|

Müttefiklerimiz terörü bize karşı kullandı

TBMM Başkanı Cemil Çiçek, terörü en çok gelişmiş ülkelerin kullandığına dikkat çekerek, ''Bunlar bazen aynı ittifak içinde olduğumuz ülkelerdir. PKK biterken başka örgütü devreye sokabilirler'' dedi.

Murat Aksoy
00:00 - 1/04/2013 Pazartesi
Güncelleme: 22:51 - 31/03/2013 Pazar
Yeni Şafak
Müttefiklerimiz terörü bize karşı kullandı
Müttefiklerimiz terörü bize karşı kullandı
Çözüm sürecinde yol alındıkça, Meclis'in süreç içindeki rolü de tartışılmaya başlandı. Sınır dışına çekilme, akil insanlar konusunda Meclis'te düzenleme yapılıp yapılmayacağı tartışılmaya başlandı. Yine dün itibari ile yeni anayasa konusunda çalışan Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nun çalışma süresi doldu. Her iki konuyu da konunun muhatabı olan Meclis Başkanı Cemil Çiçek'le konuştuk.
Çözüm süreci ile birlikte, süreçte Meclis'in rolü tartışılmaya başlandı. Meclis sürecin parçası olacak mı?

Anayasamıza göre Türkiye'nin kamu düzeninin tesisi, düzenin sürdürülmesi, asayişin sağlanması, iç ve dış tehditler karşı korunmasından sorumlu hükümettir. Yürütülen çözüm süreci de bu hedeflerin sağlanmasını hedeflemektedir. Sonuçta çözüm süreci hükümetin karar verdiği ve yürüttüğü bir politikadır. Bu açıdan sürecin sorumlusu ve icracısı hükümettir. Ki bunu Sayın Başbakan, sayın bakanlar ifade ettiler. Hükümetin sorumlu olduğu bir sürecin içindeyiz.

Nevruz'da yeni sayfa açıldı mı?

Nevruz'da yeni bir başlangıç yapılmıştır. Nevruz'da yapılan çağrı yeni bir başlangıçtır. Sürecin zorluğu bu çağrıyı olumlu bulanlar kadar olumsuz bulanların da olmasıdır. Hükümetin başarısı da bu kadar faklı düşünceyi bir potada eritebilmek olacaktır. Zaten pekçok konuda toplumun tamamını ikna etmek güçtür. Çok daha basit konularda bile toplumu ortaklaştırmak bazen mümkün o olmamışken böylesine çetrefil bir konuda uzlaşma sağlamak çok kolay değil.

PKK'nın geri çekilmesinin yasal zemine kavuşturulması tartışması var…

Yukarıda ifade ettim. Bu süreç, hükümetin yürüttüğü bir siyasal projedir. Muhatap Meclis değildir.

AKİL İNSANLAR HÜKÜMETİN İŞİ
Akil insanlar konusunda durum aynı mıdır?

Türkiye'de ne yazık ki tartışmalar eksik yapılıyor. Anayasa'nın 87. Maddesi ve 6. Madde'nin 3. Fıkrası ile TBMM'nin görevlerini düzenleyen İç Tüzüğün 14. Maddesi açık. Bu üç maddeyi birlikte düşündüğümüzde Meclis'te kurulabilecek komisyonların hangileri olduğu belli. Neden kurulamaz çünkü biz Meclis'te 3 tip komisyonla çalışıyoruz. Bir tanesi daimi komisyonlar. Bunlar kanun tasarı ve tekliflerini görüşür. Adalet, İçişleri, Dışişleri Komisyonları gibi. İkincisi araştırma komisyonlarıdır. Belli bir konuyu araştırmak incelemek üzere kurulan komisyonlardır. Bunlar 3+1 ay için kurulur. Ondan sonra komisyonun görevi biter. Üçüncü komisyon, Anayasa Uzlaşma Komisyonu gibi Anayasa, İç Tüzük'te olmayan ama teamül olarak Meclis'te bulunan partilerin muvafakatiyle kurulan komisyondur. İkincisi de..

Evet...

Bu komisyonların her üçünün de ortak noktası bu komisyonlarda görev yapanların milletvekili olmasıdır. Halbuki, akil adamlar diye ifade edilen hususta dile getirilen şahısların hiçbirisi milletvekili değildir. Dolayısıyla Meclis'te milletvekili olmayanlardan müteşekkil bir komisyon kurulamaz. Ancak şu olabilir…

HÜKÜMET YASA ÇIKARABİLİR
Ne?

Hükümet süreci yürütürken, yürürlükteki mevzuat açısından bir yetmezlik söz konusuysa, bir ihtiyaç duyuyorsa, bu ihtiyacını bilinen usullerle, Meclis önüne getirir. Meclis bunu tartışır ve bir karar bağlar. Yasayla görev ve sınırları belirlenen bir komisyon kurulabilir. Ki hükümet şu anda böyle bir düzenlemeye ihtiyaç olmadığını ifade ediyor.

Süreç hakkında ne düşünüyorsunuz?

