|

Zincirleri başkanlık sistemiyle kırarız

Türkiye’nin 2023 hedeflerine bu sistemle ulaşmasının mümkün olmadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, başkanlık sisteminin zorunluluk olduğunu söyledi. Erdoğan, “Sistem tıkandı ve patinaj yapıyoruz. Başkanlık, benimle ilgili değil, ülkeyle ilgili bir mesele. Başkanlık sistemi Türkiye’ye özgüven kazandıracak” dedi.

Yeni Şafak
04:00 - 19/04/2015 Pazar
Güncelleme: 02:21 - 19/04/2015 Pazar
Yeni Şafak

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Kazakistan temasları sonrası kendisini takip eden basın mensuplarına başkanlık sisteminden paralel yapıyla mücadeleye, Ağrı olaylarından yapacağı mitinglere kadar birçok konuda önemli açıklamalarda bulundu: Başkanlık sisteminin dünyada her ülkede aynı olduğunu iddia etmek mümkün değil. Neredeyse bütün ülkelerde uygulanan başkanlık sistemi farklıdır. Bizim de başka tecrübelerden istifade etmek ve tartışmak suretiyle, kendi kültürümüze, kendi örfümüze göre, yani bir Türk tipi veya Türkiye'ye ait bir başkanlık sistemi ortaya koymamız pekâlâ mümkün.



STK'LAR ÇALIŞMALARINI GÖNDERİYOR


Akademisyenlerimizle, siyasetçilerimizle hep birlikte otururuz, bunların değerlendirmesini yaparız; nihayetinde de “En ideal olan sistem bu” diyebiliriz. Nitekim biz, Beştepe buluşmaları çerçevesinde 20 kadar akademisyenle bir toplantı da yaptık, muhtelif sunumları oldu. Bazı STK'ların gönderdiği çalışmalar da var. “Müsademeyi efkardan barikayı hakikat doğar” anlayışıyla bir “hakikat güneşi” oluşuyor. Bu olduğu zaman da ben inanıyorum ki Türkiye, o beklediğimiz gerçek manadaki sıçrayışını yapacaktır.



BU SİSTEMDE PATİNAJ YAPIYORUZ


Belki bazıları farkında değil ama son 3 senede ekonomik olarak bir patinajın içerisindeyiz. Kişi başına milli gelirimiz 10 bin doları aştı ve orada bir patinaj başladı. Çünkü, birileri adeta böyle gelip bileklerinize zincir kulpu takıyor, orada sizi olduğunuz yerde maalesef patinaja mahkum ediyor. Eğer sistem rahat çalışırsa, karar alma süreci hızlanırsa 2023 hedeflerini yakalama yolunda çok daha farklı gideceğiz.



İŞADAMLARI DERT YANIYOR


Bazı işadamlarımız dert yanıyor. Adam yatırım yapacak ama kuvvetler ayrılığındaki kargaşadan dolayı yargı tarafından önü kesilmiş. İşte hep söylüyorum, örnek olarak veriyorum. Somut olarak Galataport meselesi... Neredeyse 1 milyar dolarlık bir yatırım. Böyle bir yatırım, ihalesi ne zaman yapıldı? Hâlâ iş başlayamadı. İtirazdan 2 sene sonra Danıştay yürütmeyi durdurma verdi. Buna benzer birçok olay var.



DİK DURACAK İDARİ YAPI OLMALI


10-11 bin dolar arasına sıkışan bir kişi başına milli gelir söz konusu. Bizim bu seçime kadar hedefimiz 15 bin doları yakalamaktı. Bunu yakalayamadık. Sistem sizi ciddi manada engelliyor. Bunun içinde faiz politikaları, özellikle finans sektöründeki yaklaşım tarzları var. Kredi olaylarında bankaların ciddi manada girişimcileri sıkıştırma süreçleri var. Şimdi onların bu tür adımları atarken karşısında bir defa dik durabilecek bir idari yapının olması lazım.



GÜÇLÜ ADIMLAR ATMALIYIZ


Diğer tarafta uluslararası sermaye, sizin yargınız bize şöyle şöyle yaptı diyor. Şimdi küresel sermaye buraya girmezse, reel sektörde nasıl güçlü bir yapıyı yakalayacaksınız? Bir kere 22 milyar dolar doğrudan yatırıma çıktık, bir daha yakalayamadık. Çok daha güçlü adımlar atmamız lazım. Bu adımı atabilmemiz için de engellerin, bariyerlerin kaldırılabildiği, küresel sermayenin güvenli bir liman olarak gördüğü Türkiye'ye rahat bir şekilde gelebilmesi büyük önem arzediyor.



