|

Sadece Türkiye'nin üstlenmesini beklemek haksızlık

Bakan Çavuşoğlu sığınmacılara dair "BM'nin ve dünyanın paylaşması gereken yükü sadece Türkiye'nin üstlenmesini beklemek haksızlık" dedi. Bakan Çavuşoğlu, tezkerelerin yenilenmesine ilişkin de açıklama yaparak, birisi terör tehdidine karşı Irak'a yönelik diğeri de Suriye'den gelen tehditlere karşı yenilenmesi gereken iki tezkerenin gündemde olduğunu kaydetti.

Aa
00:00 - 30/09/2014 Salı
Güncelleme: 10:35 - 30/09/2014 Salı
Yeni Şafak
Sadece Türkiye'nin üstlenmesini beklemek haksızlık
Sadece Türkiye'nin üstlenmesini beklemek haksızlık

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Suriye ve Irak'tan Türkiye'ye sığınanlara ilişkin, "BM ve tüm dünyanın paylaşması gereken yükü sadece Türkiye'nin üstlenmesini beklemek haksızlık olur" dedi.

Çavuşoğlu, New York'taki temasları sırasında yaptığı açıklamada, Libya'daki Türk işçilerin tahliyesi, tezkere çalışmaları ve Türkiye'nin BM Güvenlik Konseyi adaylığına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Bakan Çavuşoğlu, Libya'da çatışmaların tekrar başlamasından bu yana Türkiye'ye dönmek isteyen vatandaşlara devlet olarak yardımcı olduklarını belirterek, bugüne kadar bin 700 vatandaşı bu şekilde Türkiye'ye getirdiklerini söyledi.

Son olarak bir firmanın, işçilerini tahliyede zorluk yaşaması nedeniyle kendilerine başvurduğunu anlatan Çavuşoğlu, THY'den bir uçak kiralayarak bu işçileri Türkiye'ye getirdiklerini dile getirdi.

Bir işçinin kalp krizi nedeniyle Libya'da hayatını kaybetmesine üzüldüklerini de belirten Çavuşoğlu, Türkiye'nin birçok krizde hem kendi vatandaşlarını başarıyla tahliye ettiğini hem de başka ülke vatandaşlarının tahliyesine yardımcı olduğunu, bundan dolayı BM Genel Kurulu sırasında bazı ülke liderlerinin kendilerine tekrar teşekkür ettiğini anlattı.

Irak ve Suriye tezkereleri

Bakan Çavuşoğlu, tezkerelerin yenilenmesine ilişkin de açıklama yaparak, birisi terör tehdidine karşı Irak'a yönelik diğeri de Suriye'den gelen tehditlere karşı yenilenmesi gereken iki tezkerenin gündemde olduğunu kaydetti.

Bu konunun iç siyasete malzeme edilmemesini isteyen Çavuşoğlu, "Bu tezkere AK Parti'nin meselesi değildir. Ülkenin güvenliğini sağlamak, istikrarını korumak, devletin de görevidir, tabii ki iktidarın da görevidir ama TBMM'nin de asli görevlerinden bir tanesidir. Çünkü Kurtuluş Savaşı vermiş yüce bir Meclisiz biz" diye konuştu.

Tüm partilerin duyarlılık içinde hareket etmelerini beklediklerine işaret eden Çavuşoğlu, şöyle devam etti:

"Bölgedeki istikrarsızlık malum. Bölgedeki tehditler malum. Bu en çok Türkiye'yi tehdit ediyor. Türkiye de kendisini, gerektiği zaman güvenliğini sağlamak için, kendisini korumak için gerekli tedbirleri her zaman... İçeride ya da dışarıda olsun tehditler ve tehlikelerle mücadele edecek kapasiteye de sahiptir. Ama askerimizin, ordumuzun ve güvenlik güçlerimizin de bu yetkiye de sahip olması lazım, gerektiğinde bunu kullanmak için."

Suriye'de güvenli bölge

Mevlüt Çavuşoğlu, BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun'a da ilettiği Suriye'de güvenli bölge oluşturulması teklifine de değinerek, Türkiye'nin açık kapı politikası dolayısıyla Irak ve Suriye'den Türkiye'ye sığınanların sayısının 1,5 milyona ulaştığını anlatarak, son olarak Suriye'den gelen Kürtlerin sayısının 200 bine yaklaştığını dile getirdi.

Açık kapı politikasını etnik ya da dini bir ayrım yapmadan herkese uyguladıklarını belirten Çavuşoğlu, şunları söyledi:

"BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun'a da söylediğim gibi Türkiye artık BM gibi davranamaz. BM'nin ve tüm dünyanın paylaşması gereken bu yükü sadece Türkiye'nin üstlenmesini beklemek haksızlık olur. Bizim için en önemli çözüm yöntemlerinden bir tanesi de Suriye içinde bir güvenli bölge oluşturmak. Türkiye ve diğer komşu ülkelere kaçmak zorunda kalan insanların barınabileceği bir güvenli bölge. Yani uçuşa yasak bölge ile beraber, çünkü onların can güvenliğinin de sağlanması lazım. Ama burada BM çatısı altında göçmenlerin, mültecilerin, yerinden edilmiş insanların daha rahat bir şekilde yaşayabileceği her türlü altyapı kurulabilir."

Türkiye'nin kamplarda ve dışarıda yaşayan sığınmacılara en iyi imkanları sunduğunu ve yaklaşık 4 milyar dolar harcadığını ifade eden Çavuşoğlu, "Biz bu yükü her zaman çekmeye hazırız ama bu yükün de paylaşılması gerekiyor. Ve bölgenin güvenliğinin istikrarının sağlanması gerekiyor" dedi.

"Maliki nasıl gittiyse Esed de gitmeli"

Çavuşoğlu, New York'ta yaptıkları görüşmelerde Türkiye'nin bölgeye ilişkin düşüncelerini insani ve güvenlik boyutuyla muhataplarına aktardıklarına dikkati çekerek, "Maliki nasıl gittiyse Esed'in de gitmesi gerektiğini, Cenevre Deklarasyonu çerçevesinde bir siyasi dönüşümün Suriye'de gerçekleştirilmesi gerektiğini, insani boyutuyla neler yapılması gerektiğini ve terörden ve terörün kaynağı olan tehditlerden nasıl kurtulunması gerektiğini açıkça görüştüğümüz dostlarla da liderlerle de paylaştık, paylaşıyoruz" diye konuştu.

Çavuşoğlu, Türkiye'nin BM Güvenlik Konseyi adaylığına ilişkin çalışmalarına da değinerek, muhataplarından genellikle olumlu tepkiler aldığını söyledi.

Türkiye'nin dünya barışı ve istikrarı için oynayabileceği rolü anlayan birçok ülkenin Türkiye'ye destek verdiğini anlatan Çavuşoğlu, "Bu desteklere baktığımız zaman inşallah daha ilk turda seçilecek durumdayız" yorumunda bulundu.

Türkiye'nin G20 başkanlığını üstleneceğini, İnsani Zirve'yi düzenleyeceğini ve birçok uluslararası kurumda aktif olduğunu kaydeden Çavuşoğlu, "Türkiye sadece kendi çıkarlarını burada savunmuyor. Küçücük ada ülkelerinin bile yaşadığı sorunları savunuyor. Afrika'nın da sesi oluyor, Karayip ülkelerinin de vicdanı oluyor. Dolayısıyla tüm dünyanın vicdanı ve sesi oluyor, objektif, dengeli ve yapıcı bir rol oynuyor" dedi.

9 yıl önce