Bulunduğum konum itibarıyla bu konuda yorum yapmam doğru olmaz ama şunları söyleyebilirim. Bir kere terör Türkiye'nin sorunudur. Bu sorunu biz yani Türkiye çözecek, başka birileri değil. Biz kavramını ne kadar genişletirsek, başarı şansımız o kadar yükselir.

'BİZ'İ GENİŞLETMELİYİZ
Bu nasıl olacak?

Bu ancak hükümetin ve siyasetin enstürmanlarını kullanarak olabilir. Bunun içim Meclis ve siyaset zemininde yeterince yol var. Partiler arasında temas, bilgilendirme vs. bu bizi genişletmenin yollarından sadece bazılarıdır. İkincisi bu süreç zor denir ya. Zor kelimesi çok hafif kalır. Bu süreç, zordan 9-10 kat daha ağır bir süreçtir. Ve hükümet bu süreci başlatarak siyaseten büyük bir risk almıştır. Bu sürece ve teröre bence partiler üstü bakmakta yarar var. Çünkü bu sadece hükümetin değil, devletin sorunudur. Bu sorun bu hükümetten önce de vardı. Eğer çözemezsek, bundan sonraki hükümetlerin de sorunu olacak. Bence hepimiz Türkiye'nin birkaç yılını değil daha ilerisini düşünmeliyiz. Türkiye terörün her çeşidini yaşadı. İdeolojik terör vardı, onun yerini bölücü terör aldı. Şimdi o çözüm yoluna girince yeniden ideolojik terör piyasaya çıkmaya başladı.

DHKP-C mi?

Mesele örgütün adı değil. Terörün Türkiye'ye karşı kullanılmasıdır. Çünkü terör uluslararası ilişkilerde kullanılan bir enstrümandır. Belli bir devlete bazı politikaları kabul ettirme, bazı politikalarından vazgeçirmek, ülkenin gelişmesini engellemek, içerde kargaşa ve kaos çıkarmak, devlete güveni sarsmak için kullanılan bir enstürmandır.

Terör Türkiye'ye karşı kullanılmış mıdır?

Evet. Hem de yıllardır. Terör Türkiye'nin geri bırakılmasında bazı ülkelerin en çok kullandığı araç oldu. Ben PKK'nın stratejik aklının bu kadar derin olduğunu sanmıyorum. PKK'nın bu kadar uzun süreli yaşamasında, Türkiye karşıtı ülkelerin rolü büyüktür. Son yıllarda bu daha da artmıştır.

GELİŞMİŞ ÜLKELER TERÖRÜ KULLANIYORLAR
Hangi ülkeler bunlar?

Terörü en çok kullanan gelişmiş ülkelerdir. Bazen aynı ittifak içinde olduğumuz, bazen komşumuz, bazen de falan yerde birlikte sorumluluk aldığımız ülkelerdir. Bu yüzden bu son süreçte terörün dış boyutunu mutlaka dikkate almalıyız. Eminim ki, pek çok ülke bu süreçten rahatsız. Çözümü istemeyen pek çok ülke vardır. PKK biterken başka örgütü devreye sokabilirler. Ki Sayın Başbakan bu konuda açıklama yapıp, pekçok ülkenin teröre destek verdiğini ifade etti ve zamanı gelince belgeleri açıklayacağını söyledi. Bu açıdan sorunun çözümünü konuşurken, bunun ne kadar hassas olduğunu dikkate almak zorundayız. Unutmayalım, çözümü istemeyenler, isteyenlerden daha fazla. Burada medyaya çok önemli görev düşüyor.

Ne gibi?

Medya bu süreçle ilgili saat başı haber bekliyor. Her ayaküstü yoruma başka yorumlar katarak gerçekmiş gibi yayınlıyor. Bu da doğal olarak bilgi kirliliğine yol açıyor. Ve bilgi kirliliği bu sürecin en büyük düşmanıdır. Bu süreci bilen bir elin parmaklarını geçmez ama konuşanlar bir düzine insanın el ve ayak parmaklarının toplamından daha fazla. Bu yüzden süreci bazen sessizce izlemek daha doğru olur.

Bunu toplumdan bilgi kaçırmak olarak okuyorlar…

Hayır. Tam tersine sürecin sağlık yürütülmesi açısından önemlidir. Burada hükümete güven esastır. Hükümet gerektiği yer ve zamanda topluma da, medyaya da, Meclis'e de bilgi verecektir.

Bu Anayasa 2014'te kriz çıkarır
Anayasa Uzlaşma Ko- misyonu'nun süresi bitti ama sistem tartışması bitmedi. Neden?