BENİM DEĞİL ÜLKENİN MESELESİ


Başkanlık, benimle ilgili değil, ülkeyle ilgili bir mesele. Şu anda ben Cumhurbaşkanı olarak bu görevde mevcut anayasa çerçevesinde yapmam gereken neyse onu yapıyorum. Ama tecrübelerim doğrultusunda düşüncelerimi de söylüyorum. Parti ismi vermiyorum. Burada 367'ye ihtiyaç var. 367'nin biraz üstü de olabilir... O nedenle 400 olarak dile getiriyorum. 400 değil de 390, 380 olur... Yeter ki yeni anayasa için buna inanmış bir parlamento oluşsun. Derdimiz bu. Bu olmuyor. O zaman referandumu parlamentodan çıkarabilecek bir sayı olsun.



KEŞKE REFERANDUMA KOYSAYDIK


Parlamento içinde Cumhurbaşkanı seçimini engellemek için ellerinden geleni yaptılar. Biz de o zaman bu işi millete götürmenin yolunu aradık. O zaman millet yüzde 69 verdi. Ardından ikincisi oldu. Yani, ilk referandumda demek ki bazı şeyleri eksik bırakmışız, yüzde 58'le de o referandumdan çıktık. Keşke şunları biz o zaman o paketin içerisine koymuş olsaydık, bugün hiç bunları tartışmıyor olurduk. Ama tabi bazı şeyler demek ki eksik olabiliyor. Kim ne derse desin böyle bir başkanlık sistemi Türkiye'ye özgüven kazandırır. Süratle Türkiye 2023 hedeflerine inşallah ulaşacaktır diye düşünüyorum.



İDEALİ TEK KAMARALI SİSTEM


Hiçbir parlamentonun denetlememe veya kontrol etmeme gibi bir görevi olamaz. Parlamento elbette denetler. Şu anda Amerika'da iki kamaralı bir yapı var. Orada iki yılda bir değişen sistem olmamış olsa, Sayın Obama çok daha rahat sürecini devam ettirebilirdi. Bakın Obama istediği gibi karar çıkaramıyor. Görüldüğü gibi oradaki sistemin de sıkıntıları var. Başkanlık sisteminde, yasama, yürütme yargı, tamamen birbirinden ayrılıyor. Ayrıldığı için de denetim noktasında en ufak bir zaaf yok. Ancak ben, iki kamaralı sisteme de karşıyım. Çünkü, iki kamaralı sistem, adeta kilitleme üzerine inşa edilmiştir. Burada da tek kamaralı sistemin çok daha ideal olduğuna inanıyorum. Hem seri karar alma noktasında, hem de istikrar-güven noktasında da sağlıklı bir çalışmayı getirecektir diye düşünüyorum.



AK PARTİ BEYANNAMESİ OLUMLU


İncelediğim kadarıyla, benim Başbakanlık dönemimdeki 12 yıllık süreçte atılmış adımlarla ilgili olarak, adeta bir özet diyebileceğimiz şekilde bütün başlıklara yer verilmiş. Temel hak ve özgürlüklere varıncaya kadar hepsi orada yerini alıyor. Bundan sonraki sürece dönük olarak da atılacak adımlara da verilmiş. Gayet olumlu.



Farklı bir sürece doğru uzanacak


Kazakistan'daki 30 civarında okuldan 28-29 tanesini Kazak devletine devrettiklerini ancak yüzde 10-15 yine kendi öğretmenleri veya kendi görevlileri olduğunu belirten Erdoğan, bu konuda Nazarbayev'i uyardığını ve detaylı bilgi notunu ilettiklerini söyledi. Paralel yapıyla mücadelede yargının ciddi adımlar attığını söyleyen Erdoğan, “Hakkında Interpol vasıtasıyla kırmızı bülten meselesi var. HSYK'nın son attığı adımlar var. Bu arada gelişen, bazı açılan dosyalarla birlikte sürecin çok daha farklı bir yere doğru kayacağına inanıyorum. Bu konuda yargıyı, özellikle de konuyla ilgili savcıları takip ediyoruz. Onlar sorduğunuz (iade, vatandaşlıktan çıkarılma hakkındaki) soruya cevap oluşturacak nitelikte iddianameler hazırlayacaklardır sanıyorum” dedi. Önümüzdeki MGK'da Kırmızı Kitap ile ilgili hazırlıkların önlerine geleceğini belirten Cumhurbaşkanı, “Bunun bir takvimi olmaz. Ama bu bir şeyi gösterir, Genelkurmay bu konuda ne kadar hassas. Bunu görüyoruz. Genelkurmay'ın bu konuda bir hassasiyeti var. Bu hassasiyet içerisinde de süreci onlar da takip ediyorlar” diye konuştu.



