Yaptıkları son araştırmayı Yeni Şafak'a değerlendiren GENAR Araştırma Şirketi Başkanı İhsan Aktaş'a göre partilerin son oy oranları şöyle: AK Parti yüzde 44,5, CHP yüzde 25,4, MHP yüzde 15,9 oranında. HDP ise 9,5 ile 10,5 arası. GENAR'ın araştırmasına göre; seçmenin yüzde 65'i tek parti iktidarından yana. Bunların da yüzde 48'i ülkeyi AK Parti'nin yönetmesini istiyor. Araştırmaya göre CHP'ye oy verecek yüzde 4'lük bir kitle, partisine güvenmiyor. Aktaş'a göre AK Parti'nin son günlerde Refah Partisi'nin seçmeni etkileme modelini devreye soktu. Aktaş, Milli Görüş omurgasının seçim çalışmalarına sahip çıkmasıyla, AK Parti'nin oylarının da yükselişe geçtiğini belirtiyor.
CHP'DE İKTİDAR SİNERJİSİ YOK
Eskiden bizdeki seçim gündemiyle Avrupa'daki seçimler aynı olmazdı. Avrupa'da sosyal haklar, işçi maaşları, zam oranları, sağlık ve eğitim reformları gibi temel konular ön plana çıkardı. Fakat son dönemde bizdeki seçmen taleplerinde de köklü değişiklik oldu.
Daha önce devletin yönetilip yönetilememesi, yatırım eksiklikleri ve ideolojik sorunlar temel meselelerdi. Son 13 yıldaki icraatlar ile yeni bir toplum yapısı ortaya çıktı. Talepler farklılaştı. Sağlık, eğitim, sosyal yardım alanındaki hizmetleri ile ön plana çıkan AK Parti toplumun çıtasını da yükseltti.
Başlangıçta düşüş yaşayan AK Parti'de ciddi yükseliş var. Ana muhalefet partisinde iktidar sinerjisi olmaması ise enteresan. Oyu artmıyor. Nisan ayında MHP ve HDP'nin oyları yükseldi. Bu artış “AK Parti tek başına iktidar olamayacak mı?" sorusunu gündeme getirdi.
AK Parti'nin alternatifi yok. Tek bir ihtimal var; CHP, MHP ve BDP koalisyonu. MHP ve HDP taban tabana zıt. Bir araya gelmeleri kendilerini yok etmeleri demek. Koalisyon endişesiyle AK Parti tekrar yükselişe geçti.
2002 yılındaki gibi ülke krizde olsa, batma tehlikesiyle yüz yüze olsak mümkün. Ülke normalken olacak şey değil. Şu anda iki partiyi bir araya getirecek neden yok.
“Tek parti istiyoruz" diyenlerin oranı yüzde 65. “Peki hangi parti iktidar olsun?" sorusunun cevabı yüzde 48 ile AK Parti, yüzde 20 ile CHP oluyor. Yüzde 4'lik bir kesim ise oy vermediği halde AK Parti iktidarını istiyor.
Bizim araştırmaya göre AK Parti yüzde 44,5. CHP ve MHP donmuş görünüyor. CHP 25,4 ve MHP 15,9 oranında. HDP ise 9,5 ile 10,5 arasında görünüyor. HDP'de düşüş başladı. AK Parti'de ise tabanını ve kanaat önderlerini daha çok dikkate alınca yükseliş başladı.
CHP'nin vaatlerini AK Parti markalaştırdı. AK Parti Türkiye'yi çok büyüttü. Vatandaşın beklentisi, CHP'nin taleplerini AK Parti'nin yerini yerine getirmesi. Bu yüzden de oy vermeye yanaşmıyor.
3 ihtimal var. Birincisi AK Parti hükümet kuracak sayıya ulaşır, HDP de Meclis'e girer. İkincisi HDP Meclis'e giremez, AK Parti beklentilerin üzerinde sandalye kazanır. Son olarak da HDP'nin yüksek oran alması ve AK Parti'nin tek başına iktidar olamayacak sayıda kalması.
