|

'TRT Şeş'i merakla izliyorum'

AK Parti Manisa Milletvekili ve TBMM eski Başkanı Arınç, TRT 6'yı ilgiyle ilzediğini söyledi. Arınç, "Biz bunu neden 20 yıl önce yapmamış diye hayıflanmamız gerekiyor" dedi.

Cihan
00:00 - 16/01/2009 Cuma
Güncelleme: 15:03 - 16/01/2009 Cuma
Yeni Şafak
'TRT Şeş'i merakla izliyorum'
'TRT Şeş'i merakla izliyorum'

AK Parti Manisa Milletvekili ve TBMM eski Başkanı Bülent Arınç, Türkiye'de düşünce özgürlüğü konusunda yapılan yeniliklere direnen bir yapının var olduğunu söyledi.




TRT 6'nın yayın hayatına başladığını hatırlatan Arınç, "Bundan 30 sene önce bunu söyleyen bir insan recm edilirdi" ifadesini kullandı. Büyent Arınç, TRT 6'yı izlediğini belirterek, "Ben de arada bir 'neler yayınlanıyor' diye merak ediyor ve izliyorum. Ortada hiçbir sorun yok, ihtilal de olmadı. Biz bunu neden 20 yıl önce yapmamış diye hayıflanmamız gerekiyor." ifadelerini kullandı.



TBMM eski Başkanı ve AK Parti Manisa Milletvekili Bülent Arınç, Fatih Üniversitesi Kamu Yönetimi Öğrenci Topluluğu tarafından düzenlenen "Türkiye'de Kimlik Sorunları" konulu konferansa konuşmacı olarak katıldı. Arınç soru ve cevaplarla yaklaşık 2 saat süren konuşmasında düşünce özgürlüğü, kimlik sorunu, Ermeni meselesi, Kürt sorunu gibi pek çok konuda soruları cevapladı.


Türkiye'nin ifade özgürlüğü konusunda eskisine göre daha iyi bir konumda olduğunu belirten Arınç, ancak bazı konuların ağır bir şekilde ilerlediğine dikkat çekti. Bazı konularda yaşanan dönüşümlerin ciddi bir dirençle karşı karşıya kaldığını aktaran Arınç, bunun da zaman kaybına sebep olduğuna dikkat çekti. Kendisinin de 1985 yılında yaptığı konuşmada geçen bir kelime yüzünden ceza aldığını ve daha sona beraat ettiğine dikkat çeken Arınç, "1986'da 163. Madde kaldırıldı. Ancak Türk Ceza kanunundan bu madde kalkmasına rağmen Siyasi Partiler ve Vakıflar Kanunu'nda yer almaya devam etti. Benzer maddeler Terörle Mücadele Kanunu'na koyuldu. En son 312, 301 haline geldi. 301. madde ile ilgili son düzenleme de 3-5 ay önce gerçekleştirildi. Bir yere varmak istiyoruz ama maalesef bu 20 yıla ulaşıyor." diye konuştu.


Dünyada ulus devlet kimliğinin her geçen gün daha da zayıflamaya başladığını belirten Arınç, "Bunun yerine farklılıkların bir arada yaşadığı, farklılıkların bir renk olarak görüldüğü bir dünyaya doğru gidiliyor. Etni siteye dayalı yerine, etnik farklılıkların özgürce ifade edilebildiği, birbirlerini anlama üzerine kurulan yeni bir toplum kimliğinin daha güçlü bir hale geldiğini görmekteyiz." diye konuştu.



"KÜRTÇE KANALDAN 30 SENE ÖNCE SÖYLEYENİ RECM EDERLERDİ"

Geçtiğimiz aylarda yayınlanan bir kitapta bazı eski Genelkurmay Başkanları ve Cumhurbaşkanları'nın geçmişte terörle mücadelede yapılan yanlışları itiraf ettiğini bildiren Arınç, emekli bir orgeneralin, "Bize Kürt diye bir şeyin varlığını hiç söylemediler. Biz onları kart-kurt seslerinden ortaya çıkan seslerden oluşuyor diye biliyorduk." sözlerini hatırlattı.


