|

Havacılık sektörünün 1. ligindeyiz

THY Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Topçu depremde Türkiye'nin ve THY'nin iyi bir sınav verdiğini söyledi. Topçu, “Son yıllara yaptığımız yatırımlar ve atılımlarla havacılık sektörünün 1. ligine yükseldik. Bu ligde de yükselmeye devam ediyoruz” dedi.

Murat Aksoy
00:00 - 7/11/2011 Pazartesi
Güncelleme: 00:06 - 7/11/2011 Pazartesi
Yeni Şafak
Havacılık sektörünün 1. ligindeyiz
Havacılık sektörünün 1. ligindeyiz

Artık bildiğimiz gerçek şu ki, Türkiye bir deprem ülkesi. Depremle yaşamayı öğrenmek; depreme uygun yapılar yapmak kadar olağanüstü durumlara da hazırlıklı olmak anlamını taşıyor. Önceki hafta Van'da yaşanan deprem, bu gerçeği bize bir kez daha hatırlattı. Deprem sonrasında herkes elinden geleni yaptı. Depremin yaralarının sarılmasında gizli kahramanlardan birisi de şüphesiz Türk Hava Yolları (THY). Arama-kurtarma ekiplerinin depremden 2 saat sonra Van'a ulaştırılması, Türkiye'nin ve dünyanın her yerinden yollanan yardımların bölgeye ulaşmasında THY'nin önemli bir payı var. Van'a 13 bine yakın yolcu ve 800 tona yakın yardım taşıdı. THY aynı zamanda Türkiye'nin uluslararası gururu. Dünyanın en hızlı büyüyen havayolu şirketi. 177 uçakla dünyanın 8. en büyük networkuna sahip. Barcelona ve Manchester United futbol takımları denilince akla THY geliyor. Kobe Bryant THY'nın reklam yüzü. Bütün bunları Söyleşi-Yorum'da THY Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Topçu ile konuştuk.




THY son yıllarda har alanda adından en çok söz ettiren kurum. Nasıl başardınız bunu?

THY'nın adından bu kadar söz ettirmesi bir sonuç. Ve bu sonuç, bizim çalışmalarımızın bir neticesi. Yani başarı iyi yönetimin sonucu. Havacılık sektörü rekabetin en yoğun olduğu sektörlerden birisi. Bu yüzden bazı kararları kısa zamanda almanız gerekiyor. Ama bizden önceki yapı ne yazık ki buna imkan vermiyordu. Bunu aşmak için göreve geldiğimizde bazı yönetsel bazı değişiklikler yaptık. Hızlı karar alabilen bir idari yapı kurunca gerisi kolay oldu. Biz şuna inandık, THY, Türkiye'nin en önemli şirketlerinden biri olarak, ülkenin vizyonuna uygun adımlar atmak zorunda. Yönetim başarısı olarak ifade edeceğimiz şey ise esas olarak önümüzdeki bu fırsatların görülmesi.

Ne gibi...

Türkiye ve İstanbul havayolu taşımacılığının göbeğinde duruyor desek yanlış olmaz. Dünya hava trafiğinin şu anda yüzde 67 gibi bir oranı Avrupa, Asya ve Uzakdoğu hattında gerçekleşiyor. Bu oranın 2015'de yüzde 70 olması öngörülüyor. Türkiye bu hattın tam ortasında. Bu bir fırsat ama bu fırsatın realize edilmesi için bazı yatırımlar yapılması ve küresel marka olmak gerekiyor. Son yıllarda THY, hat sayısı ve uçak sayısı açısından en hızlı büyüyen havayolu şirketi. Yine futboldan basketbola yaptığımız sponsorluklar bizi küresel bir marka yaptı. Yolcu sayısı artışından kârlılığımızın artışının arkasında bu var. Şunu rahatlıkla söyleyebilirim; THY havacılık sektörünün 1. liginde.

AVRUPA'NIN EN İYİ HAVAYOLU ŞİRKETİYİZ

Rakamsal olarak nasıl bir büyüme var bu sürede?

