|

Seçim vaatleriyle cinayet işleniyor

Muhalefetin seçim vaatlerini eleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, sorumluluk makamında birisi olarak bu gördüğü yanlışları eleştirme görevi olduğunu söyledi. Erdoğan, “Çünkü ortada bakıyorsunuz bir cinayet var. Sırtlarında yumurta küfesi olmadığı için akıllarına düşeni vaat diye ifade ediyorlar” dedi.

Yeni Şafak
04:00 - 26/04/2015 Pazar
Güncelleme: 01:38 - 26/04/2015 Pazar
Yeni Şafak

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi'nde yapılan MÜSİAD 23. Olağan Genel Kurulu'nda muhalefetin seçim vaatlerinden sözde soykırım kararlarına kadar birçok konuda önemli açıklamalarda bulundu. Erdoğan, özetle şunlar söyledi: Şu anda bir panayır yeri açıldı. Geçmişte de vardı bu panayır yerleri. Bir veriyorsa, beş vereceğim diyenler, iki vereceğim diyenler. İki daire, iki anahtar dağıtanlar. Ben şu anda herhangi bir partinin genel başkanı değilim ama sorumluluk makamında olan bir Cumhurbaşkanıyım. Cumhurun başkanıyım. Gördüğüm yanlışlar varsa, bunları uyarma gibi de bir görevim var. Bu benim tarafsızlığımın da gereğidir.



SORUMLULUKLARIM VAR


Çünkü ortada bakıyorsunuz bir cinayet var. Müdahale etmeye mecburuz. Şu anda bu bol keseden atanların zihniyetlerinin iktidar olduğu dönemleri yaşadık. Böyle bir şey olmadı. Engelli çocuklara zerre kadar ellerini uzatmadılar. Muhalefet partilerinin taahhütleri iç açıcı değil. Cumhurbaşkanı olarak partilerin hepsine eşit mesafedeyim ama bu noktaya gökten zembille veya paraşütle inmedim. Sorumluluklarım daha da arttı.



BÖYLE BİRŞEY MÜMKÜN MÜ


Seçim sürecinde bu şekilde ortaya saçılan vaatleri, nasıl olsa iktidara gelemeyeceğini bilenlerin sorumsuzluklarının ürünleri olarak görüyorum. Sırtlarında yumurta küfesi olmadığı için akıllarına düşeni, ağızlarına geleni vaat diye ifade ediyorlar. Birisi çıkıyor bakıyorsunuz '1500' diyor. Birisi çıkıyor bakıyorsunuz '1600' diyor. Birisi çıkıyor diyor ki '5 bin.' Eğer bu vaatlere oy verilecekse herhalde 5 bine oy vermek lazım. Böyle bir şeyin olması mümkün mü? Milletimize hakaretten başka ne yaptılar bunlar. Şimdi birdenbire en büyük sosyal yardım sevdalısı kesildiler. Muhalefet partilerinin ekonomiyle ilgili vaatleri üretmeden dağıtma mantığına dayalı, bunu tasvip etmek mümkün değil.



BİZ BU ŞİFREYİ BİLİYORUZ


Birileri tutmuş yine 8 yıllık kesintisiz eğitimi seçim bildirgesine 'proje' diye koymuş. Biz bu şifrenin ne anlama geldiğini gayet iyi biliyoruz. Milletimizin imam hatip okullarına olan teveccühünü gördüler, hemen bunun önünü kesmenin arayışına girdiler. Amaçları imam hatiplerin kapısını yeniden kilitlemek. Türkiye'nin önüne eğitim projesi diye 28 Şubat uygulamasını getirenler, milletimizin buna vereceği cevaba şimdiden hazır olsunlar. Bir taraftan özgürlükçüyüz diyeceksin, öbür taraftan engellemeye kalkacaksın.



DİYANET'İ HEDEF ALMIŞLAR


Diyanet İşleri Başkanlığı'nı hedef alan anamuhalefet partisinin seçim bildirgesine 'Diyanet İşleri Başkanlığı tüm inançlara eşit mesafede olacak' diye yazıyor. Bu milletin inancı belli. Anamuhalefet, sen de kalk çok açık net 'Biz Diyanet İşleri Başkanlığı'nı kapatacağız' de. Bir başka parti bunu zaten alenen ilan etti seçim bildirgesinde. Diyanet İşleri Başkanlığı kaldırılacak dedi. Cumhuriyetin ilk kurumlarından olan Diyanet İşleri Başkanlığımıza karşı gösterilen bu husumeti doğrusu anlamakta zorlanıyorum.



