|

Diyanete saldırı tesadüfi değil

Başbakan Davutoğlu, Demirtaş'ın Diyaneti kaldıracağını söylemesi ve paralel yapının da Diyanet İşleri Başkanı üzerinden diyanet camiasını yıpratmaya çalışmasını "Diyanete saldırı tesadüfi değil. Sadece seçim nedeniyle değil" diye açıkladı.

Yeni Şafak
21:31 - 6/05/2015 Çarşamba
Güncelleme: 00:25 - 7/05/2015 Perşembe
Diğer

Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Benim HDP'ye tavsiyem Türkiyeleşsinler ama sakın ha CHP'lileşmesinler. CHP'lileşmek demek, CHP'nin altı okunu benimsemek değil, altı oku Kürt versiyona çevirmek demek" dedi.



Davutoğlu, Ağrı'nın Doğubayazıt ilçesindeki İshak Paşa Sarayı'nda, Kanal 7 ve Ülke TV ortak canlı yayınında soruları yanıtladı.



"HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, Diyaneti kaldıracağını söylüyor, aynı noktada paralel yapıda Diyanet İşleri Başkanı üzerinden diyanet camiasını yıpratmaya çalışıyor. HDP ile paralel yapı aynı noktada aynı hedefe paslaşıyor. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz" sorusunu Davutoğlu, "Diyanete saldırı tesadüfi değil. Sadece seçim nedeniyle değil" diye yanıtladı.



Türk ulusalcılığına ilişkin değerlendirmede bulunan Başbakan Davutoğlu, "Yani CHP'nin tek parti zihniyeti, bir ulus inşa edebilmek için 'bütün farklılıkları yok edeyim, öyle bir şey ben tanımlayayım, sen şusun, sen de şusun, sen gayrimüslimsin diyip mallarına el koyayım, sen Kürtlüğü bırak' bunun son miyadı 12 Eylül ile yaşandı ve bitti sonraki artçı şoku da 28 Şubat'ta. Sen iyi vatandaş mı olacaksın başını açacaksın, iyi memur mu olacaksın hanımına başını açtıracaksın, iyi Türk mü olacaksın şu andı içeceksin, Kürtçe konuşmayacaksın, iyi Müslüman mı olacaksın, şöyle olacaksın. Devletin tanımladığı kimlikler üzerinden bir ulusalcılık" diye konuştu.



Geçmişte bütün parçalayıcı kimlikleri yapanların büyük acılar çektiğini, şimdi Kürtlere aynı acıların çektirilmeye çalışıldığını dile getiren Davutoğlu, CHP ve HDP'nin Diyanete, imam hatipe karşı olduğunu söyledi.



İki partinin de Selçuklu ve Osmanlı'yı yok saydığını anlatan Davutoğlu, bunu yaparak modern ulus oluşturulmaya, kültürel kopuşun yaratılmaya çalışıldığını belirtti.



"Bir anda o eski ideolojik kültürel bilinçaltı kendini gösteriyor"


Aynı kültürel kopuşun Kürt vatandaşlar üzerinden ve Orta Doğu'daki Kürt unsur üzerinden yürütüldüğünü, "din özellikle 70'li yıllardan itibaren afyondur, sizi ayağa kaldıracak şey etnik kimliğinizdir" çizgisinin benimsendiğini belirten Davutoğlu, bunun parçalayıcı olduğunu ve kopuşu getirdiğini kaydetti.



CHP ve HDP'nin oy alabilmek için dine karşı daha hoşgörülü göründüklerini belirten Davutoğlu, "Bu güzel, o kopuştan ne kadar uzaklaşırlarsa ben memnun olurum ama bir bakıyorsunuz hiç olmadık bir yerde bir anda o eski ideolojik kültürel bilinçaltı kendini gösteriyor, saklayamıyorlar. 'Taksim bizim için Kabe'dir', Kudüs Yahudilerin kutsal mekanıdır' diyebiliyor. Çünkü kültürel kodları bizim kodlara uygun değil. Doğu'da Güneydoğu'da, Irak'taki Kürtler eskiden beri İslam kimliğiyle o kadar hemhaldiler ki Kudüs dediğinizde her şeylerini ortaya koyacak bir kültürel geçmişten geliyor. Aramızdaki en önemli fark bu. Benim HDP'ye tavsiyem Türkiyeleşsinler ama sakın ha CHP'lileşmesinler. CHP'lileşmek demek, CHP'nin altı okunu benimsemek değil, altı oku Kürt versiyona çevirmek demek."



CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 2 milyona yakın mülteciyi geri göndereceğini söylediğini anımsatan Davutoğlu, "Bahçeli'den ses yok, 'Türkmenleri nereye gönderiyorsun' yok, Demirtaş'tan ses yok, 'Kobani'den gelen Kürtleri IŞİD'e mi teslim edeceksin, nereye göndereceksin' demek yok ama olaylar olduğunda, MHP 'Türkmenleri alın' diye onlar adına konuşuyordu, HDP Kobani'den gelen Kürtleri almış olmamıza rağmen, 6-7 Ekim'de bunu bahane ettiler. İşte parçalayıcı kimlik bu. Yani bizim AK Parti çizgisi bütünleştiricidir. Tarihi sürekliliğe atıfta bulunur" diye konuştu.



Davutoğlu, bütün şehirlerde önden tarihi bir arka plan verdiğine, kültürel tepeyi inşa edici bir güç olarak kullanmak gerektiğine dikkati çekti.



"Diyanete saldırı tesadüfi değil"


"HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, Diyaneti kaldıracağını söylüyor, aynı noktada paralel yapıda Diyanet İşleri Başkanı üzerinden diyanet camiasını yıpratmaya çalışıyor. HDP ile paralel yapı aynı noktada aynı hedefe paslaşıyor. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz" sorusunu Davutoğlu, "Diyanete saldırı tesadüfi değil. Sadece seçim nedeniyle değil" diye yanıtladı.



Diyanetin dört kez önemli bir değişim geçirdiğini, kurulduğu dönemde ve tek parti döneminde Diyanet'e biçilen rolün denetleme ve tek partinin ön gördüğü din anlayışını topluma yayma ve dini hayatı tanzim etme olduğunu ifade eden Davutoğlu, bu misyonun din adamları üzerinde büyük bir ağırlık oluşturduğunu vurguladı.



Davutoğlu, Diyanet'in Demokrat Partiyle ve imam hatiplerin kurulmasıyla ikinci bir değişim geçirdiğini, üçüncü dönüşümün ise Soğuk Savaş'ın bitmesiyle başladığını belirterek, Diyanet ve Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk defa yurtdışındaki Müslüman toplulukların kaderiyle ilgilenmeye başladığını, Avrupa'ya giden vatandaşlar için ise Türkiye dışında bir misyon üstlendiğini söyledi.



"Kılıçdaroğlu Türkiye'nin huzuru ile oynuyor"


Başbakan Ahmet Davutoğlu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Türkiye'nin huzuru ile oynadığını belirterek, "Buradaki vatandaşa 'Sizin işiniz veya emeğiniz, Suriyeliler tarafından çalınıyor' diyorsa bu bir tahriktir, bu bir ırkçılıktır. Tez elden bunu bırakması lazım" dedi.



CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun Türkiye'deki Suriyeli sığınmacılara yönelik, "Suriyelileri gönderirsek kaynak buluruz" sözlerinin hatırlatılması üzerine Başbakan Davutoğlu, Suriye krizini kendilerinin çıkartmadığını ama gelen mazlumlara kucak açtıklarını ifade etti.



Kılıçdaroğlu'nun sözlerinin "ırkçılık" olduğunu belirten Davutoğlu, "Bosna Savaşı sırasında buradan kaçıp Avrupa'ya sığınan Müslümanlar için ya da Afrika'dan kaçan Müslümanlar için bir Fransız ya da Alman lider çıksa dese ki 'Bu Afrika'dan gelenler var ya bunları geri göndersek hepsini aslında Almanlara iyi iş çıkar.' Biz, buna ne deriz? Irkçılık deriz, ırkçılık. Avrupa'da PEGİDA hareketinin Müslümanlarla ilgili kullandığı dille Kılıçdaroğlu'nun Suriyelilerle ilgili kullandığı dil arasında hiçbir fark yok. Bunlar gittiklerinde öldürülecekler Kemal Bey. Sen, hangi dünyada yaşıyorsun bilemiyorum ama... Herhalde Suriye'yi Esed gibi yaşıyorlar zannediyor. Orada insanlar öldürülüyor. Ölmezlerse açlıktan ölecekler. Sosyal demokrasiye uyar mı bu? Avrupa'da bu fikirlerini söylesin yabancı düşmanı olarak adlandırılır" diye konuştu.



"Bizim kültürümüze aykırı bir söylem bu"


Başbakan Davutoğlu, Türkiye'nin Bulgaristan'dan, Bayırbucak'tan, Kobani'den ve Halep'ten gelenleri geri göndermediğini hatırlatarak, Kılıçdaroğlu'nun söylemlerinin insanlığa ve Türk kültürüne aykırı olduğunu belirtti.



Davutoğlu, "Bu topraklar göçlerle de bu hale geldi. Hepsi bizim vatandaşımız, bu milletin içinde göçle gelmiş olanlar da var. Onun bir kalemde zikrettiği kaynak, Suriyelilere yapılan yıllık harcamanın 3-5 misli" ifadelerini kullandı.