Yolcu sayısı artışında 3 kat büyüdük. 2002'de yolcu sayısı 10.4 milyon iken 2010 sonunda 29,1 milyon yolcu taşıdık. Bu yılın sonuna kadar hedefimiz 32.5 milyon yolcuyu taşımak. 2002'de 26 iç, 77 dış olmak üzere 103 noktaya uçuyorduk. Şu anda 148 dış, 42 iç hat olmak üzere 190 noktaya uçuyoruz. Aynı şekilde uçak sayımız 2002'te 66 iken, şu anda 177. 'Uçulmadık yer kalmasın, uçmayan insan kalmasın' sloganıyla hareket ediyoruz. Türkiye büyüdükçe, ekonomik açıdan refaha kavuştukça insanlarımız havayolunu daha çok tercih ediyor. Bütün bu rakamsal büyüme Türkiye'deki değişimle de bağlantılı.

Nasıl bir bağlantı var?

Türkiye, son yıllarda hem bölgesinde hem de küresel siyasette önemli aktörlerden birisi haline geldi. Kuzey Afrika ve Ortadoğu'da siyasi değişimler, Avrupa'da ekonomik kriz ile boğuşurken Türkiye hem siyasi hem de ekonomik olarak istikrarlı ve güvenilir bir ülke. Böyle bir ülkenin bayrak taşıyıcısı olmak THY'na avantaj sağlıyor.

KRİZE HAZIRLIKLI YAKALANDIK

2011 nasıl geçiyor?

2008'de başlayan ekonomik krizin kendisi ve etkileri henüz geçmiş değil. Bu açıdan sektörde daralma ve küçülme durmuş değil. Sektörün genelindeki bu daralma ve küçülmeye rağmen THY son yıllarda büyüme trendini devam ettiriyor. 2007'den bu yana büyüyoruz. Son üç yıl içinde yolcu sayımız ortalama yüzde 16-17 artış var. Bu yıl sonu beklentilerimiz büyümenin devam edeceği yönünde. İlk 9 ayda yolcu sayımız geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 11 artış ile 24.3 milyona ulaştı.

Yılın başında 153 uçağımız vardı. Şu anda uçak sayımız 177. Yani ilk 9 ayda 24 uçak daha eklendi filomuza. Yine uçtuğumuz hat sayısı yılın başında 174 iken şu anda 190 yani 16 yeni hat açtık. Yeni uçaklar, yeni hatlar elbette yolcu sayımızı arttırıyor ama bunlar aynı zamanda şirketin geleceği için büyük yatırımlar. Yıl sonunda hedefimiz 7,2 milyar USD ciro elde etmek.

İlk altı ayda zarar var. Neden kaynaklandı ve bu zarar devam edecek mi?

Biz 2011 bütçesinde ilk altı ay için zarar bütçelemiştik. Gerek sektörün dinamikleri, gerek şirketimizin yatırım çalışmaları nedeniyle bu öngörülüyordu. Açıkladığımız ilk altı aylık sonuçlarda beklentinin üzerinde zarar gerçekleşti. Yaşanan küresel ekonomik kriz, Ortadoğu ve Afrika'da meydana gelen olaylar ve bunlara bağlı olarak artan petrol fiyatları ve dövizdeki yükselişin payı var. Aldığımız tedbirlerle İkinci altı ay ve yıl sonu finansal rakamlarda pozitif sonuç alacağımızı umuyorum.

TSUNAMİ VE ARAP BAHARI BİZİ VURDU

Neden beklentinizi aştı zarar?

Pek çok nedeni var ama iki olağanüstü gelişme etkili oldu. İlki Japonya'daki tsunami felaket, ikincisi de Kuzey Afrika ve Ortadoğu'daki Arap Baharı'nın yol açtığı gelişmeler. Japonya'da meydana gelen tsunamiden THY olarak 30 milyon dolar zarar ettik. Tsunami sadece o hatları etkilemiyor, diğer hatlardaki dolulukları da düşürüyor. Bir geniş hat ona bağlı küçük hatların doluluklarını da etkiledi.

İkinci beklenmeyen değişim Arap Baharı'nın etkili olduğu ülkelerdeki seferlerin iptali ile oldu. Mısır, Tunus, Libya, Suriye, Yemen, Bahreyn'e olan uçuşlarımız bu süreçte zarar gördü. Şu anda Tunus, Mısır ve Libya düzene girdi ama Suriye'ye olan haftalık 27 frekans şu an çok düşük. Bütün bu olumsuzluklar THY'nin yükselişini etkileyecek düzeyde değil.

