|

Haberal doğru olmaz

Enver Aysever, CHP'nin dokunulmazlıkların kaldırılmasını savunan parti olduğunu söyledi. “Milletvekilliği dokunulmazlığı yargıdan kaçmak için zırh olmamalı” diyen Aysever CHP için ise; “Bir dönüm noktasındayız. Hatamız ve eksikliklerimiz varsa bunlarla yüzleşmeli ve kendimize itiraf etmeliyiz. Tartışılmaz kutsallarımız olmamalı” dedi.

Murat Aksoy
00:00 - 21/03/2011 Pazartesi
Güncelleme: 00:09 - 21/03/2011 Pazartesi
Yeni Şafak
Haberal doğru olmaz
Haberal doğru olmaz
12 Haziran'da yapılacak seçimlere doğru hızla giderken partilerde de heyecan artıyor. Özellikle aday adaylarında. Ve 11 Nisan'a kadar bu heyecan devam edecek. Çünkü listeler YSK'ya bu tarihte sunulacak.

Elbette seçimlere gidilirken en çok merak edilen parti CHP. Son iki hafta içinde "taciz", “Ergenekon” iddialarıyla gündeme gelen CHP, diğer taraftan da yeni siyasi hedeflerine yönelik adımlar atıyor. Bedelli askerlik konusunda kanun teklifi, bir grup gazeteciye açıkladıkları "Sivil Toplum Raporu" gibi girişimler CHP'yi izlenmeye değer hale getiriyor. Kısaca bir taraftan eski bagajlarının verdiği sıkıntılarla baş etmeye çalışırken, bir taraftan yeniyi arıyor.

Bu hafta Söyleşi-Yorum'da CHP'yi 'yeni'leştirmek hedefiyle siyasete girdiğini söyleyen gazeteci Enver Aysever ile konuştuk. Enver Aysever ile konuşurken CHP içindeki 'Eski' ile 'Yeni' arsındaki büyük mücadeleyi görme imkanım oldu. Bu mücadeleyi kimin kazanacağını zaman gösterecek. Ancak şu gerçek ki, partide herkesin 'kafası karışık'. Görünen bu kafa karışıklığının seçimlere kadar sürecek.


Son gelişmeden başlayalım. Fikri Sağlar partiye dönemedi ama Ergenekon Davası tutuklusu Mehmet Haberal partiye üye oldu. Bu mu Yeni CHP?

Fikri Sağlar'ın partiye dönememesi açıkça kötü. Ben PM'den tam tersi biri karar çıkacağını düşünüyorum. Demek ki, PM içinde de Eski CHP'yi savununan 38 kişi varmış.. Haberal'ın üyeliğinin parti tabanında ne kadar destek bulacağını bilmiyorum. Ama üye oldu diye de milletvekili olacak diye bir şey yok. Benim için önemli olan şu; ben yurttaşların nasıl adil yargılanma hakkını savunmanın her siyasinin ve aydının görevi olduğunu düşünürüm. Ancak şuna da karşıyım; Milletvekilliği dokunulmazlığı, yargıdan kaçmak için bir zırh olmamalıdır. Ben karşıyım buna. Eğer Haberal için böyle olacaksa yanlış olduğunu söylerim. Haberal'ı vekil yapma planları olan şunu unutmasın, bu parti dokunulmazlığı kürsü ile sınırlamak isteyen partidir.

Yeni CHP ne ifade ediyor senin için?

Yeni CHP içinde sadece 'yeni' geçtiği için savunulacak bir mesele değil. Yeni CHP benim için samimiyetle, Batılı anlamda sosyal demokrasi talep edilmesi demektir. Bu anlamıyla, bir, geleneksel sosyal demokrasinin bütün temellerini taşıyan; iki, Batı'daki dönüşümle birlikte toplumdaki farklı kesimlerin de özgürlüklerini savunan bir yapı Yeni CHP. Daha genel söylersek tek başına iktidar isteyen sosyal demokrat partinin adıdır bu.

