|

İhmalin hesabı sorulur

Başbakan Davutoğlu, Ermenek'teki maden kazasıyla ilgili adli soruşturma başlatıldığını belirterek, "İşletmenin ya da herhangi bir kurumun bir ihmali varsa kesinlikle hesabı sorulur" dedi.

Aa
00:00 - 30/10/2014 Perşembe
Güncelleme: 09:07 - 30/10/2014 Perşembe
Yeni Şafak
İhmalin hesabı sorulur
İhmalin hesabı sorulur

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Karaman'ın Ermenek ilçesinde su baskını nedeniyle 18 işçinin mahsur kaldığı maden ocağında incelemelerde bulundu.

Eşi Sare Davutoğlu ile Ermenek ilçesine gelen Başbakan Davutoğlu'nu maden ocağında, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan ile diğer yetkililer karşıladı.

İlk olarak Türk Kızılayı çadırına giden Davutoğlu, burada misafir edilen işçilerin yakınlarıyla görüştü. Davutoğlu, daha sonra Afet ve Acil Durum Yönetim Başkanlığı (AFAD) Mobil Koordinasyon Merkezi'ne geçti.

Burada, yürütülen çalışmalarla ilgili kendisine brifing verilen Davutoğlu, daha sonra maden ocağının girişine giderek yürütülen çalışmaları yerinde inceledi.

Davutoğlu, incelemelerinin ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, "Bütün ülkemizi büyük hüzne boğan ve Cumhuriyet Bayramımızı da bu anlamda bir hüzün günü olarak geçirmemize sebep olan elim bir kazayla karşı karşıya kaldık" ifadesini kullandı.

Madende dün bir su baskını olduğunu, içeride bulunan 34 vatandaştan 16'sının kurtarıldığını, 18 vatandaşın hala madende olduğunu kaydeden Davutoğlu, dün olayın hemen ardından Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, bölge milletvekili ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan'ın süratle bölgeye intikal ettiğini, bütün geceyi çalışan ekiplerle geçirdiklerini aktardı.

Kendilerinin de olayı yakından takip ettiklerini bildiren Davutoğlu, şöyle konuştu:

"Ayrıca AFAD, süratle buraya intikal etti. 2 uçak, 3 helikopter ve 90 araç malzemeyle burada süratle bir arama- kurtarma faaliyeti başlatıldı. Bütün gece bu çalışmalar sürdürüldü. Ancak eğilimin yoğunluğu ve özellikle su baskını dolayısıyla çamurlaşan, balçıklaşan su, ortam sebebiyle tabii çalışmalar istediğimiz hızda ilerlemedi. Esas itibarıyla 750 metre koda kadar inen bir maden. 777 metre kotta işçilerimiz bu faciayla karşılaştılar. Su seviyesi 8-12 metreye kadar çıktı. Dün yaptığımız çalışmalarla şu anda yaklaşık 10 metre kadar indi. Sadece buraya getirilen malzemelerle değil, çevredeki bütün imkanlarımızla 30 kurumumuz dünden bugüne tam bir kriz yönetimiyle devreye girdi ve İstanbul'dan da 'Ahtapot' adı verilen su pompa mekanizması da buraya intikal etti. Biraz önce bu kuruldu ve ben madenin ilk aşamalarına indiğimde su pompalamaya da başladı. Tabii bir taraftan zamanla yarışılıyor ama diğer taraftan da su yoğunluğu dolayısıyla ilerlemekte de zorluklarla karşılaşılıyor."

"En yakından bilen birisiyim"

Bütün kurumlarla gece gündüz çalışıldığını belirten Davutoğlu, işçi yakınlarıyla da görüştüklerini, her birinin acısını, üzüntüsünü ve hüznünü paylaştıklarını söyledi.

"Onların evlatları bizim de evlatlarımızdır, onların kardeşleri bizim de kardeşlerimizdir, onların ailelerine düşen acı ya da şu anda sabır temennisi aynı şekilde bizim için de geçerlidir" diyen Davutoğlu, "Bu coğrafyayı çok yakından bilen biriyim. Doğduğum mekan da buraya çok yakın dolayısıyla buradaki Toros Dağları'ndaki iş imkanlarının kıtlığı ve buradaki insanların ki madende olan kardeşlerimizin de helal rızk için ne zor şartlarda çalıştığını en yakından bilen birisi olarak söylüyorum. Her birisinin acısını, üzüntüsünü, hüznünü paylaşıyoruz. Bir an önce bu kardeşlerimize ulaşmak için ne gerekiyorsa yapılıyor, yapılacak" ifadelerini kullandı.

"Her birinin sorusu bizim için kıymetlidir"

Öncelikli meselelerinin bütün zorluklarına rağmen suyu süratle tahliye etmek olduğunu kaydeden Davutoğlu, şunları söyledi:

"Vatandaşlarımıza, kardeşlerimize, yüreğimizi yakan bu olaydan etkilenen o güzel insanlara, helal, rızk için oralara inmiş bu çileyi çeken kardeşlerimize bir an önce ulaşmak, en temel hedefimiz bu. Bunun için 420 görevlimiz şu anda fiilen alanda çalışıyor. Bunun 229'u arama kurtarma konusunda uzman kişiler. Dalgıçlarımız var, olabilecek her ihtiyacı karşılayacak ve olabilecek her ihtimale de müdahale edebilecek bütün birikimimiz devreye sokulmuş durumda. İnşallah en kısa zamanda bu kardeşlerimize ulaşırız ama durumun zorluğu da aşikar. Bu zor şartları aşarak ulaşabilmek için ne gerekiyorsa yapıyoruz.