Son çeyrekte durumun daha iyi olacağını bekliyoruz. Yolcu sayımızda, doluluk oranlarımızda belli oranda artış söz konusu. Ben bunun mali tablolara yansıyacağını düşünüyorum. THY 2011'de geniş gövdede tam iki kat büyüdü. Yani iki kat koltuk arz etti. Bir de şunu eklemek istiyorum.

750 MİLYON DOLAR YATIRIM YAPTIK

Buyrun...

Herkes THY'nin sadece yeni dış hat açtığını ve yeni uçağa yatırım yaptığını düşünüyor. Sadece bu değil. Eskiden yeni uçak alımında yüzde 10 peşinat ödeni-yordu, bu oran yüzde 20'ye çıktı. THY, son yıllarda toplam 750 milyon dolarlık alt yapı yatırımı yaptı. Kullanılan bilgi teknolojisinden uçuş güvenliğine, pilot eğitiminden hizmet kal,tesinin yükseltilmesine kadar her alanda THY modernleşiyor ve yenileniyor. Bu dönüşme de, yeni hatlar, yeni uçaklar kadar önemli. 15 adet iştiraki var ve bunların bazıları henüz kuruluş aşamasında. Bu iştiraklerin hepsi THY'yi global bir marka yapmanın araçları. Sektörde yükselen maliyetlere yani yüksek petrol fiyatı ve döviz kurlarına rağmen, THY güçlü mali yapısı ile yoluna devam ediyor ve geleceği parlak bir şirket. Çünkü Türkiye'nin geleceği parlak.

2012 yılı için hedefleriniz nedir?

Şu anda Avrupa'nın en büyük dördüncü şirketiyiz. Hedefimiz Avrupa'daki havayolu şirketleri arasında ilk üçe girmek. Bunu da hem uçak sayılarını ve uçuş noktalarının arttırarak hem de THY'nin kendi içindeki reorganizasyonları ve yatırımlarıyla sağlamayı hedefliyoruz. Bunun dışında taşıdığımız yolcu sayısını ve elde ettiğimiz ciroyu da arttırmayı hedefliyoruz.

Türkiye'nin 2023'de dünyanın en büyük 10 ekonomisi içine girme hedefini gerçekleştirmek için biz de dünyanın en büyük 10 havayolu şirketi arasına girmeyi hedefliyoruz. Bu konuda planlarımızı yaptık ve bunları uygulamaya başladık.




Küresel krizden çok et-kilenmedi THY sanırım...

THY krizden çok etkilenmedi ama sektör daraldı. Hem Avrupa'daki hem de Ortadoğu'daki rakiplerimiz ekonomik krizi ülke içinde ve dışında şirket evlilikleri ile aşmaya çalıştılar. Bize de bu yönde teklifler geldi ama henüz sonuçlanmış bir şey yok.

Avrupa'nın en hızlı büyüyen şirketiyiz. Rekabet çok ve yoğun. En iyi yapan kazanacak, bizde en iyiyi yapmaya çalışıyoruz. Bunun için çok çalışıyoruz. Şöyle bir şansımız daha var; Avrupa pazarı doymuş durumda. Oysa İstanbul'un hâlâ potansiyeli var.

Kullanılamamış mı yeterince?

Evet. Kullanılamamış. İstanbul bahsettiğim hava trafiğinin tam ortasında ve transfer için en uygun nokta. İstanbul doğal bir hub, yani aktarım noktası. Avrupa'nın bir ülkesinden Uzakdoğu'ya, Afrika'ya giden ya da tersi bir yolcu için İstanbul en uygun aktarma noktası. İstanbul üzerinden çevre ülkeleri 146 noktaya bağlayan bir havayolu şirketiyiz. Her geçen gün bu nokta sayılarını arttırıyoruz. THY olarak İstanbul'un potansiyelini tam olarak kullanabildiğimiz düşünmüyorum. Ama bu konuda çalışmalarımız devam ediyor.

3 HAVAALANI ZORUNLU

Peki bu potansiyeli 2 havaalanı kaldırabilir mi?

