|

Son dalgalanma olmasaydı birçok otel el değiştirecekti

''Son dalgalanma imdadımıza yetişti'' diyen sektörlerden biri de turizm. TUROB Başkanı Timur Bayındır, ''Çok tehlikeli bir noktaya gelmiştik. Sıçrama olmasaydı birçok otel el değiştirecekti'' dedi.

00:00 - 21/08/2006 Pazartesi
Güncelleme: 15:49 - 21/08/2006 Pazartesi
Yeni Şafak
Son dalgalanma olmasaydı birçok otel el değiştirec
Son dalgalanma olmasaydı birçok otel el değiştirec

Turizme 40 yılını verdi. Galatasaray Lisesi'nde okurken, yaz tatillerinde otellerde bellboy'luk (bavul taşıyan kişi) yaparak turizmle tanıştı. Üniversiteye devam ederken de kazandığı bir bursla Fransa'ya gidip bir otelde çalıştı ve 1.5 yıl gelmedi. "Üstelik patronun kızını da aldım" diyor. Fransız eşi Marie Francoise ile mutlu bir evliliği var. İstanbul Boğazı'nı en güzel açıdan gören 100 odalı Harem Oteli'nin sahibi. 1966 yılında Türkiye'ye ilk charter uçağını, geçici müsadeyle indirmiş. Turizm sektörü için kullanılan 'Bacasız sanayi' tanımlamasını ilk olarak kendisi ve arkadaşları sarfetmiş. Turistik Otelciler, İşletmeciler ve Yatırımcılar Birliği'nin (TUROB) Başkanı olarak, sektörün sorunlarından kendi işine ayıracak zaman bulamasa da, "Babamızın kurduğu işi biz de batırmadık" diyor.



TUROB Başkanı Timur Bayındır ile buluştuğumuz Harem Otel'in bahçesinde, Tüpgeçit'in yapımı için İstanbul'a gelen ve o otelde kalan Japon mühendisler, dizüstü bilgisayarlarıyla çalışıyordu. Havuzdaki turistler ise sıcak Ağustos gününün tadını çıkarıyordu. Tatil yapma fırsatı bulamayan Timur Bayındır ile, Türk turizminin bugün geldiği noktayı, yapılması gerekenleri ve geleceğini konuştuk.


DALGALANMA KURTARDI



Dövizdeki son dalgalanma ihracatçılar gibi, dövizle çalışan sizleri de olumlu etkilemiş gibi görünüyor.

Allahtan o dalgalanma oldu. Eskiden fiyatlar devamlı yükselirdi, ama döviz de yükselirdi, masrafları karşılardık. Son yıllarda yine dövizle çalışıyorum, ama aldığım para her gün düşüyor. Buna karşın masraflarım artıyordu. Tüm giderlerimde, elektrikte, personel ücretlerinde artışlar durmuyor. Aradaki açık tehlikeli bir duruma gelmişti. Dolar birden 1.30'lardan 1.70'lere çıktı. Ardından 1.45'lere indi. Böyle bir dalgalanma güzel değildi, ama o sıçrama olmasaydı, çok açık söylüyorum, otellerin çoğu el değiştirirdi. Çünkü bizde hesaplar çok hassastır. Maliyet ve kazanç çok dengeli gitmek zorunda.


ANTALYA ARTIK YATIRIMA DOYDU

Birkaç gün önce açıklandı ve Türkiye'nin ilk kez bir Turizm Master Planı oldu. Planda 2023 yılında turizmde söz sahibi ilk 5 arasında olma hedefi var. Siz planı nasıl buldunuz?

Yaklaşık 20 gün kadar önce Ankara'da bunun tanıtımını bize yaptılar. Çok büyük bir heyecan duydum. Çünkü Türkiye'de ilk defa turizm için bir şey yapılmaya çalışılıyor. Eksikliklerine rağmen çok güzel hazırlanmış bir plan. Ancak Planda İstanbul'a yeterli önem verilmemiş. Halbuki 2010 yılında Kültür ve Turizm Başkenti olacak İstanbul'a, ilk aksiyon planlarında ağırlık vermek gerekiyor. İstanbul'da 60 bine yakın turistik belgeli, 40 bin civarında da belediye belgeli otel var. Belediye belgelilerin 20 bini sınıf atlayabilir. Çok iyi olmayanları da kapatmak lazım. Yine teşvikli bölgeleri iyi belirlemek gerekiyor. Örneğin bana, bilinen turizm yerleri yerine "Git Erciyes'e, Palandöken'e yatırım yap" derseniz, o zaman birtakım avantajlar, ayrı teşvikler isterim. Artık doymuş bölgeleri değil, ihtiyaç olan bölgeleri teşvik etmek lazım. Bence artık Antalya'da arazi tahsis edilmemeli.


YATAK ARTIŞI TURİST GETİRMİYOR

2023'de ilk beş turizm ülkesi arasında olmamız gerçekçi bir hedef mi?