ESKİ CHP'DEN UZAKLAŞACAĞIZ

Eski CHP'den farkı ne olacak?

Örneğin CHP eskiden yeni anayasa talebini varsa da dillendirmezdi. Yeni CHP bunu dillendirecek. Eski CHP, gelir adaletsizliği, sınıfsal farklılıklar noktasında bir söylemi pek ortaya koyamamıştı, Yeni CHP bu konuda proje ve söylem üretecek, üretti. Eski CHP savunmacı refleksten dolayı laiklik kaygılarını dile getirirken, sosyal demokrat olma özelliğini unutan bir parti idi. Yeni CHP ise sosyal demokrat parti olarak toplumun tüm kesimlerini kucaklıyor. Sadece sınıfsal değil, bireyin de ön planda olduğu dil, din, inanç özgürlüklerini de savunan, anayasal dengeye bağlayan, yerel yönetimleri güçlendiren, örgütlü toplumu talep eden bir partiyiz biz.

Bunları Kılıçdaroğlu'nun başındaki CHP savunabilir mi?

Savunuyor elbette. Çünkü, 21. yüzyılda Türkiye gerçekliklerini, emek merkezli bir düzeni savunan, işçinin, işsizin ve mağdur olan herkesin partisiyiz biz. Ben PM Üyesi Enver Aysever olarak böyle bir CHP'nin daha başarılı olacağını düşünüyorum ve düşüncelerimi her yerde ifade ediyorum. Elbette bunları söylemesi kolay yapması zordur. Bunları söylemek bile bence önemli bir değişim.

Bunları söylemek seçimlere giderken popülist arayışlar olmasın…

Hayır. Bizim görevimiz böyle bakanları bile söylemle, onu gerçekleştirecek projelerle ikna etmek. Bunu söylemek önemlidir bunları projelendirmek daha önemlidir, yapmak politikaya dönüştürmek en önemlisidir. Ben bunların bir kısmının bu seçime yetişeceğini bir kısmının seçim sonrasında başarılacağını bir kısmında da yanlış adım atılıp yerine yenilikler getirileceğini düşünüyorum. Yani toplumda o kadar hoşgörüsüzlük var ki yeni siyasi kadrolar geldiği zaman her şeyin en doğrusunu yapacak gibi bir değerlendirme de yanlıştır.

Değişim beklentisi yüzünden olmaz mı bu düşünce?

Olabilir. Ama ben onun kadar samimiyetin de önemli olduğunu düşünüyorum. Ben Yeni CHP'nin temel meselesinin samimiyet olduğunu düşünüyorum. Benim burada olmamın temel nedeni de budur.

SHP VARKEN CHP'Yİ KURMAK HATA İDİ

Eski CHP neden laikliğe, rejim savunusuna bu kadar kilitlendi?

Bana kalırsa bu CHP ile ilgili değil solla ilgili bir sorun. Bir, iki kutuplu dünya sonrasında solu yeniden inşa etmekte zorlandı. İki fazlasıyla yerli kaldı. Bence bu ikisinin payı büyük. İki kutuplu dünyanın yıkılması dünyadaki sol hareketler içinde travmatik sonuçlar doğurdu ve sol üçe ayrıldı. Birisi, küresel saldırıya yani küresel kapitalizm dediğimiz küresel şirketlerle toplumları dönüştürme çabasına karşı 'sınıfsal mücadele yerine yurtseverlik tavrına' bürünen ve bu kez solun temel değerleri yerine milliyetçi ve ulusalcı bir savrulma yaşayan sol. İkincisi sol değerleri, adaletini unutup, solu sadece özgürlüğe indirgeyen liberal sol. Üçüncüsü ve kendimi ait hissettiğim enternasyonel sol.

