|

Tek maddeye bile karşı çıkamazlar

Başbakan Davutoğlu, 2023’ü hedefleyen AK Parti beyannamesi ve 100 sayfalık sözleşmenin toplumu kuşatan metinler olduğunu söyledi. Davutoğlu, “Seçim beyannamesi referans olacak. Benim Yeni Türkiye Sözleşmesi diye okuduğum metne bakıldığında meydan okuyorum. Oradaki tek maddeye bile karşı çıkamazlar” dedi.

Yeni Şafak ve
04:00 - 19/04/2015 Pazar
Güncelleme: 02:40 - 19/04/2015 Pazar
Yeni Şafak

Başbakan Ahmet Davutoğlu, İstanbul milletvekili adaylarının tanıtımına katıldıktan sonra basın mensuplarıyla biraraya geldi ve gündeme ilişkin sorularını yanıtlatı. İşte Davutoğlu'nun mesajları: Bir seçim beyannamesinin kendisi var, AK Parti beyannamesi 350 sayfalık, bir de 100 sayfalık sözleşme. Onun özü mahiyetinde toplumun kuşatan bir metin. A'dan Z'ye benim yazdığım bir metin. Salı gecesi son şeklini verdik. Dikkat ederseniz orada AK Parti ibaresi dahi geçmiyor. Hangi partiye mensup olursa olsun bütün vatandaşlarımıza bir çağrıdır o. AK Parti'nin seçim beyannamesi ise bir hükümet programı gibi kaleme alınmış ve ona dayalı hükümet programı çıkartacağız.



HER İLE BEYANNAME


81 ille ilgili herbirisi projelendirilmiş metinler var, onları da il bazında tanıtacağız. Yani her il için bir seçim beyannamesi hazırlanacak. Seçim beyannamesi de ansiklopedik bir şey gibi orada referans olarak duracak. Benim Yeni Türkiye Sözleşmesi diye okuduğum metne bakıldığında meydan okuyorum ve okumaya devam edeceğim. Oradaki bir tek maddeye bile karşı çıkamazlar. Çıksın söylesin Kılıçdaroğlu, Bahçeli veya diğerleri? İsterim ki Kılıçdaroğlu da otursun bir şey yazsın, Bahçeli de yazsın, Demirtaş da yazsın ve karşılaştıralım bu vizyonları, ortak bir zeminde buluşuruz.



GÖZDEN KAÇIRILIYOR


Burada anlaşmamamız için bir sebep yok, anlaşabiliriz. Ama dikkat ederseniz o gözden kaçırılmaya çalışılıyor. Bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı… Türk kimliği çıkacak mı falan gibi; bu da çocukça bir şey. Türkiye işte yani. Bir devletin vatandaşlığı tanımlaması en geniş kapsamıyla yapılan bir tanımlama. Yani vatandaşlığı o anlamda en geniş haliyle tanımlamaya çalıştık.



İSTİKLAL SAVAŞI ONUR MÜCADELESİDİR


-Yeni Türkiye 33 kere, demokrasi 23 kere, güvenlik 5 kere, milli irade 3 kere geçiyor. İnsan onurunu daha çok kullandınız. Yani bu yeni anayasanın özünü oluşturacak bir metin midir?

Açıkçası bir fotoğraf çekmişti arkadaşlar, 1921 Teşkilatı Esasiye'ye bakıyordum, tam o anda çekmişler. Bazıları fark etti. Tam bu yazıyı yazarken bir tweet atmıştım. Teşkilatı Esasiye İstiklal Savaşı'nda, dikkat ederseniz referansım İstiklal Savaşı. Sadece bir milletin kurtuluş mücadelesi gibi değil insan onuru için verilen anti sömürgeci bir mücadelenin Türkiye'deki, yani mazlum milletlere yapılan atıf. İstiklal Savaşı böyle olan bir milletin dış politikası zalimin yanında olmayı meşru kılamaz. Benim yapmaya çalıştığım şey o tarihi derinlikteki kimlik unsurlarıyla çağdaş bir anayasa arasında bir bağ kurmak. Türk yok ama Kürt de yok, Sünni yok ama Alevi de yok.



İBRAHİM BEY SEN BİLİRSİN


Gençler benim makaleleri okumuşlar, makalelerdeki kavramları çıkarmışlar. Bunu biz Gençlik Kongresi'nde dağıtacağız, dediler. Baktım çoğu doğru ama sözlüklerden almışlar, bazı kavramlarda sapmalar var. Doçent, siyaset felsefesi çok iyi, bizim Ahmet Okumuş. Ahmet'e 'bir bakın metinlere' dedim. Sonra çocuklara döndüm, çok iyi bir çalışma yapmışsınız ama burada dağıtmayın sonra iyice olgunlaştıralım öyle yapalım diye. (Yeni Şafak Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Karagül'e dönerek) İbrahim sen bilirsin belki, 95 senesi, Malezya'dan ayrılırken öğrenciler çok kullandığım kelimelerle bana and içen bir metin hazırlamışlardı. Şunun için söylüyorum, bizim metinde benim insan onuru demem üzerine bu kavram artık AK Partili her bir bireyin zihnine girecek.



