|

Ur gibi gizlice bünyeyi sardı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bilimin desteklenmesi ve teşvik edilmesi için TÜBİTAK’ı güçlendirdiklerini ancak ihanetle karşı karşıya kaldıklarını söyledi. Erdoğan, “Bir gizli yapı sinsice TÜBİTAK’ın içinde büyüdü, adeta bir ur gibi gizlice bünyeyi sardı, bünyeye hakim oldu ve başka gayelere hizmet etmeye başladı” dedi

Yeni Şafak
04:00 - 25/12/2014 Perşembe
Güncelleme: 22:18 - 24/12/2014 Çarşamba
Diğer
49. TÜBİTAK Bilim, Özel ve Teşvik Ödülleri Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda düzenlenen törenle sahiplerini buldu. Himayesinde gerçekleştirilen ödül töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, özetle şunları söyledi:

Türkiye’de siyaset, hukuk, toplumsal hayat hızla normalleşirken üniversite ve bilim dünyasının da hızla normalleşmesini sağlayacağız. TÜBİTAK’ı, bu ülkenin bilim politikalarına istikamet çizecek bir merkez olarak güçlendirdik, güçlendiriyoruz. Ama ne oldu? Bir gizli yapı sinsice TÜBİTAK’ın içinde büyüdü, adeta bir ur gibi gizlice bünyeyi sardı, bünyeye hakim oldu ve başka gayelere hizmet etmeye başladı. 

İHANET VE AHLAKSIZLIK

Bilim üretmesini, bilimi teşvik etmesini beklediğimiz TÜBİTAK, kendi ülkesinin cumhurbaşkanını, başbakanını, genelkurmay başkanını, bakanlarını dinlemek gibi, uluslararası istihbarat servislerine hizmet vermek gibi haince bir planın ne yazık ki zemini oldu. ‘Kriptolu telefon ürettik’ dediler, diyorlar. Bunu devletin üst düzey yöneticilerine veriyorlar ve sonra ellerindeki şifrelerle bu telefonları dinleyip bir yerlere servis ediyorlar. Burada sadece ihanet yok, aynı zamanda çok ciddi bir ahlaksızlık da var. Ayrıca burada sadece kendi vatanına ihanet, kendi milletine ahlaksızlık değil bilime ihanet, tüm bilim camiasına yönelik ahlaksızlık da var.

PARALEL MÜCADELESİNİ KAZANDIK

Kendilerine verilen imkanları, bilim için, insanlığın yararı için kullanmak yerine vatana ihanet için kullanan kişiler bilim camiasının yüz karasıdır. TÜBİTAK’ı da ilim camiasının yüz karalarından aktarma süreci olarak görüyorum. Türkiye, paralel yapıyla mücadelesini kazandı, kazanmaya devam ediyor. Bu bir özgürlük mücadelesiydi ve önümüzde önemli bir engeldi, şimdi bu açığa çıktı. Bu engelin aşılmasıyla siyasetin, ekonominin, dış politika ve toplumsal hayatın yanında eğitimin ve bilimin önü daha da açılmıştır, açılmaya devam edecektir.

YALAN SÖYLEYEN TARİH

Çözüm süreci ile mutlak bir huzur ortamını tesis ederek, daha fazla büyümeye, kalkınmaya ve daha ileri demokratik standartlara, bilim içinde daha özgür bir iklime yoğunlaşılacak. Ben Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı olarak geleceğe ümitle bakıyorum. Farabi, Piri Reis, Ali Kuşçu denildiğinde kimileri kompleks içinde bu isimleri hafife aldı. Amerika kıtasına Kolomb’dan önce Müslümanların ulaştığını söylediğimde kıyamet kopardılar. Çünkü bizlere maalesef yalan söyleyen bir tarih öğrettiler.

Sabah kalktık o dil yok

En büyük sıkıntılardan birinin dil konusunda yaşandığını belirten Erdoğan, “Bizim son derece zengin, bilim yapmaya, üretmeye son derece müsait bir dilimiz varken bir gece yattık sabah kalktık, baktık ki o dil yok” diye konuştu. Türkiye’nin, yabancı dillerle ya da yabancı kelime ve kavramlarla bilim öğrenen ve öğreten bir ülke haline getirildiğini söyleyen Erdoğan, “Binlerce kelime ve kavram unutturuldu, sözlüklerden çıkarıldı. Kelime ve kavram üretmeye son derece elverişli olan dil yapısı adeta törpülendi. Şu anda Türkçe'nin mevcut kelime hazinesiyle felsefe yapamazsınız. Ya Osmanlıca kelime ve kavramlara başvuracaksınız ya da İngilizce, Almanca, Fransızca kelime ve kavramlara başvuracaksınız. Bu sorunların hepsini aşmak zorundayız” dedi.


TÜBİTAK ödülleri

Erdoğan, konuşmasının ardından, mühendislik bilimleri alanında Prof. Dr. Timur Doğu, sağlık bilimleri alanında Prof. Dr. H. Fahrettin Keleştemur ve sosyal bilimler alanında Prof. Dr. Zeynep Aycan’a “bilim ödüllerini”, temel bilimler alanında Doç. Dr. Çağan H. Şekercioğlu ve sağlık bilimleri alanında Prof. Dr. Hayat Önyüksel’e de “özel ödüllerini” takdim etti. 14 kişiye de teşvik ödülü verildi.

#TÜBİTAK
#Cumhurbaşkanlığı Sarayı
#Tayyip Erdoğan
9 yıl önce