Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Halep'ten büyük bir göç dalgası yaşanması durumunda tampon bölge ihtimalinin düşünülebileceğini söyledi.
Suriye'de PKK varlığı öngörülerek adım atıldığına dikkat çeken Davutoğlu, 'Suriye'de sokak sokak ne olduğunu biliyoruz' dedi.
Gazetelerin Ankara Temsilcileri ile iftarda bir araya gelen Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Suriye'deki son gelişmelere ilişkin önemli açıklamalar yaptı.
Ahmet Davutoğlu sorulara şu cevapları verdi:
Tabii ki öngördük. Tunus ve Mısır'ı nasıl öngördüysek, Libya ve Suriye'de işlerin daha zor olduğunu da söyledik. O yüzden Başbakanımız Mübarek'e en başta, 'hemen git' derken, Kaddafi'ye bunu söylemek için üç ay bekledi. Suriye'nin daha zor olacağını gördüğümüz için Esed'le görüşmelerimiz 9 ay sürdü. Biz ister miydik ilişkilerimizin bozulmasını. Bizim Suriye konusunda sabretmemizin nedeni vardı. Şehirler yıkılmasın, bir otorite boşluğu oluşmasın, Suriye yavaş yavaş demokratikleşsin istiyorduk.
Bizim için, 3 şey önemli:
1. İster PKK, ister El Kaide olsun sınırlarımızın yakınında terör mevcudiyeti olursa, tehlike doğurur. Her türlü tedbiri almak hakkımızdır. Meşru müdafaa hakkını doğurur.
Bunu zinhar Kürt kardeşlerimizle ilgili politika olarak yansıtmamak lazım. Kürtler orada asırlardır yaşıyorlar, yaşayacaklar. Onlar, oranın asli unsurları. 6 Nisan'da Esed'e gittiğimde Kürtlere kimlik verin dedim. Bizim için Kamışlı'daki, Afrin'deki, Kobani'deki sıradan Kürt kardeşlerimiz bir tehdit değil.
2. Kaos ortamından yararlanıp de facto otoriteler oluşursa, Suriye'nin birliğini kalmaz. Suriye'yi Lübnanlaşır ki biz bunu istemeyiz. Irak'ta bunun acısını yakından çekiyoruz.
3. Bütün bu kuşağın merkezi tarihi olarak da, siyasi ve ekonomik olarak da Halep'tir. Halep'te istikrar sağlanamazsa, Suriye bütünlüğünü koruyamaz. Türkiye de bundan rahatsız olur. Türkiye olarak tedbirimizi alırız. Ama bu Kürtlere ve Nusayrilere karşı değildir.
Koruması için çalışırız, de facto yapılar değil, seçilmiş kendi parlamentosu idari yapıya karar verir. Burada de facto durumlar oluşturup, kalkıp ben özerkliğimi ilan ettim diyemez.
Suriye'deki gelişmeler Barzani'ye ziyareti öne aldı. Barzani ile açık şekilde bölgedeki gündemleri paylaşıyoruz. İstişare ve perspektif paylaşımı amaçlı bir ziyaret.
Kandilvari yapı söz konusu olmaz. Böyle bir ihtimale Suriye içindeki yapı izin vermez.
Büyük bir mülteci gücü dahil, her türlü senaryoya karşı önlemimizi aldık. Hazırlıksız yakalanmamızı kimse beklemesin. Her türlü duruma hazırlıklıyız. Türkiye'nin güvenliği neyi gerektiriyorsa, o tedbir alınır. Bazı önlemler vardır ki, zamanlaması tedbirden önce gelir. Eğer göç artar 100 bine ulaşırsa Türkiye'nin içinde değil, uluslararası toplumla Suriye içinde bir bölge olabilir. Bunun yükünü sadece Türkiye çekemez. Ayrıca sivillerin korunması için içeride tedbir alınır.
Ben çetrefilli süreçlerle ilgili tarih vermiyorum. Esed sonrasını nasıl şekillendiririz diye düşünüyorum. Bizi neden 'Kuzey Suriye'ye hapsetmeye çalışıyorlar. Suriye'nin tümü konuşulurken, bizi burayla meşgul etmeye çalışıyorlar. Bu süreç uzarsa Türkiye için iyi olmaz. Beşşar Esed'in gidişi inşallah kısa sürer.
Suriye'de muhalefetin elindeki silah stoku, ordudan kaçanların ve baskınlarda ordunun silah stoklarını almaları ve sınırlardan geliyor. Türkiye ile ilgili iddialar tamamen dezenformasyon...