Sınıfsal değerleri önemseyen ama salt sınıfsal değerler üzerinden değil daha geniş örneğin beyaz yakalıları gören küresel saldırıya karşı daha özgürlükleri önemseyen enternasyonalist sol. Bu tabloya baktığımızda birinci gruptakiler MHP ile, İkinci gruptakiler de AK Parti ile ittifak girdiler. Ne yazık ki CHP bu tabloyu yeterince okuyup refleks geliştiremedi. Ve bütün enerjisini laiklik, rejim savunusuna verdi ve tutuculaştı. Halbuki 1980 sonrasında bir SHP deneyimi var. Türkiye için çok önemlidir.

Okuyabildiğimiz kadarıyla sosyal demokrat bir parti SHP. Deniz Baykal burada girdiği genel başkanlık yarışını kaybedince CHP'yi yeniden kurdu. Neden sizce?

Haklısınız SHP'yi gerçekten sosyal demokrat bir parti olarak tanımlamak mümkün. Kürt Raporu'nu yayınlayan bir sol. Böyle bir sol gelenek varken neden yeniden CHP? Bunu sadece CHP'nin adıyla, tarihiyle açıklamak bana zor geliyor. Ki o tarihten sonra laiklik, rejim savunusu öne çıkmaya başlıyor. Yani Kürtlere, Alevilere, işçilere dokunan, özgürlükçü bakan sol gitti, yerine sadece 'laiklik merkezli bir modernist tavır' alan, Batıcı, milliyetçi CHP geldi. Bence bu siyaseti savunanlar şunu da görmeliydi; bu siyasetin tabanı % 25. Oysa biz bugün içinde modern, laiklik kaygılarını koruyan kitleye, daha geniş bir işçi, emekçi ve en önemlisi devrimci kadroları da katmalıyız.

Peki CHP milliyetçilikle mi, ulusalcılıkla mı mücadele edecek?

Bence CHP'nin kimse ile mücadele etmesine gerek yok. CHP sadece Türkiye'nin temel sorunlarına, hak ve özgürlükler, adalet, tarım, yeni anayasa konularında projeler ve çözümler üretse yeter. Siz yoksulların derdine derman olmayı ilke koyarsanız sizin tabanınızda bu dönüşümü yaşar. Ben CHP'nin iktidar olmasını istiyorum.

DEMOKRATİKLEŞMEDEN BAŞKA ÇARE YOK

İstemek başka, olmak başka. CHP'yi Türkiye projeleri önerilerinden çok, skandallarla anıyor son haftalarda. Taciz, Oda TV, Ergenekon vs…

Bütün bunlar yargı süreci olduğu için bir şey demek istemiyorum. Yoksa son haftalarda önemli projeler ve öneriler açıkladı CHP. Aile sigortası, bedelli askerlik önerisi, sivil toplum raporu vs. Bunların hiç birini doğru biçimde tartışma imkanımız olmadı. Tabii bunda medyanın taraflı tavrı da önemli bence…

Bakın ben iktidar istediğimi söyledim. Her ortamda 10. Yıl Marşı'nın çalınmasını doğru bulmadığımı, bunun için 100. Yıl Marşı bestelensin dedim. Çünkü ben 2023'e kadar iktidar istiyorum. 100. Yıl Marşı'nı bunun için önemli buluyorum. Ve bu düşüncelerimi bütün CHP il ve ilçe örgütlerinde ifade ediyoruz. Bazen tarihi dönüm noktalarında nasıl geçmişin muhasebesi yapılır ve hata varsa itiraf edilirse; CHP içinde böyle bir dönüm noktasındayız. Hatamız ve eksikliklerimiz varsa bunlarla yüzleşmeli ve kendimize itiraf etmeliyiz. Tartışılmaz kutsallarımız olmamalı. Biz solcuyuz. Sol korkmaz eleştiriden.

Yeni CHP diyorsak eğer bunun gereğini yapmalıyız. Çoğulcu toplumu savunacağız, seçim barajına karşı çıkacağız, Alevileri, Kürtleri eşit yurttaşlık hakkını tanıyacağız. Gelir dağılımı düzelteceğiz, yeni anayasayı güçlü biçimde savunacağız. AK Parti'den daha özgür, daha adaletli ve daha kuşatıcı olduğumuzu göstermek zorundayız. Tabii bütün bunlar ancak ideolojik yenilenmeyle olur. Zor olan bu, çünkü CHP'nin bunu başaramayacağı düşünülüyor.

