Nisan'a, Mayıs'a göre mesafe aldık. Ama yine de iyi bir yerde değiliz. Bu son dönem şunu gösterdi, ciddi ve samimi çalışılırsa netice alınabilir. Yani sorun yeni anayasa konusundaki kararlılıkta. Nisan'dan bu yana bir hayli mesafe aldık. Uzlaşılan madde sayısı önce 48'e, sonra 61'e çıktı. Ama son iki haftadır önce duraklama sonra gerileme başladı. 59 maddeye indik.
Haziran sonunda biz, 'olmazsa uzlaştığımız maddeleri getirelim, TBMM'den geçirelim' şeklinde bir teklif yapınca, partilerin samimiyeti ortaya çıktı. Bazıları bundan korktu. Zira uzlaştıklarını açıkladıkları maddelerde, nasıl olsa bu komisyondan bir şey çıkmaz, yaklaşımıyla hareket etmişlerdi. İş ciddileşince hemen su koyverdiler.Maalesef tablo böyle. Yine CHP, diğer partiler birer kişiyle katılırken, 3 kişiyle katılıyor.
Kendi aralarında daha ciddi tartışmalar yaşıyor. Amaç daha iyiye ulaşmak değil; komisyonu çalıştırtmamak, yeni anayasa yapımını engellemek.
CHP'li üyeler arasında başından beri sıkıntı var. Üçü de üç ayrı kanadı temsil ediyor. Ancak bu sıkıntı iş ciddileştikçe, somutlaştıkça daha da artıyor. Sadece anayasa konuları içinde değil ihtilaf. Anayasa yapma niyetinde de anlaşamıyorlar. Ulusalcıların temsilcisi Süheyl Batum, "Bu komisyon, bu Meclis yeni anayasa yapamaz; ancak anayasa değişikliği yapabilir" diyor.
Baştan böyle değildi. İş ciddiye binince paniklediler. Biz de diyoruz ki; biz yeni anayasa için buraya geldik, millet bizim burada yeni anayasa yaptığımızı sanıyor. Bu kadar zamandır niye kamuoyunu kandırdınız? Niyetiniz anayasa değişikliği ise neden birbuçuk senedir buraya gelip gidiyorsunuz? Buna cevapları yok.
Tabii CHP'li diğer üyeler de ulusalcıların bu görüşüne karşı çıkıyor. Ama biz kim CHP'yi temsil eder, bilmiyoruz. Hatta genel başkanı dahil CHP'yi temsil edecek bir kimse yok. Belki temsil edilecek bir CHP yok; sadece bir çatı var; bina yok. Nasrettin Hoca'nın kulübesi gibi...
Değil. Çok zaman Kılıçdaroğlu bir görüş açıklamıştır, sonra parti içindeki tepkiler üzerine fikir değiştirmiştir. Bakın bu değişmez maddelerle alakalı. CHP'nin komisyona verdiği ilk öneri. 2. maddede değişiklik öngörüyordu. Bir kelime ama farketmez. Hatta Atilla Kart 3. maddedeki devlet dilini resmi dil olarak değiştirebiliriz, dedi. Bütün bunlardan Kılıçdaroğlu'nun haberi vardı. Sonra ulusalcılar kıyameti kopardı. Kılıçdaroğlu ilk üç madde kırmızı çizgimiz, dedi. Yani Kılıçdaroğlu partiyi bağlayan görüş açıklayamıyor. Hoş, bunu Süheyl Batum komisyonda da söyledi. Tutanaklarda var, çok açık. Genel Başkan bile parti görüşünü açıklayamaz, dedi. Zaten Kılıçdaroğlu'nu kim temsil ediyor komisyonda? Süheyl Batum mu? Rıza Türmen mi? Atilla Kart mı? Üçü birden temsil edemez; kavga ediyorlar çünkü.
Madde tartışmalarında da CHP'li üyeler anlaşamıyor. Biriyle, ikisiyle anlaştığımız maddeyi, diğeri gelip, iki ay sonra bozuyor. Artık komisyonda da çok ciddi, hatta kırıcı şekilde aralarında tartışıyorlar. Biz aralarını buluyoruz. İşin sorumlusu komisyondaki uzlaşmayı bozan üyeniz olmaz, CHP olur. Tutanaklarda bütün tartışmalar var.