Bir taraftan da ailelerimizin teskin edilmesi, ailelerimizin en kısa zamanda yakınlarına kavuşması için yapılan çabalar dolayısıyla onların bilgilendirilmesi. Arkadaşlarımızla birlikte bir çoğuyla kucaklaştım. Gönülden teşekkür edenler oldu, tabi acıyla soru soran kardeşlerimiz oldu. Her birinin sorusu bizim için kıymetlidir, her birinin acısı bizim için yüreğimize düşen bir açı olarak mutlaka mukavelede bulunulması, anlaşılması gereken hislerdir. Onlara metanet tavsiye ettim, dua etmelerini ama aynı zamanda da kurtarma ekiplerine yardımcı olmalarını' diledim. Çok metin ve gerçekten tam bir güven içinde bu çalışmaları takip ediyorlar."

Davutoğlu, bakanların ve ilgili kişilerin neticeyi alana kadar Ermenek'te kalacağını, başka seferber edilmesi gereken ne varsa da seferber edileceğini bildirdi.

Birinci hedeflerinin madencilere ulaşmak olduğunu vurgulayan Başbakan Davutoğlu, ikinci hedeflerinin ise kazanın oluş şekli olduğunu ve tüm detaylarıyla inceleneceğini kaydetti.

Davutoğlu, kendisinin göreve geldikten sonra asansör kazası dolayısıyla iş kazaları bağlamında çok ciddi çalışma başlattıklarını belirterek, şöyle konuştu:

"Bu çalışma son aşamaya gelmişti. Şimdi buradan da edindiğimiz tecrübeyle burada da gözlemlerimizle birlikte bunları süratle meclisimize sevk edeceğiz. Bu kazanın oluş sebebini şu anda nihai bir anlamda zikretmek mümkün değil. Televizyonlarda, yayın organlarında yapılan bazı yorumlar var. Ben teknik arkadaşlarıma da barajla ve diğer hususlarla ilgili bunları tek tek sordum. Bütün bu yorumlar şu anda teorik yorumlar. Esas itibarıyla su boşaldıktan sonra oraya ulaşınca kazanın mahiyeti anlaşılacak ama bu bölgeyi, bu dağı, bu coğrafyayı bilenler bilirler çok yoğun yer altı sularının olduğu bir coğrafya. Bunun sebepleri ortaya çıkana kadar spekülatif kanaatlerden uzak durmak lazım."

"Adli soruşturma başlatılmıştır"

Üçüncü hedeflerinin de madencilerin çalışma şartlarıyla ilgili olduğuna değinen Başbakan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Son 12 ay içinde bütün önemli maden firmalarıyla geçen hafta Enerji Bakanlığımızda bir araya gelmiştik. Onlara da söylemiştim, 'madencilerimizin çalışma şartlarıyla ilgili bütün tedbirlerin alınmasını' maden işletmelerine ifade etmiştim. Son çıkan yasayla işçilerimizin hakları geniş ölçüde ele alındı, 6 saat şartı ve diğer bir çok hususlar da. Yer altında çalışan madencilerimizin haklarını gözeten düzenlemeler yaptık. Bunun işvereni etkilediği evladı olarak kendi kardeşi olarak dönüp onların çalışma şartlarını düzenlemesidir. Yine bununla birlikte madencilerimizin de işçilerimizin de kendi haklarının farkında olarak çalışma şartları konusunda bilinçlenmeleri. Bu konularda ne gerekiyorsa yapılacak."

Davutoğlu, bu çerçevede de spesifik olarak bu konuyla ilgili çok açık bir ifade kullanmak istediğinin altını çizerek, "Adli soruşturma başlatılmıştır. Su boşaltıldığı zaman kazanın gerekçeleri ortaya çıkacak. Herhangi bir şekilde işletmenin ya da herhangi bir kurumun bir ihmali varsa kesinlikle bunun hesabı sorulur. Kimsenin, şu veya bu gerekçeyle böyle bir olay dolayısıyla bir soruşturmadan azade olacağı, bigane kalacağı gibi bir kanaat sahibi olmaması icap eder" diye konuştu.