Başkanlık sistemini kim gündeme getirdiyse onu tartıştık. Sistemi değil. Sistemin yararlarını ya da mahsurlarını tartışamadık hiçbir zaman. Sürekli olarak bunu dile getirenler üzerinden konuştuk. Merhum Özal dile getirdi diye, ona karşı kim varsa herkes sisteme karşı çıktı ve Özal tartışıldı. Sayın Demirel'de de aynı hata yapıldı. Şimdi de aynı. Başkanlık sistemini de tartışmalıyız. Çünkü…

Çünkü…

Bu konuda bir karar vermezsek 2014'te Cumhurbaşkanı seçiminden sonra yeni sorunlar çıkabilir. Cumhurbaşkanını halk seçecek. Eğer yeni bir anayasa yapılmazsa ve Cumhurbaşkanı mevcut anayasadaki yetkileri kullanmaya başlarsa sorun olabilir. Tek rayda iki tren düşünün, birisi başbakanın lokomotifinde tren, öbürü cumhurbaşkanının. İkisini de halk seçmiş olacak ve cumhurbaşkanı daha yüksek bir oyla halkın seçtiği kişi olarak icranın başında. Birçok konuda yetki kargaşası da yetki çatışması da olacaktır, politikalarda da farklılıklar olacaktır.

Siz destekliyor musunuz?

Daha önce görüşlerimi açıkladım. Şimdi görevim gereği bir açıklama yapmam.

Sistem tartışması anayasa sürecini tıkadı mı?

Hayır tıkamadı ama bu konuda bir uzlaşma sağlanamadığı için, sisteme göre yazılacak maddelere geçilemedi. Anayasa'nın bir bölümü hangi sistem olacaksa ona göre yazılacak. Bu yüzden pek çok maddeye bu konuda biz uzlaşma olmadığı için girilemedi. Fakat bu komisyon çalışmasını durdurmadı yani engel olmadı. Sisteme karar verilen kadar, sistemden bağımsız olan maddeler ele alındı .

Sisteme karar verilirse yeni anayasa süreç hızlanır mı?

Şu anada 30'un üzerinde madde üzerinde uzlaşıldı. Sisteme karar verilirse yaklaşık140-150 maddelik anayasanın yüzde 70-80'i hızla tamamlanır.

Omurga müzakere edildi
Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nun görev süreci sona ermiş olacak. Yeni anayasa yazımında süreç ne durumda?

Türkiye şu anda dünyanın en pahalı Anayasasını kullanıyor. 2001'de fırlatılan Anayasa'nın Türkiye'de ekonomik maliyetini biliyoruz. Meclis'teki tüm partiler, STK'lar, toplumun büyük çoğunluğu yeni anayasa konusunda istekli. Daha da önemlisi yeni anayasa ihtiyacı her geçen gün artıyor. Anayasa konusunda yaşanan her gecikme, Türkiye için derin siyasal kriz anlamını taşıyor.

Durum nedir?

Komisyon çalışmaları istenen düzeyde değil ama belli bir noktaya geldi. Şu anda temel hak ve özgürlükler, yasama organı ile ilgili ortak hükümler ve yürütme bölümünün 2 maddesi üzerinde müzakere yapıldı. Diğerleri sitemle ilgili olduğu için ertelendi. Yargı ile ilgili bölüm konuşuluyor. Yani anayasanın ana omurgası konuşuldu. Geriye farklı düşünülen maddeler ve sistem tartışması kaldı. Ki sistem konusunda uzlaşma sağlansa mutabık olunacak sayı 80-90 olacak. Ki son üçda çalışmalar önceki döneme göre daha verimli oldu. Bu noktaya gelmiş bir süreç bitirilmemeli.

Ek süreye komisyon karar verecek
Yapılmazsa ne olur?

Bugün karşı karşıya olduğumuz sorunlardan daha büyük sorunlarla karşı karşıya kalırız. 30 yıldır bu Anayasa'dan şikayet ediyoruz. Türkiye bu Anayasa ile yoluna devam edemez. Bu Anayasa Türkiye'nin hem ihtiyaçlarına hem de gelişmesine ve büyümesine cevap vermiyor. Bu Anayasa, bize dar geliyor.

O zaman neden olmuyor?

Anayasa yapmak zor iş. Komisyon üye- leri içerde iyi anlaşsalar bile, dışarda yaşanan tartışmalar içeriye yansıyor. Dışarda anlaşamadığımız için komisyonda uzlaşamıyoruz.

Ek süre söz konusu mu?

Buna komisyon karar verecek. Ama son üç ayda önceki döneme göre daha çok mesafe alındığını biliyorum. Ama komisyon hem kendilerinin hem de Türkiye'nin yeni anayasa konusunda fazla zamanının olmadığını da biliyor. 2014'de iki seçimi 2015'de bir seçim var. Seçim ortamında anayasa yapmak mümkün değil. Seçimler siyasetin kara kışıdır. Karda kışta da inşaat yapılmaz.

TARTIŞMALI MADDELER DURUYOR
Tartışmalı maddeler hangisi?

Bunlar sona bırakılan maddeler,kilit maddeler bunlar. Her parti bu konudaki önerilerini verdi ama komisyonda tartışılmadı. Vatandaşlık tanımı bunların başında geliyor. İkinci olarak ana dille eğitim, eğitim hakkı geliyor. Üçüncü olarak din-devlet ilişkileri var vs.

Meclis Başkanı olarak B planınız var mı?

Hayır yok. Çünkü hala A Planı işliyor. Bunun dışında bir seçeneği konuşmak doğru olmaz.


11 yıl önce