|

Barzani ve PKK gerilimi devam edecek

SETA Vakfı Ortadoğu Uzmanı Dr. Selin Bölme, bu hafta Barzani ile görüşecek Davutoğlu'nun gündemini açıkladı. Bölme, 'Davutoğlu Barzani'den Suriye'deki Kürtler üzerinde daha faza etkili olmasını isteyecektir' dedi.

Murat Aksoy
00:00 - 30/07/2012 Pazartesi
Güncelleme: 02:31 - 30/07/2012 Pazartesi
Yeni Şafak
Barzani ve PKK  gerilimi devam edecek
Barzani ve PKK gerilimi devam edecek
Suriye'de 16 aydır süren çatışmalar sonunda Suriye'nin kuzeyindeki bazı ilçelerde kamu binalarına PKK'ya yakınlığı ile bilinen PYD (Demokratik Birlik Partisi) tarafından el konulması, Türkiye'de "Yeni bir Kürt devleti mi doğuyor", "PKK, Suriye'de otonom bir yapı mı kuruyor" sorularının sorulmasına yol açtı. Suriye'de Kürtler arasında tek güç PYD olmadığı gibi tek etkili olan da PKK değil. Bölgede Kuzey Irak Bölgesel Yönetim Başkanı Mesut Barzani'nin de büyük etkisi ve rolü var. Söyleşi-Yorum'da bu tartışmaları SETA Vakfı Ortadoğu Uzmanı ve "Suriye'de kim, kimdir" raporunu hazırlayan (Ufuk Ulutaş'la birlikte) Selin Bölme ile konuştuk.

En sıcak gelişmeye başlayalım, Suriye'nin kuzeyinde olan nedir?

Batı Kürdistan'ın kurulması mı, yoksa başka bir sürecin başlangıcı mı?

Suriye'nin kuzeyi ve kuzeydoğusu yoğun olarak Kürtlerin yaşadığı bir bölge. Özellikle Kürt Yüksek Konseyi'nin kurulmasının ilanı ve bu kuzey hat içinde şehirlerdeki kontrolün tek tek bu yönetime geçtiği haberleri dikkatleri birden bölgede yoğunlaştırdı. Aslında bölgedeki hareketlenme yeni değil, PYD bugünlerdeki ağırlığı nedeniyle en sık ismi dile getirilen parti olsa da Suriye'de Kürtleri temsil eden 14 kadar siyasi parti var. Bunlar tabii ki bizim anladığımız şekliyle siyasi partiler değil, Baas rejiminin izin verdiği ölçülerde hareket eden, bir siyasi partiden çok örgütlenme diyebileceğimiz oluşumlar.

PYD, Esed karşıtı gösterilere mesafeli duran hatta Esed'le işbirliğine giren parti olarak anıldı hep...

Dediğiniz gibi PYD, Esed karşıtı gösterilere ve muhalefete bir süre ciddi anlamda mesafeli kaldılar. Oysa Kürtler Esed yönetimi altında en çok ezilen ve baskı gören kesimlerden biridir. Buna karşı muhalif yapılanmanın Kürtlere karşı politikasından emin olamadıklarından uzak durdular. Bir süre sonra Kürt gruplardan da muhaliflere katılanlar oldu. Bununla birlikte hatırlanırsa Suriye Ulusal Konseyi'ne dahil olan bu temsilciler hemen her toplantıyı terk etmişlerdir. En büyük tartışma Kürtlere hâlâ eşit statü verilmemesi üzerinde cereyan ediyordu. Süreçte PYD ve Suriye muhalefetine destek veren karşı Kürt gruplar arasında ciddi çatışmalar da oldu. Ancak Barzani'nin devreye girdiği süreçte bu pürüzler şimdilik aşıldı, kendi iç sorunları ertelenmiş durumda. Bir oluşum süreci yaşanıyor. Ayrılık veya "Batı Kürdistan" demek için erken ama Esed olsun olmasın burada özerk bir yönetim kurulabilir.

PYD'NİN ÖNÜNÜ ESED AÇTI
PYD bunu kendi gücüyle mi başardı?