"Madenlerimizin süratle modernizasyondan geçirilmesi lazım"

Şu anda birinci meselelerinin madencilere ulaşmak olduğuna dikkati çeken Başbakan Davutoğlu, şunları söyledi:

"Onlara ulaştıktan sonra her türlü adli ve idari soruşturma sonucunda ortaya çıkan bulguları takip edeceğiz. Bizzat ben, bu işin takipçisi olacağım. Her bir işçimizin canı bize emanettir. Bunun için 2012'de iş kazalarıyla ilgili İş Yasası'nı çıkardık. Onun için göreve geldikten bir gün sonra iş veren sendikalarıyla, işçi sendikalarını birlikte topladık. Bu konularda dikkatli olunması için her türlü çabanın gösterilmesi talebinde bulunduk. 'Hükümet olarak ne istiyorsanız söyleyin gerekli her türlü yasal düzenlemeyi yaparız, gerekli her türlü teşviki veririz yeter ki işçilerimiz emniyet içinde olsun. Helal, rızk için büyük çaba sarf eden kardeşlerimizin canları emniyet içinde olsun' dedik. Bunun için de bir çok düzenlemeyi yaptık, önümüzdeki günlerde iş kazalarıyla ilgili büyük bir sempozyum, bir şura toplamayı planlıyorduk.

Bu çerçevede ben bir önyargıda bulunmak istemem. Enerji bakanımıza, Çalışma ve Sosyal Güvenlik bakanımıza gerekli talimatları da verdim. En detayına kadar incelenecek, nerede bir ihmal varsa bunun hesabı sorulacak. Yok ama herhangi bir ihmal ya da yanlış uygulama yoksa bu kazanın oluş sebebiyle ilgili süreç ortaya konacak ve ek alınması gereken tedbirler alınacak. Maalesef birçok madenimizde çok eskiden beri devam eden çalışmalar olduğu için yeterli teknolojik altyapı sağlanamamış görünüyor. Teknolojik yenilenme de dahil olmak üzere madenlerimizin süratle modernizasyondan geçirilmesi lazım."

Davutoğlu, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının da ailelerin nasıl destekleneceği konusunu çalıştıklarına da değinerek, "Burada psikolojik olarak onlara destek faaliyetinde bulunacak, destek elemanlarımız da geldi. Bir taraftan teknik olarak kurtarma faaliyeti yapıyoruz, ailelerimizle kendi ailelerimiz olarak onları nasıl bu anlamdarehabilite edeceğimizi çalışıyoruz. Diğer taraftan da adli ve idari soruşturma yürüyor, hiçbir şekilde hiçbir ayrı imtiyaz ya da farklı davranış olmaksızın sonuçları ortaya çıkarılacak. Bu sonuçlardan gereken dersler çıkarılıp, düzenleme gerekiyorsa düzenleme yapılacak. Herhangi bir şekilde cezai veya hesap verilebilirlik bir şey söz konusuysa bunun hesabı bu anlamda hukuk çerçevesinde kamu adına tetkik edilip sorulacak" diye konuştu.

"Herhangi bir saat vermek doğru değil"

Açıklamalarının ardından "İşçilere ne zaman ulaşılacağı konusunda size bir bilgi verildi mi, bu konuda brifing aldınız mı?" sorusu üzerine Başbakan Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Çok geniş bir brifing aldım bütün arkadaşlardan. Bu konuda hemen bir bilgi vermek doğru değil ve mümkün de değil. Böylesine 777 metre kotta kaza oluyor, 812 metreye kadar su çıkıyor, yaklaşık 35 metrelik bir su birikimini aşarak oraya ulaşmamız gerekiyor. Pompaların devreye girmesiyle 10 metreyi aşkın bir tahliye oldu. Bunu İstanbul'dan ve diğer illerden gelen imkanlarla şu andan itibaren ki tek teselli edici haber ahtapot dediğimiz sistem devreye girdi. Biraz önce ben madendeyken tahliye etmeye başladı.

Süratle ilerlemeye çalışıyoruz ama işçilerimizin nerede olduğu ve lokasyonları tam tespit edilemediği için onlara ne zaman zarfında ulaşılır, bunu söylemek mümkün değil. Tahmini bir şey söylemekse doğru değil. Aileleri gereksiz bir beklenti içine sokmak şu anda bir taraftan kardeşlerimizin canlarıyla ilgilenmek durumundayız, onlara ulaşmak durumundayız bir taraftan da aileleri bu anlamda en az ölçüde etkilenmelerini sağlamak için çaba sarf ediyoruz. Dolayısıyla herhangi bir saat vermek doğru değil şu aşamada. Ama gereken her türlü tedbirin alınacağının da kamuoyunun bilmesini isterim."

Davutoğlu, daha sonra eşi Sare Davutoğlu, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam ile Ermenek Devlet Hastanesine geçerek, maden ocağında mahsur kalan Hüseyin Gültekin'in doğum yapan eşi Ayşe Gültekin ve bebeğini, madende mahsur kalan başka bir işçinin tedavi gören babasını ve yardım çalışmaları için Ermenek'e gelirken geçirdiği kazada yaralanan görevliyi ziyaret etti.

Hastane çıkışında basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Davutoğlu, "Bebek ve anne gayet sıhhatli. Ayrıca madende bulunan bir kardeşimizin babası diyaliz dolasıyla buradaydı, yardıma gelen ve kaza geçiren arkadaşımız vardı. Hepsinin sıhhatleri hamdolsun iyi. Bebek de dünya tatlısı. Daha isim koymamışlar. Allah hayırlı, uzun ömür versin. Allah hayırlı bir haber almayı da nasip etsin" diye konuştu.

9 yıl önce