Türk Hava Yolları, IATA üyesi havayolu şirketleri arasında en çok transfer yolcu tasıyan Dünyadaki 10. havayolu şirketi. İstanbul çok iyi bir aktarma noktası oldu. Büyük bir potansiyeli var. 2014 yılından sonra İstanbul'un beklenen yolcu talebini karşılamada sıkıntıları olduğunu düşünüyorum. Bu konuda düşünce ve önerilerimizi hükümetimize ve Ulaştırma Bakanlığı'na ilettik. İlgili birimler bu konuda çalışmalarını sürdürüyor.


Van'da meydana gelen depremin yaralarının sarılmasında gizli kahramanlardan birisi de Türk Hava Yolları (THY). Ne dersiniz?

Biz, THY olarak olağanüstü durumlara sürekli hazır olmaya çalışan bir kurumuz. Depremden 2 saat sonra Ankara'dan, İstanbul'dan, İzmir'den kurtarma ekiplerini Van'a ulaştırdık. Bir uçağın lojistik hazırlığının 5 saat olduğunu düşünürseniz bu hızı daha iyi anlayabilirsiniz. Bu kadar hızlı hareket etmemizde afet ve olağanüstü durumlarla daha önce karşılaşmış olmamız ve orada elde ettiğimiz tecrübelerin payı var. Bu konuda dünya ortalamasına göre iyi bir yerde olduğumuzu söyleyebilirim.

THY olarak deprem sonrasında neler yaptınız?

THY olarak olağanüstü durumlar için yedekte uçak tutma şansımız yok. Yapabileceğimiz ve Van depreminde yaptığımız filomuzdaki uçakları en kısa sürede deprem bölgesine kanalize etmek oldu. Hem yolcu uçaklarımızı hem de kargo uçaklarımızı depremden sonra bölgeye yönlendirdik. İkinci olarak depreme daha hızlı müdehale edlebilmesi, yardımların daha rahat ulaşabilmesi için bir karar aldık hem THY hem de AnadoluJet olarak Van'a ulaşım fiyatını 104 TL'ye sabitledik. Yine Luftansa Havayolları ile ortaklığımız olan Sun Expressİn de fiyatını 79 TL'ye sabitledik.

765 TON KARGO TAŞIDIK

Bugüne kadar kaç sefer yaptınız, kaç yolcu ve kaç ton kargo taşıdınız?

23 Ekim-3 Kasım arasında 124 yolcu seferiyle 12.974 yolcu ve 111 ton kargo taşıdık. Bunun dışında 15 kargo seferiyle de 652 ton kargo ve yardım malzemesini bölgeye ulaştırdık. Bunları yaparken bir konuda şanslı olfuğumuzu ifade etmeliyim.

Hangi konuda?

Van'daki Ferit Melen Havaalanı'nın depremde zarar görmemesi konusunda. Eğer havaalanı zarar görmüş olsaydı bu kadar hızlı müdahale edemeyebilirdik. Deprem bize şunu gösterdi ki, bu tür olağanüstü durumlarda en öncelikli yapılması gereken şey eğer havaalanı zarar görmüşse; bu zararın hemen giderilmesi. Çünkü yardımlar buradan yapıldı. Van'da havaalanının zarar görmemiş olması yaraların sarılmasında önemli oldu. Bu konuda Ulaştırma Bakanlığı'na bağlı DHMİ tüm havalanları için olası afetler için tedbirlerini bir kez daha gözden geçirecektir.

Bu kadar şiddetli bir depremde yaraların kısa sürede sarılmasında Türkiye'nin arama-kurtarma konusundaki tecrübesi kadar, Başbakanlık bünyesinde yeniden yapılanan koordinasyon merkezinin yani Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı'nın (AFAD) rölü büyüktür.

AFAD, depremin bilançosunun ağırlaşmasını önlediği gibi, deprem sonrası yaşanan karmaşayı da önlemiştir. Bu durumlarda en önemli konu şüphesiz koordinasyondur ve AFAD bu konuda iyi bir sınav vermiştir. Elbette her şeyin mükemmel olduğunu söylemek mümkün değil ama bence Türkiye ve THY depremde iyi bir sınav vermiştir.

THY olarak karşılaştığınız en büyük zorluk ne oldu?