Kılıçdaroğlu'nun sözlerine HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin de sessiz kaldığını söyleyen Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:



"Bunun kabul görülebilir bir tarafı da yok. 6-7 Ekim olayları sebebiyle Selahattin Demirtaş'ın tahrikiyle yeri göğü yakan bu vandallar, Kılıçdaroğlu'nun bu lafına 'Nereye gönderiyorsun benim Kürt kardeşimi' demiyor. 'Kerkük Türkmenlerine, Suriye Türkmenlerine sahip çıkalım' diyen Bahçeli 'Nereye gönderiyorsun benim kardeşimi' demiyor. Bizim için fark etmiyor. Bizim için Türkmen de Kürt de Arap da kardeş ama bunlar, sadece kendine baktıkları için söylüyorum. Gerçekten ben, hicap duyuyorum bu söylemlerden. Ha bu problem değil midir? Problemdir. Buna çözüm bulmaya çalışıyoruz. Buluyoruz da. İleride bu bir destan olarak yazılacaktır ve bu destanı AK Parti hükümetine yazmayacak tarih sadece. Bu milletin nasıl bir insanlık destanı yazdığını yazacak. Bu, hep böyle ilanihaye devam etmeyecek. Biraz el insaf diyorum. Aynı durumda Allah muhafaza bizim olmamız söz konusu değil ama biz bir sığınacak yer aramış olsak nasıl muamele görürdük? Dün Iğdır'da açıkça söyledim. Boraltan Köprüsü'nde İnönü 146 Azeri'yi... Ben o olayı okuduğumda ortaokul öğrencisiydim, emin olun ağladım. Bu, bizim için utanç değil mi? O utançsa bunu nasıl veririz? Bir Azeri şair daha sonra bu olay üzerin şu şiiri yazar: Bizi siz öldürün vermeyin Rus'a/yakışmaz Türklüğe sığmaz namusa/Men ne diyem bu vefasız dağlara/öz kardaşı dönek olan ağlara."



"Bunların hepsi bizim kardeşimiz"


Suriye ile Türkiye sınırındaki bazı bölgeleri tren yolunun ayırdığını hatırlatan Davutoğlu, "Arap Arap'ın, Kürt Kürt'ün, Türkmen Türkmen'in, Sünni Sünni'nin kardeşi. Bunların bir farkı yok ki. Hepsi bizim kardeşimiz. Dolayısıyla umut ederim ki Kılıçdaroğlu bir vicdan muhasebesi yapar" dedi. Suriye'de muhalefetin ciddi şekilde ilerlediğini ve bunun Türk basınında yer almadığını söyleyen Başbakan Davutoğlu, şöyle devam etti:



"DAEŞ ilerlediğinde basında yaygara yapıyorlar, 'AK Parti, yanlış tercih yaptı terör kapımıza dayandı.' Ya günlerdir bütün batı basını artık Esed'in savaşacak asker bulamadığı haberleri yapıyor ama daha ilginci şu anda İsrail-Suriye sınırında çok az bir yer, Suriye rejiminin kontrolünde kaldı. Lübnan sınırında, Hizbullah korumuyor olsa, orada da direnecek yerleri kalmadı. Humus'ta geriliyorlar. Bunları bir savaşı anlatmak için söylüyor değilim.



Bu zalim rejimin yaşaması mümkün değil öyle veya böyle tarih kendi doğasıyla hareket eder ve kendi halkına zulmedenleri öğütür. İnşallah bir gün Suriye'de de barış ve huzur gelir. Türkiye'den de inşallah bu kardeşlerimiz memleketlerine dönerler ama döndüklerinde her biri Türkiye aşığı olarak dönecekler. Mitinglerden sonra bazıları gelip sarılıyorlar ve bunu ifade ediyorlar. Kılıçdaroğlu'nun da bu anlamda bu tür ırkçı tahrikler yapmak yerine halkı Suriyelilere karşı tahrik etmek... Çok açık söylüyorum, Türkiye'nin huzuru ile oynuyor... Yani dönüyor buradaki vatandaşa 'Sizin işiniz veya emeğiniz Suriyeliler tarafından çalınıyor' diyorsa bu bir tahriktir, bu bir ırkçılıktır. Tez elden bunu bırakması lazım. Sonra diyor ki Orta Doğu'ya barış getireceğim. Ya Allah aşkına buna kim inanır? Sen önce kendi partine barış getir. Bir liste açıkladın, aynı gün onlarca kişi istifa etti. Şişli'de hala kanlı bıçaklısınız. Önce çevrene barış getir, bir masa etrafına oturt sonra göreyim Suriye'ye mi barış getirirsin Orta Doğu'ya mı? Bunun bir karşılığı yok. Ben buradan bir kez daha bütün vatandaşlarıma özellikle de Suriyelilerin yoğun olarak bulunduğu illerimizdeki vatandaşlarımıza Suriyeli yetimlere sahip çıktıkları için milletim adına, hükümetim adına ve tarih adına teşekkür ediyorum. Tarih bunu yazar."