BİZ ACIYI PAYLAŞIRIZ


-1915 olayları özellikle Dışişleri Bakanlığı'nın en son Avrupa Parlamentosu kararına yönelik cevabının son derece sert ve insani boyuta hiç değinilmediği yönünde eleştiriler var..

Benim Hrant Dink'in katledişinin yıldönümünde yayınladığım bir metin var, yani geçen sene değil sadece. Geçen sene Cumhurbaşkanımızın Başbakanken yaptığı taziye metni. O metne olan sadakatimizin devam etmesini inşa eden ve bu sefer özellikle Dink'in vefat günü yayınladım… Geçen sene Cumhurbaşkanımız Başbakandı, bu sefer de Başbakan olarak ben yayınladım.



TARİHİN EN VAHŞİ MİLLETİ MİYİZ DİYELİM


-Geçen senekiyle aynı noktada duruyorsunuz denilebilir mi?

Ne yapalım? Yani illa şunu diyorlarsa: Kusura bakmasınlar, hani biz tarihin gördüğü en vahşi milletiz diye bir itiraf bekliyorsa, yani şuradaki Ermeni mahalleleri buna isyan eder. Şimdi emeklilik dolayısıyla ayrıldı, Etyen Bey'i (Mahçupyan) ben bilerek, hani Ermeni kimliği dolayısıyla saygı duyduğum için Başdanışman yaptım, hiçbir sınır da getirmedim. İlk defa Türkiye Cumhuriyeti tarihinde en üst makama gelmiş bir Ermeni olarak, hani onu bir lütuf olduğundan değil, entelektüel kimliğiyle yaptım. Markar'ı (Esayan) aday yaptık, ilk defa bir Ermeni. CHP de şimdi aday yapmaya başladı…



Başarının tek kriteri iktidar olmak


Seçim çalışmaları kapsamında 69 ile gideceğini belirten Davutoğlu, “Biz yüzde 55'lere, 60'lara yürüyoruz dedim, hedef de budur. Yüzde 55. Nihai kertede siyasi seçimlerde başarının kriterinin esası bellidir, iktidar olmaktır ve ülkeyi geleceği taşımaktır. Ama ben kendi kitleme burada da söylediğim yüzde 55 İstanbul için. İstanbul'da yüzde 55'i yakarlarsak Türkiye'de de yakalarız Allah'ın izniyle” dedi.



Herkes kendi kesesinden yesin


-CHP'nin seçim bildirgesinde emekliye, işçiye bir şey var mı diyor, kredi kartı borçlusuna bir şey var mı diyor..

Altı ay açıklamalarıma bakın, hemen hemen her hafta, hemen hemen her kesime dönük ekonomik paket açıkladım. Esnafa verilecek kredi limitlerini artırdık, faizleri düşürdük. Ve bunu seçimde yapacağız değil, başlattık ve yaptık. Tarım sektörüne kuru üzüm alımlarından son olarak pamuğa kadar destek fiyatlarını artırdık, kuru üzümü okullara götürmek kadar. Emeklilere seyyanen 100 lira ki yüksek bir orandır yaptık. Çalışan emeklilerden kesilen primleri indirdik, ne derseniz, yani hangi alanı açarsanız açın, aslında bizim bırak vaat olarak gerçek olarak yaptığımız işler var, ama birileri görmek istemiyorsa görmüyor. Onlar konuşur, biz yaparız. Onlar konuşurken serbesttir, çünkü üzerinde yumurta küfesi yok.



KILIÇDAROĞLU'NU DA CHP'Yİ DE MİLLET BİLİR


Çok güzel bir Silifke türküsü var, o Yörük türküsüdür; herkes kendi kesesinden yesin içsin saltanatım var benim, aslı yok yaylasında bir sürü koyunum var benim. Şimdi Kılıçdaroğlu'nun dediği bu, kendi kesesi, nasıl biriktirdiğimizi bilmiyor ki, biz bunu alın teriyle 12 yılda Hazineyi doldurmuşuz, o bilmiyor. O diyor ki, herkes kendi kesesinden yesin içsin, ben de başbakan olayım. Bakın daha dün MYK ile bakanları, Bakanlar Kurulu'nu değil bakanlarla MYK'yı bir araya getirdim 4-5 saat, yani parti ve bakanları. Seçim stratejisi ekibini… Neler söyleyebiliriz ama söylediğimiz her şeyi de bizim yapmamız lazım. Biz yalan söylemeyiz, biz yalan vaatte bulunmayız. Yapamayacağımız şeyi söz vermeyiz.



