Aslında yaşlanma doğum ile başlayan bir süreçtir. Ancak esas olarak büyümenin tamamlandığı 20'li yaşlardan sonraki dönemi içerir. İlerleyen yaş ile birlikte hücre, doku, organ ve sistemlerde meydana gelen ve geriye dönüşü olmayan kayıpların bütünü yaşlanma olarak tanımlanabilir. Yaşlılık dönemi 65 yaş sonrasını içermektedir. Hatta 65-75 yaş arası genç yaşlı, 75-85 yaş arası orta yaşlı, 85 yaş üzeri ise yaşlı yaşlı olarak isimlendirilmektedir. Yeditepe Üniversitesi Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Yaşar Küçükardalı, yaşlanmayı etkileyen birçok faktörün olduğunun altını çiziyor. Uzman doktor, “Bunlar arasında önemli olanları genetik, çevresel faktörler beslenme alışkanlıkları, geçirilen ve halen devam eden hastalıklardır. Genetik şifrede yaşlanma ile ilgili taşıdığımız özellikleri değiştirmemiz şuanki bilgilerimize göre olanaklı değildir ancak önemli bir kısmını kontrol etmek, iyileştirmek elimizdedir” diyor.
Kaliteli yaşlanmak için kişinin gençliğinden itibaren dengeli beslenmesi, yaşa uygun egzersiz yapması, belirli aralıklarda sağlık taramalarını yaptırması ve ortaya çıkan patolojinin zamanında ve uygun tedavi edilmesi önem taşıyor. Bu kapsamda sadece beden sağlığının değil ruh sağlığının da göz önünde bulundurulması gerekir. Tam bir sağlık hali beden ve ruh sağlığını içermektedir. Kişi kaygı üzüntü, depresyon, fobiler gibi sorunları yaşıyorsa bu duygulanım bozuklukları genel fiziki performansını olumsuz yönde etkilemektedir. Kısa süreli duygu durum bozukluklarının önemli bir kısmını birey kendi çabası ile çözebilir fakat bunu başarma şansı az ise psikiyatri hekiminden yardım alınması gerekİr.