Gelinen noktada TRT 6'nın 24 saat boyunca Kürtçe yayın yaptığına değinen Arınç, "Böyle bir düşünce 10 sene önce kabul edilemezdi. 20 sene evvel bunu söyleyen ceza alırdı. 30 sene önce bunu söyleyeni recm ederlerdi. Ben de arada bir 'neler yayınlanıyor' diye merak ediyor ve izliyorum. Ortada hiçbir sorun yok, ihtilal de olmadı. Biz bunu neden 20 yıl önce yapmamış diye hayıflanmamız gerekiyor." ifadelerini kullandı.



"BAŞÖRTÜLÜ KADINA SEÇİLME HAKKI VERİLMELİ"

Konferansa katılan öğrencilerin soruları üzerine açıklama yapan Arınç, CHP'nin başörtüsü açılımına da değindi. Anamahalefet partisinin başörtülü bayanlara partisinin kapısını açmasını doğru bulan ve her zaman desteklediğini belirten Arınç, "Siyasal varlık olmaları da seçme seçilme haklarını elde etmeleri demektir. Ama seçilme olarak bazı bayan arkadaşların böyle bir haklarının olmadığı malum. Bir siyasi partinin geçmiştekinden farklı olarak kıyafetlerden dolayı yaptığı değişikliği doğru bulduğumu desteklediğimi ifade ettim. Neresinden bakarsanız bakın bir yanlış düzeltiliyor. " ifadelerini kullandı.


CHP'nin başörtüsü açılımının şeklen mi yoksa içerik olarak mı olduğunun henüz ortaya çıkmadığını aktaran Arınç, "Farklı kıyafetlerini belirlemiş olan kadınları bir siyasi varlık olarak kabul etmek bence çok doğru bir davranıştır. Ama seçilme noktasında da engellerin kaldırılması gerekmektedir." diye konuştu.


Türkiye'de özellikle üniversite tahsili görmek isteyen bayanların başörtüsü sorunu yaşadığına dikkat çeken Arınç, Anayasa'nın 10 ve 42. Maddelerinde yapılan değişikliğin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildiğini hatırlatarak, "TBMM'de yapılan Anayasa değişikliğinin akıbeti hoş olmadı. 20 yıldır tartışma konusu. Bir takım kıyafetler üniversite önünde engel olarak çıkmamalı." şeklinde konuştu.



"TÜRKİYE ÇETELERDEN KURTULMALI"

Öğrencilerin, bazı aydınlar tarafından başlatılan "Ermenilerden özür kampanyası" hakkındaki görüşlerini sorması üzerine Arınç, 1915 yılında yaşanan tehcir olayının mecburiyetten kaynaklandığını dile getirdi. 1915 yılında yaşananların "soykırım" olarak adlandırılamayacağını belirten Arınç, Ermenistan ve Ermeni diasporasının siyasi ve lobi çalışmaları sayesinde bu güne kadar 20 ülkede "sözde soykırımı" kabul ettirdiğine işaret etti.


Özür kampanyasına imza atanlar da atmayanlar da bulunduğunu vurgulayan Arınç, ne olursa olsun kampanyanın düşünce özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini bildirdi. Ermeni sorununda en son Türkiye için çok üzücü olan Dink cinayetinin yaşandığını hatırlatan Arınç, cinayetin araştırıldığında arkasından çok daha büyük bir yapının ortaya çıktığına dikkat çekti. Arınç şöyle konuştu: "Tabi bu şimdi büyüdükçe büyüyor. Büyüyor derken, aman tabiî ki Türkiye bu pisliklerden kurtulsun demokratik bir ülke olarak halkın egemenliğine uygun yönetim gelsin, seçimle gelenler iktidar dışı yöntemlerle düşmesin. Bu cinayetin yapılması ve sonra ortaya gelen olaylar bizi bugün başka noktaya götürdü."


Arınç konuşmasının ardından salonda kurulan "Kimse Yok Mu" standını ziyaret etti. Arınç derneğe 100 YTL bağışta bulundu.






15 yıl önce