Deprem, Türkiye'de birlik ve beraberliğin, yardımlaşmanın, dayanışmanın ne kadar kökleşmiş olduğunu ortaya çıkardı. Sosyal medyada yardım kampanyaları başladı, yazılı ve görsel medya yardım kampanyası organize etti. Bunlar çok olumlu. Depremin hemen sonrasında tüm Türkiye'de başlayan yardım kampanyalarına en fazla ayni yardım yapıldı ve yapılmaya da devam ediyor. Ancak depremin 3. ve 4. günü ortaya çıktı ki bu gelen ayni yardımların büyük bir kısmı kullanılmıyor. Yani ya ihtiyaç fazlası var ya da ihtiyacı olanlara ulaşamıyor. Bunu Pakistan'daki depremde de gördük. Muzafferabat'a gittiğimizde yol kenarlarında atılmış kıyafetler gördük. Hepsi ihtiyaç fazlası ve dökülmüş. Şu unutulmamalı mesela sadece yardım etmek değil, bunların deprem bölgesine ulaştırılması, depolanması, ihtiyaç sahibinin tespit edilmesi, onlara ulaştırılması bunların hepsi zorluklar içeriyor.

NAKDİ YARDIM DAHA ÇOK SORUN ÇÖZER

Ne yapılmalı peki?

Bence özellikle bu aşamadan sonra yapılması gereken, koordinasyon merkezinin yani AFAD'ın taleplerine ve ihtiyaçlarına göre yardım göndermek, ikincisi ise nakdi yardım yapmak. Nakdi yardım şu açıdan da çok önemlidir; hem acil ihtiyaçların giderilmesine hem de bölgede ekonominin canlanmasına katkısı olacaktır. Mübarek Kurban Bayramı'nda nakdi yardım depremzedelere de, bölgeye de önemli katkı olacaktır. Bence bu aşamadan sonra yardım yapmak isteyenlerin bu iki noktaya dikkat ederse bence depremzedelere daha çok yardım etmiş olacaktır. Bu konuda Başbakanlığın denetimindeki hesaplara ve Kızılay'a nakdi yardımda bulunabilirler.

Van'a sabit ücretten uçuş ne zaman kadar sürecek?

Bu kampanyamız 16 Kasım'a kadar sürecek. Bu kampanyaya çok yoğun ilgi var ama bizde imkânlarımız kadar ek uçak koyduk ve yoğun bir talep olduğunu gördük. Bunu bir sosyal sorumluluk projesi olarak da görüyoruz.


Uçaklarda iletişim konusunda durum nedir? Ne zaman e-mail kullanabileceğiz?

Aslında uçaklarda cep telefonu kullanılabilecek teknoloji var. Ancak biz Türk Hava Yolları yönetimi olarak uçaklarda cep telefonu ile konuşmaya izin vermeyeceğiz. Ancak data iletişimi yakın. Geçtimiz günlerde bunun ilk adımını attık. Uzun uçuşlarda canlı yayın izleme imkanı var. Kısa sürece bu platformda Türk kanallarının sayısını da attıracağız. Yeni uçaklarda data iletişimine izin veren alt yapı var. Şu anda Türkiye'deki sertifikasyon işlemleri devam ediyor ve kısa sürece sonuçlanacak. Yakında uçaklarda e-mail kullanma dönemi başlayacak.

Kısa sürede mi?

Evet kısa sürede.

KİMSEYE AYRICALIK YOK

Basın indirimi olacak mı?

Şu anda THY'nin kimseye özel olarak uyguladığı bir indirim söz konusu değil. Zaten Anayasa'nın eşitlik ilkesine de aykırı bu. Eskiden indirim varken bilet ücretleri sabit idi. Oysa şimdi erken re-zervasyon ile bileti yüzden 50'den daha ucuz da alma imkânı da var.


Twitter'ı etkin kullanan isimlerden birisiniz. Neden twitter?

Her platform gibi iyi kullanılırsa yararlı. Ben de zaman zaman bakıyorum, twit atıyorum, twitleri okuyorum. İnsanların neyi konuştuklarını, tartıştıklarını öğreniyorsun. Trendlerden haberdar oluyorsun.

Yararlandığınız bir öneri geldi mi?

Makul ve yararlı önerilerden tabii ki yararlanıyoruz. Bakıyoruz, uygun önerileri tartışıyoruz. Sonuçta orada birçok fikir, birçok akıl var. Ama twitterın kişiselleştirilmesine ve kötü niyetli kullanımına karşıyım. Kabul edelim ki, bu da bir kültür ve eğitim meselesi. İyi kullanıldığında her platform yararlıdır.




12 yıl önce