektubu olduğu zaman atabilirsiniz ancak sahibi belli olan ihbarlar da olabilir, bu ihbarları da değerlendirmeniz lazım.

RESTORASYON OLACAK
Restorasyonla ilgili bir eylem planı olacak mı?

Hükümetimizle bunları konuştuk. Ahmet Bey'in Kongre'de yaptığı konuşmada sosyal restorasyon olarak söylediği şey, bizim yola çıkarken söylediğimiz şeydir. Sosyal restorasyonu bir kenara koymamak gerekir. Gereken her türlü adımı atacağız. Ben burada suskun kalamam. Benim yapmam gereken neyse muhakkak yapacağım. Hükümet de üzerine düşeni harfiyen yapacaktır,

Gayretimiz barış için
NSA'nın istihbarat yönelimi sizin 'bölge liderliğiniz' üzerinde yoğunlaşıyor...

Onlar herhalde niyetimi okumuşlar, ancak yanlış okumuşlar. Bizim mesajlarımız bu yönde değil. Bölgede liderlik hevesimiz yok, sadece bölgede barışı nasıl tesis ederiz bunun gayreti var. Eğer biz Mısır halkına olan sevgimizi oraya verdiğimiz desteklerle sürdürdüysek bu, Mısır'ın içişlerine karışmak için değildi. Aynı şekilde Filistin'de verdiğimiz destekler de bununla alakalı değildi, masum ve mağdur Filistin halkının yanında olmak içindi. Suriye'yle ilgili yaptığımız anlaşmalar sıradan anlaşmalar değildi. Irak yine aynı şekilde, ancak ne Irak ne de Suriye yönetimi bizim bu barış adımlarımıza yönelik yaklaşımlarımızı anlamadılar. Tüm amacımız bölgenin huzurunu sağlayıp bölgede kardeşliği tesis edip geliştirelim. 40'a yakın anlaşma yaptığımız ülkeler oldu.

DDK'ya aktif görev
Hükümet programında paralel yapıyla mücadele vurgulandı. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz ve Devlet Denetleme Kurulu'nu (DDK) bu konuda harekete geçirmeyi düşünüyor musunuz?

DDK'nin bu anlamda icrai bir görevi yok. Burada yeni bir yapılanmaya gitmek suretiyle DDK icrai bir grev üstlenecek olursa biz elbette DDK'yı bu konuda devreye sokarız. Bunu çalışacağız. Malum, Milli Güvenlik Kurulu kararında ulusal güvenliğimizi tehdit eden tüm unsurlarla mücadele edileceği söylendi. 6 aydır bu süreç başlamış durumda. MGK'daki tavsiye kararından sonra bu süreci başlattık. Yeni hükümet de bunu programa almış oldu. Ben de Cumhurbaşkanı olarak, bunu takip ederek bana düşen ne görev varsa neticelendirmek sorumluluğu karşısındayım.


10 yıl önce