DEP'LİLERE SAHİP ÇIKMALIYDIK

Nasıl başaracak, tabanı bunlara hazır mı?

Bakın çok eleştiriliyor ama CHP tabanı bu ülkede öğretmenlik, hekimlik yapan, ders veren, evine asgari ücret götüren, karı-koca çalışan bir orta kesim. Bu insanlar okuryazar büyük oranda. Bu insanlar sahilde oturuyor diye gerici, tutucu, çağdışı insanlar muamelesi yapıldı. Bu insanların özgürlükleri daraltmak gibi tavrı olamaz. İlericidirler. Onların tek talebi toprak bütünlüğüdür. Bunda da haklılar.

İdeolojik olarak tutucu değil mi, hak ve özgürlükler konusunda, Kürt sorunu konusunda?

Kürt sorununun bu ülkede diri tutulması bu insanlarda refleks yarattı. Burada sorun, Kürt meselesini diri tutanları deşifre edememektir. Kürt sorununu PKK için çözmeye kalkmak tarihi bir hatadır. Kürt sorunu, PKK sorunu değildir. Benim görevim bu ülkedeki her insanı eşit yurttaş yapmaktır. Bunu anlatmak için yola çıksaydık bu tabanı bu kadar sertleştirmezdik. Bu insanların bizim komşumuz, kardeşimiz olduğunu anlatabilseydik bu kutuplaşma olmayacaktı. Ahmet Türk, Şerafettin Elçi vs. bu insanlar CHP'de siyaset yapan insanlar. SHP, DEP ile ittifak yaparak onları Meclis'e taşıdı. Ama onların yaka paça dışarı atılmalarına karşı duramadı. Eğer hataysa, hatanın büyüğü budur.

CHP 12 Haziran seçimlerine nasıl hazırlanıyor?

CHP birkaç eksende hazırlanıyor. Bir tanesi ağırlıklı olarak siyasetin yoksullukla mücadelede başlaması gerektiği noktası. AK Parti'nin yardım söylemine karşı CHP hak söylemini geliştiriyor. Bu önemli. Aile sigortası konusu önemli. Türkiye'ye gelecek sermaye için paradan para kazanması yerine, istihdam yaratan sermaye bence önemli. Tabi bir başka önemli nokta da yeni anayasa… Bence CHP yeni anayasayı çok yüksek sesle dillendirecek. CHP'de şimdiye kadar dile getiremediğimiz Kürt ve Alevi meselelerinin çözümüne yönelik önemli çalışmalar sürüyor. Sanırım önümüzdeki günlerde bunu da açıklayacağız. Kürt meselesine yönelik olarak Sezgin Tanrıkulu'nun aramıza katılmasını önemsiyorum çok önemli bir çalışma yaptı yakında açıklayacak. Bizim 1989 raporundan esinlenerek çok ileri adımlar öneren, toplumda ayrışma değil bütünleşme sağlayan öneriler olacak bu raporda.


Bir taraftan Kürt sorununa sahip çıkan bir CHP, diğer taraftan Ergenekon'la ilişkilendirilen ilişkiler. Hangisi daha sahici?

Ben dedektif değilim kimin kimle ilişkisi olduğunu bilemem. Kendimin kimle ilişkisi olduğunu biliyorum. Ben CHP'nin koalisyonu halkla kurmasını istiyorum. Öyle de oluyor. CHP üyesi olmak isteyen herkese kapımız açık.

Mustafa Balbay, Tuncay Özkan'dan sonra şimdi de Mehmet Haberal gibi Ergenekon tutukluları CHP ile anılıyor. Ne düşünüyorsunuz?