Muhtarlar geçenlerde teşekküre geldi, biz iktidara geldiğimizde 46 lira mıydı neydi maaşları, şimdi 880 lira, bu böyle. Onun için bunları… Kılıçdaroğlu'nu da millet bilir, CHP'yi bilir. CHP geldi mi bereket gider.



Çözüm eşit vatandaşlık


-Alevi meselesi. 7 Haziran'dan sonra bizi bekleyen ilk etapta bir Alevi paketi var mı?

Hayatta içselleştirmediğim, benimsemediğim hiçbir şeyi savunmadım, savunduğum şeyi de sonuna kadar ne zaman savunulması gerekiyorsa ben tayin ederim ve doğru bir zeminde savunurum. Yani Hacıbektaş'taki konuşmam da, Tunceli'deki konuşmam da gönlümden gelen ve inandığım şeylerdir. Burada da yine dikkat ederseniz aslında Yeni Türkiye Sözleşmesinde Alevilik de dahil birçok şeyin şey anlamında, zihni çözümü orada. Orada da işaret etmeye çalıştığım ortak kültür paydasını tespit, ama çağdaş bir devletin vatandaşları olmanın gereği olarak her şeyi tanımladık.



-Bize bir-iki somut bir şey söyler misiniz?

Şimdiden söylemek belki çok şey olmayabilir. Ama açıkçası, bundan bir-iki ay önce bu konuyu gündeme getirmeyi düşündüm fakat bir seçim yatırımı gibi görüneceği korkusuyla şey yaptım. Seçim öncesinde, sırf acaba biraz oy çekebilir miyim kaygısıyla gündeme getirmeyi Alevi vatandaşlarımıza da bir saygısızlık olarak gördüm.



DHKP-C TERÖRİZE ETMESİN


Alevi meselesinin ben çok zannedildiği kadar zor bir sorun olduğu kanaatinde de değilim, yani yeter ki ideolojik bakımdan istismar edilmesin, siyasi bakımdan istismar edilmesin ve dış unsurlar bakımından istismar edilmesin ve terörize edilmesin, yani DHKP-C gibi veyahut bazı unsurlarca terörize edilmesin. Dış unsurlardan da ne kastettiğimi herkes anlar.



Başbakan'ın Galata keyfi


Ankara'dan İstanbul Atatürk Havalimanı'na gelen Davutoğlu, buradan Fatih Ayvansaray'a geçti. Haliç sahilinde makam aracından inen Davutoğlu, burada yürüyüş yapan vatandaşlarla sohbet etti, fotoğraf çektirdi. Tekrar makam aracına geçen Davutoğlu, Eminönü Meydanı'na geldi. Burada da aracından inerek, Yeni Cami'nin önündeki vatandaşlarla tokalaşıp, sohbet etti. Davutoğlu, seyyar satıcılardan aldığı kestaneyi vatandaşlara ikram etti. Vatandaşlar tarafından alkışlanan Davutoğlu, bir kız çocuğunu kucağına alarak sevdi, ellerinde Türk Bayrağı taşıyan gazilerle de fotoğraf çektirdi. Başbakan Ahmet Davutoğlu, buradan Galata Köprüsü'ne yürüdü. Köprüdeki balıkçılarla sohbet eden Davutoğlu, bir balıkçının oltasını denize salladı.


Memura müjde


Başbakan Davutoğlu, Memur-Sen 5. Olağan Genel Kongresi'nde yaptığı konuşmada memurlara bir de müjde verdi. Davutoğlu, “Uzun zamandır gündeme getirilmekte olan ek derece talebi konusunda, 15 Ocak 2005'ten sonra memuriyete başlamış olanlara da 1 derece ek derece verilmesi konusunda prensip kararı aldık. Seçimden sonra atacağımız ilk adımlardan birisi de bu olacak. Fazla çalışma konusunda da herhangi bir adaletsizliğe mahal vermeyecek şekilde gereken adımlar atılacak, tatil ve ücretlerle ilgili düzenlemeler yapılacak. Fazla mesai konusunda da hiçbir adaletsizliğe rızamız yoktur” dedi. Devlet içindeki her türlü yapılanmaya karşı önlemlerini aldıklarını ve hiçbir vesayete izin vermeyeceklerini belirten Davutoğlu, “Memurlarımız tek tek ve bütün olarak da hepsi sadece milletimizin emrindedir" diye konuştu.


#davutoğlu
#seçimler
#ak parti
#Galata Köprüsü
9 yıl önce