HDP Ağrı'da A'dan Z'ye yalan söylüyor


Birilerinin çözüm sürecinin önünü kesme gayretinde olduğunu belirten Erdoğan, şunları söyledi: “Peki, bu süreci engellemek, önünü kesmek isteyenler kim? İşte bu 6-7 Ekim tarihlerindeki olaylar bu yöndeki en önemli ilk adımdı. Yaklaşan seçimlerde vatandaşın rahatlıkla sandığa gitmesine mani olmak istiyorlar. Vatandaşlarımızın, kendi iradesiyle, vicdanlarının sesini dinleyerek sandığa gidecekleri bir ortam kimilerini rahatsız ediyor? Eylemlerinin sebebi bu. Vatandaş dedi ki, 'Sizin bu ihanetinizi biz kabul etmeyeceğiz…' Çünkü orada 40'ı aşkın insanın ölümü affedilir bir şey değildi. Hele hele o genç çocukların 4., 5. kattan atılarak, başlarının taşla ezilmesi suretiyle bunların şehit edilmesi yenilir yutulur bir olay değildi.



DEZENFORMASYON ÇABASI


Bu yeni dönemde de maalesef gelişmeler Ağrı Diyadin'de görüyorsunuz bunlarda yalan filan çok rahat, yani orada bizim askerimizi adeta operasyona çıkmış gibi göstermeye kalkıyorlar. Söyledikleri A'dan Z'ye yalan. Alınan istihbaratlar üzerine bölgeye giden jandarma var, asker var. İstihbaratlar da neticede doğru çıkıyor. İlk etapta 4 askerimiz yaralanıyor, biri ağır olmak üzere... Onlardan da 5 ölü, 1 yaralı vardı. Dezenformasyon yapabilmek için, 'Yaralı askerlerini orada bıraktılar, onları da HDP'liler aldı' diyorlar.



KAMERA KAYITLARI VAR


Oradaki çevre köylerin çoğu zaten köy korucularının olduğu köyler. Kamera kayıtları var ben bizzat izledim. Hakeza fotoğraflar var. Bunların hepsini Silahlı Kuvvetler'den alıp gördüm. Zaten bunlar daha sonra gazetelerde de yayınlandı. Bu şekilde yapılan kampanyalarla adeta 7 Haziran'a bir yatırım yapmanın gayreti içerisindeler. Ben inanıyorum ki halkımız kendi iradesine baskı uygulamaya, dayatmada bulunmaya kalkışanlara gereken cevabı verecektir. Dolayısıyla bu tür eylemlere karşı çok daha dikkatli olunması lazım. Halkımız burada iyi bir direnç ortaya koymalı.



Yurtiçi ziyaretlerim sürecek


Erdoğan, “Benim çalışmalarım seçime endeksli değil. 7 Haziran'a da endeksli değil. Çalışmalarımı devam ettireceğim. Toplu açılışlar yapıyoruz, gündemde olan konuları değerlendiriyoruz. Türkiye'nin değişik yerlerini dolaşacağım. 25-30 toplantı yaparım sanıyorum. Doğu'ya, Güneydoğu'ya da gideceğim tabii” diyerek, yurtiçindeki teşekkür ziyaretlerinin süreceğini belirtti.



İsmi bitince açıklanacak


Camlıca'daki cami inşaatına ilişkin bilgiler de veren Erdoğan, “Kaba inşaatta yüzde 75'e ulaşıldı. Bir de orada kule meselesi var. Küçükçamlıca'da... O yapılınca da Büyükçamlıca'daki kulelerin hepsi yıkılıyor. Yıkıldığı anda çok daha iyi olacak... Caminin bir ismi olacak. Günü gelince açıklayacağız” dedi.



70 başkan gelecek


Geçen yılki taziyemizde Ermeniler kadar bir o kadar da Osmanlı'nın kaybına yönelik, ecdadımızın kaybına yönelik de taziye talebimiz vardı. 24 Nisan'ın bir gün öncesinde “Dünya Barış Zirvesi”nde mesajımız ağırlıklı olarak bu konulara yönelik olacak. Zirveye 70'e yakın devlet başkanı, hükümet başkanı ve bakan düzeyinde katılım olacak.



Yaşar Taşkın Koç










#başkanlık sistemi
#erdoğan
#seçimler
9 yıl önce