Benim kanaatim isimler üzerinde tartışmak partiye zarar verir. Çünkü eğer siz bazı isimleri aday göstererek dikkat çekmek istiyorsanız, diğerlerinin suçu ne? CHP bugün toplumda hukuk düzeninden mağdur olan kaç kişiyi meclise taşıyabilir? Bu doğru da olmaz. Sadece biz değil AK Parti de MHP de taşıyamaz. Simgesel olarak bunu yapmak mesaj olabilir ama doğru olmaz. Bence bu konuda başka türlü bir duyarlılık yaratmak gerekiyor. Yine de bu konudaki duyarlılığı anlayabiliyorum. Bakın Ergenekon Davası giderek büyüyen bir deve dönüşüyor. Bana kalırsa ilerde telafisi mümkün olmayan uygulamalara son vermek gerekiyor. Örneğin tutukluluk süreleri cezaya dönüşmemeli. Bence bu konularda savcılar daha dikkatli, olmalı. Bence buradaki terazimiz adalet ararken de "vicdan" olmalı. Ve biz bütün olarak bu tür mağduriyetlerin ortadan kalmasını savunmalıyız.

Özellikle bu davalarda tutukluluk mağduriyeti olanları gerekirse yeni bir yasa ile tutuksuz yargılanmasını sağlayabiliriz. Ya da davaların hızlanması için özel önlemler alınabilir. Bu konudaki her girişime CHP destek verir. Bunlar AK Parti'ye yönelik şüpheleri de azaltır ve pozitif mesajlar vermesi açısından anlamlı olur.

Geçmişte CHP hiç bir mağduriyeti savunmadı ama…

Söyledim yapılmayanları. 28 Şubat'ta mütedeyyinlere vuruluyor diye kıs kıs gülmeyeceğiz. Şimdi de askerlere, laiklere, Kürtlere vuruluyor diye kıs kıs gülmeyeceğiz. Herkesin hukuk karşısında güvence altında olacağı bir hukuk talep edeceğiz. Yoksa benim karşımda sadece bir kadın türbanlı diye mağdur ediliyorsa bana ne diyemem. Aynı şekilde türbanlı kardeşim de bugün asker mağdur diye oh olsun diyemez. Vicdan, bu ikisinin ötesindedir. Ortak bir vicdan yaratmalı ve onu savunmalıyız. Bu ortaklığa cumhuriyetimizin ihtiyacı var.

DARBECİLER YARGILANMALI

AK Parti'nin yüzde 47'sini nasıl açıklıyorsunuz, başarısız görüyorsanız?

Bence AK Parti'nin başarısı önemli pay muhalefetin. CHP, MHP milliyetçi ulusalcı siyasete teslim oldukça AK Parti, bu partilerin tabanlarının dışındaki herkese talip oldu. Bu da aşağı yukarı yüzde 50-60'a yakın bir oy. AK Parti bence bunun farkında ve buna yönelik siyasal söylemler izliyor.

Ancak AK Parti'nin izlediği bu politikaların sahiciliğe ihtiyacı var. Kürt sorununda, Alevi açılımında, vesayetle mücadele konusunda. Belki bu alanlarda başka hiçbir parti söz söylemediği için, proje getirmediği için AK Parti bu kadar yüksek alıyor. Ama aldığı oyun karşılığını bence Türkiye'ye veremiyor. 27 Nisan e-muhtırasını verenler yargılanmalı. 28 Şubat'ın arkasın olanlar yargılanmalı. AK Parti bunları yaparsa vesayetle mücadele etmiş olacak. Bir de şu var; AK Parti bürokrasisi ve vesayet ile TÜSİAD ile büyük medya kavga ediyormuş gibi yapıyor ama onlarla kavga etmiyor iyi anlaşıyor.

CHP iktidar olursa 27 Nisan e-muhtırasını verenler, 28 Şubat'ın arkasındakiler yargılanır mı?

Evet. Ben yargılanmaları gerektiğini düşünüyorum.



13 yıl önce