Şanlıurfa, Adana, Hatay, Mersin, Kilis ve Gaziantep'te de yapacağı mitinglerde vatandaşlara teşekkür edeceğini belirten Davutoğlu, şöyle konuştu:



"Bu büyük bir imtihandı hala da büyük bir imtihan Allah yüzümüzün akıyla çıkmayı nasip etsin, Türkiye'yi bu işi bulaştırmak isteyenlere fırsat vermesin. Her türlü tedbiri de alıyoruz ama etrafımızda ateş çemberi varken eğer Türkiye bu ateş çemberinden kaçan kelebeklerin sığındığı bir bahçeyse bırakın o kelebekler uçsun, bırakın yaşasınlar, bir zararı yok. Bu topraklar, onları da besler. Biz alicenap bir milletiz. Aşımızı paylaşırız. Kılıçdaroğlu başka şeyleri anlamıyorsa Ahi Evran'ı okusun, Hacı Bektaşi Veli'yi okusun. Bunlar bizim kültürümüzden. Kapını, aşını, sofranı, kalbini açık tut. Böyle Ahi Evran. Ahi Evran'da da Hacı Bektaşi Veli de.



HDP ile CHP'nin anlaştığı yer; MHP de kısmen bu şey içindedir; tarihi kopuş çizgisi bunlar. Devamlılıktan uzak. Kafalarında bir dünya var, modernite ile bulanmış ama moderniteyi de bilmeyen, kadimi eskiyi geçmişi hiç bilmeyen. Biz, bu noktada Suriye bağlamında da bütün diğer insani konularda da takip ettiğimiz ilkeli, ahlaki çizgiyi sürdürmeye kararlıyız."



"12 yıllık bir iktidar partisi olmak zaten bir mucizedir siyasi anlamda"


7 Haziran seçimlerine yönelik parti oylarına ilişkin yapılan çeşitli yorumların anımsatılarak, "CHP'den HDP'ye oy kaydığı, Alevilerden CHP'ye verirken HDP'ye oy vermeye başlayanlar, AK Parti'den MHP'ye oy kaymaları gibi bir sürü yorum yapılıyor. Sizin elinizdeki veriler ne gösteriyor şu anda?" sorusu yöneltilen Davutoğlu, eskiden beri anketleri en iyi değerlendiren bir parti olduklarını söyledi.



Partisinin Ar-Ge biriminin anbean anketleri ilettiğini dile getiren Davutoğlu, "Iğdır'a çıktığımda ordaki tabloyu görüyorum" dedi.



"Iğdır'ın ya da başka yerlerin 2011'in gerisinde olup olmadığının" sorulması üzerine Davutoğlu, şu cevabı verdi:



"Hayır. 12 yıllık bir iktidar partisi olmak zaten bir mucizedir siyasi anlamda. Büyük başarıların üstünde devam etmek. Yıpranma payı doğaldır. Aslında doğal olmayan yıpranılmamış olmasıdır ama ben çok açık yüreklilikle söylüyorum; AK Parti'den böyle bir kayma bekleyenler sukutuhayal içindedirler. Hiçbir şekilde böyle bir kayma söz konusu değil. Son iki üç haftadır aksine bizim oy trendimiz yukarı doğru bir eğilim içindedir ve zaten eskiden de böyleymiş; seçim temposu arttıkça iktidar partisinin ve Türkiye'de de AK Parti'nin oy eğrisi yukarı doğru hep trend olarak takip etmiştir. Şimdi de bizim bu anlamda 2011 seçimlerinin çıtasına yakın bir yerdeyiz, daha da iyi bir yere geleceğine inşallah ümit ediyoruz."



"CHP'den HDP'ye oy kayması..." sözleri üzerine Davutoğlu, "O var. O da var. Dikkat ederseniz, bu yüzden birbirleriyle argümantasyon yarışı, birbirleriyle yarışıyorlar. Birbirlerinden oyu kapabilmek için de AK Parti'ye saldırıyorlar" değerlendirmesinde bulundu.



Davutoğlu, "HDP barajı aşıyor mu" sorusuna karşılık, "Yok bizdeki rakamlarda barajın çok gerisindeler. Ben demokrasi bağlamında bir rakamsal bir şey vermek için söylüyorum, o tür hayaller içinde olmamaları beklenir" yanıtını verdi.



#Başbakan Ahmet Davutoğlu
#Ağrı Doğubeyazıt
#Hasan Öztürk
#Mehmet Acet
#canlı
#seçim 2015
9 yıl önce