PYD için en örgütlü demek daha doğru olur, PKK ile yakınlığın da sağladığı bir avantaj bu. Bununla birlikte PYD dışında kalan tüm Kürt gruplarını aldığımızda çok daha büyük bir kitle var karşısında. Esed yönetimi kendi sıkışmışlığını rahatlamak için burada bir alan yarattı. Bunu da örgütlü olması ve bağları nedeniyle en iyi PYD kullandı. Buradaki Kürt halkı üzerinde Kuzey Irak'ta Kürdistan Özerk Yönetimi'nin kurulmasının psikolojik etkisi de gözardı edilmemeli. Ama bu PYD'nin kontrolü elinde tutacağı anlamına da gelmiyor. PYD'nin gücü biraz çözülen Esed yönetiminden biraz da Suriye'deki Kürt hareketi içindeki boşluktan kaynaklanıyor.

PYD'nin yaptıkları Barzani'ye rağmen mi oluyor?

Barzani'nin zaten kendi açıklamlarından Suriye ordusundan firar eden Kürtleri eğittiklerini biliyoruz. Gerçi bunların Suriye'ye girmediği yönünde Barzani'nin beyanları var ve PKK'nın askeri olarak Barzani'ye yakın güçlerin bölgede olmasını engellemesi de mümkün. Ancak bu, Barzani'nin Suriye'deki karışıklıkların başından beri bölgede varlık gösterdiği gerçeğini değiştirmiyor. Nitekim Irak'taki Kürtlere özerklik kazandıran sürecin başında yer almış bir isim ve olası güç boşlukların Suriye Kürtleri için yaratabileceği imkanları görüyordu.

BARZANİ VE PKK KARŞI KARŞIYA
Barzani Kuzey Irak'ta PKK'nın varlığından dolayı egemenlik sorunu yaşıyor. Suriye'de PYD özelinde Barzani ile PKK karşı karşıya getirir mi?

Şu anda fiilen o oluyor. PKK-PYD bağına karşı diğer Kürt gruplara Barzani destek verdi bu süreçte. Ancak grupların karşı karşıya olduğu senaryo Kürtlerin varlık gösterememesi anlamına geleceğinden en son 9-10 Temmuz'da Erbil'deki toplantıda müdahale etti. Bu PKK ile sorunların aşıldığı anlamına gelmiyor. Bu Irak'taki iç hesaplaşmanın da bir uzantısı. Ancak bugün için öncelik Suriye Kürtlerine özerklik kazandırılması. Ama rekabet sona ermiş değil, devam ediyor ve bundan sonraki süreçte de devam edecektir. PKK'nın bölgedeki özellikle askeri varlığına karşılık Barzani muhalifler içindeki Kürtlerle bağı sayesinde kurulacak yönetim üzerinde etkili olma çabasını sürdürecektir.

TÜRKİYE MÜDAHALESİ KOLAY DEĞİL
Başbakan Erdoğan PKK-PYD işbirliğine sert çıktı, müdahale ederiz dedi. Mümkün mü bu?

Bu sert çıkışlar Kürt sorunu karşısındaki genel tutum düşünüldüğünde şaşırtıcı değil. Ancak bu sert söylemlere rağmen ben Türkiye'nin askeri müdahalesini çok muhtemel de akılcı da bulmuyorum. Neticede bu PKK'nın saldırılarına cevaben sınırlı bir müdahalenin de ötesinde ki o bile sorunlu. Kandil'i bir şekilde dünyaya açıklıyorsun, PKK, terörist saldırı var vs. diye ama bu müdahale nasıl gerekçelendirilecek? Kimseyi ikna edemeyecektir. Ayrıca orada PYD bugün için Esed yönetiminin de desteğini alıyor. Sınırın bu tarafında Türkiye kendi Kürt sorunu nedeniyle çıkmazın içinde. Askeri bir müdahalenin sonuçları çok ciddi olacaktır. Öte yandan sonuca nasıl etki edecek diye de bakmak lazım.

Nasıl etki eder?

Hedef ne? Yani Türkiye'nin askeri müdahelesi PKK-PYD işbirliğini veya oradaki bir oluşumu engelleyebilir mi gerçekten? Ben bunun da mümkün olduğunu düşünmüyorum. Kuzey Irak örneğinde Türkiye o zaman askeri müdahalede bulunsaydı Kürdistan yönetimi kurulmaz mıydı? Başka ülkenin egemenlik hakları, kararları vs. bir yana bıraksak bile böyle bir askeri müdahalede bulunulup dönüp kendi içinizde Kürt sorununu nasıl çözeceksiniz? Siyasi bir süreç yaşanıyor. Türkiye, bunu tehdit olarak görüyorsa, tanımlamalarını yeniden yapıp ilişkilerini ona göre kurup aynı şekilde siyasi yollardan tehdit olmaktan çıkabilir de.