Rakamlar öyle gösteriyor. Ama bunun çok şartı var. Ortadoğu'da, Irak'ta savaş olmamalı. Bölgemiz huzur içinde olmalı. Ekonomik olarak güçlü, turizmde iyi hizmet veren bir ülke haline gelmeliyiz. Bunları yapabilirsek, muhakkak ilk 5'in arasına gireriz.


Turizmde yeni yatırıma ihtiyaç var mı?

İhtiyaç var, ama 80'li yıllar gibi her yerde birden yatırım hamlesine ihtiyaç yok. İstanbul için 2010 yılında 10 milyon turist hedefledik. ve şu anda 10 milyon kişiyi ağırlayabilecek kapasitesi de var. Yapılması gereken 10 milyon yatağın kaç tanesi, kaç yıldızlı olmalı. Onu hesaplayıp, buna göre yatırıma müsaade etmek lazım. Herkes "Habire yatak yapmak lazım" diyor. Ama Antalya'daki otelciler bu yıl "Dolmuyoruz, hala düşük seviyede" diye ağlıyor. Gelen turist sayısında panik yapacak kadar azalma yok, ancak Antalya'ya 20 bin yatak ilave oldu. Bu ilave yatak yeni müşteri getirmedi. Mevcudu bölüştüler.



Tur operatörlerinin fiyat silahı: Kuş gribi



Turizm gelirinde ilk 6 ayda yüzde 1'lik, turist sayısında da yüzde 8 oranında bir düşüş var. Yılın kalanında bu telafi edilebilecek mi?

Kar yağışı, kuş gribi derken yıla kötü başladık. Ama dirayetli devam edersek, sene sonunda geçen yılki rakamları yakalarız. Şu an Antalya da düzeldi. Eylül ayı da iyi giderse, geçen yılki turist sayısını tuttururuz. Gelirde biraz şüpheliyim. Çünkü tur operatörlerinin elinde büyük bir silah var." Sizde kuş gribi var, fiyatı düşürün. Ucuz satarsam gelir" diyor. Otelci de zarar etmemek için kabul ediyor.





Ameliyat için Türkiye'ye geliyorlar



Sağlık turizminde öne çıkabilir miyiz?

Geçen yıllarda otelimi böbrek hastalarına açtım. Otelin yakınında bir Diyaliz Merkezi var. Türkiye'de diyaliz, Avrupa'ya göre 4'de 1 fiyatına yapılıyor. Avrupa'daki sosyal sigortalar bunun için uçak ve hastane masrafını ödüyor. Avrupalı ailesiyle buraya geliyor. Hem tatil yapıyor, hem diyalize gidiyor. Bizde hastaneler çok ileri düzeyde. Fuarlarda by-pass, göz, estetik ameliyatlarını da tanıtmaya, hastaneleri de fuarlara götürmeye başladık. Alışveriş merkezlerini de öne çıkarıyoruz. Niye millet Dubai'ye gidiyor. Çok da ucuz değil.




Resepsiyona robot koyamazsınız



Turizm 'sezonluk iş' olmaktan çıkıp, işsizliğe çare olabilir mi?

Turizm tamamen insana dayalı bir sektör. Otomobilde, tekstilde hiç insana gerek duymayan sistemler yapılıyor. Ama turizmde, resepsiyona bir robot yerleştiremezsiniz




'Herşey dahil'de açık büfede sadece patlıcan



'Herşey Dahil' sistemi bir kurtuluş mu, yoksa bir kayıp mı?

Ne kurtuluş, ne kayıp. İspanya'da, Yunanistan'da da uygulandı. Turist, ne kadar harcayacağını bildiği için rahatlıkla geliyor. 'Herşey dahil 30 milyon' denilen bir yerde, bakıyorsunuz açık büfede patlıcan yemeklerinden başka bir şey yok. O zaman müşteri memnuniyetsizliği ortaya çıkıyor. Büyük oteller dışında, çok küçük işletmeler ucuz fiyatla 'herşey dahil' sistemine girdikleri zaman, sistemin fikrine aykırı hareket ediyorlar. Hesabını çok iyi yapıp, düzgün fiyatlarla bu sistemi uygulamalısınız.




F1'in tanıtımını iyi yapamadık



3-4 gün sonra Formula 1 yarışları var. İstanbul'da oteller doldu mu?

İstanbul otellerimizde genel olarak yüzde 70 oranında bir doluluk var. Ama Formula müşterileri çok az. İyi bir tanıtım yapmış olsaydık, her halde İstanbul'a bir 35-40 bin kişi gelirdi. O zaman bütün otellerimiz ağzına kadar dolu olabilirdi. Berlin'deki fuarda, Formula 1'i daha etkin tanıtmak için "Standımıza, kokpit veya simülatör koyalım, çekilişler düzenleyelim" dedik. Bu tekliflerimiz, Formula'yı düzenleyen Motor Sporları A.Ş. tarafından gerçekleştirilemedi. Sadece küçük el broşürleri dağıtıldı. Tanıtımı maalesef çok zayıf gidiyor.


18 yıl önce