Ağız kokusunun iki nedeni olduğunu belirten Karayılan, ''İki çeşit ağız kokusu vardır. Bir fizyolojik ağız kokusu, ikincisi patolojik ağız kokusu. Fizyolojik ağız kokusu herkesin ağzında bulunan günlük bakterilerin yağmış olduğu kokudur. Patolojik ağız kokusu ise çevreden hissedilebilen, uyarı alabilecek derece olan kokudur'' dedi.Ağız kokusunun iki sebeple ortaya çıkabileceğini dile getiren Karayılan, ''Ağız kokusunun sebeplerini bilmeli ve ona göre hareket etmeliyiz. Ağız kokusu bir lokal sebeplerle, bir de sistemik hastalıklar sebebiyle ortaya çıkar. Lokal sebepler diş hekimlerini ilgilendiren sebeplerdir. Ağız kokusunun sebeplerinden yüzde 90''ı ağız kaynaklıdır. Ağızdaki çürük dişler, dolgular, eskimiş kaplamalar, dil üzerinde birikmiş mikroorganizmalar veya kulak burun boğaz doktorlarını ilgilendiren farenjit vb. sebeplerle oluşan kokular lokal sebeplidir. Bir de sistemik hastalıklar vardır. Bağırsak, mide, karaciğer hastalıklarından kaynaklanan hastalıklar vardır. Üst solunum yolu kanserlerinden ve böbrek rahatsızlıklarından kaynaklı olabilir. Antidepresan ve kanser ilaçları kullanan hastalarda da ağız kokusuna rastlamaktayız. Sistemik hastalıkların başında gelen ağız kokuları, şeker hastalığı kaynaklıdır. Çünkü şeker hastalığında tükürük bezleri etkilenir ve buna bağlı olarak tükürük azalır ve koku oluşur. Böbrek hastalıklarında da ağız kokusu oluşmaktadır. Ağız içi bakımı yapıldığı zaman kokuda da azalma olacaktır. Ağız kokusu şikayetiyle gelen hastalarımıza hijyen eğitimi vermeliyiz'' ifadelerini kullandı.
Hastaların gargara ve naneli şeker ile ağız kokusunu gideremedikleri şikayetiyle kendilerine başvurduğunu söyleyen Karayılan, ''Hastalarımız naneli şekerlerin, gargaraların ağız kokusunu önlemeye yardımcı olup olmadığını soruyor. Gargaranın etkisi geçtiğinde ağızdaki koku devam eder. Ağız kokusunu önlemede en faydalı olan şekersiz sakızlardır. Şekersiz sakız içinde bulunan maddeler tükürük akışını hızlandırarak ağız kokusunun giderilmesine yardımcı olur'' şeklinde konuştu.