Üçüncü ihtimal zayıflamış görünüyor. Şu olabilir; MHP ve CHP dondu, artık oy devşiremiyor. HDP'de erime başladı. AK Parti son 10 günleri hep iyi kullanır. Yakaladığı olumlu ivme devam ederse HDP baraj altında kalır…
Yüzde 48.
AK Partinin avantajı var. Seçmenin yüzde 44,5'i senden olunca diğer kesimleri etkilemek kolay oluyor. Mesela yüzde 5'lik parti olsaydı, toplumda etkileşim içinde olduğu insan sayısı da yüzde 5 olabilirdi. Türkiye'de bu siyaseti en iyi bilen ve topluma, diğer bütün partilere öğreten de Refah Partisi'dir. AK Parti o modeli devreye soktu.
AK Parti'nin omurgasını Milli Görüş oluşturuyor. Bu omurga sağlam durduğu müddetçe AK Parti kolay kolay zaaf geçirmez. Son zamanlarda etkin olması istenen kişiler de eski Refah Partililer. O insanlar sahaya indiğinde tecrübe devreye giriyor. Zaten Sayın Cumhurbaşkanı ve Başbakan bu gücü herkesten iyi biliyor. Omurga tekrar işe sahip çıkmaya başladı.
Tecrübe demişken, AK Parti'de bu dönem vekil olamayacak 3. dönemliklerin desteğini nasıl görüyorsunuz?
Görebildiğim kadarıyla Ali Babacan, Faruk Çelik, Recep Akdağ ve Taner Yıldız etkililer. Ama mutlaka kendi ilinde ya da Ankara'da çalışıp katkı veren çok sayıda üç dönemlik vardır.
AK Parti oyların neredeyse yarısını alıyor. Bunun yüzde 40'ı mevcut durumdan memnun. Seçimin kaderini etkileyecek 3,5-4 puanlık AK Parti'li kitle var. Ülke yönetimini tehlikede görmüyor, yol, su, tünel, raylı ulaşım, köprü ve havaalanı gibi meselelerin de halledildiğini düşünüyor. Çılgın projeler, dev yatırımlar bu seçmenin oyunu pek etkilemiyor. Aslında halk Avrupa'daki gibi doğrudan kendi taleplerine yöneldi. Çocuğumu iyi okulda okutacak mıyım, sosyal haklarım nedir, ne zaman emekli olacağım gibi sorulara cevap arıyor.
İstikrar ortamı, yatırımlar var. Ekonomik kriz görünmüyor. Vatandaş doğrudan kendisini etkileyecek konulara yöneldi. 1999 depreminde devlet yurtdışından gelen yardımları işçilere maaş olarak vermek zorunda kalmıştı. O zaman vatandaş devleti koruma refleksi gösterdi. Şartlar normalleşti vatandaş doğrudan kendi problemlerini görmeye başladı.
AK Parti'de “Ben vatandaşımın taleplerini biliyorum zaten, yaparım" rahatlığı vardı. CHP bu konuda daha akıllı davrandı. Sadece emekli maaşları, asgari ücret, sosyal yardımlardaki desteğin arttırılmasını ön plana çıkardı, MHP onu destekler mahiyette açıklama yaptı. Başbakan'ın vaatlerine bakınca da doğrudan bu taleplere hitap ettiğini gördük. Düşük taksitle konut müjdesi, memur maaşlarında kat sayı artışı, ticari araçlara ÖTV indirimi…
Çözüm süreci doğru yolda diye düşünüyorum. Ne AK Parti ne HDP'de bir karşı koyma olmaz. Sadece dışa yansıyan medyatik tartışmalar oluyor. Yaptığımız araştırmalara göre Kürt halkının yüzde 95'i bölünmek istemiyor. HDP kullanılarak çözüm süreci sabote edilmek isteniyor ama başarılı olunamaz.
MHP'nin stratejisi olağanüstü. Kürt meselesi konuşuluyor. HDP gündem oldu. AK Parti ile HDP tartışıldıkça da toplumda bir endişe oluşuyor. Ülke bölünecek mi, HDP çok mu büyüdü? Bu psikoloji MHP seçmenini harekete geçiriyor. Gayret etmeden oy almanın daha kolay yolu olmasa gerek.