Türkiye'yi 2023 hedeflerine taşıyacak 100 maddelik 'Yeni Türkiye Sözleşmesi'ne, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun, “Bizzat kaleme aldım” dediği başkanlık sistemiyle ilgili hedefler damga vurdu. AK Parti, başkanlık sistemini, özgürlükçü anayasal çerçevede, yasama ve yürütmenin etkin olduğu, demokratik denge mekanizmalarının öngörüldüğü, toplumsal farklılıkların siyasal temsilinin sağlandığı bir yönetim modeli olarak tanımladı. 'Yönetim Modeli ve Başkanlık Sistemi' başlığı altında, başkanlık sistemininin önemi şu şekilde yer aldı:
1960 askeri darbesiyle bürokrasinin siyaset üzerinde vesayet kurmasını kurumsallaştırmak üzere kurgulanan mevcut sistem, asgari demokratik gerekleri karşılamaktan uzaktır. Bu sistem, siyasetin sorun çözme kapasitesini zaafa uğratarak Türkiye'yi on yıllarca koalisyon hükümetlerine mahkum etmiş, zayıf ve istikrarsız yönetimlere mecbur kılmış, pek çok köklü sorunun derinleşmesine yol açmıştır.
Mevcut sistem, Cumhurbaşkanlığı makamına, vesayetçi aktörler adına hükümeti denetleme misyonu biçmiş, Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasındaki ilişkiyi hukuki ve kurumsal dayanaklardan yoksun bırakmıştır. Cumhurbaşkanının doğrudan halk tarafından seçilmesiyle Cumhurbaşkanlığı makamı vesayetçi misyondan arındırılmıştır.
Ancak halk tarafından seçilen Cumhurbaşkanı ile Başbakanın siyasal sistem içindeki yetki ve görev paylaşımı, yeni düzenlemeyi zorunlu kılıyor. Mevcut sistem, Cumhurbaşkanı ve Başbakanın farklı siyasi geleneklerden gelmeleri durumunda, kriz potansiyelini taşıyor.
AK Parti olarak, mevcut sistemin siyasi tarihimizdeki vesayetçi kurgusunu da göz önünde bulundurarak, Cumhurbaşkanının doğrudan halk tarafından seçilmesinin oluşturduğu bu yeni durumun yol açabileceği muhtemel yönetim sorunlarının başkanlık sistemiyle aşılacağına
inanıyoruz. Siyasal geleneğimizdeki tecrübelerden de yararlanarak, yeni Türkiye vizyonumuza uygun bir sistem arayışını sürdürmek ve çözüm bulmak zorundayız.
Bu çerçevede öngördüğümüz başkanlık sistemi, Türkiye'nin AK Parti iktidarında geçirdiği demokratik dönüşümü nihai sonucuna erdirerek, 2023 ve sonrasına yönelik kalkınma hedeflerine ulaşmasını kolaylaştıracak bir çerçeveye sahip olacaktır. Bu unsurlarıyla başkanlık sisteminin, Türkiye'nin siyasal tecrübesine ve gelecek vizyonuna daha uygun olduğuna inanıyoruz