MİLLETİN İNANCINA HÜRMET EDECEKSİN


Ama şimdi içimizde maalesef namahrem elleri türedi. Kendi dünya görüşüne ve hayat biçimine saygı gösterilmesini isteyen herkes önce bu milletin kahir ekseriyetinin inancına hürmetle yaklaşacak. Tek taraflı demokrasi, özgürlük olmaz. Saygı göstermek istiyorsan, saygı görmek istiyorsan, önce sen saygı göstermesini bileceksin. Hem milletin değerlerine saldırıp hem de kazanamadıklarında millete hakaret edenler, hatta milleti tehdit edenler en büyük demokrasi düşmanları. Ağızlarından hiç düşürmedikleri özgürlükleri sadece kendileri için isteyenleri samimiyete davet ediyorum.



Bize akıl verme kendine sakla


Cumhurbaşkanı Erdoğan, ikili ilişkilerle çok farklı bir barış dünyasını tesis etmeyi isterken, atılan söz konusu adımlar nedeniyle cevap vermek zorunda kaldıklarını belirterek, “Biz isterdik ki Sayın Putin, Ermenistan'a gitmesin, Sayın Hollande Ermenistan'a gitmesin. Biz Çanakkale'de Ermenistan'a yönelik herhangi bir cevap vermedik, böyle bir adım da atmadık. Oraya 2 tane devlet başkanı gitti, hamdolsun bize 20 tane devlet başkanı geldi. Çünkü biz böyle bir şeyin gayreti içine girmedik. Tarihteki olayların hesabının bugün verilmesi gibi bir yol açılacaksa, bu konuda en rahat olan ülke, hiç şüpheniz olmasın, Türkiye'dir. Yine iddia ile söylüyorum; ey Avrupa Birliği bize akıl verme, kendine sakla. Diyorsun ki, 'Arşivlerinizi açın'. Biz 15 yıldır arşivlerimizi açmaya hazır olduğumuzu söylüyoruz. Biz yüzleşmekse yüzleşmeye varız, rahatız. Bundan sonraki süreç çok daha farklı olacak. Biz, hiçbir zaman savunmada olmayacağız. Biz, bilginin, ilmin, araştırmanın her zaman net olarak delillerle ortaya koyduğu ve konulduğu bir ülke olacağız” dedi.



Onlar tarihlerindeki lekeleri temizlesinler



Geçmişte yaşanan acıları unutmadan ortak bir gelecek kurmanın çabası içinde olmak istediklerini ifade eden Erdoğan, “Ermeni iddialarına destek veren ülkeleri önce kendi tarihlerindeki lekeleri birbir temizlemeye davet ediyorum.



ANLAŞIR ŞEY DEĞİL


Bu konuda en son söz söyleyecek ülkelerden bir tanesi Almanya. Rusya, Fransa. Almanya'nın, geçtiğimiz yüzyılda yol açtığı 2 ayrı dünya savaşında yaşananlar ortada. 3 milyon Türkün yaşadığı Almanya'da Cumhurbaşkanı'nın böyle bir tavrın içerisine girmesi anlaşılır bir şey değildir” dedi.



GEÇMİŞİNİZE BAKIN


Erdoğan, en önemli soykırım imzası altında olan Alman devletinin ardından Rusya'nın 1917'den bu yana kendi topraklarında hayatını kaybeden 10 milyonu aşkın insan bulunduğunu kaydetti. Fransa'nın Cezayir'den başlayıp Ruanda'ya kadar gelen kötü sicilinin tüm dünyanın malumu olduğunu dile getiren Erdoğan, “Bunlar hep belgeli. Önce kendi geçmişlerindeki bu kanlı izlerin hesabını vermek zorundadır” diye konuştu.



Düşmanlığın tarafında saf tutmayı seçtiler


Erdoğan, dün (önceki gün) Çanakkale'de 100'e yakın ülkenin devlet başkanı, cumhurbaşkanı, başbakanı, bakanlar ve temsilcilerle bir araya geldiklerini ve tüm dünyaya güçlü bir barış mesajı verildiğine inandığını söyledi. Erdoğan, “Biz dünyaya barış mesajı vermek için mücadele ederken aralarında Rusya, Fransa, Almanya, Avusturya gibi devletlerin de bulunduğu kimi ülkeler, Ermenilerin yalanları üzerine inşa edilmiş bir iddiaya destek vererek, kinin, nefretin, husumetin, düşmanlığın tarafında saf tuttular. Maalesef buna ABD de değişik bir ifade şekliyle katıldı. 100 yıl önce bu coğrafyada yaşanmış acılar hepimizin ortak acılarıdır. Osmanlı'nın mukaddesatını, vatanını, şerefini koruma mücadelesi sırasında gerçekleştirmek zorunda kaldığı zorunlu göç sırasında yaşananları biz gayet iyi biliyoruz. Bu uygulamaya yol açan sebepleri de çok iyi biliyoruz. Bu siyasetçilerin, parlamentoların işi değildir;bu işi tarihçilere bırakalım” dedi.






#erdoğan
#ermeniatan
#putin
9 yıl önce