Evet süreci yavaşlatan, hatta tıkayan parti CHP. CHP birçok temel konuda bir parti görüşüne sahip değil. Kişilerin görüşleri var; ama parti görüşü yok. Başka partilerin görüşlerini eleştirmek kolay. Bunu yapıyorlar. Siz önerinizi getirin deyince panikliyorlar. Bu sebeple, komisyonda yapıcı, sürece katkı verici değil, daha çok yıkıcı, eleştirici, engelleyici, tıkayıcı bir pozisyondalar.
Gördüğüm kadarıyla bütün partiler eski konumlarını koruyor. AK Parti olarak anayasada değişmez, değiştirilemez madde olmasını yanlış buluyoruz. Biz, bizden sonrakilerin önünü, ufkunu kapatma hakkına sahip değiliz. Biz Cumhuriyet'i, nitelikleri, temel esasları aynen koruyoruz. İtiraz ettiğimiz, değiştirilmezlik iddiasıdır.
CHP ve MHP ise değişmez maddeleri aynen koruma taraftarı. İlk 4 madde aynen dursun, diyorlar. İşin ilginç tarafı, her iki parti de, bu maddelerde yanlışlıklar var, ama dokunamayız, diyor.
Vatandaşlık konusunda bizim önerimiz net: Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşlığı öneriyoruz. Yeni de değil. Ta 2001'de AK Parti'nin kuruluşundan beri böyle. MHP aynen 82 Anayasası'ndaki metni istiyor. BDP ise Türkiye Vatandaşlığı öneriyor.
CHP'nin önerisi karmakarışık. Parti içindeki bütün kanatları uzlaştıracak öneriyi CHP'liler değil, bütün dünya bir araya gelse yazamaz. İçinde herşey var. Madde başlığında bile anlaşamamışlar.
Eğitim hakkında da durum aynı. CHP ne diyeceğini bilemiyor. MHP 82 Anayasasının sınırlarına hapsolmuş, aşamıyor. BDP ise anayasa sınırlarını aşan bir metin getiriyor. Biz anayasada hakkın özünün korunmasını, yasakçılığın kaldırılmasını istiyoruz. Gerisi siyasetin ve TBMM'nin işi.
Başkanlık önerimizi biz ancak yeni anayasa çıkacaksa revize ederiz. Bunu çok defa söyledik. Genel Başkanımız, Başbakanımız da söyledi. Başkanlık sistemi bize göre doğru. Türkiye için olması gereken bir model. Ancak birinci önceliğimiz, kırmızı çizgimiz değil. Birinci önceliğimiz yeni anayasa. Eğer yeni anayasa yapımının önünü başkanlık önerisi tıkarsa revize ederiz. Ama bu noktada değiliz. CHP, MHP kırmızı çizgilerini deklare etmişken, nasıl mesafe alırız? Hatta kırmızı çizgilerini arttırıyorlar. Süreci başkanlık önerisi tıkıyor demek, iki yüzlülüktür. Partinizin kırmızı çizgileri olacak, diğer partiyi süreci tıkamakla itham edeceksiniz. Diyelim ki çektik; kırmızı çizgiler ne olacak? Onları da biz mi kabul edeceğiz...
Biz iki hususu birbirinin alternatifi olarak görmüyoruz. Uzlaştığımız maddeleri getirip Meclis'ten geçirelim. Ama komisyon çalışmaları da devam etsin. Dediğimiz bu.
Komisyon birbuçuk yıldır çalışıyor. Bir emek var. Bunu heba etmeden işe yarar hale getirelim. Bir de partilerin samimiyeti ortaya çıksın. Komisyonda evet dedikleri maddelerin arkasında durabiliyor mu partiler? Zira bazı partiler, bu komisyondan nasıl olsa bir şey çıkmaz, evet diyelim sonra bakarız, diye düşünüyor. Bu samimiyetsizliği ifşa etmek lazım.
Henüz paket içeriği netleşmedi. Çalışmalar devam ediyor. AK Parti olarak daha önce söz verdiğimiz hususlarda adımlar atmaya devam ediyoruz. Kongremizde açıkladığımız demokratikleşme adımlarının bir kısmını daha önce gerçekleştirmiştik. Bu paketle bir kısmını daha uygulamaya koyacağız.