DAVUTOĞLU BARZANİ'DEN DAHA ÇOK BASKI İSTEYECEKTİR
Dışişleri Bakanı Davutoğlu bu hafta Erbile'e gidecek. Hedef ne?

Barzani ve PKK arasındaki rekabet ortada. Her ne kadar Suriye'de PYD ve diğer Kürt gruplar arasında sorunların aşılmasında arabulucu olduysa da Barzani burada varlık göstermek istiyor. Türkiye'nin buradaki pozisyonu önemsiyor. Hatta Suriyeli Kürtlere yapılan toplantıda Türkiye'ye saldırılmaması, iyi geçinilmesi konusunda telkinde bulunduğu da söyleniyor. Barzani'nin buradaki Kürt gruplar üzerindeki etkisi ve Türkiye'nin muhalefetle olan bağları tarafları bir araya getirmiş durumda. Türkiye'nin önceliği Kürtlere eşit hakların ve statülerin verilmesi ile Suriye'nin bir bütün halinde kalması. Bunun içinse muhalefet ile Kürt gruplar arasında Suriye'nin geleceğine dair güven inşaası gerekiyor. Bu konular görüşmede gündeme gelecek ve Davutoğlu Barzani'de Suriye'de daha çok etkili olmasını isteyecektir. Ancak özerkliğin kaçınılmaz olduğu bir senaryoda Türkiye bu sefer PKK-PYD gücünün kırılmasını isteyecektir ki bu Barzani'nin de istediği birşey.


Kürt sorunu konusunda acil adımlar atılmalı

Suriye'deki gelişmeler gözleri içerdeki Kürt sorununa çevirdi. Nasıl etkiler Türkiye'yi bu gelişmeler?

Bu gelişmelerin Türkiye'yi etkilememesi mümkün değil, özellikle kendi içinde Kürt sorunu kronik bir hal almışken, Suriye'nin kuzeyinde bir Kürt özerk yönetiminin kurulması, Türkiye'yi Irak'takinden daha fazla etkileyecektir. Çünkü Suriye'deki bir oluşum uzun sınır nedeniyle her noktasından Türkiye'ye temas edecektir. PKK ile ilişkileri, akrabalık bağları nedeniyle Türkiye'deki Kürt nüfusu doğrudan etkileyecektir. Türkiye'deki Kürtler kendilerini her zaman Suriye'deki Kürtlere daha yakın hissetmişlerdir ve Irak'taki Kürtlere göre aralarındaki bağ daha güçlüdür. Ayrıca Suriye'deki muhtemel oluşumun Irak'takine eklemlenebilecek bir yapılanma olması da başka bir endişe kaynağı. Türkiye kendi topraklarında Kürt nüfusunun yoğun yaşadığı coğrafyada İran dışarıda tutulursa bütün sınır kontrolünü bu anlamda kaybetmiş olacak. Bunun hem PKK'ya dış desteği artıracak olması hem de Türkiye'deki Kürtlerin özerklik taleplerini yoğunlaştırıp, bölünme ile sonuçlanabilecek olması endişeye neden oluyor.

Türkiye Kürt sorununda ne yapmalı?

Bu çok önemli bir nokta. Türkiye'nin bugün Suriye politikasındaki sıkışmışlığın en büyük nedeni kendi Kürt sorununda içinde bulunduğu nokta. Türkiye kendi içinde Kürt sorununu çözmüş olsaydı, bugün ne Kuzey Irak ne Kuzey Suriye'den endişe duyardı. Hatta bu oluşmlar Türkiye'nin etkisini ve bölgesel gücünü bile artırabilirdi. Türkiye'nin Kürt sorunu açısından atması gereken çok fazla adım var ve pek çoğu gecikmiş adımlar üstelik. Hala birşeyler yapılabilir mi? Umut etmek lazım. Yapılacakları özetlemek zor olsa da Kürtleri bu ülkenin vatandaşı olarak hissettirebilirseniz, kendi kimlikleri ile özgürce yaşabildikleri bir ülke yaratabilirseniz sorunu çözebilirsiniz. O zaman bütün Kürtler de tehdit olmaktan çıkar. Ama dışarıdaki Kürtleri tehdit olarak tanımlayıp, içeridekileri mutlu etmek çok mümkün gözükmüyor.



12 yıl önce