Bir ay öncesine kadar kendilerine yöneltilen eleştirilerin temel argümanının 'Yanlış ata oynadınız. Esed gitmeyecek' olduğunu hatırlatan Davutoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
'Şam'da patlamalar oldu, Esed'in gideceği anlaşıldı. Bu kez Esed gidecek ama Suriye'nin kuzeyinde boşluk doğacak, Türkiye kaybedecek demeye başladılar. Bunların derdi Türkiye kaybetsin, bu adamlar gitsin. Kuzey Suriye kavramını eleştiriyorum. Biraz Suriye'yi tanıyan bilir ki, Kamışlı'dan, Lazkiye'ye 910 kilometrelik sınır bir etnik kimliği temsil etmez. Dışişleri'nden, MİT'ten, Harita Komutanlığı'ndan tüm haritaları getirttim. Bizdeki verilerle basına yansıyan farklı. Kim getiriyor o haritaları anlamak mümkün değil. İki tane kasabada Öcalan posteri açıldı diye, baştanbaşa her yeri kırmızıya boyuyorlar.
Davutoğlu Suriye'nin kuzeyi ile ilgili de şu bilgileri verdi:
'Suriye'de ne oluyorsa, her gün sabah bizim önümüze gelir. Kamışlı'dan başlayalım Nusaybin'in karşısına kadar olan yerde Kürt nüfusu yoğunluktadır. Oradan Suruç'un karşısında Kobani'ye kadar olan yer, Arap ağırlıklı. Kobani'den Afrin'e kadar Arap-Türkmen ağırlıklı. Afrin'den Hatay'a kadar olan hatta Kürt nüfus yoğunluklu. İdlib'ten sonra ise Sünnidir. Sonra Kürt nüfus başlar. Sonra da Bayır Bucak Türkmenlerinin yeri var. Yani 910 kilometrelik bir blok yok.
Bütün bu coğrafyanın arkasında ise Halep vardır. Halep'in yüzde 80'i Sünni-Arap, yüzde 10'u Kürt, kalanı karışıktır. Hristiyan vb. unsurlar. Burası dümdüz bir coğrafyadır. Onun için Halep'teki düzen önemli. Merkezi hükümet gücünü kaybedince de facto alanlar ortaya çıktı.
Irak ya da Suriye'deki Kürtlerin aidiyeti ve ilişkileri ile Türkiye'deki Kürtlerin aidiyeti ve ilişkileri aynı değil. Türkiye, Türk ordusu herhangi bir şehrine bunu yapar mı? Türkiye kendi Kürt meselesini kendi içinde çözer ve rayına oturtur.
Bizim her şeyden öte özgüvene sahip olmamız lazım. Suriye'deki gelişmelerin Türkiye'nin kaderini değiştireceğini düşünenler, Türkiye'ye güvenmiyor. Suriye'nin yönetim şeklini Suriye'nin seçilmiş parlamentosu belirler ama de facto bir emri vaki yapılırsa, bizim tarafımızdan da Suriye'nin diğer unsurları tarafından da buna izin verilmez. Otururlar kendi geleceklerini tayin ederler. Biz de ona çıkıp,'bu bizim kırmızı çizgimizdir' demeyiz.
Kürtler bu coğrafyaya gökten zembille inmedi. Asırlardır buradalar. Bizim işimiz duvar örmek, mayın döşemek değil. Kürtler birbirinden ayrı yaşasın değil. O harita parçalayıcı haritadır. O haritayı engellemek istiyorsak, daha büyük haritaları gerçekleştirmemiz lazım. O Ortadoğu haritasına karşı pasif olmak, onun gerçekleşmesini sağlar. Aktif olmak lazım Ortadoğu haritasının oluşumunu önlemek için. Suriye bağlamındaki reel haritadan kimse korku üretmesin. Birileri fırsatçılık yaparak, terör odaklanması yapmak isterse, biz tedbiri alırız. Ama zamana bırakmayız. Irak gibi 10 yıl beklemeyiz.
Başbakan hayali haritalara izin verilmeyecek dedi, ben de aynı şeyi söylüyorum. Önce bir haritayı üreteceksiniz, sonra onun üzerinden tehdit üreteceksiniz. Dağlıca olayı olduğunda Erbil'e gittim. O zaman Erbil'in üzerinde uçak uçuralım diye öneriler vardı. Erbil pazarında Konya pazarındaki gibi dolaştım. Biz Türkmenlerle, Kürtler arasında bir ayrım yapmayız. Reel coğrafyada kim neredeyse biz oradayız.